Tanık

Gerçeği bildiğini sanıyordu. Öyleyse neden kaçıyordu?

İki haftayı aşkın bir süredir, beni 60’lı yılların başındaki Beyrut sokaklarına geri götüren gerilim dolu bu kitabın sayfalarını çevirirken, adeta başka bir gezegende yaşıyormuş gibiydim.

“Son” sayfaya geldiğimde içimi bir hüzün kapladı ve öykünün kahramanlarına veda ederken böylesine heyecanlı, böylesine sürükleyici bir kitap bir daha karşıma çıkar mı diye düşündüm.

Kitabın nefes kesici öyküsü tek bir kentte değil, Atlantik Okyanusu’ndan Basra Körfezi’ne dek uzanan ve benim iş yolculukları yaptığım, tatillerimi geçirdiğim ya da dostlarımı ziyarete gittiğim çeşitli ülke ve kentlerde geçiyor.

Duyguları kamçılayacak, kahramanlarının peşini bırakmayan olaylar yüzünden kalbimin hızla atmasına yol açacak bir öykü hayal etmiştim. Güney Avrupa’da başlayıp bir Kuzey Afrika ülkesinden diğerine yapılan amansız kovalamacalar, kahramanlık dolu serüvenlerle gerilimi Akdeniz boyunca artan ve Orta Doğu’nun kalbinde noktalanan bir macera düşlemiştim. Bana kendimi ve nerede olduğumu unutturacak, hayal gücümün ardından koşabileceğim, kahramanlarıyla birlikte tehlikeli ve korkulu anlar yaşayabileceğim, dostlar ve sevgililerle mutlu ve eğlenceli dakikalar geçirebileceğim, kahramanlarının yüreklerine, akıllarına ve duygularına hükmeden aşkı tadabileceğim bir öykü hayal etmiştim.

Aşk mı? Elbette, neden olmasın?

Aşk, genç yaşlı herkesin özlemini çektiği şey değil mi?

Aşk güçtür... aşk vermektir, fedakârlıktır... aşkı görebilir; her aşığın kalp atışlarında duyabiliriz... Aşkta yaşamlarımıza hâkim olacağını, evlerimizi dolduracağını umduğumuz huzur ve barış vardır. Aradığımız bu aşkı nerede bulabiliriz?

Yazarının hayal gücünün, zekâsının, algı ve yaratıcılığının uç noktalarına kadar beni kavrayıp götürecek bir öykü hayal etmiştim. Böylece nerede olduğumu unutup satırlar ve sayfalar arasında kendimi kaybedecektim. Tüm diğerlerinden farklı, özgün, yalnızca belirsizliklerle dolu heyecan verici kahramanlık öyküleriyle dolu olmakla kalmayıp, çocukluğumuzdan yaşlılığımıza kadar karşılaştığımız, bizi merakta bırakan önemli soruların çoğunu yanıtlayacak bir öykü düşlemiştim. Öyle ki, bu derin sorulara verdiği yanıtlar, dönemlerinin en büyük düşünürlerini, dâhilerini ve filozoflarını ikna edebilecekti.

Her öykünün gerisinde fikirler ve düşlerle dolu, araştırma, bilim ve edebiyat alanlarında özel yeteneklere sahip, yenilikçi ifadeler ve yaratıcı öyküsel anlatımlar üretebilen bir yazar ya da yazarlar vardır. Ben de kendimi, yaşadığımız bu Doğu toplumundaki gençliğin arzularını olduğu gibi, yetişkinlerin beklentilerini de tatmin edecek, yüreklerindeki coşku ve heyecanı yansıtacak, yaşamın gizemine ve sorunlarına çözümler sunacak böylesine bir öyküyü üretebilmek için gerekli olan donanım, adanmışlık ve yeteneğe sahip bu büyük yazarlarla çevrelenmiş buldum.

Bu öykünün, kuşağımızın en büyük romancısını kaybettiğimiz yıl kaleme alınıp yayınlanmış olması bir rastlantı değildir. O, “Tanık” adlı bu öykünün kadın kahramanı tarafından sevilen bir yazardı. Bir yargıçtı ve en iyi roman yazarlarından biriydi. Hem Mısır’ın büyük yazarı, hem de dünyanın en ünlü yazarlarından biri olması nedeniyle Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Naguib Mahfouz’a Mısır Arap Cumhuriyeti’nin en yüksek onur madalyası verilmişti.

Okuyucu dostum, Doğu ve Batı’nın en ihtişamlı ve en eski kentlerine, en büyük uygarlıklarına birlikte konuk olurken, geçireceğimiz o güzel saatlerin tadını çıkaralım. Öykünün kahramanlarıyla aşk, serüven ve kahramanlık dolu anlar yaşarken, onların hayata ve sonsuzluğa dair sorulara buldukları yanıtları birlikte keşfedelim.

Other Books By Josh McDowell

Topics: 
Author: 
Year: 
2009

Comments

Super

Bilmem

Merhaba

Add new comment