ASYA İLİNİN DİĞER KİLİSELERİ


img




HİERAPOLİS (Pamukkale) KİLİSESİ



İncil’de bahsi geçen bölümler: Koloselier 4:12-14.



ierapolis şehri M.Ö. 3. yüzyılda kurulmuş fakat günümüz harabeleri M.S. 60 senesinde yaşanan büyük deprem sonrasında yeniden inşaat edilen şehrin kalıntılarıdır.

Hierapolis antik dünyanın şifa merkeziydi. Termal sularının mineral zenginliğini duymayan yoktu. Bugünlerde olduğu gibi antik dünyada da şehir gelirini turizim'den elde ediyordu. Hierapolis devasa bir huzurevi gibi işlerdi. Şifa arayan ve hayatlarının sonuna yaklaşan kişiler Hierapolis’e taşınırdı. Şehirdeki Nekropol (Mezar alanı) antik çağın bugüne kadar keşfedilmiş en büyük mezar alanlarından bir tanesidir.

Efes kilisesinden gönderilen müjdeci Epafras, Hiyerapolis’teki imanlı topluluğunu kurmuştur (Kol 1:7). Daha sonra 1. yüzyılın ikinci yarısında İsa’nın havarisi Filipus buraya yerleşmiş ve burada M.S. 80 senelerinde şehit edilmiştir. 21 Temmuz 2011’de Italyan profesör Francesco D’Andria 1. yüzyıla dayanan Filipus’un mezarını 4. yüzyıl kilise kalıntısı içinde keşfetmiştir.

Hierapolis kilisesinin ilk önderlerinden biri Papias’tır. Papias (M.S. 60-135) İzmirli Polikarp ile birlikte Havari Yuhanna’nın öğrencisiydi. Papias, İsa’nın deyişleri ve benzetmelerini konu alan en eski Hristiyan tefsir kitabını yazmıştır. 5 kitaptan oluşan bu seriden sadece 13 nüsha günümüze kadar ulaşabilmiştir. Pimg
style="margin-left: 0.37cm; margin-right: 0.32cm"
apias’ın yazıları sayesinde Markos ve Matta'nın derlemesi hakkında önemli bilgilere sahibiz.

Havari Filipus'a ait anıtsal mezar

Hierapolis şehrine dünyanın dört bucağından ziyaretçilerin gelmesinden dolayı gerek burada yaşayan, gerek Kolose’de yaşayan imanlılar birçok dünyevi felsefeye maruz kalıyordu. Bu düşüncelerin çoğu kiliseyi etkilemese de bazı sahte öğretmenler İsa Mesih’in, Baba Tanrı ile insan arasında birçok aracıdan sadece biri olduğu fikrini teşvik etmiş. Ayrıca, meleklere yönelik ibadeti de içeren düşünceler yaymışlar. Böylece Pavlus Hierapolis ve Kolose’de okunmak üzere Koloseliler mektubunu yazmıştır. Özetçe, mektubun konusu Mesih’in göklerde ve yeryüzündeki bütün varlıkların üzerinde olan üstünlüğü ve egemenliğidir.



KOLOSE KİLİSESİ



İncil’de bahsi geçen bölümler: Koloselier’e ve Filimon’a mektup.



Hierapolis ve Laodikya kadar görkemli bir şehir olmasa da, Kolose yörenin en büyük imanlı topluluğunu barındırıyordu. Buradaki ev kilisesi Efes’ten gelen müjdeci Epafras tarafından kurulmuştu (Kol 1:7). Kolose şehri siyah yün üretimine odaklanmış küçük sanayi bir kentti. Hierapolis’e ve Laodikya’ya yakınlığından dolayı pek çok sahte felsefeye ve sapkın görüşlere maruz kalıyordu. Pavlus’un giysi üretiminde uzman olan bu şehrin topluluğuna tavsiyesi eski hayatın zevklerini ve felsefelerini bırakıp Mesih’i giyinmeleridir (Kol 3:12).

Kolose’deki ev kilisesi zengin bir iş adamı olan Filimon ve eşi Afiya’nın evinde toplanıyorlardı (Fil 1, 2). Filimon’un oğlu Arhippus (Kol 4:17, Fil 2) büyük ihtimalle kilisede önderlik görevini üstlenmişti. Pavlus Arhippus’tan “birlikte mücadele verdiğim” kardeş olarak söz etmektedir.

