Tapınak Vaadi


İkinci olarak Tapınak vaadini anlamamız gerekir. Tapınak, Tanrı’nın halkı arasında mesken tuttuğu yerdir. Halkı arasında bulunmak, onların övgülerini kabul edip onları varlığıyla bereketlemek herzaman Tanrı’nın tasarısı olmuştur ve Kutsal Yazılar boyunca tekrarlanan Tapınak teması bu kavramı temsil etmektedir. Bu konuyu anlamamı sağlayan The Temple and the Church’s Mission (Tapınak ve Kilise Misyonu)39adlı harika eseri için G. K. Beale bir teşekkür borçluyum. Beale’in işaret ettiği gibi Aden Bahçesi bir tapınak gibiydi. Tanrı günün serinliğinde gelip adam ve kadınla buluştu. Bu tapınağın yeryüzünü doldurması ve varlığının her yerde tanınması Tanrı’nın tasarısıydı. Daha sonraları Musa’nın zamanında çöldeki çadır ya da buluşma çadırı, Tanrı’nın Mısır’ın köleliğinden kurtardığı halkı arasındaki varlığını temsil ediyordu. Daha sonra Süleyman’ın Tapınağı bir ulus arasında Tanrı’nın varlığının sergilenmesiydi. Tanrı’nın halkı kendisini putperestliğe kaptırdığı için Tapınak yok edildi ve sürgüne gönderildi ancak peygamberlerin özellikle Hezekiel kitabının vaatlerine göre gelecekte inanılmaz bir tapınak40olacak, hatta Yeşaya ve Mika’ya göre tüm uluslar oraya gelecektir.41


İsa dünyaya geldiğinde gördüğümüz gibi kendisinin tapınak olduğunu ima eden sözler söylemeye başlamıştı; yani Tanrı İsa’da insan ile buluşuyordu. Tapınak sokaklara gelmişti. Yuhanna bunu, ‘Söz insan olup aramızda yaşadı’ - [kelimenin tam anlamıyla çadır kurdu]42ifadesiyle dile getirir. İsa, ‘Bu tapınağı yıkın, üç günde yeniden kuracağım’43dediğinde, kendi bedeninin tapınağından söz ediyordu: kendisi tapınaktı. O zamana kadar insanlar günahlarının bağışlanması için Tapınağa gidiyorlardı, İsa günahları bağışladığında, Başkahinin temsilcileri ve Yeruşalim’den gelen yetkililer Tapınak tekelinin etkisini azaltmaya çalıştığını düşündüler ve elbette bu durumu daha ‘teolojik’ bir dille ifade edip, ‘Tanrı’dan başka kim günahları bağışlayabilir?’44diye sordular ancak İsa’nın Tapınak’taki uygulamalarla ilgili olarak onların inançlarına meydan okuduğunu fark ettiler. Ve daha önce gördüğümüz gibi, İstefan’ın Tapınağı başlı başına güç sayıp Mesih’i reddeden sistemi haklı olarak açığa vurması onun şehit olmasına giden yolu açtı.


Tanrı’nın halkı ile buluştuğu yer artık kilisedir. Tanrı’nın Ruhu aracılığıyla yaşadığı bir tapınağa dönüştürülmek üzere inşa ediliyoruz.


Kutsal Yazılar boyunca tapınağın yeryüzünün tamamında olacağı vaadinde bulunulmuştur. Yasa’da önceden bildirilmiş, peygamberler tarafından onaylanmış ve Mezmurlar’da sevinçle kabul edilmiş olduğu üzere ‘Çünkü sular denizi nasıl dolduruyorsa, Dünya da RAB’bin yüceliğinin bilgisiyle dolacak.’45Tanrı’nın planı O’nun konutunun her yerde bulunmasıydı. Bu nedenle her yerde kiliseler kurmalıyız öyle ki insanların içten bir şekilde Ruh’ta yaşam toplulukları oluşturup Kutsal Ruh’un varlığının sergilenmesiyle Tanrı’nın varlığı yeryüzünün tamamında ifade edilebilsin. Elçisel görev budur. Kilise kurulması için ne büyük bir vizyon! Bu, sadece kilise sayılarını artırmak değil ama yeryüzünün tamamında tapınağın ifade edildiğini görmek üzere çalışmaktır çünkü inanıyoruz ki tapınak bir gün yeryüzünü dolduracak. Elçisel görüş, Mesih’in adının duyulmadığı yerlerde Mesih’i duyurmaktır.46Tüm bunların hepsi son büyük gün olan yeni gökyüzü ve yeni yeryüzü beklentisinde gerçekleşecek ve Tanrı’nın tapınağa ihtiyaç olmaksızın insanla olacağı yer sonunda gerçekleşecektir.47