11 Kur’an’a ve Müslüman İlahiyatına Göre İsa Mesih

Kur’an Yeni Antlaşma’da geçen yalnızca birkaç kişinin adını içerir: İsa, Vaftizci Yahya, Zekeriya ve Meryem. Öğrencilerden yalnızca bir grup olarak söz edilir, ancak Kur’an’ı okuyan biri İsa’nın kaç tane öğrencisi olduğunu, öğrencilerinin isimlerini ya da çağrılarının ne olduğunu öğrenemez.

Peygamber olan İsa (Arapça: Îsâ) fevkalade bir insan olarak tasvir edilir ancak bu İslami bakış açısına göre yapılır. Muhammed Yeni Antlaşma’daki Kristoloji’nin bazı yönlerini kabul eder, bazılarını reddeder, diğerleriniyse tamamen göz ardı eder. 15 sure ve 93 ayette İsa’nın seçici bir portresini çizer. Modern araştırmalar Muhammed’in Kutsal Kitap’taki metinleri az çok bildiğini (çoğunluğu çarpıtılmış ve iyi anlaşılmamış şekilde) farz eder. Kutsal Kitap’a dayalı olmayan kaynaklar, Hristiyan edebiyatı ve örneğin İsa’nın çocukluğuyla ilgili olan Arapça Müjde gibi apokrif Müjde’ler hakkında bilgisi vardır. Kutsal Kitap’a dayalı olmayan bu materyaller Muhammed’in ana bilgi kaynağı gibi görünmektedir.

İsa’nın Kur’an’daki rolü bir taraftan çok özeldir. Kendisine “Allah’ın kelimesi” ya da “O’ndan bir ruh” denen tek peygamber odur (Nisa suresi 4:171). Hastaları iyileştiren, ölüleri dirilten ya da ölü bir şeyden yaşam yaratabilen tek peygamber de odur. Diğer taraftan da, Kur’an bütün bu ender bulunan armağan ve ünvanlarına rağmen onun yalnızca bir insan ve peygamber olduğunda ısrar eder. “...Meryem oğlu İsa Mesih, ancak Allah’ın resulüdür...” (Nisa suresi 4:171)

İsa Kur’an’da insanoğluna kutsal yazıyı yani Müjde’yi (Arapça: al-injîl) getiren az sayıdaki peygamberden birisidir. İncilYeni Antlaşma’nın tamamı ya da Müjde’lerden biri değildir, ancak elçinin örneğin İslam’daki gibi tek Yaratıcı Tanrı ve Yargı mesajını ilettiğini belirtir. Kur’an Yeni Antlaşma’daki öğretilerden hiçbirini izlemez ve Elçilerin İşleri kitabında yer alan Pavlus’un hiçbir mektubundan bahsetmez. Çarmıha gerilişten yalnızca bir ayette o da son derece silik bir şekilde söz edilir, ancak kurtuluş ve aklanmayla ilgili olan önemi tamamen görmezden gelinir.

İsa’nın Doğumu

Kur’an İsa’dan genellikle ‘Meryem’in Oğlu’ diye söz eder. Bu ünvanın Süryanice ya da Arapça olan apokrif metinlerden21ya da Etiyopya’daki22kilisenin kullandığı Kıptice’den türetilmiş olması mümkündür. Bu arada Meryem’den ‘Harun’un kız kardeşi’ diye sözedilir (örneğin, Meryem suresi 19:28). Muhammed onu Eski Antlaşma’daki Miryam’la karıştırmış olabilir. Kur’an, hadisler tarafından Cebrail olduğu farz edilen bir ‘ruhun’ Meryem’e görünerek ona bir oğul vaat ettiğini anlatır. Haberi getiren meleğin dediğine göre o çocuk “insanlar için bir delil” olacaktır (Meryem suresi 19:21). Ancak hadislere bakılacak olursa, İsa yalnızca kendi halkı olan İsrail’e gönderilmiştir. Kur’an’sa onun bütün insanlık ve dünya için bir delil olduğunu vurgular (Meryem suresi 19:21).

