DİĞER ANADOLU KİLİSELERİ


img



BİTİNYA KİLİSELERİ (İznik, Kdz. Ereğlisi, İzmit?)



İncil’de bahsi geçen bölümler: Elçilerin İşleri 16:7, 1.Petrus Mektubu.


oğu Marmara/Batı Karadeniz Bölgesi’nin Roma dönemindeki ismi “Bitinya”dır. İncil’den ve tarihsel verilerden anladığımız kadarıyla, burada 1.yüzyılın sonlarına doğru kilise cemaatleri oluşmuştur. Nitekim 1. Petrus mektubunun giriş ayetleri, bu bölgedeki cemaatlere yazıldığını dile getirir. Bu cemaatlerden biri İznik’te (Nikaea), bir diğeri ise muhtemelen İzmit (Nikomed) veya Karadeniz Ereğlisi (Heraclea Pontica) kentinde ortaya çıkmıştır. Peki,bu kilise cemaatlerinden geriye bir iz kaldı mı? Evet kaldı. Bunların en önemlileri;



1) 8.yüzyıl İznik “Böcek” ayazmasında keşfedilen 2.yüzyıl devşirme taşındaki Mezmur 136:25 yazıtıdır



2) İznik Valisi Genç Plinius’un İmparator Trajanus’a İznik’teki Hristiyanlar hakkında gönderdiği mektuptur (M.S. 110). Bu mektup aynı zamanda İncil dışında erken dönem Hristiyanların ibadetiyle ilgili önemli bir kayıttır.



1) Böcek Ayazmasında keşfedilen ayet şöyledir: “Bütün canlılara yiyecek verene, Sevgisi sonsuzdur”(Mezmur 136:25). Grekçe ayetin yanında bir de Yahudi şamdanı yer alır. Bu taşın bir zamanlar bir sinagog veya bir kilisede kullanıldığı düşünülmektedir. Bir kilisede kullanılmış ise, bu bize buradaki Hristiyan cemaatinin daha çok İsevi Yahudilerden oluştuğunu gösterir. Nitekim Petrus’un kendilerine mektup yazmış olması mantıklıdır, çünkü Petrus kendi hizmetini daha çok Yahudiler’e, Pavlus ise hizmetini daha çok Grekler’e odaklamıştır.

img

İznik Böcek Ayazması’nda bulunan Mezmur 136:25 yazısı

2) İznik Valisi Genç Plinius’un, İmparator Traianus’a yazdığı mektubun özeti şöyledir:



Bir Hristiyan sorguya çekilirken hiç hazır bulunmadım. Bu yüzden verilen cezaların tam mahiyetini veya soruşturmaya yol açan sebeplerin detayını bilmiyorum. (…) Ben onlara Hristiyan olup olmadıklarını sordum; olumlu cevap verdikleri takdirde bu yüzden alabilecekleri cezayı hatırlatırken, bir iki kez daha aynı soruyu tekrarladım. Aynı cevapta ısrar ettikleri takdirde cezanın kesilmesini buyurdum, çünkü kabul ettikleri suçne olursa olsun, böyle bir inat ve ısrar böyle bir cezayı hak eder (…) Onlar tek suçlarının şu aşağıdakiler olduğunu beyan etmektedirler: Şafak sökmeden haftanın belirli bir gününde düzenli olarak bir araya gelerek, Tanrı saydıkları Mesih’e karşılıklı biçimde ilahiler söylüyorlar ve hırsızlıktan, zinadan vb. gibi şeylerden uzak duracaklarına dairant içiyorlar, (…) Bu, kuşkulanmama sebep oldu ve beni arkasındaki gerçekleri araştırmaya itti. Böylece diyakoz unvanı taşıyan iki kadın köleye, işkence yapmalarını emrettim. Tek bulabildiğim son derecede sapkın bir tarikat oldu” (Mektuplar X, 96-97).



Karadeniz Ereğlisi’ne Petrus’un kardeşi Andreas’ın gittiği ve orada bir cemaat kurduğu düşünülmektedir. Kilise tarihçisi Eusebius tarafından, Origen’in bir kaydı aktarılır. Origen’in edindiği bilgiye göre, Andreas İskit bölgesi ve Karadeniz’de müjdeleme yolculukları gerçekleştirmiştir. Bugün Karadeniz Ereğlisinde yer alan “Cehennem Ağzı Mağaraları” olarak bilinen üç mağaranın ilkinde, bir kilise izi mevcuttur. Mağara içindeki sütunlar, sütun başlıkları, mozaik döşeme ve kandil yuvaları, mağaranın 3. veya 4. yüzyıl civarlarında Hıristiyanlarca bir gizli ibadethane olarak kullanıldığını göstermektedir. Büyük olasılıkla 2. yüzyılda burada bir Hristiyan cemaatin var olmuş olabileceğine dair bir ipucudur.

PONTUS VE KAPADOKYA KİLİSELERİ



(Amasya, Sinop, Nevşehir?)

İncil’de bahsi geçen bölümler: 1. Petrus Mektubu.



Pontus ve Kapadokya illerinden Grekçe konuşan Yahudiler, Pentikost günü Kudüs’te, Havarilerin vaazlarına tanık olmuşlardı (Elç. İş. 2:9). Memleketlerine döndüklerinde kilise cemaatleri kurmuş olmaları mümkündür. İncil, Pavlus’a eşlik eden Pontuslu bir karı-kocadan bahseder: Akvila ve Priskila. Kendileri Roma’dan kovulduktan sonra, Efes kilisesinin oluşumunda önemli rol oynarlar. Efes’teki görevleri tamamlanır tamamlanmaz, Pontus’a dönmüş olmalarını ve orada cemaat kurduklarını düşünebiliriz.Önceden bahsedildiği gibi, Petrus’un kardeşi Andreas’ın, Karadeniz bölgesinde kilise kurmuş olması da olasıdır.



1. ve 2. Petrus mektuplarından anladığımız kadarıyla, Petrus’un kendisi hem Pontus hem de Kapadokya’da oluşturulan cemaatleri ziyaret edip, vaaz vermiştir. Yine mektuplardan anladığımız kadarıyla, buradaki Hristiyanlar kendilerini toplumdan dışlanmış hissediyorlardı. Petrus’un cevabı, aslında imanlının bu dünyaya ait olmadığıdır, asıl vatanın cennette olduğudur. İmanlılar kutsal bir soy ve seçilmiş bir halk olarak Tanrı’nın kutsallığına yaraşır bir şekilde yaşamaları için teşvik edilirler. Bu cemaatlerin Amasya, Sinop ve Nevşehir civarında olabilecekleri sanılmaktadır. Petrus’un mektupları dışında, bu yörelerde bir zamanlar var olan cemaatler hakkında maalesefpek fazla bilgi sahibi değiliz.