1) “Savaş Prensi” Büyük İskender’in gelişi (9:1-8)

Bu ayetlerde açıklanan yargı, kuzeyden Filistin’e doğru geliyor. Burada Rab, İsrail’in eski düşmanlarını (Suriye, Fenike, Filistin) yargılayıp yok ediyor. Bunu yaparken Rab’bin kullandığı tarihsel güç Büyük İskender’di. İ.Ö. 333’te Persler’i yenen İskender, önü alınmaz, büyük bir hızla Mısır’a doğru yürüdü. İlerlerken önce Suriye kentlerini, sonra Akdeniz kıyısındaki Fenike ve Filistin kentlerini yok etti. Ancak Yeruşalim’e gelince, Rab’bin koruması sayesinde oraya dokunamadı. Peygamberin Zekeriya’nın, bu olayları gerçekleşmelerinden yaklaşık olarak 150 yıl önce kaleme alması dikkat çekicidir.

9:1   Rab’bin sözünün yükü gururlu putperest ülkelere yöneliktir. Onların, Büyük İskender’in yaklaşan ordularına çevrili olan gözleri, aslında bir bakıma RAB’be çevrilidir, çünkü İskender’i bu yargı görevine atayan bizzat Rab’bin kendisiydi. İskender, önce Suriye’nin kentleri Hadrak (Hatarikka), Şam ve Hama’yı yıkıma uğrattı. Hama (veya Hamat) ülkesindeki Rivla kentinde bulunan Babil kralı ve diğer düşman kralları İsrailoğulları’na çok acı çektirmişti (bkz. 2.Kr.23:33; 25:6-7, 20-21). Rab şimdi, İskender aracılığıyla onların acımasızlığını yargılıyordu.

9:2-4   Büyük İskender, daha sonra Fenike’nin yenilmez sanılan kentleri Sur ve Sayda’ya girdi. Özellikle çok becerekli ve zengin olan Sur kenti şöyle tanımlanıyor: Toprak kadar gümüş ve sokaktaki çamur kadar altın biriktirdi. Hezekiel 26:3-14 ve 28:20-24, bu kentlerin Rab tarafından yargılanmasını çok ayrıntılı bir şekilde bildirmiştir. Sur kıyıdan 500 metrelik uzaklıkta bulunan bir adada kurulmuştu ve kent surları yaklaşık 50 metre yüksekliğindeydi.

Sur kentinin önde gelen özellikleri, gurur ve büyüydü. Sur’un gururlu yöneticisi, Mesih Karşıtı’nın bir öncüsüydü. Ona Rab, “İnsanoğlu, Sur önderine de ki, ‘Egemen RAB şöyle diyor: Gurura kapılıp ben tanrıyım, denizlerin bağrında, Tanrı’nın tahtında oturuyorum dedin. Kendini Tanrı sandın, oysa sen Tanrı değil, insansın. Ben de yabancıları, en acımasız ulusları üzerine göndereceğim. Bilgeliğinin güzelliğine kılıç çekecek, görkemini kirletecekler” (Hez. 28:2, 7). Ayrıca Sur kralı, mutemelen Tanrı’ya karşı gelen başmelek Şeytan’ın bir simgesiydi (Hez.28:12-17).

Ne var ki Rab, bütün bu peygamberlik sözleri uyarınca Büyük İskender aracılığıyla Sur’u yerle bir etti. Daha önce Asurlular’ın kuşatmasına karşı yedi yıl ve Babilliler’e karşı on üç yıl direnen güçlü kent, ada ile kıyı arasındaki sığ denizi toprakla doldurtan Makedonyalı general tarafından yedi ay içinde ele geçirilip yok edildi.

Bu ayetlerin İskender’le ilgili olduğu mutlaktır, çünkü tarih boyunca Sur’u fetheden tek kral o olmuştur.

9:5-7   Zekeriya’nın peygamberliğinde bütün ağırlığıyla dile gelen yargı yükü, güneye doğru kaymaya devam etmektedir. Filistliler’in gururu ve iğrenç putperest kurbanları yüzünden kentleri Aşkelon, Gazze (bugünkü Gaza), Ekron ve Aşdot da cezalandırılacaktır. Ancak sonunda Filistliler’in küçük bir kesimi Tanrı’ya ait olacaktır. Ekron Yevuslular gibi olacak deyişi, Yeruşalim’in eski sahiplerini hatırlatmaktadır (2Sa.5:6-8). Yevuslular’ın, Davut’un krallığında Yahudiliği kabul ettikleri, tarlasını Rab’be kurban etme yeri olarak Davut’a satan Yevuslu Aravna örneğinden anlaşılmaktadır (2Sa.24:18-25).

9:8   Siyon dağında bulunan Rab’bin kutsal tapınağı İskender’in ordusundan korunacaktı. Bu ayet çok ilginç bir şekilde gerçekleşti: Yahudi tarihçi Yosefus’un aktardığı olay şöyledir:

Sur kuşatması sırasında, Büyük İskender Yeruşalim’e İsrail’in teslim olmasını isteyen bir mektup gönderdi. Bunu kabul etmeyen başkâhin Jaddûs’un cevabına öfkelenen İskender, Gazze’yi ele geçirdikten sonra Yeruşalim’e doğru ilerledi. Bu haberi alan başkâhin çok korktu ve Tanrı’ya yalvarmaya başladı. Tanrı onu bir rüyada teselli etti, ve kâhin giysileriyle İskender’i karşılamasını buyurdu. Jaddûs ve Yahudi önderleri kente yaklaşan İskender’i karşılamaya çıktılar. İskender başkâhini görünce yere kapanıp ona secde etti. Bunu izleyen herkes şaşkına döndü. İskender adamlarına,Yunanistan’dayken kendisine rüyasında görünen ve Persler’i yeneceğini bildiren kişinin tıpkı bu başkâhine benzediğini açıkladı. Bundan dolayı İskender, Yahudiler’e birçok iyilik yapmış ve Yeruşalim’e hiç dokunmamıştır.54

Kendi halkını bu şekilde koruyan Rab, Zekeriya peygamberin bu bildirilerini harfi harfine yerine getirdi.