GİRİŞ

Kutsal Kitap’ın3 kayda geçirilmesi Musa Peygamber döneminde başladı ve İsa Mesih’in havarisi Yuhanna döneminde, yaklaşık 1500 yılda tamamlandı (M.Ö.1450-100 M.S.). Kutsal Kitap yeryüzünde 1500 yılda yazılmış, kendi içinde tutarlı tek Kitap’tır; çünkü yazarı Kutsal Ruh’tur; yani Tanrı’dır. Kutsal Ruh, Kitap’ta vahiy yoluyla Tanrı’yı ve O’nun tasarılarını, kainat ve insanlar ile ilişkisini açıklamıştır.

Bu bağlamda Kutsal Kitap, Yaratılış 1:1 “Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı” ayetiyle başlar Vahiy 22:20 “ Bunlara tanıklık eden, ‘Evet, tez geliyorum!’ diyor. Amin! Gel, ya Rab İsa!” ayetiyle, Tanrı’nın günahlardan kurtuluş tasarısını, kainat ve insanla ilişkisini anlatmış olarak tamamlanır.

Kutsal Kitap’ta Müslüman toplumun da aşina olduğu Adem, Havva, Nuh, İbrahim Peygamber, İshak, Yakup, Yusuf, Musa Peygamber, Yunus, Zekeriya, İsa Mesih gibi birçok tarihsel karakterin yaşamlarına ve onlar aracılığıyla gerçekleşen tanrısal olaylara yer verilir. Bu karakterlerin tümü insanlık tarihini etkilemiştir. Adem ve Havva işledikleri günah nedeniyle hem kendilerini hem de insan soyunu RAB’den koparacak asli günah yargısına neden olmuşlardır.

Asli günah ve günahlardan kurtuluş tasarısı Kutsal Kitap bildirisinin temelinde yer alır. Tanrı insanı yarattığında kendisini RAB olarak tanıyacak ve yüceltecek bir ilişki tasarlamıştır. Yaratılış 2:17, “Ama iyiyle kötüyü bilme ağacından yeme. Çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün” ayetindeki Tanrı’nın yasağına rağmen, Adem ve Havva söz dinlemezlik ederek insanı ruhsal ve fiziksel ölümüne giden yargı yoluna sokmuştur. Tanrı insanı ölüm yolundan çıkarmak İsa Mesih’te kurtuluş tasarısını sunmuştur. Buna göre İsa Mesih Kutsal Ruh aracılığıyla beden alarak fiziksel babası olmadan doğmuş; Kelam/Kelime olarak Tanrı vahyinin tüm doluluğunu insan bedeninde taşımıştır. Yeryüzünde tamamladığı hizmetini, kendi deyişiyle “Nitekim İnsanoğlu, hizmet edilmeye değil, hizmet etmeye ve canını birçokları için fidye olarak vermeye geldi4 sözleriyle ifade etmiştir.

Günümüz Hristiyanları bu bildiriye iman ederler. Çünkü Tanrı

Günah bir insan aracılığıyla, ölüm de günah aracılığıyla dünyaya girdi. Böylece ölüm bütün insanlara yayıldı. Çünkü hepsi günah işledi. […] Ne var ki, Tanrı’nın armağanı Adem’in suçu gibi değildir. Çünkü bir kişinin suçu yüzünden birçokları öldüyse, Tanrı’nın lütfu ve bir tek adamın, yani İsa Mesih'in lütfuyla verilen bağış birçokları yararına daha da çoğaldı. Tanrı’nın bağışı o tek adamın günahının sonucu gibi değildir. Tek suçtan sonra verilen yargı mahkûmiyet getirdi; oysa birçok suçtan sonra verilen armağan aklanmayı sağladı. Çünkü ölüm bir tek adamın suçu yüzünden o tek adam aracılığıyla egemenlik sürdüyse, Tanrı’nın bol lütfunu ve aklanma bağışını alanların bir tek adam, yani İsa Mesih sayesinde yaşamda egemenlik sürecekleri çok daha kesindir. İşte, tek bir suçun bütün insanların mahkûmiyetine yol açtığı gibi, bir doğruluk eylemi de bütün insanlara yaşam veren aklanmayı sağladı. Çünkü bir adamın söz dinlemezliği yüzünden nasıl birçoğu günahkâr kılındıysa, bir adamın söz dinlemesiyle birçoğu da doğru kılınacaktır. Kutsal Yasa suç çoğalsın diye araya girdi; ama günahın çoğaldığı yerde Tanrı'nın lütfu daha da çoğaldı. Öyle ki, günah nasıl ölüm yoluyla egemenlik sürdüyse, Tanrı'nın lütfu da Rabbimiz İsa Mesih aracılığıyla sonsuz yaşam vermek üzere doğrulukla egemenlik sürsün”5

diyerek günah ve günahlardan kurtuluş tasarısını İncil’de açıklamıştır.

Bu açıklama Hristiyan ilahiyatının odak noktasında bulunur. Günahlardan k u r t u l u ş tasarısı görmediğimiz Tanrı, Semavi Baba tarafından tasarlanmış; İsa Mesih’in insanların günahlarına karşılık çarmıhta ölümü ve üçüncü gün dirilişi ile ruhsal ve fiziksel ölümün yargısı üstlenilmiş; iman eden herkese Kutsal Ruh aracılığıyla yeniden doğuş sağlanarak sonsuz yaşam armağan edilmişidir. Günahlardan k u r t u l u ş tamamen Tanrı’nın Lütfu ile (sevaplara bakılmaksızın) Kutsal Ruh’un, Kutsal Kitap sözlerini kullanarak insan yüreğini aydınlatması, İsa Mesih’te sağlanan kurtuluşa iman etmeye yönlendirmesiyle gerçekleşir.

 

 

 

 

 

 

 

Tanrı'nın insanı akladığı, Müjde’de [İncil’de] açıklanır. Aklanma yalnız [İsa Mesih’e] imanla olur. Yazılmış olduğu gibi, imanla aklanan yaşayacaktır.6

 

İyi Haber: İnsan Günahlıdır Ama Kurtuluş Umudu Var!

