Peygamberin gördüğü ilk görümde özellikle tüm dünyayı denetleyen Rab’bin kıskançlığı ve öfkesi açıklanır.
1:7-11 Gözlemcilerin raporu. Peygamber, mersin ağaçları arasında duran atlı bazı kişiler görüyor. Peygamberin sorusu üzerine kızıl ata binmiş adam onların kim olduklarını açıklıyor: Bunlar dünyayı dolaşmak için RAB’bin gönderdikleridir. Bu melekler, bir bakıma Rab’bin Meleği’ne rapor veriyorlar: “Dünyayı dolaştık” dediler, “İşte bütün dünya güvenlik içinde!” Bu olgu ve söyleşi, Evrenin Hâkimi olan Rab’bin dünyayı gözlediğini, olup biten her şeyden haberi olduğunu ortaya koymaktadır.
Bu haberin nasıl bir önemi olabilir? Bundan birkaç ay önce Hagay’ın ilettiği iki bildiride, Rab İsrail’in düşmanları olan ulusları yargılayıp sarsacağını bildirmişti (Hag.2:6-7, 22). Bu ne zaman gerçekleşecekti? Bu bildirilere karşın, dünyadaki ulusların hâlâ güvenlik içinde veya daha doğrusu “rahatta” olmaları sanki çelişkili bir durum yaratmıştı. Aslında bu sessizlik, Rab’bin gazabının yatıştığını gösteren bir suskunluktur (Hez.16:42).
1:12-13 İlişkili ayetler dikkatle incelenirse, Rab’bin Meleği’nin bazen Rab’bin kendisi bazen de Rab’bin yüce ulağı olduğu görülecektir.43 Gerek bu metne, gerekse Rab’bin Meleği’nin Kutsal Kitap’ta göründüğü diğer metinlere bakıldığında, meleğin kimliği oldukça açıktır. Rab’bin Meleği deyişiyle dile getirilen varlık Tanrı’ya kulluk eden diğer meleklerden çok farklıdır. Bu gönderilen haberci veya “melek” aslında görünmez Tanrı’nın görüntüsü olan Tanrı Oğlu’dur. Kul özü alarak dünyaya gelmeden önce çeşitli zamanlarda Rab’bin Meleği sıfatıyla atalara görünmüştür. O’nun görünmesi halk için bir müjde niteliği taşıyordu.
12. ayette Rab’bin Meleği Tanrı’ya yakarıyor. Bu yakarış aracılık veya şefaattir, yani bir tarafı temsilen başka bir tarafa ricada bulunmaktır. Melek halk için aracılık yapmakta, sanki onların zayıflıklarına ortak olarak Rab’be sormaktadır: Acaba derin sevecenliğini ve merhametini ne zamana dek halkından esirgeyecektir? Bu yüce aracılık görevini Rabbimiz İsa Mesih’in şu anda da yürüttüğünü İncil’de görmek mümkündür (Yu.17).
