Lütuf Öyküleri


Öyleyse Tanrı’nın lütfu aracılığıyla Mesih’te kim olduğumuzu nasıl bir temel üzerine yerleştirebiliriz? Bu temel ilkeleri yeni kurulmakta ve müjdeyle yeni tanışmış insanlardan oluşan bir kiliseye ya da daha farklı bir temel üzerine inşa edilmiş mevcut kiliselere ve Hıristiyanlara öğretirken, dinleyicilerimin ihtiyaçlarını veya çeşitli öğrenme tarzlarını karşılamak üzere konuya çeşitli şekilllerde yaklaşırım. Genellikle müjde kitaplarından Tanrı’nın lütfunu örneklendiren bir öykü anlatarak başlarım. İsa’nın işleri ve benzetmeleri zihinlerimizde yer alan Tanrı’nın lütfu anlayışıyla ilgili boşluğu doldurur. ‘Yasa Musa aracılığıyla verildi; lütuf ve gerçek İsa Mesih aracılığıyla geldi.’86Böylece bu pek çok öyküden birini seçip mümkün olduğunca renkli ve kültürel geçmişi ortaya çıkartarak anlatacağım. Örneğin, sıklıkla Ferisi Simun’un evindeki kadının87öyküsünü, kaybolan oğulun öyküsünü88anlatırım, kör Bartimay ile temsil edilen hem baskı altındakilerle dışlanmış kişilere yönelik hem de Zakkay89ile temsil edilen baskı kuranlara yönelik İsa’nın lütfunun Eriha kentinde hayran bırakan sergilenişini öykülendiririm. Bazen İsa’yı inkarından sonrasında Petrus’un yenilenmesinin öyküsünü ele alırım.90Bu öykülerin arka planını bilmek özellikle önemlidir, arka olmadığı takdirde Tanrı’nın lütfunun harikulade karakterini tam olarak övemeyiz. Bu öykülerin kültürel geçmişini sunan bir çok kitap vardır.91


Öyküyü anlattıktan sonra Pavlus’un Romalılar kitabındaki öğretisine bakarak aynı geçmişi sistematik ve örnekleyen bir şekilde anlatırım. Pavlus’un ‘Adem’de ya da ‘Mesih’te olmak öğretisinin arka planını açıklarım, sonra katılımcıları iki gruba ayırıp odanın bir tarafını ‘Adem’de olanlar ve öteki tarafını ‘Mesih’te olanlar olarak bölerim. ‘Adem’de olanlar ‘günah, ölüm ve Yasa’ altındadır; Mesih’te olanlar ‘lütuf altındadır’. Sonra müjdeyi işitip ona karşılık veren bir imanlı olmanın ne demek olduğunu uygularız. Kutsal Kitap bunu Adem’den alınıp Mesih’e verilmek olarak tarif eder; İsa’ya iman ettiğimizde Mesih’te ölmüş olduğumuz söylenir. Geçmiş zaman ile verilen sözcükleri vurgularım: Mesih’le öldük, vaftiz aracılığıyla Mesih’le gömüldük, sonra Mesih’te dirildik. Odanın ‘Adem’de olanlar tarafından bir kişiyi seçerim, Mesih’le ölme, vaftizde gömülme ve dirilme sürecini birlikte eyleme dönüştürürüz, sonra o kişiyi odanın ‘Mesih’te olanlar tarafında oturturum. Bunu günahın gücünden özgür olmaya uygularım. Mesih’le birlikte günaha öldüğümüze göre, artık günahın yetkisi altında değiliz, günahın kölesi değiliz. Bunun yerine artık lütfun nasıl hüküm sürdüğünü gösteririm çünkü artık Mesih’te olduğumdan dolayı asla günahın yargısı altında mahkum olmayayım. İsa’nın ölümü bugüne kadar işlediğim ve işleyeceğim tüm günahları örter. Yapacağım hiçbir şey Tanrı’nın beni daha fazla ya da az sevmesini sağlayamaz veya beni kabul edişini değiştiremez. Ölçü ne kadar yüksekse lütuf o kadar büyüktür; o günahın üstesinde gelmek bizi ne kadar çaresiz kılıyorsa, beni bağışlayıp özgür kılan lütuf o kadar güçlüdür.