Efes, Asya ili için önemli bir dini, ticari ve kültürel merkezdi. Pavlus burayı daha önceki bir gezide ziyaret etmişti ama öyle görünüyor ki, o sıralarda çok öncelikli bir müjdeleme hizmetini yürütmemekte karar kılmıştı.4Hiç şüphe yok ki, büyücülüğün ana merkezlerinden biri olarak Efes’in öneminin ve müjdeye karşı temsil ettiği meydan okumanın son derece bilincindeydi. Antik dünyanın yedi harikasından biri olan meşhur Artemis tapınağı, tarikat fahişeleri, hem büyücülüğün hem de cinsel ahlaksızlığın artmasını sağlayan etkisi ile birlikte orada yükselişteydi. Pavlus, böylesi bir kültürel geçmişe karşı duran bir kilise oluşturmak için burada daha uzun kalmanın gerekliliğini muhtemelen fark etmişti. Böylece dostlarından bazılarını, Priskila ve Akila’yı orada bırakıp seyehatlerine devam ederken daha ileri bir zamanda oraya geri dönmeyi planlıyordu. Kilise’yi başlatmanın zamanlamasının önemini bir açıdan her zaman anlamıyoruz. Pavlus daha önce Kutsal Ruh tarafından Asya ilinde müjdeyi duyurmaması konusunda engellemişti5ve hatta bu ilk gezisinde bir şekilde zamanın henüz gelmediğini fark etmişti.
Daha sonraki gelişinde, öncelikle orada öğrenci olup olmadığına baktı. Yaklaşık on iki kadar kişi ilebazılarının da ailelerinden oluşan bir grup buldu. Ancak onlarla buluştuğunda, aralarında bulunan Tanrı’nın varlığını, Kutsal Ruh ile Kutsal Ruh gerçeği ışığında deneyim etmediklerini gözlemledi. Böylece Pavlus iman ettiklerinde Kutsal Ruh’u alıp almadıklarını sordu. Onlar da Kutsal Ruh hakkında hiçbir şey işitmedikleri yanıtını verdiler. Birkaç sorudan sonra Yahya’nın vaftizine göre vaftiz oldukları ortaya çıktı. Pavlus müjdeyi onlara daha doğru bir şekilde açıkladı, bunun sonucunda İsa’nın adıyla vaftiz edildiler. Daha sonra ellerini onların üzerine koymasıyla Kutsal Ruh’u alıp yeni dillerle konuşmaya ve peygamberlik etmeye başladılar.6
Pavlus böyle yapmakla Efes’te yakın zamanda oluşacak kilise çevresinin çekirdek grubunun belli temel gerçekleri net bir şekilde kavramış olduğundan emin olmak istiyordu. Pavlus’un amacı, kilisenin ‘Ruh aracılığıyla Tanrı’nın konutu olmak üzere birlikte inşa edilen’ insanlar görmekti7, Pavlus o kilisenin çekirdek grubunun Kutsal Ruh’un kimliğini ve etkinliğini doktrinel olarak anlamak zorunda olduğunu ve ayrıca Tanrı’nın varlığını Kutsal Ruh aracılığıyla güçlü bir biçimde deneyim etmesi gerektiğini anlamıştı. Kilise oluşturma stratejisi olarak, ulaşmaya çalıştığımız yerin kültürünü anlamamız yeterli olmakla kalmaz (gerçi daha sonra bu konuya değineceğim, bu gereklidir) ama aynı zamanda çekirdek grubun inşa etmeye çalıştığımız temeli eksiksiz olarak anladığından da emin olmalıyız. Birkaç yıl önce İngiltere’nin Midlands bölgesinde kiliseler kurmaya çalıştığım dönemde Pazar sabahları Bedford’taki kendi kilisemde vaaz ediyordum ve kurmaya çalıştığımız kiliselerin çekirdek gruplarını biraraya getirmeye çalışıyordum. Akşamlarımızı ise çekirdek gruplardakilerin temel değerleri anladıklarından emin olmaya çalışarak harcıyordum, bu temel değerler daha sonra çalışmalarımız geliştiğinde bu bölgenin diğer kısımlarında da yinelediğim şablondur.
Yeni bir kiliseye katılan kişiler arasında başlangıçta eğer iyi bir temel oluşturulmamışsa, kurulan kiliseye yansıyan bazı zayıflıklar olacağını fark ettim. Fark ettiğim bazı noktalar şunlardır:
Zaten pek çok kilisenin var olduğu bir ülkede yeni bir kilise kurulduğunda, öncelikle katılım gösteren bazı kişiler önceki katıldıkları kiliseden memnun olmayan mevcut Hıristiyanlar olabilir. Genellikle bu insanlar belli bir gündem ya da ‘doktrinlere tepki olarak’ gelir. Yeni kilisenin temel değerlerinin başlangıçta açık bir şekilde kendilerine belirtilmesi ve özümsenmesi çok önemlidir, bu şekilde karışıklık ve bölünme önlenmiş olur. Ayrıca kilisenin memnuniyetsizlik ya da anlaşmazlık gibi olumsuz düşünceler üzerine değil, kabul edilmiş olumlu değerler üzerine inşa edilmesi sağlanır.
Ben şu anda Müslüman ülkelerde kilise kurma çalışmalarına katılıyorum ve bazen yeni iman edenleri görme telaşıyla temel konuların, o ilk yeni iman edenlerle birlikte her zaman olması gerektiği şekilde gerçekleşmediğini fark ettim (çünkü dürüst olmak gerekirse, bu tür yerlerde yeni iman edenler pek azdır). Örneğin korku konusu oldukça anlaşılır olmasına karşın güçlü bir iman topluluğu oluşturmak için yine de bu konu üzerinde durulması gerekir.
Tüm kültürlerde o kültürle ilişkili kaleler bulunmaktadır. Daha sonra göreceğimiz gibi bu kültürel kaleler ve farklı dünya görüşleriyle ilgili sorunlaryeni kilisenin başlangıç döneminde çözülmelidir.