Ders 26: Hezekiel - Bir Kâhinin Görümleri

Doğduğu günden beri kâhin olan Hezekiel, Yahuda’nın çöküşgünlerinde peygamberlik etmektedir. YeremyaTanrı sözünü Yeruşa-lim’deduyurduğu sırada, Hezekiel sürgündeki halka seslenir. Emek-taşı gibi Tanrı’ya ihanet etmiş olan İsrailliler üzerine Rab’binağır yar-gılarını bildirir. Bununla birlikte yine Yeremya gibi, peygamberlikle-rinde bir umutışığı yakar. Çünkü Rab, gelecekte Kendi halkını yeniden toplayıp bereketleyeceğini haber vermiştir. Egemen Tan-rı’nın yüceliğini vurgulayan Hezekiel, özellikle Rab’bin yargılama ve bereketleme amacını açıklar: “Uluslar be-nim İsrail’de kutsal olan RAB olduğumu anlayacaklar” (39:7).

Yazarı: ‘Hezekiel’, “Rab güç verir” anlamındadır. Sürgündeki Yahudiler’e böyle ağır ve sıkı bir mesaj veren peygamber ve onun kitabı için uygun bir isimdir.

Hezekiel’den Kutsal Kitap’ın başka hiçbir bölümünde söz edilme-se de o, genel kanı uyarınca bu kitabın yazarı olarak kabul edilmekte-dir. Bu doğrultuda kitabın içinde kendi ismi birkaç defa geçmektedir.

a. Kitap boyunca kendi biyografisini yazıyormuş gibi kendinden söz eder (bkz. 1:3; 24:24).

b. Bütün kitap boyunca kendine özgü aynı tarzda mecazlar, görümlerve benzetmeler kullanılmaktadır.

Tapınak, sunu, kâhinler gibi tapınmayla ilgili konular ve vurgular kâhin Hezekiel’i işaret etmektedir.

Kâhin Buzi’nin oğlu Hezekiel, Yoşiya’nın reformu zamanında İ.Ö.622’de doğdu. Genelde 1:1’deki “Otuzuncu yılda”ifadesi, “Yehoya-kin’in sürgündeki beşinci yılı”nda (İ.Ö. 592) Hezekiel’in yaşı olarak ka-bul edilir, çünkü o dönemde kâhinler otuz yaşında hizmetlerine başlar-lardı (1:1, 2).

img Kendisi İ.Ö. 597’de kral Yehoyakin veİsrail’in asilleri ile birlikte Nebukadnessar tarafından sürgüne gönderildi. Babil’de Ke-var Irmağı’nın yanında (Fırat’ın bir kolu) ve Nipur’un yakınlarında, Tel-Abib isimli Yahudi bir kolonide, kendi evinde yaşadı (1:1; 3:15).

Evli olan Hezekiel İ.Ö. 10 Aralık 588’de, Yeruşalim kuşatmasının başladığı günde eşini yitirdi (24:1, 15-18).

Kendi evini toplantı yeri olarak kullandı ve kendisinden akıl danışan halkın ihtiyarlarına orada hizmet etti. Belki de bu şekilde havra sis-teminin kurucusu oldu... Hizmeti, kitapta verilen son tarihe göre (İ.Ö. 570), en az 23 sene sürdü (29:17).

Tarihi: Hezekiel titizlikle peygamberlik sözlerinin bir çoğunun ta-rihini verir. Yehoyakin’in sürgüne gönderildiği yıldan sonraki (İ.Ö. 597) peygamberliklerin tarihleri şöyledir:

(Hezekiel kitabındaki sıra dikkate alınmıştır).

1:1 5 Temmuz 592 (5. yıl) ……… Tanrı’nın görkeminden 1. görüm.

8:1 5 Eylül 591 (6. yıl) ……… Görümde Yeruşalim’e gider.

20:1 10 Ağustos 590 (7. yıl) ……… Halkın ihtiyarlarına akıl verir.

24:1 10 Ocak 588 (9. yıl) ……… Yeruşalim kuşatmasının başladığı gün.

26:1 1 Nisan 586 (11. yıl) ……… Sur’un yıkımı ile ilgili peygamberlik.

