Eyüp, “Kusursuz, doğru bir adamdı” (Eyü. 1:1) ve Ûs (muhtemelen Arap çölündeydi) ülkesindendi. Tanrı’nın bereketine bollukla sahipken, bir anda elindekilerin birer birer alındığını ve yaşamından başka geriye bir şeyi kalmadığını gördü. Her şey geçici olduğunu göstermişti, zenginlik, aile, evlilik, sağlık, dostluklar. Ve Eyüp “neden?” sorusuna yanıtın insan açısından verilemeyeceğini görür – Olanların kendi kişisel suçundan kaynaklanmadığından ve bunların Tanrı’nın cezası olmadığından emin (dostları sürekli bunu kanıtlamaya çalışsalar da). Ancak, öte yandan göksel yerleri görme yetisine sahip değil, bu nedenle de olayın arka perdesini, yani Yahweh’in şeytanla konuşmasını bilmiyor: Şeytan Eyüp’ü sınayabilirdi, ancak Eyüp’ün canına dokunamazdı.
Dostlarıyla ve öfke dolu genç Elihu’yla geçen tartışmaların ardından, Tanrı’nın yanıtı geliyor ve Eyüp’ün bu konuda yeterliliği ve kavrama yeteneği olmadığından ağzını açamayacağı gösteriliyor. O ne yaratılışta oradaydı, ne de Livyata gibi düşmanlara karşı çıkabilirdi. Bu tür sorular konusunda söz sahibi olmak için kendisini Tanrı olmalıdır. Ve bu yanıt Eyüp’e yeterli geldi, sonunda Tanrı’nın yüceliğini kavradı ve zor denenmesinin son bağlamlarını kavramasa da, artık kendisini güvenle O’nun ellerine bırakabilirdi. Eyüp bunları anlayıp ikrar ettikten sonra Tanrı tarafından dostları önünde aklanır ve kaybettiği tüm maddi bereketlerin iki mislini alır.
Kitabın konusu “acı”dır. Tanrı, şeytan aracılığıyla acılara izin veriyor, böylece çocuklarının sınavlarda galip gelmesini, gelişmesini ve güçlenerek bunlardan çıkmasını amaçlıyor. Ama her şey Tanrı’nın ellerinde. Hem ağır sınavla denenen Eyüp, hem de onun canına dokunamayan ve Tanrı’nın istemi dışına çıkamayan şeytan da O’nun ellerinde (krşl. Martin Luther, şeytanı “Tanrı’nın zincire bağlı köpeği” olarak nitelendiriyor).
Bu kapsamda çifte amaca ulaşılmaktadır: İlkin, okuyucu çok zor bir konu olan neden bu denli çok acı var konusuna ilişkin daha derin bir kavram kazanmakta, ikincisi (ve öncelikle!) Tanrı’yı derinden kavramayı öğreniyor:
Tanrı çocuklarını eğitmek amacıyla acıyı araç olarak kullanır. Rom. 5:3’e göre, bu tür iman denenmeleri dayanma gücünü, dayanma gücü Tanrı beğenisini, Tanrı beğenisi de umudu yaratıyor; aynı zamanda bkz. Rom. 8:17.
Tanrı şeytandan daha güçlü ve kudretlidir. Tanrı’dan üstün herhangi bir güç yoktur.
Tanrı bizim ölçülerimize göre cezalandırmaz. Tanrı, bizim “Acılar hep kişisel günahların sonucudur” şeklinde değerlendireceğimiz bir basmakalıba sokulamayacak kadar büyüktür.
Tanrı çocuklarıyla amaca ulaşır; Burada kasdedilen “Tanrı çocukları ile bir amaca ulaşır” mı? yoksa “Tanrı çocukları ile olan amacına ulaşır” mı?
Eyüp’ün atalardan İbrahim, İshak ve Yakup’un döneminde yaşadığına ilişkin şunlar gösterilebilir (yani, yaklaşık İ.Ö. 2000):
Yaşam tarzı çok yakından ataları anımsatıyor;
Eyüp’ün ulaştığı ve 140’ı aşan uzun yaşamı (Eyü. 42:16: Bundan sonra Eyüp yüz kırk yıl yaşadı);
Eyüp’ün kendi evindeki kâhinliği;
Sunulan kurbanlar (Eyü. 1:5; 42:8);
Musa’nın yasasına ilişkin herhangi bir işaret olmaması;
Mısır’dan çıkış ve krallığa ilişkin en ufak bağ olmaması;
Kuruluş düzeni
Eyüp büyük denenmelerde Böl. 1-3
Acının nedenleri konusunda arkadaşlarıyla tartışması Böl. 4-28
Eyüp doğruda Tanrı’ya yöneliyor Böl. 29-31
Öfkeli genç Elihu dört konuşma yapıyor Böl. 32-37
Tanrı’nın yanıtı Böl. 38-41
Eyüp’ün kutluluklar dolu sonu Böl. 42
Özellikle dikkat ediniz
Kitabın yazılış tarihi. Eyüp büyük olasılıkla Kutsal Kitap’taki en eski bölüm (Yaratılış kitabına giren yazılı kaynakların yanında);
Vurgu Tanrı’nın yüceliğine3
Varlığının yüceliği – 42:1-5
Gücünün yüceliği – 1:6; 38:1ff
Tasarılarının yüceliği – 1:6f; 19:26f
Amaçlarının yüceliği – 1:8-12; 2:3
Tanrı çocuklarının yüceliği – 1:20-22; 13:15; 23:10
Eyüp’ün Tanrı katındaki saygınlığı (Eyü. 1:1: kusursuz, doğru, Tanrı’dan korkan. Aynı zamanda bkz. Hez. 14:14: şu üç adam –Nuh, Daniel, Eyüp- orada olsalar bile, doğruluklarıyla ancak kendi canlarını kurtarabilirler...).
