Bu Temelin Anlatı Doğası


Şimdi Tanrı’nın bütün tasarısı konusuna geri dönmek istiyorum. Yeni Antlaşma’ya göre ortaya koyduğumuz gerçek temeli, bir ilahiyat analizinden ibaret değildir, aslında bir öyküdür. İnsanlar bu öyküyü bütün çerçevesiyle ele alıp kendi rollerini kavradıklarında, iyi bir temel kurmuş olurlar. Pek çok kültürün dünya görüşleri esasında sözlü anlatılara dayanır ve bir dünya görüşünü değiştirmenin tek yolu başka bir anlatı ortaya komaktır.


Tanrı’nın tasarısı bütünüyle aslında böyle bir anlatıdır ve Kutsal Yazılar gibi böylesine büyük bir anlatıyı öğretmek iyi temeller oluşturmak açısından çok önemlidir. Olgun Hıristiyanlar da yeni imanlılar da Tanrı’nın genel tasarısını, bu tasarınınMesih’te ve kilisede nasıl gerçekleştiğini ve birer birey olarak bu tasarıda ne gibi rolleri olduğunu anlamaya ihtiyaç duyarlar.


İsa’nın özellikle dirilişinden sonraki öğretme yöntemi bu açıdan bizim için açıklayıcıdır. Emmaus yolundaki dostlarına ders verirken ve o gecenin devamında Yeruşalim’deki öğrencileriyle sohbet ederken, Mesih’in acı çekmesi gerektiğini anlatmak için Kutsal Yazıları açıklamıştı. Öğrencilerine şöyle söylemişti: ‘Musa’nın Yasası’nda, peygamberlerin yazılarında ve Mezmurlar’da benimle ilgili yazılmış olanların tümünün gerçekleşmesi gerekir’16‘Musa’nın yasası, peygamberlerin yazıları ve mezmurlar’ (ya da ‘yazılar’) İbranice Kutsal Yazılar’ın sınırlandırıldığı bölümlerdi; diğer bir deyişle, İsa onlara tüm Eski Ahit’in tamamı boyunca açıkladı, anlayabilsinler diye zihinlerini açtı ve onlara Kutsal Yazıların bir özetini sundu, yani ‘Mesih acı çekecek, üçüncü gün ölümden dirilecek, tövbe ve günahlardan bağışlanma Yeruşalim’den başlamak üzere onun adında tüm uluslara duyurulacak’.17Eğer bize sorulacak olsa, pek çoğumuzun anlatacağı Eski Antlaşma özeti en fazla bu kadar olur ancak İsa, Eski Antlaşma’nın acı çekip tekrar dirilmek üzere yeryüzüne gelmekte olan bir Mesih’ten söz ettiğinden emindir. Tüm vaatler O’nda ve O’nun aracılığıyla gerçekleşmelidir, özellikle de tüm Kutsal Yazılar boyunca tutarlı bir şekilde devam eden, Tanrı’nın yüceliğinin yeryüzünü doldurup her bir ulusun İbrahim’in soyu aracılığıyla bereketlenmesi vaadi. Müjde’nin tüm dünyada duyurulması işte bu nedenden dolayı gereklidir. Asıl öykü budur, asıl resim, Tanrı’nın tasarısının bütünü; temel bir vahiyolarak anlaşılması gereken işte budur.


Modernist düşüncenin kilise öğretisine yaptığı bir etki de zihinlerimizin, resmin bütününü görmesini sağlamaktan çok, her şeyi bölüp analiz etme eğilimine sahip olmasıdır. Bu konu ile ilgili mükemmel kitabının giriş bölümünde Vaughan Roberts, üniversitede ilahiyat eğitimini tamamladıktan sonra bir arkadaşının ona Kutsal Yazılardaki tapınak kavramını anlayıp anlamadığını sormasıyla karşı karşıya kaldığı olayı aktarır. Sonra arkadaşı ona bu konu üzerinde bir Kutsal Kitap gezisi yaptırır. Vaughan Roberts sözlerine şöyle devam eder:


Çok etkilenmiştim. Üniversitede ilahiyat eğitimimi tamamlamıştım ama bu eğitim beni Kutsal Kitap’ta yolunu bulamayan biri olarak bırakmıştı. Her bir kitabın ve metnin detaylı analizleri aklımda vardı ama hiç kimse bunların birbiriyle ilişkisini açıklamamıştı. Ancak arkadaşım Kutsal Kitap boyunca gözle görülür bir rahatlıkla ilerleyebiliyordu. Ben yön duygumdan yoksun bir haldeyken arkadaşımın elinde sanki bir harita vardı.18