IV. BÖLÜM
TAŞI KİM OYNATTI?

(Deedat'la Yüksel'in Kitabının 3. Bölümüne Cevap - John Gilchrist)



1977 yılında Deedat, Frank Morison tarafından yazılan Taşı kim Oynattı?kitabının başlığını kendisine mal eden küçük bir kitapçık yazdı. Kitabın büyük bir kısmı İsa'nın çarmıhtan diri olarak indiği kuramını kanıtlama çabasına atfedilmiş ve bizler bu kuramın hiçbir tutar yanı olmadığını şimdiye kadar gördüğümüzden Deedat'ın ileri sürdüğü noktaları uzun uzun ele almayı gerekli görmüyoruz. Yeniden yapmamız gereken, kuramının tutunması için besbelli saçmalıklara başvurduğunu sizlere tekrar göstermektir.

Örneğin Mecdelli Meryem İsa'nın vücudunu meshetmek için mezara geldiğinde onun İsa'nın canlı olmasını beklediğini kanıtlamaya çalışıyor. Yağla meshetmek Yahudilerin gömme töreninin normal bir geleneği olduğu halde, bu gerçek kendi savlarını çürüttüğü için Deedat bunu kabul edemiyor. Bu yüzden eğer İsa çarmıhta ölseydi o zamana dek çürüyeceğini söylüyor ve "Eğer böyle çürümüş bir cesedi ovalarsak, parçalara ayrılır" diyor,64ama Meryem mezara İsa öldükten sadece otuz dokuz saat sonra gelmişti. Bir adam öldükten sonra vücudunun kırk sekiz saat içinde parçalara ayrılacağını söylemek bilimsel bakımdan çok saçmadır! Eğer iddiası gerçeğe dayanmış olsaydı Deedat böylesine gülünç bir şey söyleme gereğini duymazdı.

Meryem'in İsa'nın vücudunu alıp götürmeye geldiğini (Yuhanna 20:15) söylediğinde sadece O'nun yürümesine yardım etmek için geldiğini, ölü bir adamın vücudunu taşımaya gelmediğini söylerken çok açık olasılıkları görmezlikten gelmesi gerekiyor. Deedat, Meryem'in zayıf bir Yahudi kadın olduğunu ve en aşağı 70 kg. ağırlığında olan ve 50 kg. kadar da mür ve öd ağacı ile sarmalanmış (Yuhanna 19:39) ölü bir vücudu taşıyamayacağını iddia ediyor.65

Meryem'in İsa'nın vücudunu taşıyacağını söylemesinin çok daha olası bir açıklaması vardır. Vücudu tek başına taşımaya geldiğine dair hiçbir şey söylenmemektedir. Vücudun orada olmadığını ilk gördüğünde Meryem, İsa'nın havarilerinden ikisi olan Petrus ve Yuhanna'ya gidip:

"'Rab'bi mezardan almışlar, nereye koyduklarını da bilmiyoruz" demiştir." (Yuhanna 20:2)

İncil'in Matta, Markos ve Luka bölümleriyse Meryem'in o pazar sabahı mezara ilk gittiğinde yalnız olmadığını mezardan dönen kadınların arasında Yuhanna ve Yakub'un annesi Meryem'in de bulunduğunu açıkça bildirirler (Luka 24:10). Bu yüzden Meryem, "Nereye koyduklarını bilmiyoruz"demiştir. Meryem İsa'yı Petrus'la Yuhanna mezara gittikten sonra görebilmişti. Ve Meryem'in vücudu taşımak için bu iki havarinin ya da diğer kadınların yardımını temin etme fikrinde olmadığını düşünmeye gerek yoktur. Her halükârda Kutsal Kitap'ta Meryem'in İsa'nın ölümden dirilmiş olduğuna inandığı hakkında somut kanıt vardır ve bu da bizi Deedat'ın Kitab-ı Mukaddes Allah Sözü Müdür?adlı kitapçığının temasına getiriyor. Deedat'ın vardığı sonuç taşın Ferisilere mensup olan İsa'nın iki öğrencisi Aramatyalı Yusuf ve Nikodimus tarafından yuvarlandığıydı. Deedat kitapçığında şöyle söylüyor:

"İsa'nın yardıma en çok muhtaç olduğu bir zamanda onu müşkül durumda bırakmayan iki yiğit, Aramatyalı Yusuf ve Nikodimus idi. Bu her iki adam İsa'yı Yahudi gömme âdetine göre yıkamışlar, kefeni "öd ve mür" ile sarmışlar ve taşı geçici olarak yerine taşımışlardı. Belki de taşımayıp mezarı öyle açık bırakmışlardır. Taşı tekrar oynatanlar ve aynı Cuma gecesi karanlık hafif aydınlanır aydınlanmaz baygın olan İsa'yı alıp tedavi için civardaki daha uygun bir yere götürenler yine bu iki arkadaştı." 66

