Kutsal Kitap ‘felsefesi’nin kilit kavramlarından biri tarihin anlamı ile ilgilidir. İnsanlar anlamsız yönsüz, rasgele bir kısırdöngü içinde yaşamıyor. Dünyamızın uzun ve acı dolu tarihinin bir başlangıcı olduğu gibi bir sonu da olacaktır. Kutsal Yazılar şöyle başlar: “Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı” – evrenin bir başlangıcı vardır! Benzer şekilde, Kutsal Yazılar’ın son satırlarında şunu okuyoruz: “Bundan sonra yenibir gökle yeni bir yeryüzügördüm. Çünkü önceki gökle yeryüzü ortadan kalkmıştı” (Va.21:1). Tüm insanlık tarihi bu iki yaratılış noktası arasına serilmiştir. Büyük bir sona doğru ilerliyoruz. Nereden geldiğimiz ile nereye gittiğimizi bu kutsal sayfalardan öğrenip yaşamın anlamını ve varoluş amacımızı keşfedebiliriz!
Korintliler’e yazdığı ilk mektupta elçi Pavlus bu büyük “SON” ilgili kapsamlı bir özet sunuyor:
Mesih, ölmüş olanların ilk örneği olarak ölümden dirilmiştir. Ölüm bir insan aracılığıyla geldiğine göre, ölümden diriliş de bir insan aracılığıyla gelir. Herkes nasıl Adem'de ölüyorsa, herkes Mesih'te yaşama kavuşacak. Her biri sırası gelince dirilecek: İlk örnek olarak Mesih, sonra Mesih'in gelişinde Mesih'e ait olanlar. Bundan sonra Mesih her yönetimi, her hükümranlığı, her gücü ortadan kaldırıp egemenliği Baba Tanrı'ya teslim ettiği zaman son gelmiş olacak. Çünkü Tanrı bütün düşmanlarını ayakları altına serinceye dek O'nun egemenlik sürmesi gerekir. (1Ko.15:20-26)
Burada görüldüğü gibi ‘başlangıç’ anlık bir eylemden oluşmadığı gibi (yaratılış altı “gün” sürdü), ‘son’ da belli bir süre içinde gerçekleşecektir. Bir anlamda, Mesih’in ölümden dirilişi, hasadın turfandası gibi, bu sürenin ilk işareti veya ürünüdür. O’nun dönüşü, sürenin ikinci büyük noktası ve onu izleyen egemenliğin Baba’ya teslim edilmesi de sürenin asıl sonu olacaktır. Peygamberlerin Yazıları’nda ikinci gelişle ilgili olaylar için “Rabbin Günü” terimi kullanılır. Önceki bölümde gördüğümüz gibi bu “gün” Tanrı’nın büyük yargısını içeriyordu. Aynı zamanda kurulacak olan Tanrı’nın egemenliğinin kuruluşunu da kapsıyordu.
Elçi Pavlus, 2.Selanikliler 2:24’te bu “günün” henüz gelmediğini açıkça bildirmektedir: “Kardeşler, size rica ediyoruz, Rab'bin gününün geldiğini ileri süren herhangi bir ruh, bir söz ya da bizden gelmiş gibi gösterilen bir mektup hemen aklınızı karıştırmasın, sizi telaşlandırmasın.” Bu özel gün ancak Mesih İsa’nın ikinci gelişi öncesi olaylarla doğacaktır. Aynı şekilde, elçi Petrus da Rabbin Günü’nün Mesih’in gelişiyle gerçekleşeceğini gösterir: “Rab'bin gelişiyle ilgili vaat ne oldu? Bazılarının düşündüğü gibi Rab vaadini yerine getirmekte gecikmez; ama size karşı sabrediyor… Ama Rab'bin günü hırsız gibi gelecek…” (2Pe.3:4-10).
