5) Beşinci görüm: Kandillik ve zeytin ağaçları (4:1-14)

Bu görüm önceki görümle yakından ilgilidir. İsrail ulusu karanlık bir dünyada Tanrı’ya yaraşan bir kâhinler krallığı olmaya çağrılmıştı.

İlk üç görümde İsrail’in dışsal (baskıdan ve sürgünden) kurtuluşu açıklanmıştı (Zek.1-2). Başkâhin Yeşu’yla ilgili dördüncü görümde ise, İsrail’in içsel (günahtan ve kirlilikten) kurtuluşu açıklandı (Zek.3).

Şimdi, beşinci görüm aracılığıyla İsrail’in Tanrı’dan aldığı çağrının nasıl yenilendiğini ve daha önemlisi nasıl bir güçle gerçekleştiğini göreceğiz.

A) Yedi kandilli şamdan ile iki zeytin ağacı (4:1-3)

4:1   Zekeriya’nın bu görümü görebilmesi için sanki uyanması gerekiyordu. İnsanın doğal hali uykuya benzer. Doğal haliyle kişi, Tanrı’nın Ruhu’yla ilgili gerçekleri anlayamaz (1Ko.2:14). Ancak Rab’bin bizi aydınlatmasıyla ruhsal gerçekleri görebiliriz. Acaba biz ruhsal anlamda uykuda sayılır mıyız? Rab’bin İbraniler’e yönelik uyarısı bizlere de gerekli olmasın! “Bu konuda söyleyecek çok sözümüz var, ama kulaklarınız uyuştuğu için anlatmak zor” (İbr.5:11).

4:2-3 Peygamber altın bir şamdan ve iki zeytin ağacı görüyor. Altın şamdan ile yedi kandil, elbette tapınaktaki şamdanı aklımıza getiriyor. Kâhinlerin süreğen görevlerinden biri de kutsal yerdeki şamdanın kandillerini yanar durumda tutmaktı (Çık.27:20-21; Lev.24:2-4).

Rab sanki 3. bölümde kurtardığı kâhinlerden 4. bölümde bir “şamdan” oluşturuyor ve halkının bir anlamda sanki “dünya’nın ışığı” olmaya çağrıldığını hatırlatıyor. İsrail, karanlıkta oturan bütün uluslara yaşayan gerçek Tanrı’nın ışığını saçacaktı.

Bu görümle birlikte, Tanrı İsrail’e (ve bize) ışık saçan bir şamdan olma umudunu veriyor: “Sizi karanlıktan şaşılası ışığına çağıran Tanrı’nın erdemlerini duyurmak için seçildiniz” (1Pe.2:10).

İsrail’in şamdanı özellikle ulusun kralıydı. 2.Samuel 21:17’de, İsraili askerler Kral Davut’u “İsrail’in ışığı” olarak nitelendiriyorlar. Yine 1.Krallar 11:36 ve 15:4’te, Davut’la başlayan kutsal krallık, Yeruşalim’de sönmeyen bir ışığa benzetiliyor. Ne var ki, Yeruşalim yıkılıp halk sürgün edilince İsrail’in kandili 70 yıl boyunca sönüyor (Yer.25:10-11).

Şimdi, Zerubbabil’in önderliğinde yıkılmış olan tapınağı yeniden yapan halk için bu görüm çok anlamlı ve yüreklendirici olmalıdır. Sanki Yeşaya’daki büyük vaatlerin gerçekleşmesi daha da yakın gibidir:

Kalk, aydınlan; çünkü ışığın geldi, ve Rab’bin izzeti senin üzerinde doğdu. Çünkü işte, dünya karanlık, ve ümmetleri koyu karanlık örtecek; fakat senin üzerine Rab doğacak, ve izzeti senin üzerinde görünecek. Senin ışığına milletler, ve sana doğan günün parlaklığına krallar gelecekler. (Yşa.60:1-3).

