İnsanların İsa hakkındaki düşüncelerini en az iki gruba koyabiliriz. Bunlardan ilki, İsa’nın kim olduğunu açıklayabilmek için kendi hayal güçlerinden başka bir kaynakları olmayanlardır. Düşünceleri fazlasıyla gülünç (O’nun başka bir gezegenden gelmiş olduğunu söylemek gibi) ve az çok mantıklı (O’nun büyük bir ahlak hocası olduğunu söylemek gibi) olma arasında değişir. Ama bunların hiçbiri tarihin ve Kutsal Kitap’ın bize söylediği şey değildir. Bu gruptaki insanlar Kutsal Kitap İsa’nın insanlara olan sevgisinden, hastalara olan merhametinden, kalabalıklara verdiği bilgelikten söz ettiğinde bütün bu şeylere istekle inanırlar ama Kutsal Kitap’ın mesajı İsa’nın Tanrı olduğunu ima ettiğinde onu reddederler.
Diğer grupta ise, Kutsal Kitap’ı rehberleri olarak kullandıklarını söyleyen ancak, gerçek Hıristiyanlıktan farklı sonuçlara varan “dindar” insanlar vardır. Değişik tarikatlar bu gruba girer. Bu insanlar Kutsal Kitap’ın İsa’nın Tanrı olmadığını söylediği sonucunu çıkarırken gerçekten de doğruyu söylediklerine inanırlar. Bu kişilerin kendi görüşlerini desteklemek ya da Mesih’in Tanrılığı öğretisini çürütmek için kullandıkları ayetlerden bazılarına bakalım.
İncil:Yuhanna 14:28. Size, ‘Gidiyorum, ama yanınıza döneceğim’ dediğimi işittiniz. Beni sevseydiniz, Baba’ya gideceğim için sevinirdiniz. Çünkü Baba benden üstündür. Bu ayet bazı gruplar tarafından İsa’nın Tanrı’dan sonra gelen en “büyük güç olduğunu sözde “kanıtlamak” için kullanılmaktadır. Eğer Tanrı İsa’dan üstünse İsa’nın nasıl Tanrı olabileceğini merak ederler.
Bunun bir açıklaması Pavlus’un İncil:Filipililere 2:5-8’deki öğretisiyle başlar. Pavlus burada şöyle demiştir:
Mesih İsa’da olan düşünce sizde de olsun. Mesih, Tanrı özüne sahip olduğu halde, Tanrı’ya eşitliği sımsıkı sarılacak bir hak saymadı. Ama yüceliğinden soyunarak kul özünü aldı ve insan benzeyişinde doğdu. İnsan biçimine bürünmüş olarak ölüme bile boyun eğip kendini alçalttı.
İsa, Tanrı-adam olmak için bazı niteliklerinden soyundu. Kendini sadece Baba Tanrı’ya değil, insanlar için de ikinci dereceye koymayı seçti. Bu, İsa’nın kimsenin değiştiremeyeceği tabiatı hakkında bir yorum değil, bu dünyada yaşarken amacı ve rütbesi hakkında bir yorumdur. Kimse İsa, insanın hizmetkârı olmayı seçtiği için O’nun insandan aşağı ya da eksik olduğu sonucuna varamayacağı gibi (bakınız İncil:Markos 10:45), İsa yeryüzündeyken Kendisini Tanrı’ya tabi kıldığı ve O’na boyun eğdiği için, O’nun Tann’dan aşağı ya da eksik olduğunu sonucuna varmamalıdır. İncil:Yuhanna 14:28 İsa’nın Tanrı olduğunu söylemesini yalancı çıkartmamaktadır. Bunun yerine, insanlar arasında yaşadığı 33 yıl boyunca Baba’ya gösterdiği gönüllü boyun eğişi sergilemektedir.
"Kimse İsa'nın insanın hizmetkârı olmayı seçerek insandan aşağı ya da eksik olduğunu düşünemeyeceği gibi, kimse bu dünyada olduğu sürece kendini Baba'ya sunan ve O'na boyun eğen İsa'nın Tanrı'dan aşağı ya da eksik olduğunu söyleyemez."
İncil: Esinleme 3:14. Laodikya'daki topluluğun meleğine yaz. Amin, sadık ve gerçek tanık, Tanrı 'nın yaradılışının başlangıcı şöyle diyor... Bu ayetteki "Amin"in İsa Mesih olduğu bellidir. Ancak bu konuyu kabul ettikten sonra, İsa'nın Tanrı olduğuna inananlarla inanmayanların yolları ayrılıyor. İsa'nın Tanrı olduğuna inanmayanlar, "Tanrı'nın yaradılışının başlangıcı" sözünün İsa'nın Tanrı tarafından yaratılanların ilki olduğu konusunda ısrar ederler. Böyle bir düşünce tek başına bile, "İsa Tanrı’dır" diyen teolojik düşünce için ölüm demektir, çünkü sonsuz olmayan birisi nasıl olur da sonsuz Tanrı olabilir? Şimdi bu teoriyi inceleyelim ve ne sonuca varacağımızı görelim.
