B) Mesih’in ikinci gelişi ve kabul edilmesi (bölüm 12-14)

Zek.12-14 bölümleri, kitapçığın son kısmını ve ikinci “yük” (12:1) bildirisini oluşturur. Bu üç bölümde, özellikle Rab’bin ikinci gelişiyle ilgili olaylar çok net bir dille açıklanır. İsrail’in en büyük sıkıntıları ve gerçek ulusal kurtuluşu bu olaylar sırasında gerçekleşecektir. Ancak bu olaylar, yalnız İsrail’i değil bütün yaratılışı etkiliyecektir: Yaratılış amaçsızlığa teslim edildi. Bu da yaratılışın isteğiyle değil, onu amaçsızlığa teslim eden Tanrı'nın isteğiyle oldu. Çünkü yaratılışın, yozlaşmaya köle olmaktan kurtarılıp Tanrı çocuklarının yüce özgürlüğüne kavuşturulması umudu vardı. Bütün yaratılışın şu ana dek birlikte inleyip doğum ağrısı çektiğini biliyoruz. Yalnız yaratılış değil, biz de -evet Ruh'un turfandasına sahip olan bizler de- evlatlığa alınmayı, yani bedenlerimizin kurtulmasını özlemle bekleyerek içimizden inliyoruz (Rom.8:21-23). Bizler Kutsal Ruh’un yardımıyla umudumuzu tümüyle İsa Mesih’in görünmesiyle bize sağlanacak olan lütfa bağlamalıyız.

12:3’te o gün diye geçen Rab’bin Günü, Eski Antlaşma peygamberlik sözlerinde çok önemli bir deyiştir. Rab’bin, İsrail’i ve ulusları yargılayacağı, bin yıllık egemenliğini kuracağı ve dünya tarihini sona erdireceği dönem anlamına gelir (örneğin bkz. Yoe.1:15; 2:1-2; 3:1-21; Ova.15-21). Bu deyiş, Zekeriya 12-14 bölümlerinde 18 kez bulunur.64 Önceden bildirilen bu olayların birçoğu, gelecek dönemde gerçekleşecektir.

Kitapçığın son üç bölümü özellikle iki olayla ilgilidir: 1) Yeruşalim’in uluslar tarafından son kez kuşatılması ve 2) Mesih’in, İsrail’in düşmanlarını yok edip kendi egemenliğini kurmak için dönüşü.

Dünyamız hâlâ İblis’in karanlık yönetimi altında kıvranmaktadır. Karanlığın egemenliği hâlâ devam etmektedir. Efendimiz İsa, üzerine yürüyen başkâhinlere “bu saat sizindir, karanlığın egemen olduğu saattir” demiştir (Luk.22:53). Elçi Pavlus da, “ulusların gözlerini açmak ve onları karanlıktan ışığa, Şeytan’ın hükümranlığından Tanrı’ya döndürmek için” görevlendirildiğini söylemiştir (Elç.26:18). Rab’bin büyük günü, karanlığın bütün yoğunluğuna rağmen kesinlikle gelecektir. Mesih’in egemenliğinin gelişine hiçbir şey engel olamayacak ve bu egemenliğin sonu asla gelmeyecektir. Ne var ki Rab, vaadini yerine getirmekte gecikmediği halde sabrından ötürü beklemektedir. Çünkü kimsenin mahvolmasını istememektedir:

Dünyanın son günlerinde kendi tutkularının ardından giden alaycı kişiler türeyecek. Bunlar, “Rab’bin gelişiyle ilgili vaat ne oldu?”…diyerek alay edecekler.

Sevgili kardeşlerim, şunu unutmayın ki, Rab’bin gözünde bir gün bin yıl ve bin yıl bir gün gibidir. Bazılarının düşündüğü gibi Rab vaadini yerine getirmekte gecikmez; ama size karşı sabrediyor. Çünkü kimsenin mahvolmasını istemiyor, herkesin tövbeye gelmesini istiyor. Ama Rab’bin günü hırsız gibi gelecek. (2Pe.3:3-10)

Bu metinler, son günlerde yaşayan bizler için son derece ilginç ve anlamlı olmalıdır. Çünkü bu olayların yerine gelmesi oldukça yakın görünmektedir. Rab’bin gelişi her zaman yakındı, ama artık çok daha yakın olabilir.