İncil’in orijinal anlamı Müjde, İyi Haberdir ve orijinal metindeki Grekçe anlamına göre asla kara haber olmaz, olamaz! İncil’in özü “Zaman doldu, Tanrı’nın Egemenliği yaklaştı. Tövbe edin, Müjde’ye [İncil’e] inanın!” ayetindeki İsa Mesih’in başlattığı tövbe çağrısına dayanır.7
İsa Mesih tebliğine başlamadan hemen öncesinde Yahya peygamber İsa Mesih ile ilgili olarak “Ey engerekler soyu! Gelecek gazaptan kaçmak için sizi kim uyardı? Bundan böyle tövbeye yaraşır meyveler verin. Kendi kendinize, ‘Biz İbrahim’in soyundanız’ diye düşünmeyin. Ben şunu söyleyeyim: Tanrı, İbrahim’e şu taşlardan da çocuk yaratabilir. Balta ağaçların köküne dayanmış bile. İyi meyve vermeyen her ağaç kesilip ateşe atılır. Gerçi ben sizi tövbe için suyla vaftiz ediyorum, ama benden sonra gelen benden daha güçlüdür. Ben O’nun [İsa Mesih’in] çarıklarını çıkarmaya bile layık değilim. O sizi Kutsal Ruh’la ve ateşle vaftiz edecek. Yabası elindedir. Harman yerini temizleyecek, buğdayını toplayıp ambara yığacak, samanı ise sönmeyen ateşte yakacak8 peygamberliğinde bulunmuştur.

Tüm bu ayetler ne anlama geliyor?

İfade edilen peygamberlik sözlerine göre insanlar günahlıdır ve İsa Mesih kurtarıcıdır anlamına geliyor. Tevrat, Yaratılış 3. bölümde yazıldığı şekliyle insan Şeytan’ın “İyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız9 yalanına inanarak iyiyle kötüyü bilme ağacının meyvesinden yemiş ve kendisini yargı altına sokarak ruhsal ve fiziksel ölüme maruz kalmıştır. Bu durum Hristiyan ilahiyatında kısaca günah sözcüğünde özetlenir.

Günah, Tanrı’ya başkaldırmak, O’nun yasasına, kurduğu düzene, isteği ahlak standartlarına uymamak; suç işlemek, doğru yoldan ayrılmak; insan kardeşlerine kötülük yapmak anlamalarını içerir. Herkeste aynı günahlı eğilimler belirgin biçimde ortaya çıkmasa da Kutsal Kitap’a göre İsa Mesih dışında günahlı olmayan tek kişi yoktur. Çünkü insanlar bir şekilde yalan söyleyerek, dedikodu yaparak, nazar boncuğu takarak; falcılık, büyücülük, medyumluk benzeri şeytani işlere, putperestliğe yaşamında yer vererek günah işler ve Tanrı’nın yüceliğinden yoksun kalır.

İyi Haber’e olan ihtiyaç da tam bu noktada kendini derinden hissettirir. Tanrı Kutsal Kitap ayetlerini kullanarak Kutsal Ruh aracılığıyla şöyle seslenir: “İnsanlar İsa Mesih’te olan kurtuluşla, Tanrı'nın lütfuyla, karşılıksız olarak aklanırlar. Tanrı Mesih’i, kanıyla günahları bağışlatan ve imanla benimsenen kurban olarak sundu. Böylece adaletini gösterdi. Çünkü sabredip daha önce işlenmiş günahları cezasız bıraktı. Bunu, adil kalmak ve İsa’ya iman edeni aklamak için şimdiki zamanda kendi adaletini göstermek amacıyla yaptı.10

 

Daha fazlası için:

Eğer insanlar Tanrı ile doğru bir ilişki içinde ise nazar boncuğu takarlar mı; falcılık, büyücülük, medyumluk yaparlar mı; bu işleri yapanlara giderler mi?

Evet ( )   Hayır ( )

 

 

 

 

“Kapı Ben’im. Bir kimse benim aracılığımla içeri girerse kurtulur. Girer, çıkar ve otlak bulur.”11

 

İyi haber: İsa Mesih Diyor ki “Kapı Ben’im!”

İsa Mesih konuşurken sık sık benzetmeler kullanırdı, bir gün en meşhur konuşmalarından ve benzetmelerinden bir tanesini kullanmıştı. Benzetmesinde kendi hakkında şu sözleri kullandı; “Kapı Ben’im. Bir kimse benim aracılığımla içeri girerse kurtulur. Girer, çıkar ve otlak bulur.”12

 Bizler, insanoğlu olarak doğduğumuz andan itibaren artık bu dünya kapısının içinden girmiş bulunuyoruz ve yine yaşamımız boyunca farklı farklı kapılardan giriyoruz. Bu kapıların, hangisi bize huzur ve esenlik vermekte? Zenginlik, iş, ilişkiler, başarılar bitmek bilmeyen içsel arzular… Maalesef sonu doyumsuzluk tatminsizlik, hüsran ve hayal kırıklığı ile sonuçlanan çıkmaz sokak kapıları ile karşılaşmış oluyoruz. Nitekim dünyamıza baktığımızda bunun acı gerçeklerini görüyor ve tecrübe ediyoruz.

Bu bağlamda, İsa Mesih’in kullandığı benzetme de müjdeli haber şudur; hüsrana, yıkıma ve hayal kırıklığına uğratmayan ve insana esenlik verebilecek tek kapının kendisi olduğunu ilan ediyor.

Kullandığı benzetmede Kendini kapı olarak tasvir eden İsa Mesih’in çağrısındaki en önemli nokta, bir kimsenin yalnızca onun aracılığı ile kurtulabilecek olmasıdır. Günümüz toplumundaki her yol Allah’a çıkar, benim kalbim temiz, hepimiz aynı Allah’a inanıyoruz gibi birçok görüşün aksine, kutsal kitap bize tek kurtuluşun yalnızca İsa Mesih’in kendisinde olduğunu ilan ediyor. Dünyanın başlangıcında, Tanrı yaratma işini sürdürürken, insanı özel olarak diğer tüm canlılardan ayrıcalıklı olarak kendi benzeyişinde yarattı, ruhunu insana üfledi ve insan yaşayan can oldu.