Siyon’un doğruluğu parlak ışık gibi ve kurtuluşu yanar meşale gibi ortaya çıkıncaya kadar onun uğrunda susmayacağım, ve Yeruşalim uğrunda rahat etmeyeceğim. Milletler de senin doğruluğunu, ve krallar senin izzetini görecekler. (Yşa.62:1-2)

Şamdan simgesinde özellikle Rab’be tanıklık kavramı yatıyor. O’nun halkı, eylemleriyle iyi veya kötü O’na tanıklık ediyor. Yahya’nın İsa’yla ilgili tanıklığında bunu görmek mümkündür: “Yahya, yanan ve ışık saçan bir çıraydı. Sizler onun ışığında bir süre için coşmak istediniz. Ama benim, Yahya’nınkinden daha büyük bir tanıklığım var” (Yu.5:35-36). Rab da onların ışık saçmasını ister.

Bir başka yerde Rab İsa Mesih, öğrencilerine şöyle seslendi:

Dünyanın ışığı sizsiniz. Tepeye kurulan kent gizlenemez. Kimse kandil yakıp tahıl ölçeğinin altına koymaz. Tersine, kandilliğe koyar; evdekilerin hepsine ışık sağlar. Sizin ışığınız insanların önünde öyle parlasın ki, iyi işlerinizi görerek göklerdeki Babanız’ı yüceltsinler! (Mat.5:14-16)

Her imanlı bir çıra, her topluluk da bir şamdan olarak sevgi ve birlik içerisinde Rab’be tanıklık etmelidir. Bu konudaki en güzel açıklama, Vahiy 1:12 - 2:1 ve 2:5’te yer alır. Bu metinde, elçi Yuhanna Anadolu’daki yedi kiliseyi yedi şamdan olarak görür. Her topluluk bir şamdandır. Rab İsa bütün topluluklara sevgisini ve sabrını dile getirir. Ancak, uyarılarına kulak asmayan ve sadık kalmayan toplulukların şamdanlarını geri alacağını ya da söndüreceğini belirtir (Va.2:5). Bu yüzden, görümün içerdiği ders bizim için çok önemlidir.

Görümün en ilginç yönü yağ düzeneğiydi. Eski tapınaktakinden çok farklıydı. O zaman yakılan yağ halkın bağışlarıyla sağlanıyor, kâhinler de kandilleri yanar durumda tutuyorlardı (Çık.27:20-21 30:7-8). Fakat, Zekeriya’nın gördüğü şamdanın üzerinde bir tas vardı. Zeytinyağı tastaki yedi ayrı oluktan, kandillere sürekli akıyordu. Mesih’in döneminde Tanrı’nın doğrudan sağlayacağı Kutsal Ruh “yağı,” dolan yüreklere sürekli akacaktır. Elçi Pavlus, Mesih’le ilgili bu vaadin kendisi için gerçekleştiğini belirtiyor: “Bize verilen Kutsal Ruh aracılığıyla Tanrı’nın sevgisi yüreklerimize dökülmüştür” (Rom.5:5). Ve öteki imanlıların aynı bereketi daha derinden tecrübe etmeleri için dua ediyor: “Baba’nın kendi yüceliği uyarınca Ruhu’yla sizi iç varlığınızda kudretle güçlendirmesini… dilerim” (Ef.3:16).

B) Şamdan açıklanıyor (4:4-10)

4:4-5   Peygamber Zekeriya Tanrı’ya görümün anlamını soruyor. Bizler de anlamakta güçlük çektiğimiz ayetlerin anlamını Rab’be sormaktan çekinmemeliyiz. Rabbimiz büyük bir sabırla bizi eğitmeye ve bilmediklerimizi açıklamaya hazırdır. Bilmemek değil, sormamak ayıptır.

4:6   Anlamını bilmediği için şaşıran melek, sorunun ikinci kez sorulması üzerine kısa ve öz bir bildiriyle karşılık veriyor: Güçle kuvvetle değil, ancak benim Ruhum’la başaracaksın! Yani Rab’bin işlerini, insanların ustalığı, yetenekleri, sayısal çokluğu, planları, programları ya da benzeri şeylerle değil, ancak aralarında yaşayan Rab’bin Ruhu’yla yapmak mümkündür.