Meleğin sorusu şuydu: Rab’bin, kendi halkını cezalandırdığı açıktır. Ancak bu kötü uluslar neden hâlâ “tasasızdır” (1:15)? Tanrı, Meleğin aracılık etkinliğine tatlı ve avutucu sözlerle yanıt verir (1:13). Yanıtı iki yönlüdür:
1:14-15 Rab Yeruşalim için büyük kıskançlık duyuyor. Rab’bin sevgisi, antlaşma yaptığı halkına karşı azalmamıştı. Bu nedenle onlara zarar veren diğer uluslara karşı çok öfkeliydi. Bu konu 2. ve 3. görümde ele alınacaktır. Rab, kutsal kent Yeruşalim ve üzerinde kurulu olduğu Siyon dağı için derin, güçlü, kıskanç bir sevgi besliyordu. Aslında kıskançlık, sevgiyle ilintili bir sözcüktür:
Tanrı’yı anlamak için, O’nun “kıskanç” ya da “gayretli” olduğunu anlamalıyız; her iki sözcük de İbranice’de “qinah” sözcüğünden gelmektedir. Ama Tanrı’nın Kutsal Yazılar’da belirtilen kıskançlığı, “şüphe, güvensizlik ve rekabetten korkma” gibi kıskançlıkla ilgili tutumlarla karıştırılmamalıdır. Tanrı’nın kıskançlığı, taviz vermeyen kutsallığı ve kusursuz sevgisinin birleşiminin yarattıklarından, özellikle de kendisine ait olan kurtardığı halkından istediği, kayıtsız şartsız bağlılıktan başka bir şey değildir (Çık.20:5; 34:14; Yas.4:24; 5:9; 6:15). Tanrı’nın kıskançlığı ya da gayreti O’nun günaha olan öfkesi ve yargısının kökündedir (Yas.29:18-20; Hez.5:13; 8:3; 16:38, 42; 23:25; 36:5-6, 9, 22-23; Sef.1:18). Kendi halkının öcünü almaya, vaatlerini yerine getirmeye ve görkeme ulaştırmaya olan azminin de temelidir (2Kr.19:31; Yşa.9:7; 37:32; Yoe.2:18; Zek.1:14; 8:2-3).
Tanrı’nın kaçınılmaz gazabı, İsrail’in fahişeliklerinin üzerine geldiğinde bu, Rab’bin sevdiği halkıyla olan değiştirilemez evlilik antlaşmasını tehlikeye düşürdüğünden, Rab’bin kıskanç sevgisi O’nun “içinde kalbinin dönmesine” neden olur (Hoş.11). Sevginin kıskançlığı, “Rab’bin alevidir” (Ezg.8:6). Tanrı, kutsallığının gerektirdiği şekilde günahı silip gelecekteki gelinini temiz kılmak için, gazabını Biricik Oğul’unun üzerine döktü. Kutsal sevgisinin huşu veren bu özelliği Mesih’in günahkârlar uğruna yargılanmasında görülür (Yşa.53:10-11). 44
Rab diğer uluslara öfkelendi (1:15). İsrail’i terbiye etmek ve cezalandırmak için onları “öfkesinin değneği” ve “baltası” olarak kullanmıştı (Yşa.10:5, 15). Fakat uluslar bunu kötüye kullandılar. Bu yüzden yargılanacaklardır.
1:16-17 Rab Yeruşalim için neler yapacağını vaat ediyor. Tanrı, kendi kendine yapacaklarını altı kez gelecek zaman kipiyle açıklıyor:
- Yeruşalim’e sevecenlikle döneceğim
- Tapınağım orada yeniden kurulacak
- Yeruşalim üzerine ölçü ipi çekilecek!
- Kentlerim yine bollukla dolup taşacak,
- Ben RAB, Siyon’u yine avutacağım,
- Yeruşalim’i yine seçeceğim.
Bu güzel ve zengin vaatler ne zaman, nasıl yerine gelecektir? Yoksa yerine gelmiş midir? Buradaki “Yeruşalim” Mesih’in Kilisesi midir? Yoksa gerçekten İsrail ulusu mudur?
“Yine” sözcüğü açıkça gösteriyor ki, bu vaatler tarihsel İsrail ulusuna verilmiştir. Rab’bin tasarısında Yeruşalim’in büyük bir yeri vardır. Onu seçmişti ve yine seçecektir. Rab’bin seçtiklerinden vazgeçmesi söz konusu olamaz. “Çünkü Tanrı’nın armağanları ve çağrısı geri alınamaz” (Rom.11:29).
Bu metinlerde bizim için Rab’bin karekteri ile ilgili büyük bir ders vardır. Rab, çocuklarını ağır bir şekilde terbiye ettikten sonra onları bırakmış değildir; onlarla beraberliğini ve etkinliğini devam ettirmektedir.
Sizde iyi bir işe başlamış olan Tanrı’nın bunu Mesih İsa’nın gününe dek bitireceğine güvenim vardır. (Flp.1:6)