“RAB Tanrı Adem’i topraktan yarattı ve burnuna yaşam soluğunu üfledi. Böylece Adem yaşayan varlık oldu”13

Tanrı ve insan kusursuz ilişki içindeyken Havva ve Adem’in itaatsizliğiyle başlayan günah eylemi bir zincirin halkları olarak sürekli büyümüş, insan ile Tanrı ilişkisi zedelenmiş, nitekim insan soyu yaşamın amacı olan Tanrı’dan uzaklaşarak esenliğini yitirmişti. Bu bağlamda: Hristiyanların Müjde dediği görünmez Tanrı’nın görünümü olan İsa Mesih, Tanrı’nın insan bedeni alarak kendini Adem soyu olan tüm insanların günahlarına karşılık kusursuz ve günahsız bir aracı olarak çarmıhta kurban olarak sunması ve üçüncü gün dirilmesi ile Müjde’yi ilan etmektedir. İncil’de 1. Korintliler 15:3 şöyle yazmaktadır:

“Aldığım bilgiyi öncelikle ilettim: Kutsal Yazılar uyarınca Mesih günahlarımıza karşılık öldü, gömüldü ve Kutsal Yazılar uyarınca üçüncü gün ölümden dirildi. Çağlar boyunca Tanrı’nın bu kurtuluş kapısını hazırlamış olduğu vaatler İsa Mesih de yerine gelmiştir.”

Hristiyanlar olarak buna lütuf müjdesi diyoruz. Yalnızca Tanrı’nın bu kurtuluş planına iman ederek kendi sevaplarımızdan bağımsız olarak kurtulmuş oluyor, Tanrı’nın kendisine iman edenlere vaat ettiği kutsal ruhu alarak günahların affına sahip oluyoruz ve ruhsal bağlamda yeniden doğuşu yaşıyoruz.

Özü ve anlamı ile benzetmede Tanrı tarafından insanlara açılmış olan kurtuluş kapısı, İsa Mesih’in kendisidir. RAB İnsanları bu Müjde’ye çağırarak kurtuluş kapısına davet etmektedir ve insanı yeni yaratılışa, ilk insanı yarattığında olduğu gibi kendisi ile harika bir ilişkiye çağırıyor.

İnsan ruhu kapı kapı dolaşır ama esenlik bulamaz nitekim insan ruhu Tanrı’yı bulunca huzura erer. İşte Kutsal Kitap’ın Vaiz bölümünde şöyle seslenilmektedir: “Toprak geldiği yere dönmeden, Ruh onu veren Tanrı'ya dönmeden, Seni yaratanı anımsa.”14

Daha Fazlası için:

Hristiyan ilahiyatında Lütuf Müjdesi “insanın iyi işlerine yani sevaplarına” bakılmaksızın Tanrı tarafından karşılıksız sunulan ve İsa Mesih’in günahlarımıza karşılık kendini çarmıhta feda edip üçüncü gün dirilmesine iman ederek kavuşulan k u r t u l u ş u, sonsuz yaşam armağanını ifade eder.

Sizce yukarıdaki paragraf yeterince anlaşılıyor mu?

Evet ( )   Hayır ( )

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İsa, ‘Yol, gerçek ve yaşam Ben’im’ dedi.15

İyi haber: İsa Mesih Diyor ki “Yol, Gerçek ve Yaşam Ben’im!”

Etrafımızda ki birçok kişiye sorduğumuzda, hayatlarındaki en önemli şeyin her zaman gerçek olduğunu bizlere söyler. Hayatımızda gerçek kavramı bu kadar önemliyken bizler gerçeği aramak için yeterli gücü gösteriyor muyuz? İsa Mesih bize kendisini Baba’ya yani Tanrı’ya gidecek yol ve gerçek olarak gösteriyor ve yaşamın kendisinde olduğunu söylüyor.

 İsa Mesih, “Yol, gerçek ve yaşam Ben’im” dedi. “Benim aracılığım olmadan Baba’ya kimse gelemez”13 dedi.

Bu ayete baktığımızda yaşadığımız toplumda İsa Mesih ile ilgili yanlış bildiğimiz birkaç noktaya rastlıyoruz. Toplumda ki insanlar için İsa Mesih kendisine kitap gelmiş peygamberlerden biri olduğu söylenir. O’nun diğer peygamberlerden belli farkları olsa da sıradan bir peygamber ve kurtuluş için başkasını işaret ettiğine inanılıyor. Oysa Kutsal Kitap gerçeğine döndüğümüz zaman da durum gerçekten böyle mi?

İşte gerçeği aramak için burada elimize bir fırsat geçiyor ve bizler inanıyoruz ki Kutsal Kitap’ın içinde ki ayetlerde bu gerçeğin kendisine ulaşabiliriz. Çünkü giriş bölümünde de bahsettiğimiz gibi Kutsal Kitap yaklaşık 1500 yıl içerisinde farklı yazarlar tarafından yazılmış kendi içinde tutarlı tek kitaptır. Kutsal Ruh’un esinlemesiyle yani bizzat Tanrı tarafından yazılmıştır.

İnsanlar tarafından çok söylenen sözlerden birisi de gerçeğin kişiden kişiye değiştiği, herkesin gerçeğinin farklı olabileceği düşüncesidir. Oysa birden fazla gerçek bulunması durumunda ortada bir karışıklık olurdu. Dünya üzerinde bizi Tanrı’ya götürecek birden fazla yol olduğunu söyleyen farklı farklı inanç biçimleri ve ibadet şekilleri var. Ve hepsinin de gerçek olabileceğini söyleyen ya da bunlara inanan milyonlarca insanı görebiliriz.