Tanrı’nın Egemenliği ile ilgili olan kapsamlı çalışmasında Dr. Alva J. McClain, yaşadığımız çağın sonunu eski İsrail’deki ‘gün’ kavramına benzetir ve akşamdan ertesi akşama kadar sürecek şekilde ortaya koyar.9 Örneğin Şabat günü için yapılan açıklama bir günü şöyle tanımlar: “…akşamdan ertesi akşama kadar Şabat’ı kutlayacaksınız” (Lev.23:32). Yani bir “gün,” önce karanlık ve sonra aydınlıktan oluşan 24 saatlik bir zaman dilimidir. Eski Antlaşma’daki peygamberlerce bildirilen “Rab’bin Günü”, benzer bir şekilde hem karanlıktan hem aydınlıktan oluşan bir “gün” (dönem) olarak açıklanabilir:
1) Hazırlık olayları - Rab’bin Günü gelmeden önce
2) Cezalandırma olayları - Rab’bin Günü’nün karanlığı
3) Geçiş olayları - Rab’bin Günü’nün şafağı
4) Egemenliği kurma olayları - Rab’bin Günü’nün aydınlığı
McClain, Peygamberlerin Yazıları’ndan Tanrı’nın Egemenliği’nin birçok yönünü derleyip bu “gün” düzenine göre dizer. Bu çalışma, gelecekteki olaylara kuşbakışı eğilmemizi sağlayabilir
“RAB’bin büyük ve korkunç günü gelmeden önce…” (Yoe.2:31)
Gökte bir mahkeme oluşturulacak (Dan. 7:9-10).
Bir habercinin sesi duyulacak (Mal. 4:5; Yşa.40:1-11).
Savaşlar ve kaos dünyayı kaplayacak (Yşa.25:1-13;33:7; Yer.25:15-33).
Tanrı’ya küfür eden siyasal önder dünya krallığını ele geçirecek (Dan. 7:7-8; bkz. 7:2; 9:26-27; 11:36-43).
Doğada büyük sarsıntılar olacak (Yoe.2:30-31; Yşa.24:20).
“RAB’bin büyük günü yaklaştı, yaklaştı ve çabucak geliyor. Dinleyin, acı bir gün olacak. En yiğit askerler bile feryat edecek. Öfke günüdür o gün, sıkıntı ve ıstırap, yıkım ve felaket, karanlık, koyu karanlık, kara bulutların her yanı kapladığı bir gün.” (Sef.1:14-15)
Kuzeyden gelen güçlü bir ülke yok edilecek (Hez. 38:21-22; bölüm 38-39).
Tanrı’nın gazabı İsrail üzerine gelecek (Yer.31:11; bkz. Yşa. 33:10-14; Zek. 13:8-9; Dan. 7:21, 25; Amo.5:18-20).
Tanrı’nın gazabı bütün ulusların üzerine gelecek (Yşa. 26:21; bkz. 13:9-11; Mez.2:1-3; Dan. 11:41-45; Yoel 3:9-11, 14; Sef. 3:8; Zek.12:2-3; 14:2).
“Özel bir gün, yalnız RAB’bin bildiği bir gün olacak. Gündüz de gece de olmayacak. Gece aydınlık olacak” (Zek. 14:7).
Kral Mesih gökten gelecek (Zek. 14:3-4; Yşa.25:9; bkz.. Yşa. 40:9-10; 63:1; Mez.96:13; 98:9; 110:1-2; Mal. 4:2).
Dünya egemenliğinin orduları yok edilecek (Zek. 12:9; bkz. 14:12; Yşa. 66:15-16).
(c) Küfürbaz “küçük boynuz” yok edilecek (Dan. 8:24-25; 11:45; bkz. 7:11; Yşa. 14:5-20; Nahum 1:11-15).
“Kalk, aydınlan; çünkü ışığın geldi, ve RAB’bin izzeti senin üzerine doğdu… Artık güneşin batmayacak, ve ayın çekilmeyecek; çünkü RAB senin ebedi ışığın olacak, ve yas günlerin sona erecek.”(Yşa.60:1,20)
Bir diriliş olacak (Dan.12:1-3; bkz. Yşa 26:19)
İsrail toprağında yaşayan İsrailliler’in bir “kalıntısı” tövbe edecek. (Zek.12:10; 13:1, 9)
Dağılmış İsrailliler tekrar topraklarına getirilecekler Amos 9:13-15; Yas.30:1-3; Yşa. 11:11-12; Yer.31:8-10; 2:37, 42; Hez.34:10-16; 37:21-28).
Yaşayan İsrailliler yargılanacaklar (Hez.20:33-38, 40-4).
Yaşayan diğer uluslar yargılanacaklar (Yoe.3:1-3; Yşa.2:4; 66:18)
Bu olayların nasıl ve hangi sırayla gerçekleşeceği sorusu “eskatoloji” diye bilinen gelecekteki olayları inceleyen bilim alanıdır. Ele aldığımız kitapçıkları yorumlarken bu soruyu kısmen yanıtlamaya çalışacağız.