Şimdiye kadar söylenenlerden çıkan sonuç şudur Deedat, Kutsal Kitap'ın Tanrı Sözü olmadığını kanıtlayamamıştır. Kendisinden önce bu işe kalkışan Joommal gibi, Kutsal Kitap'ın başarısız bir eleştirmeni olmaktan ileri gidememiştir.
Ayrıca, kitabının her sayfasında olumsuz bir ruh ve tutum görmek bizi üzmüştür. Kutsal Kitap'ın içerdiğini objektif olarak inceleme gayretini, kitabının hiçbir yerinde görmüyoruz. Onun hakkında tek bir iyi söz söylememektedir. Bir kimsenin Kutsal Kitap'ı baştan sona okuyup sadece kötü şeyler söylemesine şaşmamak elimizde değildir. Kitabının ilk sayfasından son sayfasına kadar okuyucu aşırı önyargılı bir ruhla karşı karşıya gelmektedir. Böyle bir tutum, kendini bir Kutsal Kitap araştırmacısı olarak tanıtan kimseye yakışmamaktadır.
Kitabının 57. sayfasında okuyucularına bizim kuruluşumuzdan bedava bir Kutsal Kitap almalarını öğütlüyor. Bu tavsiye üzerinde bize yazıp bir Kutsal Kitap edinen bir çok Müslümandan birini genç bir adamı ziyaret ettim. Gördüm ki, aynen Deedat'ın dediğini yapmış, iddia edilen çelişki ve müstehcen bölümlerini renkli mürekkeple işaretlemişti. Yalnız bir şeye dikkat ettim, İncil'i okumak, gerçekten ne öğrettiğini bulup çıkarmak gibi hiçbir çaba göstermemişti.
Haçlı seferi ruhunun çoktan gömüldüğünü umut ediyorduk. Ancak bazı Müslüman yazarların, bugünün genç Müslümanları arasında, o ruhu tekrar canlandırmaya kararlı olduklarını görüyoruz. Gerçekten de her samimi Müslümanın Kutsal Kitap'a karşı böyle bir yaklaşımı onaylamayacağını biliyoruz. Sadece hatalarını bulmak için bir kitabın peşine düşmenin başka ne anlamı olabilir ki? Bir kitabı alıp tek bir kelimesini dahi okumadan içindeki yanlışları aramaya yönelten nasıl bir kafa yapısıdır? Kutsal Kitap'la ilgili olarak bir Hıristiyan yazarın şu sözlerine kulak verelim:
"O, Tanrı'nın insanlara verdiği harika bir sözdür. Derinliği ve güzelliği, sadece onu eleştirmek için, tek gözle okuyanların dikkatinden kaçacaktır." 59
Kutsal Kitap'a derin saygı duyan Müslümanlar da bizden kitap talebinde bulunmaktadır. Onların mektupları beni her zaman cesaretlendirmiştir. Öte yandan Müslüman yazarların tümünün, Deedat gibi olumsuz değil, daha olumlu yaklaşımları olduğunu bilmek sevindiricidir. Tanınmış bir İslami vakıf olan İslam Vakfı adlı kuruluş İslam üzerine pek çok kitap yayınlamış ve Kutsal Kitap'a yönelik tavrı da çok daha olgun ve saygı değer bir tavırdır. Yayınlarının birinde Hıristiyan inancı ile ilgili olarak şunu demekte, tüm Müslümanları da aynısını yapmaya davet etmektedir:
"Müslümanlar için Hıristiyanlığı inceleme gereğini vurgulamaya dahi gerek yoktur. Pek çok Hıristiyan araştırmacı İslamı araştırmakta, ancak pek az Müslüman ciddiyetle Hıristiyanlığı araştırmaya koyulmuş bulunmaktadır. Müslümanların içinde bulundukları durum, onların Hıristiyanlığı incelemelerini zorunlu kılmaktadır. Müslümanların burada izlemeleri gereken yol, geçmişte bazı yazarların yapmış oldukları gibi, ucuz polemiklere saplanıp kalmak değil, Hıristiyanlığı kendi kaynaklarından ve bu inancın mensuplarının düşünce ve yorumlarından yararlanarak öğrenmektir." 60
Bunlar ne bilgece sözlerdir! Maalesef görmüş olduğumuz gibi, Kutsal Kitap'a karşı ucuz polemiklere girişen sadece geçmişin Müslüman yazarları değildir. Deedat ve Joommal gibi bazı yazarlar, bugün de aynı şeyi yapmaktadır. Yukarıdaki alıntıda ifade edilen görüşleri sadece destekleyebiliriz. Bu kitabımızda cevabını verdiğimiz yayınlar gibi yayınlardan, Hıristiyanlıkla ilgili olarak çok çarpık bir görüşten başka bir şey kazanamayacaklarını söyleyebiliriz.
Daha bilge bir Müslümanın dediği gibi Hıristiyan inancını gerçekten anlamanın tek yolu, bu inancı paylaşanların yazdığı kitapları alıp okumaktır. Aşağıdaki alıntıyı tüm samimi Müslümanların göz önünde bulundurmasını tavsiye ederim:
"İmanları sağlam ve derin Müslümanların Kutsal Kitabı okumamaları için bir neden görmüyorum. İslam'a olan inançlarının güçlü olduğunu söyleyenlere böyle yaklaşmak mümkündür. Kuran'a sahip olmaları Kutsal Kitap gibi tarihi, ahlaki ve yol gösterici, önemli, büyük, eşsiz bir kitaptan yararlanmamaları için bir neden değildir. Bir çok Müslüman, önce Kutsal Kitap'ı reddetmiş, sonra içeriğini öğrenip onu paha biçilmez bir hazine olarak görmüştür." 61
Deedat'ın önyargılarını paylaşanlar ise, bu tutumlarını değiştirinceye kadar Kutsal Kitap'ı hiç açmasalar, daha iyidir. Onlar öyle kişilerdir ki, Kuran onları kitap taşıyan eşeğe benzetmiştir (Cuma/62:5). Eşek sırtındaki kitapların değerinden nasıl habersizse bu insanlar da yıkanmamış ellerine aldıkları kitabın ruhani değerinden habersizdirler.
Sonsuz kudret sahibi Tanrı, o büyük merhamet ve sevgisiyle hepimizin O'nun kutsal gerçeğine gelmesini sağlasın. Bu gerçek nerede olursa olsun, onu arama arzusunu bize versin. Bir Kutsal Kitap'a sahip olma ayrıcalığı olan Müslümanlar da, öğretilerini ve rehberliğini anlamak ve bilmek amacıyla okuyarak yüce gerçeklerini ve gözler kamaştıran güzelliğini görsünler.