Bu konuya giriş yaparken aklınıza gelebilecek bir soruyu daha önünüze sermek istiyorum. “Kardeşim, benim inancım son din. Diğer kitaplar değiştirilmiştir. Neden bu yazılanlara inanayım ki?”. Eğer bu soruyu soruyorsanız, size gerçekten kötü bir haberim var. Son din diye savunduğunuz inancın kitabıyla, yani Kuran’la ters düşüyorsunuz. Sizlere Kuran’dan bu konuyla ilgili bir ayet yazmam sanırım bu konu için yeterli olacaktır. “Sana kitabı hak ile ve kendinden öncekini doğrulayıcı4olarak indirdi…” (Al-i İmran 3). Bakara 4. ayette aynı konuyla ilgilidir. Eğer aşağıda yazılan peygamberliklere inanmıyorsanız, kendi kitabınıza da inanmıyorsunuz demektir. Çünkü Kuran; İncil, Tevrat ve Zebur’u doğrulayıcı olmalıdır. Eğer doğrulamazsa kendi içerisinde ikileme düşmez mi? Aynı zamanda bu ayet İncil’in Kuran’dan önce değiştirilmemiş olduğunun da kanıtıdır. Hangi kitap değiştirilmiş bir kitabı doğrulamak ister ki?
Tüm bunların dışında İncil’in ‘Kuran öncesi dönemde’ değiştirilmediğine dair tarihsel kanıtlar da mevcuttur. Bu kanıtlara internetten kolaylıkla ulaşabilirsiniz.
Tabii şunu da düşünebilirsiniz “Peki İncil ve diğer kitaplar, Kuran’dan sonra değiştirilmiş olamaz mı?” İncil, Tevrat, Zebur ve Peygamberlik Kitapları’nın, Kuran yazılmadan önceki döneme ait birçok kopyası günümüzde mevcuttur. Ayrıca Tanrı’nın insanlara Matta 5:18 ayetinde verdiği vaat tartışmaya yer bırakmamaktadır. “Size doğrusunu söyleyeyim, yer ve gök ortadan kalkmadan, her şey gerçekleşmeden, Kutsal Yasa'dan ufacık bir harf ya da bir nokta bile yok olmayacak.” (İncil, Matta 5:18). Tüm bu gerçekleri bir kenara atıp, Tanrı’nın vaadini yok sayarak “Ama İncil değiştirildi.” diye ısrar etmek Tanrı’ya karşı küstahlık olurdu herhalde…
Şimdi bu gerçekleri öğrendikten sonra, artık konumuzu detaylı bir şekilde inceleyebiliriz.
Kutsal Kitap daha öncede yazdığım gibi Tevrat, Zebur, Peygamberlik Kitapları ve İncil’den oluşur. Kutsal Kitap’ta; Tevrat, Zebur ve Peygamberlik Kitapları Eski Ahit (Eski Antlaşma), İncil ise Yeni Ahit (Yeni Antlaşma) kitapları olarak tanıtılır. Eski Ahit’te Mesih’in yaşamına ilişkin çok sayıda peygamberlik sözleri5vardır. Biz bu bölümde bu peygamberliklerden, Mesih’in çarmıha gerilmeden önceki acıları ve çarmıhtaki ölümü hakkında söz edenleri ve bunların İncil’de nasıl gerçekleştiğini ele alacağız. Ayrıca bölümün sonunda İsa Mesih’in aynı konuda kendisi hakkında ki peygamberliklerine de yer vereceğim.
İsa’nın öğrencilerinden Yahuda İskaryot, İsa’ya ihanet eder ve bunu İsa’dan yaklaşık bin yıl önce yaşamış Davut peygamber öngörmektedir. Öngörü6 “Ekmeğimi yiyen, güvendiğim yakın dostum bile ihanet etti bana.” (Mezmur 41:9); “Yahuda gitti, başkâhinler ve tapınak koruyucularının komutanlarıyla İsa'yı nasıl ele verebileceğini görüştü.” “Ama bana ihanet edecek kişinin eli şu anda benimkiyle birlikte sofradadır.” (Luka 22:4,21). Tıpkı öngörüde Davut peygamberin söylediği gibi, aynı sofrada yemek yedikleri halde Yahuda İskaryot İsa Mesih’e ihanet etti.
Not:Yahuda’nın ihaneti, Mesih’in çarmıhtaki ölümüne kanıt sayılmasa da, İsa Mesih’in ihanete uğradığını kesin olarak kanıtlar. Bu da Eski Antlaşma peygamberliklerinin güvenilir olduğunun kanıtıdır.
2) Yeşaya peygamber, İsa’nın dayak yiyip aşağılanacağını önceden bildirir. Öngörü “Bana vuranlara sırtımı açtım, yanaklarımı uzattım sakalımı yolanlara. Aşağılamalardan, tükürükten yüzümü gizlemedim.” (Yeşaya 50:6); “Bunun üzerine İsa'nın yüzüne tükürüp O'nu yumrukladılar. Bazıları da O'nu tokatlayıp, "Ey Mesih, peygamberliğini göster bakalım, sana vuran kim?" dediler.” (Matta 26:67,68).
3) Çarmıhta ellerinin ve ayaklarının delinerek öldürüleceği de önceden bildirildi. Öngörü “...Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar.” (Mezmur 22:16); “Kafatası denilen yere vardıklarında İsa'yı, biri sağında öbürü solunda olmak üzere, iki suçluyla birlikte çarmıha gerdiler.” (Luka 23:33) (Çarmıhta öldürülecek olanlar ellerinden ve ayaklarından çivilenerek yani elleri ve ayakları delinerek çarmıha asılırlar).