Gerçekten birbirini çürüten milyonlarca gerçek olabilir mi? Kutsal Kitap bize ne söylüyor ya da İsa Mesih kendisinden bize nasıl bahsediyor? İsa, “Yol, gerçek ve yaşam Ben’im” dedi. “Benim aracılığım olmadan Baba’ya kimse gelemez.16 İsa Mesih burada ki konuşmasında yola vurgu yapıyor. İşte en önemli konulardan biri budur. Bu sözü söylediğinde İsa Mesih kendisinin cennete giden tek yol olduğunu söylüyor. Ona iman etmek bizlerin önüne sonsuz yaşama gidecek yolun kapısını sonuna kadar açacaktır. İşte tek hakikat budur. Tanrı’nın kendisi, kendisini bize tanıtan İsa Mesih’te beden alıp aramıza gelmiştir.
İşte bu hakikat, önemli bir durumla bizi karşı karşıya getirir ayetin devamında İsa Mesih şöyle diyor “Benim aracılığım olmadan Baba'ya kimse gelemez.” Bu iddia popüler söylemin aksine Tanrı’ya giden tek bir gerçek ve tek bir yol olduğunu söylüyor, o da İsa Mesih’in kendisidir. O olmadan başka hiçbir yol bizi Semavi Baba’ya yani Tanrı’ya götüremez. İsa Mesih’in öğrencilerinden olan Petrus’da aynı iddia da bulunmuştu. “Başka hiç kimsede kurtuluş yoktur. Bu göğün altında insanlara bağışlanmış, bizi kurtarabilecek başka hiçbir ad yoktur.”17 Öyleyse günümüzde popüler olan düşüncenin aksine bizi Tanrı’ya götürecek birden fazla yol yoktur, tek bir yol vardır o da İsa Mesih’in kendisidir. Geçmişiniz ne olursa olsun İsa Mesih kendisine iman edenleri kendi lütfu aracılığıyla Baba Tanrı’ya götürür. İsa Mesih Baba Tanrı’nın evinde kendisine iman edenler için yer hazırlamıştır. İsa Mesih gerçeğin ta kendisidir. O sadece bize gerçeği tanıtan kişi değil, gerçektir.
Mesih’i kabul eden kişi gerçeği de kabul etmiş olur. O, herkesin gerçeğe ulaşıp kurtulmasını istemektedir. Yine biliyoruz ki, Tanrı’nın Oğlu gelmiş ve gerçek Olan’ı tanımamız için bize anlama gücü vermiştir. Biz gerçek Olan’dayız, O'nun Oğlu İsa Mesih’teyiz. O gerçek Tanrı ve sonsuz yaşamdır.18

 

Daha fazlası için:

Kutsal Kitap’ta “Gerçek” İsa Mesih, Tanrı sözü, kilise ve anlamlı karşılığı olan şeyler için kullanılır. Kutsal Kitap (Tevrat, Zebur ve İncil) bakış açısıyla “Gerçek ve Sonsuz Yaşam” kavramları bugüne kadar sizi ilgilendirdi mi?

Evet ( )   Hayır ( )

 

 

 

 

 

 

Gökten inen öyle bir ekmek var ki, ondan yiyen ölmeyecek. Gökten inmiş olan diri ekmek Ben'im. Bu ekmekten yiyen sonsuza dek yaşayacak. Dünyanın yaşamı uğruna vereceğim ekmek de benim bedenimdir.”19 

 

İyi haber: İsa Mesih Diyor ki “Yaşam Ekmeği Ben’im!”

Tanrı görüyor, dediğimizde gözü, işitiyor dediğimizde kulağı, Baba, Oğul unvanlarını kullandığımızda fiziksel bir ilişki sonucu oluşmuş varlığı düşünmeyiz! Aynı şekilde İsa Mesih’te Yuhanna 6:48 ayetinde “Yaşam Ekmeği Ben’im” dediğinde aklımıza karnımız acıktığında yiyeceğimiz bir somun ekmek gelmez!

Yine aynı bölümde “Size doğrusunu söyleyeyim, İnsanoğlu’nun [İsa Mesih’in] bedenini yiyip kanını içmedikçe, sizde yaşam olmaz. Bedenimi yiyenin, kanımı içenin sonsuz yaşamı vardır ve ben onu son günde dirilteceğim. Çünkü bedenim gerçek yiyecek, kanım gerçek içecektir. Bedenimi yiyip kanımı içen bende yaşar, ben de onda” 53-56 ayetlerde geçen İsa Mesih’in sözleri bilgisiz kişilerce Hristiyanlar’ın yamyamlık yaptığı şeklinde yorumlanmıştır. Aslında İsa Mesih’in söylediklerinin yamyamlıkla uzaktan yakından ilgisi yoktur. Sadece mecaz kullanarak kendisinde var olan, günahlarına karşılık ölümüne ve dirilişine imana bağlı k u r t u l u ş u anlatmak istemektedir.

TDK sözlük “Teşbihte hata olmaz” atasözünü sözünü şöyle tanımlar: “Yeri geldiği zaman çirkin, kaba bir benzetme ile anlatıma daha etkili bir hava verilmesi, saygısızca bir davranış değildir, kimse bundan alınmamalıdır” anlamında kullanılan bir söz.20 Toplumumuzda da çok iyi bilinir ki iyi bir örnek olsun olmasın teşbihte (benzetmede) hata olamaz. Amaç verilen örnek aracılığıyla konunun kavranmasını sağlanmaktır.

Peki, öyleyse İsa Mesih “Yaşam Ekmeği Ben’im” demekle ne ifade etmek istemektedir?

Birçok kişi İsa Mesih’in öğretisini hem bedende yeryüzünde bulunduğu dönemde hem de göklerde yaşadığı, varlığını sürdüğü günümüzde anlamakta zorluk çeker. Çünkü Tanrı Ruh’tur, insan aklı ise kıttır. Sınırlı mantığı ebedi ve ezeli RAB’bi; O’nun yaratılış ve insan üzerindeki kurtuluş tasarısını ne yazı ki çoğu zaman anlayamamaktadır. Bu durum İsa Mesih “Gökten inen öyle bir ekmek var ki, ondan yiyen ölmeyecek. Gökten inmiş olan diri ekmek Ben’im. Bu ekmekten yiyen sonsuza dek yaşayacak. Dünyanın yaşamı uğruna vereceğim ekmek de benim bedenimdir” öğretisinde de geçerlidir.