Filimon’un evinde hizmet eden Onisimos adında bir uşak vardı. Onisimos efendisinin parasını çalıp Roma’ya kaçmış. Oradayken gözaltında olan Pavlus ile tanışmış. Tövbe edip Rab İsa’ya iman etmiş. Sonrasında Pavlus onu Filimon mektubuyla Kolose’ye geri göndermiş. Mektup’ta Pavlus Filimon’a Onisimos’u tekrar ev halkına kabul etmesi için yalvarır ve Onisimos’un borçlandığı her kuruşu gerekirse kendi cebinden karşılayacağına dair söz verir. Pavlus, mektubunu, Kolose’yi ziyaret etme arzusunu dile getirerek sonlandırır. Fakat ziyaret edip etmediğini bilinmemektedir. Daha sonraki yüzyıllarda şiddetli depremlerden dolayı Kolose kenti terk edilmiş. Günümüzde Kolose, Türkiye’de hala kazılmamış olan sit alanlarından bir tanesidir.



TROAS KİLİSESİ



İncil’de bahsi geçen bölümler: Elçilerin İşleri 16:8-11, 20:5-13; 2. Timoteos 4:13.



Troas, Çanakkale Dalyan’da bulunan antik bir kenttir. Kent Büyük İskenderin komutanlarından Lisimakos tarafından kurulmuştur. M.S. 188 yılında Romalılar tarafından fethedildikten sonra bu liman kenti Çanakkale’nin en önemli ticari merkezi olmuş.



Troas’ta Müjdeci Luka yaşamaktadır. Kendisi aslen Antakyalı olup büyük ihtimalle Troas’ta hekim olarak çalışmaktadır. Troas’taki cemaat büyük ihtimalle Pavlus’un 2. yolculuğu sırasında veya öncelerinde Luka tarafından kurulmuştur.

Bitinya, yani İstanbul’un bulunduğu bölgeye gitmek isteyen Pavlus Kutsal Ruh tarafından engellenir ve kendisini Troas’ta bulur. Troas’ta Pavlus duaya çekilir ve bir görüm görür. Bu görümde kendisini Mekedonya’ya (Yunanistan’a) çağıran bir kişiyi görür (Elç. İş. 16:9) ve böylece Yunanistan yarımadasına geçer. Luka bu andan itibaren Pavlus’a eşlik etmeye başlar ve onun katiplerinden biri olur. Bunu nereden mi biliyoruz? Elçilerin İşleri anlatısında üçüncü tekil şahıs yerine, bu ayetlerden itibaren üçüncü çoğul şahıs kullanılır (bkz. Elç. İş. 16:10-17, 20:5-21:18, 27:1-28:16). Üçüncü yolculuğunda, Kudüs’e dönüşünde Pavlus tekrar Troas’tan geçer. Troas kilisesi Roma döneminde bir apartman binasının (“insula”) üçüncü katında toplanırmış. Pavlus kilisede vaaz verirken Eftihos (ismi “şanşlı” anlamına gelir) denilen genç bir delikanlı cam kenarında uyuya kalıp, pencereden düşüp vefat eder. Pavlus Eftihos için dua ettikten sonra, genç çocuk dirilir ve Pavlus yarım kalan vaazını tamamlar. Troas ile ilgili İncil’deki son bahis 2. Timoteos 4:13’te geçer. Pavlus Roma’da hapistedir ve kendisine ziyarete gelecek olan Timoteos’a şöyle der: “Troas’ta Karp’ın yanında bıraktığım abayı, kitapları, özellikle yazı derilerini gelirken beraberinde getir.” Görünüşe bakılırsa Pavlus Troas’ı duaya çekilme ve Kutsal yazıları incelemek için bir dinlenme yeri olarak seçmişti.

Troas şehri M.S. 4.yy. da Konstantinopolis’in kurulmasıyla önemini yitirmiş ve 6. yy. da alüvyonlar nedeniyle liman kenti terk edilmiş. Troas’ta kazılar yeni başlamıştır. Kalıntılar arasında bir Roma hamamı, çarşısı, limanı ve küçük bir tiyatro görülebilir.