O dönemdeki tanıklardan biri Yahudilerdir. Yahudiler tarihlerindeki tüm dini olayları Talmud’a kaydetmişlerdir. Bu kitaba göre; “Ama kimse İsa’yı suçsuz çıkarmak için hiçbir şey yapmadı ve onlar hamursuz bayramından önceki gün İsa’yı astılar.” (Talmud12, Sanhedrin 43a). Görüyoruz ki Yahudilerin tanıklığı da Mesih’in çarmıhta ölüp dirildiğine yöneliktir.
Ayrıca bilinen diğer bir tarihsel kanıtta Roma’nın idam aracı olarak çarmıh kullanmasıdır. Kimi kişiler çarmıhta insan öldürmenin mümkün olmadığını ileri sürseler de tarihi kayıtlar aynı şeyi söylememektedir. “I. Yüzyıl Roma İmparatorluğu’nda çarmıha gerilenler binlerle ifade edilir. O kadar ki, 70 yılında, Kudüs’ün General Titus tarafından kuşatılmasında, tarihçi Flavios İosephos, “Çarmıhlar için yer, mahkumlar için de çarmıh yetmedi.” diye yazar.” (Bessiere, G. İsa Beklenmedik Tanrı sf.13). Bu tarihsel kanıta göre çarmıhın bir idam aracı olarak kullanıldığı ve Mesih’in de çarmıhta ölmüş olması mümkündür.
Bir diğer tarihsel kanıtta Kilise Babaları’nın mektuplarıdır. Orada da Mesih’in çarmıhta ölümüne ait sözler vardır.
“Siz Baba’nın tapınağında, İsa Mesih’in kaldıracıyla, yani çarmıhıyla, yükseklere kaldırılan ve Kutsal Ruh’un ip aracılığı yapmış olduğu taşlarsınız” (İgnatiyus’un Efeslilere mektubu 9:1).
“İsa Mesih, sevgimiz uğruna kanını bizler için, bedenini bedenimiz için, ruhunu ruhumuz için verdi” ([Roma’lı] Klemens’in Korintlilere mektubu 49-50).
Roma’lı Klemens bu mektubu M.S.100’de, İgnatiyus’ta M.S.110 yılında yazmıştır. Görüldüğü gibi Kilise Babaları da Mesih’in çarmıhtaki ölümünü kabul edip önemini vurgulamaktadır.
Bir diğer önemli tanıkta Yunanlı Lucian’dir. M.S. 100 yılında Roma’da yaşamış Yunanlı bir tarihçi ve konuşma sanatçısıydı. Var olan tüm yazılarında Mesih inanlılarıyla alay ederdi. Tüm alaylarına rağmen aktardığı bir bilgi bizim için çok önemli bir kanıt teşkil etmektedir. “Hristiyanlar, bildiğiniz gibi bu günlerde bir adama tapıyorlar. Bu adam onların tuhaf ayinlerinde tanıttıkları ve bu uğurda çarmıha gerilen meşhur şahsiyet…” (Lucian, The Works of Lucian of Samosata; The Death of Peregrine, 11-13). Görüyoruz ki, Yunanlı Lucian her ne kadar Mesih’e karşı olsa da ve alaycı bir dille yaklaşsa da İsa Mesih’in çarmıhta öldüğünü bize aktarıyor.
Mesih’in çarmıhta ölüp dirildiğine en önemli kanıt ise bence Mesih’in havarileridir. Neden mi? Çünkü, Hristiyanlık inancı, İsa’nın ölümü ve dirilişi üzerine kurulmuştur. İsa ölmediyse ya da İsa ölüp de dirilmediyse, Hristiyanlık diye bir inanç da yoktur (Şimşek M.A. Ölüm Ve Diriliş sf. 24). O zaman Havariler Mesih’in çarmıhta ölümünü görmeselerdi veya İsa Mesih, dirilişinden sonra onlara kendisini göstermeseydi, bütün havariler bir yalan uğruna öldürülmeyi göze alırlar mıydı? Ama Yuhanna hariç hepsi bu inancı yaşamak ve anlatmak uğruna öldürüldüler. On iki elçiden biri olan Tomas, “O(İsa)’nun ellerinde çivi izini görmedikçe, çivilerin izine parmağımla dokunmadıkça ve elimi böğrüne sokmadıkça (İsa’nın dirildiğine) inanmam” (Yuhanna 20:25) dedi. Aynı Tomas İsa Mesih’i, sekiz gün sonra İsa Mesih, diğer öğrencilere ve Tomas’a göründüğünde “Rabbim ve Tanrım!” (Yuhanna20:28) diye yanıtladı. Ve Tomas İsa Mesih’i diğer uluslara anlatmak adına canından oldu. Görmedikçe, dokunmadıkça inanmam diyen Tomas İsa Mesih uğruna öldürülmeyi göze alıyorsa, bu İsa Mesih’in ölüp dirildiğine dair en önemli kanıtlardan biridir.
Ayrıca İsa Mesih Çarmıh’ta ölmemiş olsaydı, İsa Mesih’in çarmıhta ölümü ve dirilişi üzerine kurulan Mesih inancını (Hristiyanlık) yaşamak ve anlatmak uğruna öldürülen binlerce Hristiyan, boşuna bu inanç uğruna ölmüş olmaz mıydı? Kim boşuna öldürülmek ister ki!
Tüm bu bilgiler ışığında eğer İsa Mesih çarmıhta ölmediyse ve dirilmediyse Mesih’in öldüğünü ve dirildiğini doğrulayan diğer bütün inançlarda sahte olmaz mıydı?
Eğer ki Mesih’in ölmediğini iddia ediyorsanız bu sorulara karşı cevapsız kalmaktan kaçamazsınız…