Anlaşılır şekliyle İsa Mesih “Bana iman edenin” yani “Günahlarına karşılık öldüğümü, üçüncü gün dirildiğimi, göklerden ikinci geleceğimi” yürekten kabul edinin sonsuz yaşamı var dememek istemektedir.

İman kavramının açılımı ise biricik bireyin yeniden doğuş aracılığıyla günahlarından kurtularak, Kutsal Ruh’un iç varlığında konut kurmasıyla, göksel bedenine kavuşacağı konusunda İsa Mesih’e güvenmesidir. Hristiyan ilahiyatının odak noktasında buluna bu öğreti, daha önce yazılan Romalılar 1:17 ayetinde “Tanrı’nın insanı akladığı, Müjde’de [İncil’de] açıklanır. Aklanma yalnız [İsa Mesih’e] imanla olur. Yazılmış olduğu gibi, [İsa Mesih’te sahip olduğu] imanla aklanan yaşayacaktır” şeklindedir.

Ayette geçen “iman” sözcüğü Grekçe salında güvenmek ve sadakat anlamlarını barındırır. Aklanma ise o dönemde doğru sayılma anlamına gelen bir sözcüktür. Aklanmanın orijinal anlamı “Bir suçlunun mahkemede doğru sayılarak salıverilmesidir.” Ruhsal bağlamıysa “günah nedeniyle ruhsal ve fiziksel ölüm yargısına sahip insanın İsa Mesih’e iman etmekle O’nun üzerine aktarılarak doğru sayılması” olarak açıklanır. İncil’de yazıldığı gibi “Çünkü herkes günah işledi ve Tanrı'nın yüceliğinden yoksun kaldı. Tanrı [İsa] Mesih’i, kanıyla günahları bağışlatan ve imanla benimsenen kurban olarak sundu. Böylece adaletini gösterdi. Çünkü sabredip daha önce işlenmiş günahları cezasız bıraktı. Bunu, adil kalmak ve İsa’ya iman edeni aklamak için şimdiki zamanda kendi adaletini göstermek amacıyla yaptı.21
Bazı kişiler ayetlerde açıklanan İsa Mesih’in günahları üstelemesini mantıksız bazı kişiler mantıklı bulmaktadır. Kutsal Kitap’a göre akıl Kutsal Olan’ı (yani İsa Mesih’i) tanımak için vardır.22 İnsan aklı doğal haliyle Tanrı’nın tasarılarını tam olarak anlamaktan uzak olduğu gibi, kendini ölümden sonsuz yaşama geçirecek güçten de yoksundur. Mantık dediğimiz şey de insanın algı alanına giren maddi gerçekleri açıklamakta bazen tutarlı bazen tutarsızıdır. Tanrı ise ruhtur ve bizler O’nu Kutsal Kitap’ta açıkladığı kadarıyla anlayabiliriz.

Bu nedenle insanın kurtuluşu, günah nedeniyle Tanrı’yı tanıyamaz ve anlayamaz duruma gelmiş insan aklına değil, imana bağlı kılınmıştır: İsa Mesih kendisine “Yaşam Ekmeği” dediğinde bir somun ekmeği değil, insanlara sonsuz yaşamı verecek, ölümden yaşama geçirecek Varlık’tan, kendisinden söz etmektedir.

 

Daha fazlası için:

İsa Mesih’in kendisini Yaşam Ekmeği olarak sunması şimdi yeterince anlaşılıyor mu?         Evet ( )   Hayır ( )

“Bundan sonra gördüm ki, her ulustan, her oymaktan, her halktan, her dilden oluşan, kimsenin sayamayacağı kadar büyük bir kalabalık tahtın ve Kuzu’nun [İsa Mesih’in] önünde duruyordu. Hepsi de birer beyaz kaftan giymişti, ellerinde hurma dalları vardı. Yüksek sesle bağırıyorlardı:

Kurtarış, tahtta oturan Tanrımız’a

Ve Kuzu’ya [İsa Mesih’e] özgüdür!”23

 

İyi haber: İsa Mesih Diyor ki “ İyi Çoban Ben’im!”

İsa Mesih vaaz etmekte, dinleyici kitlesine “[…] Bense insanlar yaşama, bol yaşama sahip olsunlar diye geldim. Ben iyi çobanım. İyi çoban koyunları uğruna canını verir” demektedir. Böyle bir örneği kullanmasının nedeni, bir önceki bölümde sözünü ettiği ruhsal körlüğü açıklamak içindir. İsa Mesih, Yuhanna 9:1-10 ayetlerde doğuştan kör adamı mucizevi bir şekilde iyileştirmiştir. Ancak o dönemin kuru sofu din adamları İsa Mesih’in hizmetini (ve uluhiyetini) anlamamakta, bir de üstüne üstlük sorgulamaktadırlar. İsa Mesih de bu din adamlarına “Görmeyenler görsün, görenler kör olsun diye yargıçlık etmek üzere bu dünyaya geldim” diyerek dikkat çekici konuşma yapmaktadır. Ruhsal gerçekleri hala anlayamayan bu din adamları ise “Yoksa biz de mi körüz?” diyerek körlüklerini kabul etmeyen bir tutumlarını devam ettirmektedirler. Buna karşın İsa Mesih de “Kör olsaydınız günahınız olmazdı; ama şimdi, ‘Görüyoruz’ dediğiniz için günahınız duruyor24 der.

