2) İsrail’in ulusal tövbesi ve gerçek, ruhsal kurtuluşu (12:10 - 13:6)

İsrail’e büyük bir zafer kazandırılacaktır. Ancak onların düşmanları üzerindeki zaferden çok daha büyük bir zafer söz konusudur: Bu da Rab’bin onlar üzerinde kazanacağı ruhsal zaferdir!

Burada bildirilen olaylar ne zaman gerçekleşecek? 12:10 Vahiy 1:7 ile karşılaştırılırsa buradaki tövbe gününün Mesih’in ikinci gelişi ile gerçekleşeceği anlaşılmaktadır. O büyük gelişten önceki büyük sıkıntı günlerinden geçip hayatta kalan İsrailoğulları’ndan büyük bir bölümü gelen Rab’bi görünce O’na iman edecek. Kısa bir yargı süreci yaşanacak, dünya kötülükten arındırılacak ve Tanrı’nın Egemenliği bütün yeryüzü üzerine kurulacak. Anladığım kadarıyla bu ayetler (öncelikle İsrail’le ilgili bakış açısından) bu tövbe ve yargı sürecini açıklar.

12:10   Bu büyük ayet, İncil’de iki kere aktarılır (Yu.19:37; Va.1:7). O gün, Rab İsrail halkı üzerine lütuf ve yakarış ruhunu dökecektir. Rab’be gerçek anlamda dönmelerini sağlayacak tek güç O’nun Ruhu’dur. Kutsal Ruh “lütuf Ruhu”dur (bkz. İbr.10:29). İsa Mesih aracılığıyla açıklanan Tanrı’nın lütfu çok büyüktür. Lütufkâr Ruh’a hakaret etmiş olan İsrail halkı o gün “günahın çoğaldığı yerde Tanrı’nın lütfu daha da çoğaldı” gerçeğini yaşayacak ve yas tutacaktır. Ama yalnız İsrail halkı değil, “yeryüzünün bütün halkları” da O’nun için dövüneceklerdir (Va.1:7).

Rab İsa, kendisine yönelik başkaldırıya son vermek için gelecek ve geldiği zaman kendisini İsrail halkına tanıtacaktır. Halk bundan ötürü şaşkına dönecektir! Yusuf’u köleliğe satmış olan kardeşleri, onu Mısır’ın yöneticisi olarak tanıdıkları zaman nasıl şaşırdılarsa, İsa’yı gören halk da aynı şekilde şaşıracaktır (Yar.45:1-15). Pavlus Şam yolunda kendisine görünen Rab’bi gördüğü zaman nasıl şaşırdıysa, halk da aynı şekilde şaşkınlığa düşecektir (Elç.9:1-9). Yusuf kardeşlerine şöyle demişti: “Korkmayın… Siz bana kötülük düşündünüz, ama Tanrı bugün olduğu gibi birçok halkın yaşamını korumak için o kötülüğü iyiliğe çevirdi” (Yar.50:19-20). Gerçek bir İsrailli olan İsa Mesih de o gün İsrailliler’e buna benzer bir şekilde seslenecektir.

Yeşaya peygamberin çok önceden ilettiği sözler, İsa’yı reddeden İsraillilerin, O’nun Mesih olduğunu kavradıkları zamanı tanımlamaktadır. Halk o zaman, “Biz O’nu saymadık” diye itiraf edeceklerdir.

İnsanların yüz çevirdiği biri gibi hor görüldü,
Ona değer vermedik.
Aslında hastalıklarımızı o üstlendi,
Acılarımızı o yüklendi.
Bizse Tanrı tarafından cezalandırıldığını,
Vurulup ezildiğini sandık.
Oysa, bizim isyanlarımız yüzünden onun bedeni deşildi,
Bizim suçlarımız yüzünden o eziyet çekti.
Esenliğimiz için gerekli olan ceza ona verildi.
Bizler onun yaralarıyla şifa bulduk.
Hepimiz koyun gibi yoldan sapmıştık,
Her birimiz kendi yoluna döndü.
Yine de RAB hepimizin cezasını ona yükledi.
(Yşa.53:3-6)

Kimin bedeni delindi? Rab’bin kendisinin. Bu ayette konuşan Yahve’nin kendisidir: Bana, yani deştiklerine bakacaklar.