29:1 12 Ocak 587 (10. yıl) ……… Firavun’a karşı ilk peygamberlik.

29:17 1 Nisan 570 (17. yıl) ……… Firavun’a karşı altıncı peygamberlik.

30:20 7 Nisan 586 (11. yıl) ……… Firavun’a karşı ikinci peygamberlik.

31:1 1 Haziran 586 (11. yıl) ……… Firavun’a karşı üçüncü peygamberlik.

32:1 1 Mart 585 (12. yıl) ……… Firavun’a karşı dördüncü peygamberlik

32:17 15 Nisan 585 (12. yıl) ……… Firavun’a karşı beşinci peygamberlik.

33:21 5 Ocak 585 (12. yıl) ……… Yeruşalim’in yıkımıyla ilgili haber gelir.

40:1 10 Nisan 572 (15. yıl) ……… Yeni tapınakla ilgili görüm.

Hezekiel ve Daniel diğer bütün peygamberlerin aksine, hizmetlerini Filist topraklarının dışında sürdürmüşlerdir. Krallık soyundan gelenDaniel, Babil kralının sarayında hizmet verdi. Hezekiel ise, kâhin ol-duğu için sürgündeki Yahudiler’e danışman olarak hizmet verdi. İkisi de hemen hemen aynı tarihlerde sürgüne gönderildiler (Daniel İ.Ö. 605’te, Hezekiel ise İ.Ö. 597’de). Dolayısıyla ilahi görevlerini aynı dönemde sürdürdüler.

Ortamı: Hezekiel’in sürgüne gitmesinden beş yıl önce, Daniel Tanrı’nın isteğiyle Babil valisi ve Nebukadnessar’ın baş danışmanı ol-muştu. Dolayısıyla sürgündeki Yahudiler’in durumu oldukça iyiydi. Hezekiel’in oturduğu Tel-Abib, ismi itibarıyla “bol buğday” demektir. Anlaşıldığı gibi evleri verimli bir bölgede bulunuyordu.

Hezekiel sürgünde olduğu için, Yeremya’dan farklı olarak, mesaj-larında Yahuda’nın krallarından ve yönetiminden pek söz etmez. Ama gaddarlıklarından ve tapınağa yaptıklarından ötürü İsrail’in çevresinde-ki birçok ulusun üzerine gelecek olan Tanrı’nın yargısını bildirir (25–32. bölüm). Aynı şekilde son günlerle ilgili bildirimlerinde (38–39. bö-lüm) İsrail’in yeniden Tanrı halkı olması durumunu ele alsa bile, asıl konu ulusların son kez karışacağı bir dünya savaşı ve bunun ruhsal me-sajıdır.

Hezekiel’in zamanında İsrail’de kral kalmamıştı, Yeruşa-lim’de de tapınak yıkılmıştı. Musa’nınaracılığıyla Tan-rı’nın Yahudiler’e kazandırdığı siyasi ve ruhsal düzenyok olup gitmişti. Böylece kurbanlar ile ilgili tapınmalardurmuş ve imanlıların ruhsal yaşamı yeni bir şekil almıştı.Kendi evlerinde toplanan Yahudiler, kaynağını Tanrı sö-zünden alan yeni bir tapınma düzeni geliştirdiler. Bu du-rum havraların başlangıcı sayılabilir.

Böylece putperestlerin pençesine düşen Yahudiler’in yüreğinden putperestlik tohumu alındı. Nihayet Yahudiler, imanlarında ve tapınmalarında tam anlamıylatek tanrılı oldular. Bununla birlikte istisnalar hariç, sürgündeki Yahudiler’in yüreği atalarınınkinden daha iyi olmadı. Çünkü imanlınınTanrı’ya bağlılığı, tapınmaların ihtişamından beslenemediği gibi, gururlu bir Kutsal Kitap bilgisiyle de oluşması mümkün değildir. Hezekiel sürgündeki Yahudiler’den onyedi kere “başkaldıranhalk”olarak söz eder. Tan-rı’nın yüreklerde aradığı şey, ne göstermelik tapınmalar, ne dedin bilgisidir. O, isyanın karşıtı olan imanı, teslimiyeti ve itaati arar!