Kutsal Kitap’ın çeşitli yerlerinde “yağ,” Kutsal Ruh’un bereketini, sevincini ve merhem gibi gelen içsel şifasını simgeler.47 Ayrıca, bildiğimiz gibi yağ, Tanrı’nın özel seçimini ve meshedişini ortaya koyan “meshi”nin simgesidir (bkz. Mez.89:20; Yşa.61:1; Luk.4:18-19). Mezmurda O’nun sağladığı birlik de yağa benzetilmiştir:

Ne iyi, ne güzel,
Birlikte kardeşçe yaşamak!
Başa serpilen değerli yağa benzer,
Sakala, Harun’un sakalına akan,
Giysisinin yakalarına dek inen yağ gibi.
(Mez.133:1-2)

Ne var ki, bu bölümde tükenmeyen yağ, daha çok yakıt olarak Kutsal Ruh’un imanlıya sağladığı tanıklık etme gücünü simgelemektedir. İncil’de bu gerçeği vurgulayan iki ayet vardır:

Kutsal Ruh üzerinize inince güç alacaksınız. Yeruşalim’de, bütün Yahudiye ve Samiriye’de ve dünyanın dört bucağında benim tanıklarım olacaksınız. (Elç.1:8)

Baba’dan size göndereceğim Yardımcı, yani Baba’dan çıkan Gerçeğin Ruhu geldiği zaman, bana tanıklık edecek. Siz de tanıklık edeceksiniz. (Yu.15:26)

Şamdanın bütün kandillerinin yanması bekleniyor. Yoksa eksiklik olacaktır. Topluluğun bütün üyeleri, sürekli parlak yanan tanıklık kandilleri gibi olmalıdır.

4:7-9   Zerubbabil, bütün engellere rağmen, Tanrı’nın gücüyle tapınağın son taşını çıkaracaktır. Aynı şekilde Tanrı’nın Ruhu, O’nun gerçek ve ruhsal tapınağı olan topluluğun gelişmesi için verilmektedir. Ruh geliştirir ve Ruh’un gücü aracılığıyla bütün engellerin üstesinden gelinecektir.

Tanrı’nın halkı, Ne güzel, ne güzel! (İbranice: Lütuf, lütuf!) diye bağıracaktır. Rab’bin lütfu bize yeter. İmanlı kardeşlerimizi her zaman lütuf sözleriyle yüreklendirip teselli etmeliyiz.

4:10   Bu büyük başarılarla birlikte, bazı kişiler hâlâ sevinmekte güçlük çekiyordu. Küçük işleri yapma gününü küçümseyenlere karşın Tanrı ne diyor? Onlara Zerubbabil’in elindeki çeküle bakmalarını söylüyor.

Bu yediler deyişi (bkz. eski çeviri), Zekeriya’nın en zor yorumlanan ayetlerinden biridir. Büyük olasılıkla, önceki görümün içerdiği taşın üzerine oyulan yedi gözle eşanlamlıdır (3:9). Ayrıca, bu deyiş yedi kandili de kastediyor olabilir (4:2). Her iki yorumda da, aynı kapıya çıkıyoruz. Eğer Vahiy 1:5, 20; 3:1; 4:5; 5:6’yı dikkatle inceleyecek olursak, “bu yediler”in “Yedi Ruh” (yedili Ruh) anlamına gelen Kutsal Ruh’u simgelediğini görebiliriz

C) İki zeytin ağacı açıklanıyor (4:11-14)

Bu ayetleri yorumlarken Vahiy 11:4’ü göz önünde tutmakta yarar var. Orada açıklanan iki şamdan Rab’bin iki tanığıdır. Mesih Karşıtı’nın ortaya çıkışıyla birlikte, yetkiyle dolu olan bu iki kişinin ortaya çıkışı da görülecektir. Yalnız burada bizler için başka anlamlar da vardır.

4:11-13   Zekeriya ikinci kez soru soruyor. Bu kez, yalnızca iki zeytin dalının anlamını soruyor. Çünkü bunlar aslında onun gördüğü şamdan takımının kaynağıydı.