Deedat kitapçığını bu soruna tatmin edici bir yanıt verebileceğini ümit ederek yazdığını söyleyerek başlıyor (Sayfa 96) ve kitapçığın kapağında Dr. G.M. Karim'in taşın oynatılmasının bütün düşünen Hırıstiyanların kafasında bir sorun oluşturduğu sözleri bulunmakta, böylelikle Kutsal Kitap'ın bu konuda sessiz olduğu ve bu konunun Hıristiyanlar için büyük bir sorun oluşturduğu ve taşı kimin oynattığı hakkında fikir yürütüp işin içinden çıkamadıkları ima edilmektedir. Bu çok büyük bir saçmalıktır çünkü Kutsal Kitap taşı kimin oynattığını (Deedat'ın sözlerini kullanırsak "Mümkün olan en açık dille") bildirmiştir:

"Rab'binbir meleğigökten indi ve mezara gidip taşı bir yana yuvarlayarak üzerine oturdu." (Matta 28:2)

Bu konu hakkında gerçekten bir soru olabilir mi? Gökten gelen bir meleğin taşı yuvarlayabileceğine inanmak bu kadar zor mudur? Kutsal Kitap'a göre Sodom ve Gomorra şehirlerini sadece iki melek yok etmiştir (Tekvin 19:13) ve Sanherib'in yüz seksen beş bin kişilik ordusunu bir tek melek yok etmiştir (II. Krallar 19:35) başka bir seferinde bir tek melek Kudüs şehrini yok etmek için kolunu uzatmıştı sonra Rab ona elini çekmesini söyledi (II. Samuel 24:16). Bu yüzden taşı yuvarlayanın bir melek olduğunu okumak kimseyi şaşırtmamalıdır.

Kuran bütün Müslümanlar'ın sadece Allah'a inanmakla kalmayıp meleklere de inanmalarını açıkça söyler (Bakara/2:285) ve Müslüman imanının altı ana öğretsinden biri de meleklere inanmaktır. Bu kadarla da kalmayıp, Kuran İbrahim ve Lut'a gelen meleklerin onlara Lut'un oturduğu şehri (Kutsal Kitap bize isminin Sodom olduğunu bildirir) yok edeceklerini söylediğiyle hem fikirdir (Ankebut/29:31-34).

Demek ki Kuran Müslümanlara meleklere inanmalarını söylemekle kalmıyor aynı zamanda onlara meleklerin insanların işleri ve yeryüzünde olup bitenler üzerindeki büyük ve huşu verici gücünden de söz ediyor. Bu yüzden Kutsal Kitap taşı bir meleğin oynattığını söylediğinde hiçbir Müslüman buna içtenlikle karşı gelemez. Neden öyleyse Deedat İncil'deki bu apaçık cümleyi görmezden gelip taşı oynatanın kimliğinin bir "sorun" olduğu gibi gerçekle bir ilgisi olmayan bir şey öneriyor? Neden kitapçığında taşı oynatanın bir melek olduğu çok açıkça belirtilen ayetten hiç söz edilmiyor? Bunun nedeni, İsa'nın çarmıhtan diri olarak indirildiği ve Meryem'in canlı bir İsa'yı aradığı teorisinin bu meleğin Meryem'e hemen söylediği sözlerle tamamen çürütülmesidir:

"Korkmayın! Çarmıha gerilmiş olan İsa'yı aradığınızı biliyorum. O burada yok; söylemiş olduğu gibi dirildi. Gelin, O'nun yattığı yeri görün. Hemen O'nun öğrencilerine gidip şöyle deyin: 'İsa ölümden dirildi. Sizden önce Celile'ye gidiyor, kendisini orada göreceksiniz.' İşte ben size söylemiş bulunuyorum." (Matta 28:5-7)

Melek, Meryem ve diğer kadınlardan gidip, diğer öğrencilerine, çarmıha gerilen İsa'nın şimdi ölümden dirildiğinisöylemelerini istemiştir. "Kadınlar mezardan çıkıp kaçtılar. Onları bir titreme, bir şaşkınlık almıştı"(Markos 16:8). İsa'nın çarmıhtan canlı indiğini düşünselerdi, O'nun mezardan çıkıp gitmiş olmasına şaşırmazlardı. Ama ölü bir vücut bulmayı beklediklerinden orada bir melek görüp, melek onlara "mümkün olan en açık dille" İsa'nın ölümden dirildiğini söylediğinde tamamıyla şaşırmışlardı.

Böylece, Deedat'ın, iddialarını desteklemek için saçmalıklar kullanmaktan öte onları tamamıyla yalanlayan Kutsal Kitap ayetlerini de örtbas etmeye çalıştığını görüyoruz. Bütün Müslümanları, bu kitapçığın da kanıtladığı gibi Deedat'ın Kutsal Kitap'ın öğretilerini saptıran ve saçmalıklarla dolu alternatifler getiren kitapçıklarının yerine Kutsal Kitap'ın kendisini okuyup O'nun harikulâde gerçeklerini kendileri için keşfetmeye çağırıyoruz.