Meleğin bildirdiklerinden sonra Meryem bir bakire ve ‘iffetsiz olmadığı’ için bir çocuğa sahip olacağı düşüncesiyle korkuya kapılır (Meryem 19:20). Kutsal Kitap’takine zıt olarak Kur’an Yusuf’tan hiç söz etmez. Âdem gibi Kur’an’daki İsa yalnızca Tanrı’nın gücü sayesinde var olur. Bu da onun insandan daha üstün bir varlık olmadığının bir ifadesidir. Yeni Antlaşma’daki Bakireden Doğma olayının açıklamasından farklı olarak bu doğa üstü yaratılış yalnızca ilahi bir kanıttır, özel bir işleve işaret değildir. Yeni Antlaşma Meryem’in İsa’ya Kutsal Ruh tarafından gebe kalışını, O’nun Tanrı’nın Oğlu rolüne işaret eden bir kanıt olarak yorumlarken, Kur’an ve daha sonra İslami ilahiyatı da İsa’nın tanrısal benliğini reddeder. Başka bir fark da, Kutsal Kitap İsa’nın Tanrı’dan doğduğunu söylerken, Kur’an onun yaratılmış olduğunda ısrar eder.

Meryem oğlunu bir hurma ağacının altında dünyaya getirir.23İsa hemen konuşmaya başlar. Meryem acı ve halkının onu reddeceğinin korkusu içindeyken onu teselli eder. Bundan kısa bir süre sonra da halkla konuşur:

Çocuk şöyle dedi: ‘Ben, Allah’ın kuluyum. O, bana Kitab’ı verdi ve beni peygamber yaptı. Nerede olursam olayım, O beni mübarek kıldı; yaşadığım sürece bana namazı ve zekâtı emretti.’” (Meryem suresi 19:30-31).

İsa’nın Mucizeleri

Kur’an’ın İsa’nın Muhammed’in tersine mucizeler yapmış olduğunu belirtmekle kalmayıp, başka hiçbir peygamberin yapamadığı mucizeleri gerçekleştirmiş olduğunu içermesi son derece ilginçtir: “Ölüleri diriltti ve hatta bunun dışında yalnızca Allah’a mahsus olan cansız bir maddeden yaşam yarattı. Ancak İsa yalnızca Allah’ın verdiği buyruklar uyarınca davrandı çünkü o mucizeleri ‘Allah’ın izniyle’ gerçekleştirdi.” (Ali İmran suresi 3:49) Kur’an’daki diğer peygamberler gibi, yaptığı mucizeleri ancak Allah’ın gücüyle gerçekleştirebilirdi, kendi kendine değil.

Ali İmran suresi 3:49 İsa’nın çamurdan kuşlar yaparak onlara soluğuyla yaşam vereceğini, kör ve cüzamlıları iyileştireceğini, ölüleri dirilteceğini ve bir ölümlünün bilemeyeceği şeyleri bileceğini duyurur. Ancak Yeni Antlaşma’dan24farklı olarak Kur’an, İsa’nın mucizeleriyle ilgili olarak yalnızca bir fazla anlatım içerir. Bu öyküye göre öğrencileri ısrarla yetkisini kanıtlamasını isteyince, üzeri yiyecek dolu bir masayı gökten indirir. Öğrencileri mesajının doğruluğuna ikna olmak için yiyeceklerden yemek istediklerinde Tanrı onların isteklerini işitir, ancak böyle bir kanıt gördükten sonra hala inanmayanları ağır bir şekilde cezalandıracağını bildirir (Maide suresi 5:112-115). Bu olay Yeni Antlaşma’da yer alan 5.000’lerin doyurulması olayından, Rab’bin Duası’ndaki günlük ekmek isteği ya da Rab’bin Son Akşam Yemeği anlatımlarından elde edilmiş olabilir.

Mucizeler dışında Kur’an İsa’nın yaşamıyla ilgili olarak pek fazla bir şey söylemez. Hristiyanlığın yayılması için öğrencilerin nasıl yetiştirildiği ya da İsa’nın verdiği öğretişlerin içeriği hakkında hiçbir şey söylemez. Heikki Räisänen İsa’nın Kur’an’da yer alan öğretişlerini şu şekilde özetler:

Allah’tan korkun ve bana itaat edin.

Allah benim ve sizin Rab’binizdir.

O’na hizmet edin.

Doğru yol budur.25

Sonuç olarak Kur’an’daki İsa yeni bir öğreti vermez ancak daha önceki peygamberlerin mesajlarını tekrarlar. Bu mesaj, Her şeye Gücü Yeten Yaratan Tanrı’ya inanın’dır. Maide suresi 5:46 şöyle ifade eder:

“Kendinden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı olarak peygamberlerin izleri üzerine, Meryem oğlu İsa’yı arkalarından gönderdik. Ve ona, içinde doğruya rehberlik ve nur bulunmak, önündeki Tevrat’ı tasdik etmek, sakınanlara bir hidayet ve öğüt olmak üzere İncil’i verdik.”

