6) Altıncı görüm: Uçan tomar
(5:1-4) – kişisel kötülük

Önceki beş görüm umut doluyken son görümler daha çok uyarı doludur. Üç görümde üç çeşit günaha karşı Tanrı’nın yargısı açıklanıyor: Kişisel günah, dinsel günah ve ulusal günah.

Bu görümlerin üçünde “çıkmak” fiili önemli bir yer alıyor. Bu sözcük 13 yerde geçiyor (5:3, 4, 5, 5, 6, 9; 6:1, 5, 6, 6, 6, 7, 8; bkz. eski çeviri). Şöyle özetleyebiliriz:

Bu görümleri anlayabilmek için Kutsal Kitap’ta açıklanan‚ İsrail ile dünya tarihi anlayışını bilmemiz gerekiyor. İnsanlık tarihi aslında şansa ya da rastlantılara terk edilmiş değildir. Tanrı çağların mimarıdır ve O’nun mutlak egemenliği altında her şey belirlenen hedefe doğru ilerlemektedir. Tanrı’nın, yolunu şaşırmış insanlık için değişmez bir tasarısı vardır. Tarih boyunca etkin bir Tanrı olduğunu göstermiş ve bu tasarıyı gerçekleştireceğine dair verdiği sözü tutmuştur.

İsa’dan yüzyıllar önce Tanrı, bir insanı (İbrahim’i) çağırdı; ona, “Soyunun aracılığıyla yeryüzündeki bütün uluslar kutsanacak” diye vaat ederek tasarısının ilk tohumunu ekti (Yar.12:3; 22:18). Bu tasarının kapsamına hem İbrahim’in doğal soyu olan İsrail’i hem de dünyanın bütün uluslarını aldı.

İbrahim’e vaat edilen soyun odak noktası ve asıl kutsama kaynağı, kendisine “Mesih” denilen kişi olacaktı. Çağlar boyunca filizlenip gelişen bu Mesih vaadi tümüyle yerine gelecekti. Aşağıdaki şemada, Tanrı’nın İsrail ve diğer uluslarla ilgili tasarısı ile ilgili bir açıklama görülüyor. Dikkat ederseniz, şemada Tanrı’nın insanlığı kutsama tasarısında üç ayrı grup yer alıyor: (1) İsrail ulusu, (2) diğer uluslar ve (3) ”Kilise” denilen İnanlılar Topluluğu (bkz. 1Ko.10:32).


Tanrı’nın bu bereketi, Romalılar 11:11-27’de bir zeytin ağacına benzetiliyor: Tanrı tarafından seçilen İbrahim (ve diğer “atalar” olan İshak ve Yakup) bu bereket ağacının semiz kökü sayılır. Onun doğal soyu olan İsrail, ağacın asıl dallarıdır. Daha sonra yabani zeytin filizi olarak onların yerine aşılananlar diğer uluslardan Mesih’e inananlardır.

Asıl dalların kesilmeleri, İsa’yı reddeden İsrail’in diğer uluslara sürülmelerini simgeler. İmansızlık ederek Mesih’le ilgili Müjde’yi reddettikleri için ağaçtan kesildiler. Ne var ki, onların bozgunları diğer uluslara zenginlik getirdi. Aynı şekilde “asıl dalların öz zeytin ağacına aşılanacakları kesindir” (Rom.11:24). Demek ki İsrail ulusu, tekrar Rab’be dönecek ve kurtulacaktır. Şimdiki durumu şu ayette özetleniyor: “İsrailliler’den bir bölümünün yüreği, öteki uluslardan kurtulacakların sayısı tamamlanıncaya dek duyarsız kalacak. Sonunda bütün İsrail kurtulacaktır” (Rom.11:25-27). “Pavlus bütün İsrail kurtulacaktır derken, tüm inanan İsrail’i kasteder.”48

