İncil’in en temel gayesi canımızın kurtulup sonsuz hayata kavuşmasıdır. Fakat Rab sadece ebedi yaşamımızla değil, günlük yaşamımızla da ilgilenir. Çünkü doğru inanç sadece ölmek için değil doğru düzgün yaşamak için de gereklidir. Tanrı yalnızca sonsuz mutluluğumuzu değil şimdiki mutluluğumuzu da düşünüyordur. Ancak İncil’in bahsettiği mutluluk dünyanın vaat ettiği türden değil. Dünyada mutluluk konusu açıldığında insanlar genellikle maddi ve günübirlik bir mutluluktan söz ediyorlar. Rab’bin bağışladığı mutluluk ise çok daha derin, ağırlıkta manevi bir yaşam tarzıdır. Dünyanın verdiği mutluluk yalnızca duygusaldır, Mesih’in sunduğu mutluluk ise ruhsaldır. Dünyadakiler ancak belirli şartlar altında mutlu olabilirler; para ve güzel arkadaşlar varsa mutluluk sürüyor ama bunlar tükenince eğlence birden son eriyor. Rab’bin verdiği mutluluk ise etrafımızdaki şartlara endeksli değil, çok daha derin bir kaynaktan beslendiği için durum ne olursa olsun her koşulda varlığını sürdürebilir. İşte Kutsal Ruh’un ürünü olan bu mutluluğun adı ‘Sevinç’tir’.
Bundan yaklaşık 2000 sene önce Filipi’de yaşayan Mesih imanlılarına yazılan bu mektup baştan sona kadar Mesih gibi olma yolunda sevinç konusunu işliyor. Yanlış anlamayalım, mutluluk ve sevinç derken sıkıntıların yokluğundan bahsetmiyoruz. Tam aksine sıkıntılara rağmen, hatta sıkıntıların içinde mutlu ve sevinçli olmaktan bahsediyoruz. Bu mümkün mu? Evet! Bu satırları yazan Elçi Pavlus bu sırada Roma’da haksız yere tutuklu bulunuyordu. Eline kalem alırken bileklerinde zincirlerin ağırlığını hissedebiliyordu. Yine de yüreğinde duyduğu sevinci anlatmadan edemiyor ve kendisini çok merak eden okurlarını da adına sevinmeye davet ediyor. Neden? Aslında durumu çok ciddiydi. Roma İmparatorluğu onu bir çırpıda yok edebilirdi ama Elçi Pavlus’un hiç umurunda değil. Niçin? Çünkü kendisi yazdığı gibi ‘İster yok ister aç, ister bolluk ister ihtiyaç içinde olayım, her durumda, her koşulda yaşamanın sırrını öğrendim.’ Neymiş bu büyük sır? ‘Beni güçlendirenin aracılığıyla her şeyi yapabilirim!’ Elçi Pavlus, karşısındaki sıkıntı ne kadar büyük olursa olsun Rab’bin hepsinden daha büyük olduğunu ve O’nun gücüyle hepsini aşabileceğini biliyordu. Böylece Pavlus’un sevinci içinde bulunduğu durumun şartlarına endeksli değil, Rab’bin yüreğine koyduğu esenliğe bağlıydı.
İncil’in temel öğretilerinden biri yaşamın sıkıntılarıyla başa çıkmaktır. Tanrı esiniyle Kutsal Kitap’ın bölümlerini yazan insanların çoğu büyük sıkıntılar görmüştü. Okurların çoğu da sıkıntılı günler geçiriyorlardı. Ancak sıkıntılarımızı bilmezlikten gelmek yerine bize bu sıkıntıların içinde Tanrı’nın amacını bulmayı öğretir. Acıdan kaçmak yerine Mesih’in hacına sarılmayı ve bu sayede özgür olmayı öğreniyoruz. İşte yaşamanın sırrı ve mutluluğun şifresi de budur.
Şimdi okumakta olduğunuz eser İncil’in Filipililer mektubunun ayetlerini aktarmakla birlikte, üzerinde yapılan yorumları iletir. Elçi Pavlus ile birlikte sizler için duam şu ki Mesih’te saklı bulunan hayatın sırrını kavrayıp tüm sıkıntılarınıza rağmen sevinçli bir şekilde yaşamayı öğrenesiniz.
Add new comment