İsa Mesih’in “[…] Bense insanlar yaşama, bol yaşama sahip olsunlar diye geldim. Ben iyi çobanım. İyi çoban koyunları uğruna canını verir” sözüne yeniden dönersek, İsa Mesih kendisini dinleyenlerin çok iyi bildiği; Kutsal Kitap’ta Tanrı’nın Halkı’yla derin ilişkisini açıklamak için zaman zaman kullandığı Tanrı/çoban imajını örnek olarak vermektedir. Vaazı dinleyenler de İsa Mesih’in ne demek istediğini çok iyi anlamaktadır; çünkü Müslümanlar’ın Zebur olarak adlandırdıkları Mezmurlar Kitap’ında RAB, çoban, Tanrı / Halk (ümmet) ilişkisi 23. Mezmur’da Davut Peygamber aracılığıyla şu ayetlerle seslenmiştir:

1RAB çobanımdır,

Eksiğim olmaz.

Beni yemyeşil çayırlarda yatırır,

Sakin suların kıyısına götürür.

İçimi tazeler,

Adı uğruna bana doğru yollarda öncülük eder.

Karanlık ölüm vadisinden geçsem bile,

Kötülükten korkmam.

Çünkü sen benimlesin.

Çomağın, değneğin güven verir bana.

Düşmanlarımın önünde bana sofra kurarsın,

Başıma yağ sürersin,

Kâsem taşıyor.

Ömrüm boyunca yalnız iyilik ve sevgi izleyecek beni,

Hep RAB’bin evinde oturacağım.”

RAB’bin Halkı’na böyle seslenmekteki amacı, iyi bildikleri bir örnekten hareket ederek çobanın sorumlulukları arasında paralellik kurmak ve: a) kendilerine baktığını; b) kendilerini koruduğunu; c) kendilerini yönlendirdiğini söylemektir.

Bu üç unsur, yani RAB’bin Halkı’na bakması, koruması ve yönlendirmesi tüm zamanlarda en iyi ifadesini İsa Mesih’te bulur. Çünkü O, kendisine iman edenler için bol yaşama kavuşsunlar diye canını verecek kadar sevmektedir. Tarihte tüm insanları günahın yargısından kurtaracak, ölümden sonsuz yaşama, bol yaşama geçirecek başka şahsiyet çıkmamıştır.

 

Daha fazlası için:

İsa Mesih diyor ki: “Bu ağıldan olmayan başka koyunlarım var. Onları da getirmeliyim. Benim sesimi işitecekler ve tek sürü, tek çoban olacak.

Soru: İsa Mesih’in söz ettiği başka koyunlar kimdir?

Bir fikrim var ( )   Bilmiyorum ( )

İsa ona, ‘Diriliş ve yaşam Ben’im’ dedi. Bana iman eden kişi ölse de yaşayacaktır. Yaşayan ve bana iman eden asla ölmeyecek. Buna [sen] iman ediyor musun?25

 

İyi haber: İsa Mesih Diyor ki “Diriliş Ve Yaşam Ben’im!”

İncil’de, Yuhanna 11. bölümde İsa Mesih’in dostum dediği Lazar’ın ölümü ve İsa Mesih’in onu mucizevi bir şekilde diriltmesi anlatılır. Anlatılan olayın arka planında ise şüphe, imansızlık hakimdir. Çünkü ölmüş, ardında dört geçmiş, kokmuş bir ölünün dirileceğine orada bulunanların aklı yatmamaktadır. İsa Mesih ise diğer “… Ben’im” dediği sözlerinde olduğu gibi tutarlı biçimde kendisine iman edenlerin ölmeyeceğini, sonsuz yaşama sahip olacağını vurgulamaktadır.

Aklı yatmayanlardan birinci kesim İsa Mesih’in dizinin dibinden ayrılmayan öğrencileridir! İsa Mesih “Dostumuz Lazar uyudu, onu uyandırmaya gidiyorum” dediğinde öğrenciler uyudu sözcüğündeki mecazı fark etmeyerek uyuduysa hastalıktan iyileşeceğini varsaymışlardır. Öğrenciler gelişmekte olan bu olayda İsa Mesih’in uluhiyetini, ölüleri bile diriltecek yetkiye sahip olduğunu göz ardı etmişler; üstelik toplum önderleri tarafından taşlanacaklarını düşünerek Yeruşalim’e (Kudüs’e) gitmekte isteksiz davranmışlardır.

İkinci aklı yatmayan Lazar’ın kız kardeşi Marta’dır. İsa Mesih’i karşılayan Marta “Ya Rab, burada olsaydın, kardeşim ölmezdi” demiştir. İsa Mesih de ona bu bölümün ana konusu olan sözleri “Diriliş ve yaşam Ben’im, bana iman eden kişi ölse de yaşayacaktır. Yaşayan ve bana iman eden asla ölmeyecek.” diyerek net bir şekilde cevap vermiş, “Buna [sen] iman ediyor musun?” diye sormuştur. Marta’da “Evet, ya Rab senin, dünyaya gelecek olan Tanrı’nın Oğlu Mesih olduğuna iman ettim” diyerek güven tazelemiştir.

Üçüncü aklı yatmayan Lazar’ın diğer kız kardeşi Meryem’dir. Marta onu çağırdığında hemen kalkıp İsa Mesih’in yanına giden Meryem O’nun ayaklarına kapanıp “Ya Rab, burada olsaydın, kardeşim ölmezdi” diyerek yakınmıştır.

Ölmüş, ardında dört gün geçmiş, kokmuş bir ölünün dirileceğine imansızlık sıkıntısı çeken toplum önderlerinin de bulunduğu kalabalık ölümden dirilişin gerçekleşeceğine aklı yatmayan dördüncü kesimdir. İsa Mesih bu imansız toplum önderlerine aldırmayıp mezarın başına gelmiş, gözlerini gökyüzüne kaldırarak “[Semavi] Baba, beni işittiğin için sana şükrediyorum. Beni her zaman işittiğini biliyordum. Ama bunu, çevrede duran halk için, beni senin gönderdiğine iman etsinler diye söyledim” diye dua ettikten sonra yüksek sesle, “Lazar, dışarı çık!” diye bağırmış “Ölü, elleri ayakları sargılarla bağlı, yüzü peşkirle sarılmış olarak dışarı çıkmıştır.”

Sonuçta Lazar’ın mucizevi dirilişini görerek tanıklık edenlerden birçoğu İsa Mesih’in iman etti. 