Yaşadığımız çağ, diğer ulusların dönemlerinin sonudur. Bu dönem Yeruşalim’in ilk yıkılışı ile başlamıştır ve hâlâ sürmektedir. Efendimiz İsa, olayı şöyle açıkladı: “Yeruşalim, öteki ulusların dönemleri tamamlanıncaya dek onların ayakları altında çiğnenecektir” (Luk.21:24). Ancak Mesih’in ikinci gelişi yaklaşınca İsrail’le ilgili tasarı yeniden gerçekleşmeye başlayacak diye anlıyoruz. Peygamber Zekeriya’nın gördüğü görümlerde bu konuyla ilgili pek çok bilgi verilmiştir. Önceki beş görümde (1:7 - 4:14) Yeruşalim ile İsrail’in kurtuluşu ve gelecek olan yücelik görülmektedir. İsrail’in “şamdanı” en sonunda tekrar yanacak ve diğer uluslara Tanrı’nın ışığını saçacaktır.

İnceleyeceğimiz son üç görüm, paranın öteki yüzünü gösteriyor: Önceki görümlerdeki büyük vaatlerin tamamlanması için kirlenmiş ülke ve halk öncelikle günahtan arınıp bir yargı döneminden geçecektir.

Tanrı günahı ve kötülüğü kaldırmak için iki yönteme başvurmak zorunda kalıyor:

1) Lütuf. Özellikle 3. bölümde, Tanrı’nın geri alınmaz armağanı ve seçimine dayanarak başkâhin Yeşu aklanıyor ve temiz giysiler giyiniyor. Rab’bin hizmetçisi “DAL” olan Mesih, bağışlatma kurbanı sayesinde, tövbe eden halkın günahını bir günde kaldıracaktır.

2) Yargı. Özellikle 5. bölümde. Rab’bin lütfunu hor görerek tövbe etmeyen ve günah işlemekte direnen bir kişi ya da halk, Tanrı’nın gazabına uğrayacaktır. Günah mutlaka temizlenecek ve kötülük Tanrı’nın kentinden tümüyle dışlanacaktır. Dolayısıyla, eğer günahlı kişi günahlarından dönmek istemezse, tek çare onu yok etmek olacaktır. Dolayısıyla, Tanrı’nın laneti böylesini hedef almaktadır. Zekeriya 5:1 – 6:8’de bulunan üç görüm, yoğun kötülüğün nasıl yargılanacağını gözler önüne seriyor.

5:1-4   Tomar Kutsal Yasa’nın lanetini temsil etmektedir. “Yasa kitabında yazılı olan sürekli yerine getirmeyen herkes lanetlidir (Yas.28:15-68; Gal.3:10). İsrail halkının On Buyruk’tan ikisine karşı geldikleri anlaşılmaktadır: Sekizinci buyruk “Çalmayacaksın” diyor. Bu buyruk, “Komşunu kendin gibi seveceksin” diye özetlenen levhayı temsil etmektedir. “Tanrın RAB’bin adını boş yere ağzına almayacaksın” diye buyuran üçüncü emir, “Rab’bi bütün yüreğinle seveceksin” olarak özetlenen levhayı temsil eder.

Tomarın ölçüleri, çöldeki buluşma çadırının Kutsal Yer’inin ölçüleriyle aynıdır: Demek ki yargı, Tanrı’nın evi için gerekli olan kutsallık standartlarına göre yürütülecek ve Tanrı’nın ev halkından başlayacaktır (bkz. 1Pe. 4:17).

Tanrı’nın kaçınılmaz yargısı yüzünden yiyip bitiren bir ateş gibi lanet yağacak, kişinin evinde kalacak ve onu yok edecektir. “Kerestesiyle, taşlarıyla birlikte evin tümü” deyişi, günahlı insanın hiçbir şekilde yargıdan kaçamayacağını vurguluyor. O korkunç günde, Tanrı’yı tanımayan kişinin kaçacak hiçbir yeri olmayacaktır (Amo.9:1-9; Va.6:15-17). Malaki 4:1’de şöyle yazıyor:

İşte o gün geliyor, fırın gibi yanıyor. Kendini beğenmişlerle kötülük yapanlar samandan farksız olacak; o gün hepsini yakacak. Onlarda ne kök, ne dal bırakılacak.