4) İsa’yı çarmıha germeden çıkarttıkları elbisesi için İsa çarmıhtayken kura çektiler. Öngörü “Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” (Mezmur 22:18); “Askerler O'nu çarmıha gerdikten sonra kura çekerek giysilerini aralarında paylaştılar.” (Matta 27:35).
5) İsa’nın Rab’be olan güveninden dolayı, insanlar İsa’yı aşağılarlarken İsa’nın çarmıh üzerinde olduğu görülüyor. Öngörü “Beni gören herkes alay edip, sırıtıp baş sallayarak diyorlar ki; Sırtını RAB'be dayadı, kurtarsın bakalım onu, Madem onu seviyor, yardım etsin!” (Mezmur 22:7,8); “Oradan geçenler başlarını sallayıp İsa'ya sövüyor, “Hani sen tapınağı yıkıp üç günde yeniden kuracaktın? Haydi, kurtar kendini! Tanrı'nın Oğlu'ysan çarmıhtan in!” diyorlardı.” (Matta 27:39,40).
6) O dönemde çarmıha gerilenlerin daha çabuk ölmesi istendiğinde, askerler çarmıhtaki kişinin bacaklarını kırardı. Fakat Romalı askerler İsa’nın çarmıhta öldüğünü görünce kemiklerini kırmadılar. Öngörü “Bütün kemiklerini korur, hiçbiri kırılmaz.” (Mezmur 34:20); “İsa'ya gelince O'nun ölmüş olduğunu gördüler. Bu yüzden bacaklarını kırmadılar.” (Yuhanna 19:33).
7) İsa Mesih çarmıhtayken suçlularla bir sayıldı ve iki suçlunun arasında çarmıha gerildi, fakat ölünce Aramatyalı Yusuf adında zengin bir adamın mezarına gömülür. Öngörü “Şiddete başvurmadığı, Ağzından hileli söz çıkmadığı halde, Ona kötülerin yanında bir mezar verildi, Ama öldüğünde zenginin yanındaydı.” (Yeşaya 53:9). “Akşama doğru Yusuf adında zengin bir Aramatyalı geldi. O da İsa'nın bir öğrencisiydi. Pilatus'a gidip İsa'nın cesedini istedi. Pilatus da cesedin ona verilmesini buyurdu. Yusuf cesedi aldı, temiz keten beze sardı, kayaya oydurduğu kendi yeni mezarına yatırdı. Mezarın girişine büyük bir taş yuvarlayıp oradan ayrıldı.” (Matta 27:57-60).
8) Ayrıca İsa’dan yaklaşık 500 yıl önce yaşamış Daniel peygamber de Mesih’in kesin ölüm tarihini verir. Onun zamanında Kudüs’ün yeniden inşa edilmesi için çıkacak olan fermandan sonra “… yedi hafta… artı altmış iki hafta sonunda (483 yıl) meshedilmiş olan öldürülecek…” (Daniel 9:25,26). Burada kullanılan “hafta” kelimesi İbranicede 7 gün ya da 7 yıl için kullanılır. Eğer yedi yıl olarak kullanırsanız bu (7+62)*7=483 yıl yapar. Kudüs’ün inşası için çıkan fermanın tarihi İ.Ö.7450’dir. Bu ferman tarihine göre hesap yaptığımızda karşımıza tam olarak İsa Mesih’in ölüm tarihi çıkmaktadır. İ.Ö. 450 (ferman tarihi) + 483 yıl = İ.S.833 “Mesih’in ölüm tarihi” (Madrigal, C., Tanrı’nın Kurtuluş Tasarısı, 2007, sf. 23).
Kutsal Kitap, gördüğümüz gibi hem peygamberlik sözleriyle hem de İncil’de bu peygamberlik sözlerinin nasıl gerçekleştiğini anlatan ayetlerle Mesih’in çarmıhta ölümünün tüm detaylarını gözler önüne sermektedir. Ben bu detayların yalnızca bir kısmını aktardım. Söylenilen peygamberliklerle İsa’nın yaşamı arasında bu kadar uzun zaman bulunmasına rağmen Kutsal Kitap’ın bu konuda mükemmel bir uyuma sahip olması, Mesih’in çarmıhta ölümünün hem gerçek olduğunun, hem de Tanrı’nın Mesih’in çarmıhta ölüp, ölümünden üç gün sonra dirilmesine izin verdiğinin kanıtlarından biridir.
Ayrıca yukarıda bahsettiğim peygamberlikler dışında İsa Mesih’in bizzat kendisi daha hayattayken de çarmıhta ölüp, ölümünden üç gün sonra dirileceğini üç kez bildiriyor.
“Bundan sonra İsa, kendisinin Yeruşalim'e gitmesi, ileri gelenler, başkâhinler ve din bilginlerinin elinden çok acı çekmesi, öldürülmesi ve üçüncü gün dirilmesi gerektiğini öğrencilerine anlatmaya başladı.” (Matta 16:21).
Celile’de toplandıklarında ikinci kez öldürüleceğini bildiriyor. “Celile'de bir araya geldiklerinde İsa onlara, "İnsanoğlu, insanların eline teslim edilecek ve öldürülecek, ama üçüncü gün dirilecek" dedi…” (Matta 17:22,23).
Yeruşalim’e giderken üçüncü kez öldürüleceğini bildiriyor. “Şimdi Yeruşalim'e gidiyoruz. İnsanoğlu, başkâhinlerin ve din bilginlerinin eline teslim edilecek, onlar da O'nu ölüm cezasına çarptıracaklar. O'nunla alay etmeleri, kamçılayıp çarmıha germeleri için O'nu öteki uluslara teslim edecekler…”(Matta 20:18,19).