Hezekiel, kitabında siyasi ya da toplumsal da dahil, bütün durum-lardan ruhsal bir anlam çıkarır. Çünkü hayata bakış böyledir. Tan-rı’nın görkemi ile ilgili görümde (1:28; 8–11.bölüm), Yeruşa-lim’in altı “cellâdı” ile ilgili sözde (9:1, 2), Yahuda önderinin Ba-bil’e doğaüstü bir şekilde sürüldüğüne dair yorumda (12:12, 13), Sur kralını insanötesi bir varlık olarak tanımlayan ayetlerde (28:12-19) hep öyledir. Onun yorumları, kâhinin anlayışı uyarınca, her zaman göksel yöneti-minin ışığı altında ruhsal bir anlam ifade etmektedir.

Amacı: Kitabın iki ana yarısından anlaşıldığı gibi, iki ana amacı vardır:

1) Yeruşalim’in ve ulusların üzerine yakında gelecek olan Tanrı’nın yargısını haber vererek tövbe ve iman etmeleri için onları teşvik etmek.

2) İsrail’in tekrar toplanacağı, Yeruşalim’in yeniden kurulacağı ve ta-pınağın inşa edileceği haberiyle umut ve güven vermek.

Hezekiel, hizmetinin ilk altı yılı boyunca (İ.Ö. 592-586) mesajın builk amacına önem verdi. Bu doğrultuda, bir taraftan Yeruşalim’in ve tapınağın yok edileceği, diğer taraftan da sahte peygamberlerin sözle-rinin aksine, Babil’in yakında yok olmayacağı ve Mısır’ın yardımına güvenilemeyeceğini tekrarladı.

Ne var ki, Hezekiel, Yeruşalim’in yıkımından sonra, onun tekrar kuruluşunu haber vererek umudun sözcüsü oluverdi. Böylece, sürgündeki imanlıların Babil’in ekonomik rahatlığıyla yetinmemeleri için, İsrail’in gelecek kutsallığına ve yüceliğine ilişkin çok ayrıntılı bir tablo çizdi.

Özellikleri: Kuşkusuz Hezekiel’in en bariz özelliği, gördüğü düşlerden ötürü başvurduğu görsel ve simgesel dildir.

Hezekiel kitabına, “...gökler açıldı, Tanrı’dan gelen görümler gör-düm” (1:1) diye başlar. Görüm, söz yerine görsel olarak gelen bir va-hiydir. Rab bu yolla Kendini ve yargılarını açıklar.

Aynı şekilde Tanrı, peygambere buyurduğu ve sembolik bir anlam taşıyan kimi eylemler aracılığıyla da seslenir. Yeru-şalim’in yıkımını örneklemek için bir maket yapıp onu yok et-mek (4:1-3), sürgünün sıkıntılarını resmetmek için yere yat-mak (4:4-8), Yahudiler’in başına gelecek olanları göstermekiçin saçını tıraş edip bir kısmını yakmak, bir kısmını rüzgâra savurmak (5:1-17), bu simgesel eylemlerden bazılarıdır.

Diğer bir taraftan benzetmelere de başvurur: Asma (15:1-8); hain eş (16:1-63); iki kadın (23:1-49); kaynayan kazan benzetmeleri gibi... (24:1-14).

Daniel ve yüzyıllar sonra Yuhanna gibi, sürgündeki ilk peygamberolarak Hezekiel de “apokaliptik” stilini geliştirir. Apokaliptik stilinin özellikleri şunlardır: (a) Mağdur bir durumda bulunan Tanrı’nın halkı-na; (b) yargı, zafer ve son günlerle ilgili tüm vaatlerini yakın gelecekte kesin yerine getireceğini; (c) çok etkili simgeler, semboller ve mecazlar ile; (d) sürgündeki bir peygamber aracılığıyla anlatır. Özellikle son bö-lümler (40 – 48) apokaliptik mesaj ağırlıklıdır!

