Çoğumuz “bilim ve din çatışır mı?” şeklindeki tartışmaları duymuştur; bilim adına ve din adına iki tarafın tartışmalarını izlemiş ya da okumuştur.
Ancak bu tartışmalar daha çok uzmanlık alanı din olmayan bilimadamları ile din görevlilerini karşı karşıya getirmiş gibi görünse de, iki taraf da bilmedikleri alanlara girme cesareti gös-terdikleri halde, birbirlerini anlayamadıkları gibi, gerek önyargı gerekse karşı tarafın argümanı hakkında olgun bir fikre sahip olamadıkları için bu tartışmalar ne dinle-yicilerine ne de tartışmacı taraflara yeterince bir açıklık kazandıramamıştır.
Gerçekte bilimsel her buluş ve ilerleme, bizlerin Tanrı’ya olan hayranlığımızı güçlen-diren şeylerdir. Çünkü bilim Tanrı’nın yarattığı materyalleri araştırır (ölçer). Bu yüzden bilim Tanrı’yı açıklamak zorunda da değildir.
Diğer yandan Kutsal Kitap bilimsel sorulara cevap vermek için yazılmamıştır. Bu yüzden bilim de kendi normlarıyla Tanrı’yı keşfetmek zorunda değildir.
Şu ana kadar yapılan mevcut tartışmalar bilim ve dinin çatışması gibi görünmekten uzak olsa da, bu konu, dini küçümseyen ve Tanrı’yı tanımayan bilimadamlarının iki farklı konuyu çatışıyor gibi gösterme çabalarından öte gidememiştir.
Bu türden tartışmalar bazen çatışan şeylerin tezler mi yoksa tartışmacı tarafların kendi karakteri mi diye düşünmemize sebep olsa da; mevcut tartışmaların bizlere hatırlattığı güzel bir şey vardır: insanın Tanrı’ya ihtiyacı olduğu gibi, bilime de ihtiyacı vardır.
Bu çalışma mevcut tartışmalarda bilim adına karşı çıkılan Tanrı’nın (ve/veya Kutsal Kitap'ın), hiç de kolay alt edilebilir bir konu olmadığını ispat etmektedir.
Bu yüzden, belli mantıksal ölçütler ve ölçü-lebilir disiplinlerle çalışan bilimin, zaman içeri-sinde açıklayamadığı, insan aklının ve kavra-yışının ötesinde bir konu olan Tanrı’yı kendi-sine rakipmiş gibi görmekten vazgeçeceğine inanıyorum.
Bilim teoriler ve tezlerle kendi alanları içinde ilerledikçe, dindar insanlar da bilimin tezlerini ya da teorilerini okumaktan hoşnutluk duya-caklardır. Çünkü Tanrı’nın yarattığı evrene dair olan buluşlar veya tezler dindar insanlar için gözle görülebilen bu yaratılış (gökyüzü, yıldızlar, denizler, canlılar v.s.)kadar Tanrı’ya yönelik hayranlığı güçlendiren olgular olmaya devam edecektir.
İlhan Keskinöz