4:14   Melek açık bir yanıt veriyor. Yağla kutsanmış iki kişidir. Bu tümceyi, İbranice özüne sadık kalarak yaparsak, iki yağ oğlu anlamına gelir. Acaba bizler de birer yağ oğlu veya yağ kızı sayılabilir miyiz?

Bunlar bütün dünyanın Rabbi’ne hizmet eden, zeytinyağıyla kutsanmış iki kişidir. Hem kral hem kâhin yağla meshedilerek atanıyordu. Bu ayet, dördüncü ve beşinci görümü birleştiriyor.

İsa Mesih hem kral hem de kâhin olarak bize sahip çıkmaktadır. Hem Rabbimiz hem de Kurtarıcımız olan İsa, meshedilerek seçilmiş, “Mesih” olmuştur. Grekçe fiil “Hırio” olan sözcüğü meshetmek anlamına gelir ve İncil’de 5 kez geçer: Luk.4:18; Elç.4:27; 10:38; 2Ko.1:21; İbr.1:9.

Rab’bin Ruhu üzerimdedir.
Çünkü O beni yoksullara Müjde’yi iletmek için meshetti.
Tutsaklara serbest bırakılacaklarını,
Körlere gözlerinin açılacağını duyurmak için,
Ezilenleri özgürlüğe kavuşturmak
Ve Rab’bin lütuf yılını ilan etmek için
Beni gönderdi.
(Luk.4:18)

Bizim de en büyük ihtiyacımız Rab tarafından meshedilmek, Ruh’un yağıyla kutsanmak ve birer “Yağ oğlu” olmaktır.

‘Hiristiyan’, Hıristos’ terimleri de yine “Hrisma” sözcüğünden kaynaklanıyor

Sizler ise Kutsal Olan tarafından meshedildiniz; hepiniz bilgilisiniz… O’ndan aldığınız mesh (Kutsal Ruh) sizde kalır. Kimsenin size bir şey öğretmesine gerek yoktur. O’nun size her şeyi öğreten meshi gerçektir, sahte değildir. Size öğrettiği gibi, Mesih’te yaşayın. (1Yu.2:20, 27)

Tanrı’nın yağla kutsaması, bizi taze, dopdolu, huzurlu ve donatılmış insanlar kılar. Bu bölümde, Rab’bin işlerinin yalnızca meshedilen ‘krallar’ ve ‘kâhinler’ aracılığıyla Ruh’un gücü sayesinde yapılacağını görüyoruz. Şu ayeti düşünün:

Yücelik ve güç sonsuzlara dek, bizi seven, kanıyla bizi günahlarımızdan özgür kılmış ve bizi bir krallık haline getirip Babası Tanrı’nın hizmetinde kâhinler yapmış olan Mesih’in olsun! Amin. (Va.1:4-6)

Kral ve kâhin olan Mesih bizleri, hem O’nun düzeni ve yetkisi altında yaşayan bir krallık haline getirmiştir, hem de O’nun aracılığıyla Tanrı’nın huzuruna çıkıp hizmet eden kâhinler topluluğu yapmıştır. O’nda hem yetkiliyiz hem de ayrıcalıklıyız!

O zaman bu görümden alınan dersi şöyle özetleyebiliriz: Şamdan = IŞIK = yaşam, sevinç, bolluk ve özellikle tanıklık, dünyanın ışığı. Türkiye’de Tanrı’nın evinin yapılması için gerekli olan şudur: Kutsal Ruh’la dolu, Tanrı tarafından meshedilmiş, Ruh’un “meshini” ve donanımını taşıyan insanlardır.

Ne var ki Rab, birey olan kandillerden çok topluluk olan şamdanlar dikmek istiyor. İmanlılar bir araya geldiklerinde‚ ‘şamdanı’ oluştururlar. Şamdandaki yerlerine oturdukları zaman asıl işlevlerini görebilirler. Her kandil Rab’bin planladığı düzende, Ruh’un dağıttığı armağanlara göre yanarsa, o zaman toplumsal tanıklık ışığı parlayacaktır.