Ana Hatları: Hezekiel kitabında 2 ana kısım görülmektedir:

a) Tanrısal Görkemin Uzaklaşması ve Yeruşalim’in Yıkımı(1–24);

b) Tanrısal Görkemin Dönüşü ve Yeruşalim’in Kuruluşu (25–48).

Şu ara başlıklar da görülebilmektedir:

a) Bölüm 1 - 3 ..... Hezekiel’in Çağrısı

Bölüm 4 - 7 ..... Yeruşalim’in Yıkımı

Bölüm 8-11 ..... Tanrısal Görkemin Uzaklaşması

Bölüm 12-24 ..... Yahuda’nın İsyanı

b) Bölüm 25-32 ..... Çevredeki Ulusların Yargısı

Bölüm 33-39 ..... İsrail’in Tekrar Seçilmesi

Bölüm 40-48 ..... Yeni İsrail’in Görkemli Tapınağı.

Böylece kitabın iki kısmı, Yeruşalim kuşatmasından önce (1–24) ve sonraki bölümler olmak üzere ikiye ayrılabilir (25–48). İlk kısım Hezekiel peygamberin hizmetinin İ.Ö. 592 – 587 yıllarını, ikinci kısım ise İ.Ö. 586 – 570 yıllarını kapsamaktadır.

img


Bölüm 1–7.Hezekiel’in Çağrısıve Yeruşalim’in Yıkımı

Okunacak Ayetler: 1. Bölüm

Yeremya, Yahuda üzerine gelecek olanTanrı’nın yargısını haber verip Yeruşalim’in yıkımını beklerken, çağdaşı Hezekiel yaklaşık1000 km. uzakta, Babil’deki Yahudiler’e sürgünün anlamını Tanrı’nın yargısıolarak açıklamakla meşguldür. İki peygamberin mesajı hemen hemen aynı ise de (“yargı itaat etmeyenlerin üzerine gelir”), He-zekiel’in sözleri büyük umut ve birçok ders içermektedir.Hezekiel’de 50 defa kadar tekrarlanan, “Ben RAB” sö-züyle Tanrı, sürgündeki halkına 70 yıl boyunca kendisi-nin Tanrı olduğunu öğretmiştir. Ve bu şekilde yeniden topraklarınakavuşabilmeleri için İsrailliler’i hazırlamıştır.

Babil’deki Yahudiler’in Yeruşalim’den çok uzakta olmalarınınya-nı sıra, Tanrı’dan da uzak düştükleri düşüncesiyle duydukları hasret ve yalnızlık daha da acıydı. O güne dek görkeminin parıltısıyla Kendini hep tapınakta göstermiş olan Tanrı, Hezekiel’e Kendini her yöne hare-ket eden bir taht üzerinde gösterir (1.bölüm). Böylece Rab, varlığının O’na yürekten yaklaşanların yanında olduğunu vurgular.

Mesih İsa Samiriyeli kadınla yaptığı konuşmada, Tanrı’ya tapınan-ların ruhta ve gerçekte tapınmaları gerektiğini öğretti (Yu.4:19-24).Böylece O, Kendi adıyla toplananların arasında olacaktır! (Mat. 18:20).

2.bölümdeHezekiel bu ve bundan sonraki mesajları duyuran peygamber olabilmek için, Tanrı sözünü(tomarı) “yemeye” davet edilir (2:8 – 3:3). Onun en önemli görevi, Tanrı halkını günahın sonucuna karşı uyarmaktır (3:16-21). “...Kötü kişiyi uyar-dığın halde kötülüğündenve kötü yolundan dönmezse, o günahı içinde ölecek. Ama sen canını kurtarmış olacak-sın”(3:19). Tanrı’nın yüzyıllarca süren sabrı taşınca, Ye-ruşalim’in yıkımı ve İsrail’in yok oluşu artık kaçınılmaz ol-muştur (4-7.bölüm).

