Kutsal Kitap’ta tüm imanlılar kutsal bir yaşam sürmeye çağrılmışlardır (İncil, 1. Pet. 13-21). Eski yaşamın insan yaratılışına aykırı kötülüklerinden dönülmesi beklentisi yalnız hizmet edenlerde değil, İsa Mesih’i Rab olarak kabul eden herkes için geçerlidir. Bu anlayış tüm imanlılar için önemlidir.
Kutsal Kitap İsa Mesih’te sahip olduğumuz yeni yaşamda benliğin istekleriyle, tutkularıyla yaşayamayacağımızı net ifadelerle anlatır (İncil, İbr. 12:1; 13:4). Hem günah içinde yaşamak hem de İsa Mesih’i bedende yüceltmek mümkün değildir.
Günah içinde yaşayan imanlılar durumlarını düzeltene dek yardım alması, günah içinde yaşamakta ısrar edenlerin kilisenin dışında tutularak yardım önerilmesi herkes için geçerli olduğu gibi kilise önderleri (rahipler) için de geçerlidir (İncil, Mat. 18:15-17).
“Yargıyı Rab yapacak” deyip rahiplerin eşcinsel deneyimlerini onaylayan kilise Kutsal Kitap gerçeklerinden, kilisenin kutsallığından uzaklaşmaktadırlar. Kitap Ehli Hristiyanlar bir yandan kendilerini eşcinsellerin dünyasal yargıcı durumuna getirmemeleri; öte yandan kilisenin kutsallığını korumaları, göksel cenneti yansıtmasını sağlamaları önemlidir. Böyle bir durumda kilisede hizmet eden önderler (rahipler)taşıdıkları sorumluluklar nedeniyle günah karşısında daha hassas davranmalı, kendisine ve kiliseye göz kulak olmalıdır (İncil, Elç. 20:28). Çünkü önderlerin yapacağı davranış imanlıların sürçmesine neden olacağından kendileri pak bir yaşam sürdürmelidirler.
Tevrat’ta ve İncil’de halkına çobanlık20eden, onlarla ilgilenen Rab’dir. Tevrat’ta kâhinler ve Levililer tapınak hizmetlerini; İncil’de İhtiyarlar21ve görevliler22kilise hizmetlerini yürütürken kutsal Rab’bi örnek almaları gerekti. Hem Tevrat tapınak kâhinliği ve hizmetleri hem de İncil kilise önderliği ve kilise hizmetleri Rab’bin kutsallığına aykırı tutumda bulunmaz. Çünkü Rab hem Tevrat hem de İncil’de tutarlı biçimde “Kutsal olun, çünkü ben kutsalım” demiştir (Tevrat, Lev. 11:44,45, 19:2; İncil, 1. Pet. 1:13-21).
İncil’de Kilise önderlerine yazılan mektuplarda sağlam öğretikavramı vardır. Bu kavram Yasa’yı özüne uygun biçimde kullanmayanlar için; kutsallıktan yoksunlar ile kutsala karşı saygısız olanlar, anne ya da babasını öldürenler, katiller, fuhuş yapanlar, oğlancılar, köle tüccarları, yalancılar, yalan yere ant içenler için kullanılmıştır (İncil, 1. Ti. 1:9,10). Bu tür kişiler kendi istekleri doğrultusunda yaşamlarını sürdürmek için günahlarını onaylayacak, Rab’bin kutsallığına ve karakterine aykırı öğretişler verecek öğretmeler ve önderler ararlar (İncil, 2. Ti. 4:3).
Hizmet edecek önderlerin nitelikleri Kutsal Kitap’ta tanımlanmıştır: Ayıplanacak yönü olmayan, tek karılı, davranışlarında ölçülü, sağduyulu, saygın, konuksever, öğretmeye yetenekli, şarap düşkünü olmayan, zorba olmayan, uysal, kavgadan uzak, para sevgisi olmayan, evini iyi yönetebilen, topluluğun dışında olanlarca da iyi bir insan olarak tanınan bir kişi olmalıdır (İncil, 1. Ti. 1:1-7). Devam eden ayetlerde görevlilerden aynı nitelikli karakter ve tutumlar beklenir. Yalnız görevlilerde öğretme yeteneği aranmaz (1. Ti. 1:8-13).
Eğer önderler bu karakter özelliklerine ve niteliklerine sahip değillerse canlarından sorumlu oldukları sürüyü nasıl güdecekler, nasıl bakacaklar, nasıl koruyacaklardır (İncil, İbr.13:17; Elç. 20:28)?
Kutsal Kitap ölçütlerine göre önderlik niteliklerini taşımayanların Rab’be ve kiliseye karşı sorumluluklarını yerine getiremeyecekleri açıktır.
Gözetmenler (ihtiyarlar, episkoposlar), kendilerine ve sürüye göz kulak olmaları konusunda uyarıldıklarına göre nelere dikkat etmelidirler? Ve gözetmenler neden önce kendilerine göz kulak olmalıdırlar (Elç. 20:28)? Her iki sorunun yanıtı kilise hizmetlerinin Tanrı’nın istemleri ve beklentileri doğrultusunda yürütülmesi açısından önemlidir.
