Yeni Antlaşma yazılarının çoğunluğunu mektuplar oluşturuyor: Alıcısının adıyla isimlendirilen Pavlus’un 13 mektubu ve İbraniler’e Mektup ve “katolik” (genele yönelik) diye tabir edilen, yazarlarının adıyla anılan 7 mektup.
Bu mektupların bazıları bir ya da birden fazla topluluğa, diğerleriyse şahıslara yöneltilmektedir.
Tüm mektuplar belirli bir nedenle kaleme alındı. Mektupları daha iyi anlayabilmek için bu arka plan bilgisini göz önünde tutmamız önemlidir. Bu bağlamda çok yakından incelememiz gerekir. Çünkü mektuplar, sanki telefon eden birisini dinliyormuşuz görünümünü sergiler: İletişimin tek yönünü duyarız. Bu durumda ikinci tarafı işittiklerimizden çıkarmaya çaba göstermeliyiz. Yeni Antlaşma mektuplarında karşılaştığımız durum da şudur: Kilise topluluklarını doğrudan tanımıyoruz – buna karşın Pavlus Korintliler’e mektupları yazdığında, kendi kurduğu kiliseye yazıyor (Elç.18). Bunun dışında, Korintliler’e 1. Mektup’la kendilerine yanıtını verdiği, Korint kilisesinin Pavlus’a sorularını yazdığı mektup da elimizde değil (1Ko.7:1). Kloi’ye Korint kilisesinin durumunu şahsen de sorma olanağımız yok (1Ko.1:11). Pavlus’un kiliseye yazdığı ve bugün elimizde olan Korintliler’e iki mektubun arasındaki ara mektup da ne yazık ki elimizde yok (2Ko.2:4; 7:8). Elimizdeki mektupları daha iyi anlamakta bize yardımcı olabilecek tüm ilginç bilgi kaynaklarından ne yazık feragat etmemiz gerekmekte. Bu nedenle, Yeni Antlaşma mektuplarını çok iyi okumamız ve en azından bu yolla bazı esas bilgilerin izine ulaşmaya çabalamamız gereklidir – hep yazarının söylemek istediği gibi anlayabilmeyi amaçlayarak.
Elimizdeki mektupların çoğunluğu, tarih bildirimi, gönderici ve alıcı, hitap ve selam gibi kendine özgü özellikler taşımaktadır. Antik çağda YA mektuplarında özelliğine rastlanılan bir mektup yazma usulü vardı:
Gönderenin adı
Alıcının adı
Selam
Dua veya şükran sunma.
Ana kesim
Bitiş selamı
Bazı mektuplarda bu özellikler eksik (Örnek: 1. Yuhanna), diğerleri tümden bu örnek şema üzerinde kurulmuş (Örnek: Romalılar’a Mektup).
Pavlus’un mektuplarının ana bölümü genelde ikiye bölünüyor: Pavlus ilk kısımda tanrıbilimsel temel oluşturuyor, ikinci kısımdaysa bunu geliştirerek inanlının yaşamının bu temel üzerinde uygulama açısından nasıl görünmesi gerektiğini sergiliyor. İlk kısım Tanrı’nın cesaretlendirmesini, ikinci kısımsa Tanrı’nın bizden isteğini içeriyor.
Yeni Antlaşma döneminde de mektupların yazılmasında sekreterlerin katkısı normal durumdu. Yazar mektubun sonuna kendi el yazısıyla selam ya da kısa bir not eklerdi (1Ko.16:21-24 ve Gal.6:11-18’de olduğu gibi) ya da sekreter kendisini tanıtır ve alıcıya kişisel selamını yazardı (Rom.16:22’deki gibi). Bu kapsamda, yazar sekretere mektubu ya dikte ettirir ya da konunun ana hatlarını açıklar, sekreter de mektubu kendi başına yazardı ve yazar da sonuna kendi eliyle yazdığı selamla mektubu onaylardı.