Tanrı’nın görkemi Yeşaya’ya göksel tapınağın kapıları ardındaki taht ve etrafındaki Keruvlar olarak görünmüştü. Hezekiel’e ise fırtına içinde tekerlekle dolu ve acayip yaratıklar (yine Keruvlar; bkz. 10:20; Va.4:7) tarafından taşınan, göz kamaştırıcı bir taht ve üzerinde oturanıngörkemi olarak görünür... Yeşaya’daki vurgu kutsal-lıktır (Yşa.6:3). Hezekiel’deki vurgu ise O’nun evren-sel egemenliğidir (1:24). Ayrıca tapınağın yokluğun-da, İsrailliler’in Kutsal Ruh’un yönetiminde hareket etmeyi öğreneceklerini vaat eder (bkz. 1:12,20; 2:2, 12, 14; 3:24 ve devamı, 11:19).

Her ikisini birleştiren İncil’in Vahiy bölümünde ise, Tanrı’nın kut-sallığının ve O’nun egemen gücünün kendi halkı yararına işle-mekte olduğu görülüyor. Bu kez taht etrafında 24 ihtiyar, Yahudi-ler’den ve diğer uluslardan iman edenleri temsil eder. Tahtın önün-deki cam gibi deniz ise (bkz. Hez.1:22; Va.4:6), zafer kazanan imanlılardır (Va.15:2). Gökkuşağı da O’nun sadakatini hatırlatır (bkz. 1:28 ile Yar.9:13; Va.4:3).

Tanrı bununla bize de yalnızlığın veya sıkıntıların, içinde bulun-duğumuz durumlar ve koşullardan çok, O’nunla olan kopuk ilişki-den kaynaklandığını hatırlatır. Tanrı bize her yerde ulaşır. Acaba bizler her yerde ve her durumda yakınımızda Olan’ı aynı şekilde arar mıyız? Çünkü, “Aslında Tanrı hiçbirimizden uzak değildir”(Elç.17:27). Corrie Ten Boom, Nazi toplama kamplarında esirken edindiği tecrübelere dayanarak söylediği gibi, “Tanrı’nın ulaşa-mayacağı kadar derin ve karanlık hiçbir çukur yoktur.”

Eski devirlerde, “İçi ateş dolu maden”(1:27) veya “parlak tunç”(Va.1:15), ayna olarak kullanılırdı. Tabii, bu aynalar silik bir görüntü verirdi (1Ko.13:12). Günümüzde Tanrı’nın görkemini, ayna-ya benzetilen Tanrı sözü aracılığıyla görebiliriz (Yak.1:23). Bir gün O’nunla cennette “yüz yüze görüşeceğiz... bilindiğimiz gibi tam bileceğiz”(1Ko.13:12). Ama bu arada Tanrı sözü aynasını,yani günlük okuma alışkanlığımızı, imanlı yayınları, kilisedeki İn-cil derslerini, vaazları ve benzerlerini değerlendirme konusundaki sadakatimizi de sorgulamalıyız?


Bölüm 8–11.Tanrısal Görkemin Uzaklaşması

Okunacak Ayetler: 8 ve 11. Bölüm

Tanrı’nın Ruhu, halkın çirkin davranışlarını göstermek üzere He-zekiel’i tekrar alıp götürür (8:1-3). Ama bu öyle korkunç bir putperest-lik günahıdır ki, tapınağın içindeki her şey, her türlü sü-rüngen ve yılan olarak gösterilir(8:10). En kötüsü, “Rab bizi görmüyor”diye söylenirler (8:12). Bu yüzden Rab, “altı cellat” gönderir (9:1,2, ve devamı). İşte o zaman Tan-rı’nın Görkemi tapınağı terk eder (10:18). Bütün bunlar, halkı Tanrı’ya doğru yönlendirmeyen önderlerin sorumlu-luğudur (11:2 ve devamı).

Tanrısal Görkemin (İbranice, “shechinah”) tapınaktan ayrılması kadar acıklı başka hiçbir olay düşünülemez. Çünkü Rab tapınağı “aralarında oturmak” için kullanacaktı ve Kendisi onlara Tanrı, on-lar da O’na halk olacaktı (Çık.6:7; 40:34). Ama bütün bu başlarına gelenler, Rab’bin sevgi dolu terbiyesinden başka bir şey değildir (1:17-18). Çünkü Tanrı bu felaketi halkını, tapınağın yalnızca sim-gesi olduğu ruhsal ilişkide daha derin bir seviyeye kavuşturmak için kullandı. “Gittikleri ülkelerde kısa süre için onlara barınak ol-dum... Onlara tek bir yürek vereceğim; içlerine yeni bir ruh koya-cağım. İçlerindeki taş yüreği çıkarıp onlara etten bir yürek vere-ceğim... Onlar halkım olacak, ben de onların Tanrısı olacağım”(11:16, 19-20).


