Evli ve üç çocuk babası olan Marc Madrigal 2006 senesinde Boğaziçi Üniversitesi İngilizce Dili ve Edebiyat bölümünden mezun olduktan sonra 2009 senesinde Phoenix Seminary ABD'de Hristiyan İlahiyatı üzerinde Yüksek Lisansını tamamlamıştır. 5 dil bilen Madrigal, araştırmalarını erken dönem Hristiyanlık tarihi ve Kutsal Kitap dönemi arkeolojisi üzerinde yoğunlaştırmaktadır. Madrigal aynı zamanda İstanbul Protestan Kilisesi Vakfı yönetim kurulu üyesidir.
Kilise Babaları
Kilise Babaları veya diğer isimleriyle Kilise Pederleri, Hristiyanlık tarihine ve teolojisine önemli katkılarda bulunmuş, inancı sapkınlıklara karşı müdafaa etmiş ve Hristiyan öğretisini ilk yüzyıllarda muhafaza etmiş olan ilahiyatçılar veya episkoposlardır. Kilise Babaları tüm Hristiyan âlemi ve mezhepleri tarafından saygı duyulan ve örnek alınan bireylerdir. Bu eserimizde Hristiyanlık tarihinde bulunan tüm Kilise Babalarının hayatını ele alamadıysak da en azından öne çıkan isimlerin bir kesitini ele almaya çalıştık.
Kilise Babaları yaşadıkları dönemler ve kiliseye katkılarından dolayı farklı gruplara ayrılabilir. Bunların ilki Havarisel Babalardır. Havarisel Babalar, İsa’nın 12 Havarisinin görgü tanığı veya öğrencisi olmuş kişilerdir. Birinci yüzyılın sonunda ve ikinci yüzyılın başında yaşamış olan Klement, İgnatius, Polikarp ve Papias gibi isimler bu kategoridedir. Havarisel Babalar geride birinci yüzyılda kurulmuş olan birçok kilise cemaatine yazılmış mektuplar bırakmışlardır. Bu mektupların amaçları kilise cemaatlerini yüreklendirmek ve kiliseyi yanlış öğreti ve uygulamalardan korumaktı. Havarisel Babaların mevcut İncil’in bölümlerini sıkça kullanmaları ve özellikle İsa Mesih’in ilahlığına ve Teslis inancına atıflarda bulunmaları özellikle Hristiyan ilahiyatçılar için önemli bir referans kaynağı oluşturmaktadır.
Bu gruptan sonra gelen ikinci nesil Apolojist Babalardır. “Apolojist” terimi inancı savunan demektir. Zira yaşadıkları dönemde, yani ikinci yüzyılda, Hristiyanlara karşı çeşitli suçlamalar yapılmaktaydı. Bunlardan biri birbirlerine kardeş diye hitap ettikleri için ensest ilişkiye girdikleri iddiasıydı. Bir başka iddia, Evkaristiya veya Rab’bin sofrası merasiminde ekmek ve şarabı Efendilerinin kanına ve bedenine ithafen yiyip içtikleri için yamyamlık yaptıkları iddiasıydı. Üçüncü yaygın bir iddia ise Roma tanrılarına inanmadıkları için Hristiyanların ateist oldukları iddiasıydı.
İkinci yüzyılda bu ve benzeri iddiaları yanıtlayan ve bu dönemde oluşan inanç sapkınlıklarına karşı cevap vermek için bir nesil yetişir. Bunlar Apolojist Babalar olarak anılırlar. Apolojist Babalar zaman zaman meydanlarda dönemin en meşhur düşünürleri karşısında hitabet müsabakalarına girmişler. Bazıları kendi hitabet okullarını açmıştır ve hatta bazıları Roma İmparatorları ve Roma Senatosu önünde Hristiyan inancını savunan konuşmalar yapmışlardır. Bu eserde, Apolojist Babalar kategorisinde şu isimleri işleyeceğiz: Şehit Justin, Melito, Teofilos, Tatian, İreneyus, Tertullianus, Origenes ve Antakyalı Lukianos.