Eyüp’ün oğulları için kaygısı (Eyü. 1:5).
Tanrı’nın Eyüp’ten hoşnutluğu (Eyü. 1:8).
(Bazı dillerde bir deyim haline gelen) “Eyüp’e gelen felaket haberleri” sözü (Eyü. 1:13-19).
Eyüp’ün bu “felaket haberleri” karşısındaki olağanüstü tepkisi: (Eyüp dedi:) “Bu dünyaya çıplak geldim, çıplak gideceğim. RAB verdi, RAB aldı, RAB’bin adına övgüler olsun! Bütün bu olaylara karşın Eyüp günah işlemedi ve Tanrı’yı suçlamadı” (Eyü. 1:21f), ve karısının Tanrı’dan ayrıl üstelemelerine karşın şöyle diyor: “Eyüp, ‘Aptal kadınlar gibi konuşuyorsun’ diye karşılık verdi, ‘Nasıl olur? Tanrı’dan gelen iyiliği kabul edelim de kötülüğü kabul etmeyelim mi?’Bütün bu olaylara karşın Eyüp’ün ağzından günah sayılabilecek bir söz çıkmadı” (Eyü. 2:10).
(Kutsal Kitap’ta çok nadir görülen) Tanrı’nın taht salonuna bakış (Eyü. 1f – krşl. Yşa. 6; Va. 4f).
Şeytana ve maksatlarına ilişkin başlıca bilgi (Eyü. 1:6ff).
Eyü. 12:2’deki Eyüp’ün alaylı sözleri: “Gerçek, sizler özel insanlarsınız, bilgelik de sizinle birlikte ölecek!”(Kutsal Kitap’ta çok nadir rastlanan) alaylı konuşma için ayrıca bkz. Mar. 7:9; Elç. 23:5.
Eyüp’ün diri Tanrı’yı tanıması ve bu Tanrı’yı görme özlemi: “Oysa ben kurtarıcımın yaşadığını, sonunda yeryüzüne geleceğini biliyorum. Derim yok olduktan sonra, yeni bedenimle Tanrı’yı göreceğim. O’nu kendim göreceğim, kendi gözlerimle başkası değil. Yüreğim bayılıyor bağrımda!” (Eyü 19:25-27).
“Acı insana hep kendi suçunun neticesi gelir” diyen görüşün çürütülmesi (aynı zamanda Yu. 9:2’de öğrencilerin niçin birisinin kör olarak dünyaya geldiği konusundaki sorusuna bakınız: “Rabbi, kim günah işledi de bu adam kör doğdu? Kendisi mi, yoksa anne babası mı”).
Bir kıza şehvetle bakmamak için Eyüp’ün gözleriyle yaptığı antlaşma (Eyü. 31:1-4).
Tanrı’nın yanıtı: Eyüp’ün acılarının nedeni konusundaki soruya yanıt yerine, karşıt soru sorulmakta: “Söz söylemeye hakkın var mı?” Çoğunlukla yanıtı olmayan, neden acılar var sorusuna karşı günümüze dek verilen etkin cevap ve uyarı bu.
Birçok acıların ardından Eyüp’ün edindiği yepyeni Tanrı anlayışı ve hemen akabindeki tövbe: “Kulaktan duymaydı bildiklerim senin hakkında, şimdiyse gözlerimle gördüm seni. Bu yüzden kendimi hor görüyor, toz ve kül içinde tövbe ediyorum” (Eyü. 42:5f).
Eyüp’ün dostları için Tanrı’nın işittiği dilek duası (Eyü. 42:8).
Eyüp dramatik öyküsünden iki kat – sayı açısından – bereketle çıkıyor (Eyü. 42:17) ve Eyüp’ün sonu: “Kocayıp yaşama doyarak öldü” (Eyü. 42:17).