Öncelikle hizmet eden önderlerin kiliseye ilettikleri sözler kendilerini bağlamaktadır; onlar da öteki Hristiyanlar gibi bedenlerinde ve ruhsal dünyalarında günaha karşı savaş içindedirler. Vaazında “Çalmayın ya da yalan söylemeyin” deyip de kendisi hırsızlık yapan, yalan söyleyen bir önderin sözleri ne kadar boşsa; eşcinsel yaşam biçimine sahip önderlerin “Zina ya da fuhuş yapmayın” sözleri de kilise üzerinde o kadar boştur. Aynı zamanda bu durumdaki önderlerin hizmet ettikleri kardeşlerinden önemli bir farkı vardır: Önderler Kutsal Kitap bilgisine sahip olduklarından bilinçli birbiçimdegünah işlemektedir. Eğer bu önderler (rahipler)aldanmışlarsa kendi tutkularının ardından gittikleri için aldanmışlardır (İncil, Gal. 5:16; 1. Pet. 2:11); eğer onlar kiliseyi günaha sürüklüyorlarsa ve imansızların önünde Kutsal Kitap gerçeklerine aykırı bir tanıklık veriyorlarsa düşüncelerini ve vicdanlarını nasırlaştırmalarındandır.
Böyle önderler kendi yaşamlarını mahvettikleri gibi inanmayanların Rab’be dönerek kurtuluşuna engel olacaklar; sürünün (kilisenin)ruhsal ihtiyaçlarını karşılamayacaklar, imanlıları İsa Mesih’in öğretişleri doğrultusunda temellendiremeyeceklerdir (İncil, 1. Kor. 3:11; Kol. 2:8).”
“Günahkârlar Tanrı’nın Egemenliğini miras alamayacağına” göre “Kutsal Kitap’a göre Eşcinsel Olarak Kiliselerde Hizmet Etmek Mümkün mü?” sorusu aslında Kutsal Kitap’ta yanıtlanmış bir sorudur (İncil, 1. Kor. 6:9,10). Kutsal Ruh’un esiniyle Pavlus, devam eden ayetlerde “Aldanmayın!” uyarısında bulunuyor. Aldanmamak ve aldatıcı olmamak ancak Kutsal Kitap ayetlerini yorumlarken onların özgün anlamına sadık kalmakla gerçekleşebilir. Ayetler bağlamında yorumlamak istenirse (ki istenmiyorsa yapacak bir şey yok!)“Günahkârların (doğru olmayanların), Tanrı Egemenliği’ni miras almayacağını bilmiyor musunuz?” açıklaması, Tanrı’nın çağrısına olumlu yanıt verdikten sonra sürdürülecek yaşamın paklığını anlatmaktadır.
Bazı kişiler İsa Mesih’i Rab ve kurtarıcı olarak yaşamlarına kabul ettiklerini söylemelerine rağmen eski alışkanlıklarını terk etmediler. Bu durumda imanlı olduğunu söyleyip de fuhuş yapanların, puta tapanların, zina edenlerin, hırsızların, açgözlülerin, ayyaşların, küfürbazların, soyguncuların oğlan ya da oğlancıların iman açıklamasıyla yaşama biçimleri çelişmektedir. “Tanrı’nın Egemenliği’ni miras alamayacak kişiler imanlı olup da zayıflıkları nedeniyle günaha düşen kaybolmuş koyunlar değil, bu tür günahlarla yaşamakta ısrar edenlerdir.”
Kutsal Kitap’ta herhangi bir eşcinsellik eylemi kabul edilmediğine göre, eşcinsel önderlerin (rahiplerin) atanmasını Kutsal Kitap onaylamaz. Önderlere yazılan 1. Timoteos, 2. Timoteos ve Titus Mektupları Tanrı’nın topluluğunu güdecek, bakacak, koruyacak önderlerin niteliklerini yeterli açıklıkta vurgulanmaktadır: Kilise önderleri okudukları Tanrı sözünü özgün anlamına uygun yorumlayacak dürüstlüğe sahip, her imanlı gibi kendi yaşamlarını Rab’bin istemleri doğrultusunda değiştirmeye açık (İncil, 1. Pet. 1:15,16); sağlam karakterli; İsa Mesih’in kiliseyi sevdiği gibi sevme gayretinde bulunan kişiler olmalıdır (İncil, Yu. 10:11-15).
Günümüzde, bilinen ne varsa gözlerinin önüne serilmesine rağmen Kutsal Kitap bilgisinden ve hikmetinden yoksun kalan bazı din adamları da eşcinselleri rahip olarak atayabilmektedir. Eşcinseller kendi aykırılıklarını onaylayan liberal öğretmenlerle açtıkları kiliselerde eşcinselliği insan doğasına aykırılıktan çıkarıp olağanlaştırma gayretine girebilmektedirler (İncil, Rom. 1:19).xxiiKutsal Kitap’ın yetkisini ve İncil’i orijinal anlamından uzak yorumlayan Kutsal Kitap öğretisine uymayan bazı akımlar İsa Mesih’in “Yer ve gök ortadan kalkacak, ama benim sözlerim asla ortadan kalkmayacaktır (İncil, Mat. 24:35)” ayetlerini yadsıyan bir tutum içine girerek, Kutsal Kitap ayetlerinin özgün anlamını bozarak yorumlamakta, eşcinsel ilişkileri Tanrı onaylarmışçasına toplumu aldatmaktadır.