O’nun bedenini delip O’na bakan kimlerdi? Romalı bir asker, İsa’nın böğrünü mızrakla delmişti (Yu.19:34). Çarmıhtaki İsa’yı körcesine izleyen Yahudiler suçluydu. Ne var ki, O’nun ikinci gelişine tanık olanlar da “bedenini deşmiş” olarak değerlendirilecektir (Va.1:7). Yeryüzünün tüm halkları, bütün insanlık, sen, ben, hepimiz Yaratıcımızıı katletmekten suçluyuz!

Çarmıha gerilmiş Mesih’i tanımak, gerçek tövbeyle sonuçlanacaktır. Buna “çarmıh tövbesi” diyebiliriz. Bir insan, çarmıha gerilmiş olan İsa’ya kişisel Mesih’i ve Kurtarıcısı olarak imanla döndüğü zaman gerçekten tövbe etmiş olur. O zaman, Yeşaya’nın peygamberliğinin 53. bölümü o kişinin yaşamında gerçekleşir! Tövbe eden her kişi, bu metindeki gerçeklerin farkına varacaktır: Suçsuz olan Rab, suçlu olan benim günahlarım için çarmıha gerildi! O’nu çarmıha gerdiren aslında ben’im!

Ya Rab, her ne çektinse,
Hepsi benim için;
Sen yüklendin elemle,
Günahımdı yükün.
65

Bunu anlayan İsrail halkının tümü yas tutacak. Bu yas dışsal ve yüzeysel olmayacak. Tersine biricik oğlu için yas tutan biri gibi yas tutacak, ilk oğlu için acı çeken biri gibi acı çekecekler. Derin bir keder hissederek yas tutacaklar, işledikleri suçun büyüklüğünü kavrayarak yürekten tövbe edecekler.

12:11-14   Bu ayetler, ülkede tutulan yasın yoğunluğunu gözler önüne seriyor. Önemli olan şudur: Yalnız birkaç kişi veya bir azınlık değil, sağ kalan herkes yas tutacaktır. Yalnız büyük bir toplantı yapıp kalabalığın etkisi altında kalarak değil – bu kolaydır –ayrı ayrı yas tutacaklardır (12:14).

13:1   O gün Davut soyunu ve Yeruşalim’de yaşayanları günahtan ve kirlilikten arındırmak için bir pınar açılacak. İsa’nın böğründen akan kan, iman eden bizler için arıtıcı bir su pınarı olmuştur. Mesih’in kanı, hem bu ayetlerde geçtiği gibi gelecekte tövbe edecek olan İsrailliler’i hem de şimdiden bütün uluslardan O’na iman eden hepimizi her günahtan arındırır (bkz. Va.1:5). Yaşadığımız çağda İsrailliler’den büyük bir bölümünün yüreği duygusuz kalacaktır, yalnız Pavlus gibi iman eden bir azınlık kurtulacak. Ancak Romalılar 11 ve başka bölümlerden anladığımız kadarıyla çağın sonundaki büyük sıkıntı döneminden sağ kalan İsrailliler’den bir bölümü Mesih’in ikinci gelişinde O’na dönüp iman edecek. “Sonunda bütün İsrail kurtulacak” vaadi bu büyük dönüşü dile getiriyor (Rom.11:12, 15, 25-26).

İsa’ya imanla bakan körlerin gözleri açılır, bütün günahları bağışlanır. Bu ruhsal yıkanma, tövbe ve iman yoluyla gelir. Ne mutlu şu ezginin sözlerini yürekten söyleyebilen kişiye:

Kanınla aklandım ben.
Kanındır hayat veren.
Kanınla ödedin sen,
benim günah pahamı.
Kardan beyaz yıkadın beni, bembeyaz.
Rab İsam, Tanrı’nın kurbanı.
66

Rab’bin sağladığı kurtuluşu kabul eden bir kişi, tertemiz bir vicdanla Tanrı’ya hizmet edebilir. Bundan hiç kuşkumuz olmamalıdır. Çünkü “sonsuz Ruh aracılığıyla kendini lekesiz olarak Tanrı’ya sunmuş olan Mesih’in kanının, diri Tanrı’ya kulluk edebilmeniz için vicdanınızı ölü işlerden temizleyeceği ne kadar daha kesindir!” (İbr.9:14).

13:2-5   Bu ayetlerde içsel yıkanma konusunu geride bırakarak, toplumsal günahlardan arınma konusuna geçiyoruz.