İsa – Tanrı Sözü

Kur’an İsa’ya ‘Allah’ın kelimesi,’ onun sözüyle yaratılmış olan ‘O’nun ruhu,’ der (Nisa suresi 4:171; Ali İmran suresi 3:45).

“Melekler demişlerdi ki: Ey Meryem! Allah sana kendisinden bir Kelime’yi müjdeliyor. Adı Meryem oğlu İsa’dır. Mesih’tir; dünyada da, ahirette de itibarlı ve Allah’ın kendisine yakın kıldıklarındandır.” (Ali İmran 3:45)

Müslüman yorumcular ‘Allah’ın kelimesi’ ünvanını açıklamak için birkaç girişimde bulunurlar. İsa Tanrı’nın sözüyle yaratılmıştır ve Meryem’in içine yerleştirilmiş olan ‘söz’dür.26O gebe kalınması anında Allah’ın söylediği yaratıcı sözün yerine gelmesidir. Daha önceki peygamberler tarafından önceden bildirilmiş sözdür ve Allah’ın mesajını getiren ve insanlığı doğru yola yönlendirecek olan İyi Haber’dir,27ancak Yeni Antlaşma’daki ‘logos’ (Yunanca: söz) yani önceden beri var olan, daha önceden belirlenmiş bir tarihte dünyaya gönderilene dek Baba’yla birlikte olan ve yaratılışa katkıda bulunmuş olan Tanrı’nın Söz’ü değildir (Yuhanna 1:1). Yani Kur’an’daki İsa yalnızca Tanrı’nın bir sözüdür, Tanrı’nın Söz’ü değildir. Yalnızca Nisa suresi 4:171 İsa’ya ‘söz’ (tam karşılığı ‘O’nun sözü) der, ancak metnin içeriği İsa’nın yalnızca Allah’ın temsilcisi, peygamberi ve ölümlü bir insan olduğunu açıkça ifade eder.

İsa – Tanrı’nın Ruhu

Kur’an İsa’dan yedi defa Meryem’in içine üflenmiş ‘O’ndan bir ruh’ (Tahrim suresi 66:12) olarak söz eder ve o Tanrı’nın gücüyle güçlendirilmiştir: “… Meryem oğlu İsa’ya da mucizeler verdik. Ve onu Ruhu’l-Kudüs (Cebrail) ile destekledik.”28(Bakara 2:87’yi, Bakara 2:253 ile karşılaştırınız). Ancak bu tanrısal ruhun yardımını alan yalnızca İsa değildir. Kur’an, Allah’ın bütün inananları ruhuyla desteklediğini (Mücadile 58:22) ve Kur’an’ın vahiy yoluyla inişinde ruhun etkin bir rol oynadığını vurgular. Ona ‘O’ndan bir ruh’ şeklinde hitap ettiği zaman, onu Yeni Antlaşma’daki Üçlübirlik ile özdeşleştirmez.

İsa – Mesih

İsa’ya Kur’an’da 11 defa Mesih denir (örn., Ali İmran 3:45), ancak bu ünvan Yeni Antlaşma’daki İsa’nın Kurtarıcılık ya da Meshedilmiş Olan rolünü içermez, yalnızca başka bir ad gibi kullanılmıştır. Muhammed’in İsa’nın halkı için bir Kurtarıcı ve Meshedilmiş Olan olduğunu hiç duymadığı bellidir. Çünkü Kur’an bu ünvanların önemine hiç değinmez bunun yerine ne anlama geldiğini bile açıklamadan ‘İsa’ adı yerine ‘Mesih’i’ kullanır. Muhammed Kutsal Kitap’taki ‘Mesih’ teriminin önemini bilmediği için Eski Antlaşma’da önceden bildiren kurtuluş getiren haberciyle İsa’yı özdeşleştirememiştir. Kur’an’daki İsa’ya da, Yeni Antlaşma’daki İsa’ya da ‘Mesih’ denir. Fakat Kur’an Mesih’in Yeni Antlaşma’da tanımlanan görevlerini içermez.

İsa – Tanrı’nın Kulu

Kur’an İsa’ya ayrıca ‘Kul’ da der: “Ne Mesih ne de Allah’a yakın melekler, Allah’ın kulu olmaktan geri dururlar...” (Nisa suresi 4:172) Yine bunun da diğer ünvanlar gibi kullanıldığını görürüz. İsa’ya ‘Mesih’ ünvanı verilir ancak ona Tanrı’nın kulu diyerek Kur’an onu diğer elçilerle bir tutar.