 

Daha fazlası için:

İsa Mesih’in ölüleri dirilttiğine iman ediyor musunuz?

Evet ( )   Hayır ( )

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Size söylediğim sözle siz şimdiden temizsiniz. Bende kalın, ben de sizde kalayım. Çubuk asmada kalmazsa kendiliğinden meyve veremez. Bunun gibi, siz de bende kalmazsanız meyve veremezsiniz. Ben asmayım, siz çubuklarsınız. Bende kalan ve benim kendisinde kaldığım kişi çok meyve verir. Bensiz hiçbir şey yapamazsınız.26

 

İyi haber: İsa Mesih Diyor ki “Gerçek Asma Ben’im!”

Tevrat bölümlerinde asma benzetme olarak İbrahim Peygamber’in soyundan gelen Tanrı’nın Halkı için kullanılırdı. Musa Peygamber döneminde Tanrı halkını diğer halklardan ayıran nitelik Kutsal Yasa’ya sahip olmasıydı. Tanrı Halkı (İsa Mesih’e kadar evrensel ümmet de denebilir), Yasa’ya bağlı kalmakla, kurban sunu buyruklarını yerine getirmekle RAB, yani YHWH27 ile ibadet ilişkisine sahip olabilirdi.

İsa Mesih de çok bilenen asma örneğinden hareket ederek kendisine iman edenlerin, kendisine bağlı kalmalarında doğruluk ürünleri veren imanlılar olacaklarını söylemektedir. Çünkü çubuk asmada değilse kendiliğinden ürün veremez. Bunun gibi biricik birey İsa Mesih’i kişisel kurtarıcı olarak kabul etse bile O’nun öğrettiklerine bağlı kalmadan O’nu gerçekten kabul etmiş olamaz ve kuruyup gider.

Öyleyse gerçekten İsa Mesih’e bağlı kalmak ne demektir?

Birinci olarak sevgi buyruğunu yerine getirmektir. İsa Mesih Kutsal Yasa’da geçen bütün buyrukları “Tanrın Rab’bi bütün yüreğinle, bütün canınla ve bütün aklınla seveceksin. İşte ilk ve en önemli buyruk budur. İlkine benzeyen ikinci buyruk da şudur: Komşunu kendin gibi seveceksin. Kutsal Yasa'nın tümü ve peygamberlerin sözleri bu iki buyruğa dayanır”28 diyerek özetlemiştir.

Özellikle Hristiyanların birbirlerine olan sevgileri konusunda hem bu bölümde Yuhanna 15:17 ayetinde hem de Yuhanna 13:34-35 ayetlerde “Size yeni bir buyruk veriyorum: Birbirinizi sevin. Sizi sevdiğim gibi siz de birbirinizi sevin. Birbirinize sevginiz olursa, herkes bununla benim öğrencilerim olduğunuzu anlayacaktır” şeklinde pekiştirilmiştir.

İsa Mesih’in üçüncü buruğu “Son Buyruk” olarak geçer. İsa Mesih İyi Haberi, Yani İncil’i “Gökte ve yeryüzünde bütün yetki bana verildi. Bu nedenle gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin; onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un adıyla vaftiz edin; size buyurduğum her şeye uymayı onlara öğretin. İşte ben, dünyanın sonuna dek her an sizinle birlikteyim”29 diyerek bütün dünyaya duyurmaları, kendisine bağlı evrensel ümmeti oluşturmaları için İyi Haberciler (tebliğçiler) olarak görevlendirmiştir.

Evet, İsa Mesih’e iman etmek önemlidir; ama O’na İncil’de anlatıldığı şeklide bağlı kalınmadıkça sadece bir peygamber olarak kabul etmek RAB’bin başta kurtuluş bereketini ve sonra duaların cevaplanması gibi diğer bereketlerini almak için yeterli değildir. Öyleyse İsa Mesih nereden geldiği belli olamayan kulaktan dolma bilgilerle göre tanınmamalı, İncil’de anlatıldığı gibi tanınmalı ve kabul edilmelidir.

 

Daha fazlası için:

Bu bölüm İsa Mesih’in öğrencisi olmak hakkında faydalı oldu mu?

Evet ( )   Hayır ( )

 

 

 

İsa yüksek sesle, ‘Bana iman eden bana değil, beni gönderene iman etmiş olur’ dedi. ‘Beni gören beni göndereni de görür. Bana iman eden hiç kimse karanlıkta kalmasın diye, dünyaya ışık olarak geldim.’30

 

İyi haber: İsa Mesih Diyor ki “Bana İman Eden Karanlıkta Kalmasın Dünyaya Işık Olarak Geldim!”

Yuhanna Bölümü “Başlangıçta Söz [Kelam] vardı. Söz [Kelam] Tanrı’yla birlikteydi ve Söz [Kelam] Tanrı’ydı. Başlangıçta O, [İsa Mesih Kelam olarak] Tanrı’yla birlikteydi. Her şey O’nun aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir şey O’nsuz olmadı. Yaşam O’ndaydı ve yaşam insanların ışığıydı. Işık karanlıkta parlar. Karanlık onu alt edemedi31 ayetleriyle başlar. Birkaç ayet sonrasında Yahya peygamberin tanıklığına göre İsa Mesih’in “Dünyanın günahını kaldıracak Tanrı kuzusudur. […] Kendisine iman edenleri kutsal Ruh’la ve ateşle vaftiz edecektir. Yabası elindedir. Harman yerini temizleyecek, buğdayını toplayıp ambara yığacak, samanı ise sönmez ateşe atacaktır.”32 Böyle bir bildiriden, ışığın karanlıkta parlamasından hoşlanmayan hatta nefret eden dönemin din adamları İsa Mesih’in evrensel ümmet oluşturmaya yönelik tebliğini durdurmak için ellerinden geleni artlarına koymadılar.