Üçüncü yüzyılın ikinci yarısından itibaren Hristiyanlık tarihinde yeni bir akımın oluştuğu görülmektedir. Büyük Antonius’un Mısır çöllerinde geçirdiği münzevi hayatı sonucunda keşiş olmak üzere ilahi bir çağrı hissettiği görülüyor. Antonius’un talebesi olan Pakomius ise günümüzün manastır oluşumlarının öncüsü olmuştur. Pakomius ve Büyük Antonius Çöl Babaları unvanı ile bilinmektedir. Keşiş hareketi 4.yüzyılda özellikle Büyük Basileios’un çabalarıyla Anadolu’ya yayılır. Özellikle Kapadokya ve Güneydoğu Anadolu’da keşişler ve manastırlar yaygın hale gelmeye başlar. Anadolu’daki manastırlar birçok sosyal işlev kazanır. Birçoğu hastane ve aşevi olarak da hizmet eder. Ayrıca, Anadolu’da keşiş hareketinde yeni bir boyut gelişir. Simeon Stilites’in öncülüğünde dikili taşların ve Kapadokya’daki peri bacaların tepelerinde yaşamlarını idam ettiren keşişler ortaya çıkar. Kırsal kesimde bulunan bu keşişler toplumun sadece dini ihtiyaçlarını karşılamakla da kalmayıp aynı zamanda yargıç rolünü de üstlenerek bazı sosyal sorunların çözümünde rol oynamışlardır. Eserimizin üçüncü bölümünü bu keşiş hareketinin Babalarına ayıracağız.
Kitabımızın dördüncü bölümünde Kapadokya Babalarının hayatlarına göz atacağız. Bu bölümde işleyeceğimiz isimler: Büyük Basileios, Nazianzoslu Gregor ve Nissalı Gregor. Kapadokya Babaları Birinci ve İkinci Ekümenik Konsillerinin arasındaki dönemde yaşamış olan babalardır. Bu Babalar özellikle Anadolu topraklarında Ariusçuluk ve Makedoniusçuluk diye bilinen inanç sapkınlıklarına karşı, gerek yazılı gerekse meydanlarda hitabet müsabakaları düzenleyerek mücadele etmişlerdir. Ariusçuluk İsa Mesih’in ilahi özünü reddedip, İsa’nın Tanrı’ya “benzer” ikincil bir varlık olduğunu iddia etmekteydi. Makedoniusçular ise İsa Mesih’in Tanrısal özünü kabul etmelerine rağmen, Kutsal Ruh’un Tanrısal özünü reddetmekteydi. Birçok düşünür tarafından, Kapadokyalı Babaların Teslis’i ve Kutsal Ruh’un ilahlığını kanıtlamaya yönelik çabalarının, ikinci Ekümenik Konsili olan Konstantinopolis konsilinin zemininin oluşumunda yardımcı olduğuna inanılır.
Beşinci bölümde İznik Konsili veya sonrasındaki dönemlerde Doğu Roma bölgelerinde yaşamış olan ve daha önceki bölümlerde ele almadığımız Babaları inceleyeceğiz. Bu babalar sadece Hristiyan ilahiyatına büyük katkılar sağlamakla kalmayıp aynı zamanda bugün Ermeni Kadim, Süryani Kadim, Doğu Ortodoks kiliseleri diye adlandırdığımız kiliselerin; gerek teolojisinin gerekse ilahilerin ve kilise merasimlerinin gelişmesinde büyük rol oynamışlardır. Bu isimlerin arasında Athanasius, Hrisostom, Krikor Lusavoriç ve Efrem gibi kişiler yer almaktadır.
Altıncı bölümde ise Batı Roma dünyasında yaşamış olan ve daha önceki bölümlerde ele aldığımız Babaları inceleyeceğiz. Bu bölümde işleyeceğimiz Babalar, Batı veya Latin kilisesinin “Kilise Doktorları” olarak da bilinir. “Kilise Doktoru”, Kutsal Kitap’ın yorumlanmasında ve Hıristiyan doktrininin gelişiminde yaptığı olağanüstü katkılardan dolayı Papa tarafından bir kişiye verilen resmi bir unvandır. Bu isimler arasında: Ambrosius, Hiyeronimus, Augustinus ve Büyük Gregor’u inceleyeceğiz.
Temennim, bu eserin sizler için hem bilgilendirici hem de ruhsal hayatınızı zenginleştirmesi açısından yarar sağlamasıdır.
Add new comment