İsa’nın Çarmıha Gerilmesi, Ölümü ve Geri Dönüşü

Birden çok anlama gelebilecek, karmaşık bir gramer kullanıldığı için, Kur’an’da çarmıha gerilişten söz eden bu tek ayetten (Nisa suresi 4:157, ‘çarmıh ayeti’) İsa’nın çarmıha gerildiğinde gerçekten ölüp ölmediğini anlamak son derece güçtür. Müslüman yorumcuların ve ilahiyatçıların büyük çoğunluğu İsa’nın çarmıhta ölmediğine, bunun yerine çarmıhın ilan edeceği yenilgi ve utançtan henüz hayattayken Allah tarafından göğe alınarak kurtarıldığına inanır. Doğal olarak, eğer İsa’nın çarmıha gerildiğine ve öldüğüne inanmıyorlarsa, onun dirilişine inanmaları için hiçbir neden yoktur. Bu onun Müslüman bakış açısından olan rol ve işlerine aykırıdır. Diğer peygamberlerden hiçbiri çarmıhta ölmemiş ve diğer peygamberlerden hiçbiri dirilmemiştir. Liberal Avrupa teolojisine dayanarak Müslümanlar dirilişi tamamen reddederler. Genellikle bunu İsa’nın öğrencilerinin bir uydurması olarak görürler.

İsa’nın dünyanın sonu geldiğinde dünyaya dönüp dönmeyeceği Kur’an’da açıkça belirtilmez ancak hadislerde dünyanın sonu geldiğinde İsa’nın rolüyle ilgili olarak ayrıntılı bilgiler yer almaktadır: O Şam’a dönecektir. Şam Camii’nin (Emevi Camii) soldaki minaresinin adı ‘İsa Minaresi’dir çünkü İsa’nın göklerden dünyaya tam bu minareden döneceğine inanılır. Daha sonra İsa, Mesih karşıtını kılıçla yok eder. Bütün haçları kırar, bütün domuzları öldürür, her bir sinagogu ve kiliseyi yok eder ve İslam’ı kabul etmeyen Hristiyanlar’ın hepsini idam eder.

Daha sonra İsa Kudüs’teki camide namaz kılar, caminin yerel önderi (imamı) yerini almasını teklif eder. Ancak İsa kabul etmez ve namaz kılan topluluğa katılır. Böylelikle İslami din adamlarının üstünlüğüne, İslam’a inandığını ve uyguladığını açık bir şekilde ilan etmiş olur. Mesih-karşıtını öldürdükten sonra ‘Kitaba İnananların’ çoğu ona ve İslam’a inanır, inanmayı reddedenlerse İsa tarafından öldürülür. Böylece dünyada yalnızca İslam cemaati kalır. Adalet ve barış, hayvanlar alemi de dahil olmak üzere (Şii’lere göre), dünyada hüküm sürer. 40 yıl sonra İsa ölür ve Muhammed’le, Muhammed’den sonra gelen ilk iki Halife Ebu Bekir ile Ömer Bin Hattab’ın arasına gömülür.29Bu ayrıntılardan hiçbiri Kur’an’da yer almaz, ancak son geldiği zaman İsa’nın yapacakları hakkındaki bu hadisler İslam dünyasının tümünde genel olarak kabul edilir.

Sonuç: Kur’an İsa’yı ya da onun davranışlarını hiçbir zaman eleştirmez. Allah’a yakın olan ender kişilerden biridir ve hem bu dünyada, hem de ahirette itibarlıdır (Ali İmran suresi 3:45). Diğer bütün elçiler gibi o da dürüst dindarlığın bir örneğidir.

Diğer taraftan, Kur’an’daki İsa öğretişi ve tarihindeki ünvanları, özellikleri ve yaptıkları olağan üstü olabilir ancak kesinlikle eşsiz değildir. Onun resullük konumunun tanrısal bir doğaya sahip olmakla ya da oğullukla bir ilgisi yoktur. O daha çok Allah’ın dünyayla ilgili olan planının çarkında bir diş gibidir, Her Şeye Kadir olan Allah ve yaklaşmakta olan yargı ile ilgili vaaz vererek sorumluluğunu yerine getirmiştir. Muhammed’in onun kitabı olan İncil’i kabul ettiği gibi, o da Tevrat’ı doğrular (Maide suresi 5:46) ve kendisine inananları doğru yola iletir.