Tarih boyunca da benzer durumların yaşandığı görülmesine karşın Işık karanlıkta İyi Haber [İncil] olarak parladı ve karanlık O’nu alt edemedi. İsa Mesih’e iman edenler sonsuz yaşama kavuştu. İsa Mesih’in Son Buyruk’unu ciddiye alan öğrenciler O’na olan tanıklığını sürdürmeye devam ettiler. İsa Mesih ışığa, İyi Haber’e [İncil’e] tanıklık etsinler diye öğrencilerini görevlendirirken söylediği “İşte ben, dünyanın sonuna dek her an sizinle birlikteyim” sözünü tuttu (ve günümüzde de tutmaya devam etmektedir). Çünkü O dirildi, göğe yükseldi ve ikinci gelişine dek varlığını göklerdeki asıl vatandan sürdürmektedir.

Diriliş sonrası İncil’in tebliği durmadı. Işığa tanıklık eden Havariler cesaretle İsa Mesih’in İyi Haberini tebliğ ettiler. İsa Mesih’in tebliğini durdurmaya gücü yetmeyen dönemin din adamları çareyi düzen kurmakta, baskı yapmakta buldular. Havariler din adamlarından oluşan kurulun önüne çıkarıldıklarında “İnsanlardan çok, Tanrı’nın sözünü dinlemek gerek. Atalarımızın Tanrısı, sizin çarmıha gererek öldürdüğünüz İsa’yı diriltti. İsrail’e [ve bütün dünyaya], günahlarından tövbe etme ve bağışlanma fırsatını vermek için Tanrı O’nu Önder ve Kurtarıcı olarak kendi sağına yükseltti. Biz, Tanrı’nın kendi sözünü dinleyenlere verdiği Kutsal Ruh’la birlikte bu olayların tanıklarıyız”33 dediler.
Problemin kendilerinde bulunabileceğini hisseden Gamaliel adında saygın bir dini kurul üyesi, İsa Mesih’in öğretisi ile mücadele eden kuru sofulara “Bu adamlara yapacağınızı iyi düşünün! Bir süre önce Tevdas da kendi kendisiyle ilgili büyük iddialarda bulunarak başkaldırdı. Dört yüz kadar kişi de ona katıldı. Ama adam öldürüldü, izleyicilerinin hepsi dağıtıldı, hareket yok oldu. Ondan sonra, sayım yapıldığı günlerde ortaya çıkan Celileli Yahuda, pek çok insanı ayartıp peşine taktı. Ama o da öldürüldü ve izleyicilerinin hepsi darmadağın oldu. Şimdi şunu söyleyeyim: Bu adamlarla uğraşmayın, onları rahat bırakın! Çünkü bu girişim, bu hareket insan işiyse, yok olup gidecektir. Yok eğer Tanrı’nın işiyse, bu adamları yok edemezsiniz. Hatta kendinizi Tanrı’ya karşı savaşır durumda bulabilirsiniz” dedikten sonra “Kurul üyeleri Gamaliel’in bu öğüdünü kabul ettiler. Elçileri içeri çağırtıp kamçılattılar ve İsa’nın adından söz etmemelerini buyurduktan sonra salıverdiler.” Havariler ise “İsa’nın adı uğruna hakarete layık görüldükleri için Yüksek Kurul’un huzurundan sevinç içinde ayrıldılar. Her gün tapınakta ve evlerde öğretmekten ve Mesih İsa’yla ilgili Müjde’yi yaymaktan geri kalmadılar.34

Daha fazlası için:

Sizce Karanlık Işık’ alt edebilir mi?         Evet ( ) Hayır ( )

Gökten inmiş olan İnsanoğlu’ndan başka hiç kimse göğe çıkmamıştır. Musa çölde yılanı nasıl yukarı kaldırdıysa, İnsanoğlu’nun da [İsa Mesih’in de] öylece yukarı kaldırılması gerekir. Öyle ki, O’na iman eden herkes sonsuz yaşama kavuşsun.35

 

İsa Mesih Diyor ki: Sana Yapılan Çağrıyı Geri Çevirme! Çünkü Gelecek Olan BEN’im.36

İnsanlar “İsa Mesih ölmeyip göğe yükseldiğine ve göklerden yeniden geleceğine göre neden başka bir kişiye inanıyor?” İsa Mesih Kutsal Kitap’ın vaadine göre tekrar geleceğine göre kendisine iman edenleri kurtaracak olan da dünyayı yargılayacak olan da O’dur.

Yukarıdaki paragrafta geçenler İncil’in Vahiy bölümünde İsa Mesih’in ikinci kez gelişinden mutlak olarak yazılır, teyit edilir: Aden’de bozulan yaratılış, İsa Mesih’in ikinci gelişi ile bir daha bozulmayacak şeklide yeniden düzenlenecektir. “Rab’bin sözüne dayanarak diyoruz ki, biz yaşamakta olanlar, Rab’bin gelişinde hayatta olanlar, gözlerini yaşama kapayanların önüne asla geçmeyeceğiz. Rab’bin kendisi, bir emir çağrısıyla, başmeleğin seslenmesiyle, Tanrı'nın borazanıyla gökten inecek. Önce Mesih’e ait ölüler dirilecek. Sonra biz yaşamakta olanlar, hayatta olanlar, onlarla birlikte Rab’bi havada karşılamak üzere bulutlar içinde alınıp götürüleceğiz. Böylece sonsuza dek Rab’le birlikte olacağız37 ayetlerinde yazılanlara umut bağlayan Hristiyanlar yaşadığımız dönemde İsa Mesih’in gelişini beklemektedir.

 

 

Daha fazlası için

İsa bunları söyledikten sonra, onların gözleri önünde yukarı alındı. Bir bulut O’nu alıp gözlerinin önünden uzaklaştırdı. İsa giderken onlar gözlerini göğe dikmiş bakıyorlardı. Tam o sırada, beyaz giysiler içinde iki adam yanlarında belirdi. ‘Ey Celileliler, neden göğe bakıp duruyorsunuz?’ diye sordular. ‘Aranızdan göğe alınan İsa, göğe çıktığını nasıl gördünüzse, aynı şekilde geri gelecektir.””38

 

Sizce İsa Mesih ikinci kez gelecek mi?

Evet ( )   Hayır ( )   Bilmiyorum ( )