Kutsal Kitap, Bilim ve Yaratılış
Dünyayı Tanrı mı yarattı? Yoksa evren, bütün görkemiyle, akıl almaz yapısıyla kör bir tesadüfün eseri midir?
Kutsal Kitap diyor ki, "Tanrı'nın görünmeyen nitelikleri –sonsuz gücü ve Tanrılığı– dünya yaratılalı beri O'nun yaptıklarıyla anlaşılmakta, açıkça görülmektedir. Bu nedenle özürleri yoktur." (Romalılar 1:20).
Ne muhteşem bir ayet! Görünmeyen Tanrı'nın kanıtlarını, yarattığı her şeyde görebileceğimizi açıklıyor bize. Özellikle gününün ve niteliklerinin kanıtları öylesine açık ve bol ki, O'nu yaratan olarak kabullenmeyenlerin hiçbir özürleri olamaz!
'Özür' diye çevrilen sözcük Grekçe apologia şeklinde yazılır. Apologia hukuk ve yargılama terimidir; avukatın müvekkili için sunduğu savunma anlamına gelir. Buna göre Romalılar 1:20 ayeti Tanrı'yı, yaratan olarak reddeden evrimcilerin bu inançları için 'savunmasız' olduklarını ifade eder. Evrimciler istedikleri kadar 'evrim bilimsel olarak kanıtlandı' deseler de, Tanrı Sözü hiçbir kanıtları olmadığını ifade eder. Var olan her şey açıkça bir yaratanın varlığına ve doğaüstü bir yaratılışa işaret ediyor, evrime değil.
Bu konudaki bir başka güçlü ayet 1. Petrus 3:15'te geçiyor: "Mesih'i Rab olarak yüreklerinizde kutsayın. İçinizdeki umudun nedenini soran herkese uygun bir yanıt (apologia) vermeye her zaman hazır olun. Yalnız bunu yumuşak huyla, saygıyla yapın."
Evrimciler inandıkları şeyler için yeterli savunmaya sahip değiller; ama biz sahibiz. Ayrıca Hristiyanlığın bize verdiği umut konusunda bizi sorgulayan herkese karşı gerekli savunmayı yapmamız buyruluyor. Tanrı görünmez olduğu için ve şu anda bir yaratış eyleminde bulunmadığı için, bir Yaratan'a inanmak için imana başvurmamız gerekir. İmanımız akla uygundur, sağlam kanıtlara dayanıyor; evrimciler gibi her şeye inanmayız. Bizdeki umudun nedenlerini açıklayabiliriz.
Bunu yapabilmek için, umudumuzun kanıtlarını anlamaya ihtiyacımız var. Ancak bu sayede insanların sorularını ve iddialarını yanıtlayabiliriz. Unutmayın: bu bilgiye sahip olmamız buyruluyor. İmanı sadece bilim adamları, düşünürler ya da tanrıbilimciler değil, herkes savunabilmelidir. Bizler imanımızı akla uygun biçimde savunabiliriz; ama evrimciler bu tür bir savunmadan yoksundurlar.
Ne var ki, yanıtlarımızı sevgi ve alçakgönüllülükle vermeliyiz, gururlu ve aşağılayıcı olamamalıyız. Kutsal Yazılar, "alçakgönüllülükle ve saygıyla" karşılık vermemizi buyuruyor. Bir Hıristiyan, inancı konusunda bilgisiz kalmamalı ama aşağılayıcı da olamamalı! "Sözünüz tuzla terbiye edilmiş gibi her zaman lütufla dolu olsun. Böylece herkese nasıl karşılık vermek gerektiğini bileceksiniz" (Koloseliler 4:6). O halde evrenin anlamı ve kökenine ilişkin sorulara akla uygun ve gerçekçi yanıtlar vermeye çalışacağız. Göreceğiz ki, diğer bütün soruların temelinde bu sorular yatmaktadır.
Yorumlar
Salam
Yeni yorum ekle