İlk önce sözün çevirisi üzerine birkaç söz söylememiz çok gereklidir. Grekçesi (eski Yunan dili), "Tanrı'nın yaratılışının başlangıcı" der. Sözün Grekçe'deki gramer yapısı onun, "Tanrı tarafından başlangıçta yaratılan" şeklinde çevirilmesini imkânsız yapar.
İkincisi, Grekçe'de başlangıç olarak kullanılan sözcük, yaratılmak anlamına gelen sözcük değil yaratmanın aktif rolünü ima eden "arche" sözcüğüdür. Öyleyse İsa Tanrı'nın yarattığı ilk varlık değil Tanrı'nın yaratılışının öz kaynağıdır veya kökenidir.1
İncil:Koloseliler 1:15. Görünmez Tanrı'nın görüntüsü, bütün yaratılışın ilk doğanı O'dur. Herkes ilk doğanın ne anlama geldiğini bilir. O ilk doğan bebek - ilk doğanın haklarına sahip olandır. Evet, bazen bu anlama gelir. Ancak birçok başka sözcük gibi, farklı bir anlama da gelebilir. Rütbe, mevki ya da ayrıcalık da anlatabilir. Örneğin sadece üç ayet sonra Pavlus'un söylediklerine bakın: "Bedenin, yani inanlılar topluluğunun başı O'dur. Her şeyde ilk yeri alsın diye başlangıç olan ve ölüler arasından ilk doğan O'dur." Belli ki ilk doğan sözü burada mecazi bir anlam taşımaktadır. Aynı şekilde, İncil:İbraniler 12:23'de bir ailede ilk çocuğun doğumundan çok farklı bir şeyden söz etmek için kullanılmaktadır.
"Her şey O'nun aracılığıyla ve O'nun
için yaratılmıştır. Her şeyden önce var
olan O'dur ve her şey varlığını O'nda
sürdürmektedir."
İncil-Koloseliler 1:16,17
Ancak bu da bize, ilk doğan sözcüğünün diğerlerinden daha önemli olduğu konusunda kesin bir şey Söylemez, sadece bir olasılık verir. Eğer diğer bütün şeyler eşit olsaydı, her iki yorum da kabul edilebilirdi. Ancak göz önüne almamız gereken başka şeyler de vardır. İncil:Koloseliler'in aynı bölümünde bizlere çok güçlü bir açıklama yapan iki ayet vardır ki, bunlar İncil:Koloseliler 1:16 ve 17'dirler. Pavlus burada İsa'dan söz ederek şöyle demiştir: "Herşey O'nun aracılığıyla ve O'nun için yaratılmıştır. Her şeyden önce var olan O'dur ve her şey varlığını O'nda sürdürmektedir." Pavlus burada, yaratılmış olmakla Yaradan arasında çok belirgin bir sınır çekmiştir. İsa, yaratılmış değildi çünkü Yaradandı. Yaradan kendi kendini yaratamaz.
İncil:Yuhanna 10:34. İsa şu karşılığı verdi: "Yasanızda, 'Siz ilahlarsınız, dedim' diye yazılı değil mi?" Bu ayet İsa'nın Tanrılığını kabul etmek istemeyenler için büyük bir rahatsızlık oluşturur. "İsa, Tanrı olduğunu söylediyse ne olmuş?" diye sorarlar. "Bir sürü tanrı vardır. Isa kendi düşmanlarının bile tanrılar olduklarını söylemiştir. Öyleyse, eğer İsa'nın teolojisinde kendi tarafında olmayanlar için bile tanrılığa yer varsa, tanrı olmak o kadar da özel bir şey değildir."
Bu tür bir düşünce biçimi yüzeyde mantıksal görünse de İsa'nın İncil:Yuhanna 10'da söylemek istediklerini yansıtmaz. Söyledikleri Zebur:Mezmur 82:6'nın bir aktarılışıydı. Tanrı burada yargıçlar topluluğuna gel-mekte ve onların başkalarına adaletsiz davranışlarını laneti emektedir. Burada "tanrılar" olarak çevirisi ya-
pılmış sözcük, "büyükler," ya da burada "yargıçlar" anlamına gelmektedirler.
İsa, bu biraz alışılmamış sözü düşmanlarının ikiyüzlülüklerini ortaya koymak için kullanmıştır. Onlar insan olan yargıçlara Asaf’ın "tanrılar" adını vermesini protesto etmemişlerdi, ama Günahsız Olan "Tann'nın Oğlu" olduğunu söylediğinde O'nu reddettiler.