Aynı zamanda, İsa Muhammed’in gelişini bildiren elçidir (Saff suresi 61:6). İslam ilahiyatının son 150 yıl içinde ‘keşfettiği’ gibi Muhammed’in gelişi hem Eski hem de Yeni Antlaşma’da bildirilmiştir (A’raf suresi 7:157).

Kur’an’daki İsa, Kutsal Kitap’taki İsa Mesih’ten oldukça farklı bir kişidir. Hastaları iyileştirmek, ölüleri diriltmek, yaptığı mucizeler, Tanrı’dan aldığı mesaj gibi yüzeysel birçok benzerliğe karşın Kur’an, Yeni Antlaşma Kristolojisi’nin özünü reddeder. İsa ne Tanrı’nın Oğlu’dur, ne Çarmıh’a Gerilmiş Olan’dır, ne Dirilmiş Olan, ne de Kurtarıcı’dır. Bu da onun Kilisesinin kurtuluşu ve Müjde’yi dünyaya duyurmaları için öğrencilerinin yetiştirilmesi olan yeryüzüne geliş nedenini anlamsız kılar.

Bütün ünvanlara, bütün mucizelere karşın, Kur’an İsa’nın rolünü yalnızca peygamberlikle kısıtlar. Bu rol Hristiyan bakış açısına göre bir peygambere, Tanrı’nın Oğlu’na ve Kurtarıcı’ya yer bırakmaz. Ne Kur’an ne de daha sonraki İslam ilahiyatı Hristiyan görüşünü kavrayabilir. Bunun için de onun peygamberlik görevini aşan her şeyi yanlış kabul eder.


Kur’an Öğretisine ve İslam İlahiyatına Göre İsa

İsa bakire olan Meryem’den doğmuştur (Meryem19:16-33).

O ‘Allah’ın Kelimesi’ ve ‘O’ndan bir ruhtur’ (Nisa 4:171).

O Mesih’tir (Ali İmran 3:45).

O insanlığa bir vahyi, Müjde’yi getirmiştir ( Arapça’da İncil; Maide 5:110).

Tevrat’ı kabul eder (Ali İmran 3:50).

O Tanrı’nın bir peygamberidir, ancak yalnızca bir insandır. Tek olan Tanrı’ya imanı vaaz eder (Maide 5:175).

Tanrı’nın izniyle mucizeler yapar. Hastaları iyileştirir, ölüleri diriltir ve cansız maddeye can verir (Maide 5:110).

O yalnızca bir insandır. O ne kendisinin ne de annesinin tanrısallaştırılmasını ister (Maide 5:116-117).

O insanlık için bir örnek (Zühruf 43:57) ve bir vahiydir (Meryem 19:21).

O, Yargı Günü’nde kendisine inanmayanlara karşı ifade verecek olan bir tanıktır (Nisa 4:159).

O, Tanrı’nın, “Ol!” demesiyle yaratılır (Ali İmran 3:47; Meryem 19:21).

Musa’nın Yasası tarafından yasaklanan bazı şeyleri özgür bırakır (Ali İmran 3:50)

Tektanrıcılığı öğretir (Ali İmran 3:51).

Kendisini öldürmek isteyen Yahudiler’le çekişir (Ali İmran 3:54-55).

Tanrı tarafından namaz kılması ve zekât vermesi emredilir (Meryem 19:31-32).

Tanrı tarafından mübarek kılınır (Meryem 19:31).

Tanrı’ya yaklaştırılan”dır (Arapça: muqarrab), ‘ilahi merhametle Tanrı’ya yaklaştırılan kişi’dir30

Diğer bütün peygamberler gibi o da günahsızdır (İslam ilahiyatına göre).


İslam’daki İsa’yla İlgili Hatalar

Çarmıhta ölmez (Ali İmran 3:54-55), Tanrı tarafından göğe alınır (Nisa 4:157-158).


Yeniden dirilmez.

O bir Kurtarıcı değildir.

Ona Mesih denir ancak Eski Antlaşma’da duyurulan Meshedilmiş Olan o değildir.


Ne Tanrıdır (Maide 5:17), ne Tanrı’ya benzerdir ne de Tanrı’nın Oğlu’dur (Nisa 4:171). Bunu kendisi beyan eder (Maide 5:72).


O Rab değildir (Arapça: rabb; 9:71).

Üçlübirlik’in İkinci Kişisi değildir (Maide 5:73).