O gün, İsrail’in iki büyük toplumsal günahı olan putperestliğin ve sahte peygamberlerle kirli ruhların oldukça yaygın olacağı anlaşılmaktadır. İncil’de “sonraki zamanlarda” yoğunlaşacak olan “aldatıcı ruhlar ve cinlerin öğretileri” konusunda ciddi uyarılar vardır (1Ti.4:2). Bu sahte dinsellik, Mesih Karşıtı’nın ortaya çıktığı günlerde doruk noktasına erişecektir (bkz. 2Se.2:3-12; Va.13:1-6; 16:13-14).

Ancak elçi Pavlus’un Yeşaya 59:20-21’den aktardığı şu sözler yerine gelince, bu günahlar artık son bulacaktır:

Kurtarıcı, Siyon’dan gelecek, Yakup’un soyundan tanrısızlığı uzaklaştıracak.Onların günahlarını kaldıracağım zaman kendileriyle yapacağım antlaşma budur. (Rom.11:26-27)

Rab bütün bu kötülükleri ülkeden uzaklaştıracaktır. Üzerlerine dökülen Kutsal Ruh, Tanrı’nın kutsallığı için öyle bir gayret getirecek ki, sahte bir peygamberin öz annesiyle babası bile onu öldürecekler. Sahte peygamberler suçlarını örtmeye çalışacaklar, peygamber olmadıklarını ileri sürecekler: Bir peygambere ait çuldan giysi giymeyecek, “peygamber değilim, çiftçiyim… hep tarlada çalıştım” diyecek.

Bu ayetleri anlamak kolay değildir, çünkü sanki bu büyük arınmadan sonra hâlâ sahte peygamberler ortalıkta dolaşıyor olacak. Muhtemelen burada Yasa’dan alınan simgesel bir şekilde Yeni Antlaşma’da verilecek olan yeni ruh açıklanmaktadır. Kutsal Yasa’ya göre halkı putlara yönlendiren sahte peygamberler kesinlikle yaşatılmayacak (Yas.13:6-9).

Yeremya 31:31-34’e göre Tanrı, İsrail ve Yahuda ile yapacağı yeni antlaşma uyarınca bu kutsal yasasını içlerine yerleştirecek, yüreklerine yazacaktır. Günah, putperestlikten ve sahtelikten yürekten nefret edecekler. Bu ayetler bu yeniliği anlatmaktadır. Tabii ki bu antlaşma yalnız gelecekte İsrail halkı ve Yahuda halkını ilgilendirmez, Mesih’e ait olan herkesi ilgilindirir! Bize verdiği Kutsal Ruh sayesinde Tanrı’nın ev halkı olan bizler de günahtan ve putperestlikten nefret ediyoruz.

13:6   Bu ayet bazen Mesih’le ilgili olarak yorumlanmak istenir. Bu yoruma göre bağrındaki bu yaralar deyişi, İsa’nın yaraları anlamına gelir, ve dostlarımın evinde aldığım yaralar demek, İsa’nın İsrail evinde aldığı çarmıh yaraları demektir.

Oysa, bu ayet büyük olasılıkla (önceki ayetlere uyarak) aynı sahte peygamberlerle ilgilidir. Buradaki “yaralar” da bu putperest tapınma törenlerinde kendi kendilerine çektirdikleri acıları temsil etmektedir. Örneğin, İlyas’ın zamanında Baal’ın peygamberleri “adetleri uyarınca, kılıç ve mızraklarla kanlarını akıtıncaya dek kendi kendilerini yaraladılar” (1Kr.18:28; ayrıca bkz. Yas.14:1; Yer.16:6). Sahte peygamberler bunları geçiştirmeye çalışacak, korkudan bunlar dostlarımın evinde aldığım yaralar diye yanıtlayacak.

Rab, bu sahte inançlar yerine onlara kendi gerçek Ruh’unu verecektir. İsrail’e şöyle vaat etmiştir:

Bana gelince, onlarla yapacağım antlaşma şudur: Üzerindeki Ruhum, ağzına koyduğum sözler
Şimdiden sonsuza dek senin, çocuklarının,
Torunlarının ağzından düşmeyecek
. (Yşa.59:21)

Böylece Rab İsa Mesih, İsrail’in en büyük sıkıntı döneminin ardından onlara görünecektir. İsrailliler’den iman eden büyük bir kitle O’nu tanıyacak ve tövbe edip yas tutacaklardır. Günahları bağışlanacak ve ülkeden her türlü günah uzaklaştırılacaktır.