Bölüm 12-24.Yahuda’nın İsyanı

Okunacak Ayetler: 14 ve 18.Bölüm ile 21:1-17

Daha önceleri Yeremya’nın da yaptığı gibi, Hezekiel mesajını küçük gösterilerle sahneleyerek örnekler. 12.bölümdepeygamber, “eşya-larını toplayıp” surlardaki bir delikten yararlanarak şehirden ayrılır. Böylece yakında Yahuda’nın başına gelecek olan sürgün olayını simgelemiştir. Daha sonra, bir taraftan iyilik vaat ederek ulu-su yıkıma götüren sahte peygamberlerin (13.bölüm), diğer bir taraftan da putperestliğe sürükleyen İsrail’in ileri ge-lenlerinin (14.bölüm) ayıplarını yüzlerine vurur. Kuruyan asma gibi, Yahuda yalnız yanmaya uygundur (15.bölüm).

Neden bazen Tanrı’nın dualarımızı yanıtlamadığınıdüşünürüz? Bunun çeşitli nedenleri olabilir: (a) Doğru bir şey istememişiz-dir; (b) gereken ısrarla istememiş olabiliriz; (c) Tanrı’nın yanıtını duyamayacak kadar O’ndan uzak olabiliriz; veya (d)bir süre daha beklemek gerekebilir. 14.bölümde, Hezekiel’e akıl danışan İsrail-in ileri gelenlerine gelen ilahi yanıttan, yüreğimizdeherhangi bir “putu” barındırdığımız takdirde, Tanrı’nın duamızı geri çevirdi-ğini öğreniyoruz. Rab yalnız Kendisini duyacak kadar yakın olur-sak bizi yanıtlar!

Yahuda’nın günahlarını açıklamaya devam eden Hezekiel, bu seferonu Tanrı’ya karşı zina etmiş kadın gibi gösterir (16.bölüm). Kurduğu ittifaklar ulusu zarara sokmuştur (17.bölümdekikartallar) ve bunun so-nucu yıkımdır (19.bölümdekiaslanlar). Çünkü Tanrı adildir ve insan ne ekerse onu biçer (18.bölüm). Ama bütün bu kötü haberlerin ortasında yine de bir umut ışığı parlar: Kurumuş asmanın yerine, bütün uluslar tarafından hayranlıkla seyredilen uzun ve çok verimli bir sedir ağacı dikilecektir (17:22-24).

17.bölümününanahtarları: “İri kartal”Nebukadnessar’dır (3.ayet).“Sedir ağacının tepesi” Davut’un soyudur (3.ayet). “Filizler Yehoyakin’dir (4.ayet). “Ticaret ülkesi”Babil’dir (4.ayet). “Ül-kenin tohumu” Sidkiya’dır (5.ayet). “Başka bir iri kartal”Mısır’ınkralıdır (7.ayet).

Yaptıklarımızın hesabını Tanrı’ya vermeliyiz, çünkü Tanrı’nın ahlaksal benzeyişinde yaratıldık. Öyleyse hatalarımızın en büyük sorumlusu kimdir? Anne babalarımız mı? Arkadaşlarımız mı? Öğretmenlerimiz mi? Tanrı mı? Yoksa Şeytan mı? Hezekiel 18’in cevabı şudur: “Ölecek olan, günah işleyen candır” (18:4). “Kötü kişi işlediği bütün günahlardan döner... kesinlikle yaşayacak, ölmeyecektir”(18:21). “‘Çünkü ben kimsenin ölümünden sevinç duymam,’ Egemen Rabböy-le diyor. ‘Öyleyse, günahınızdan dönün de yaşa-yın!’” (18:32).

Günah bağımlılık yaratır. Yolunu şaşırmış Yahuda, aslında nesiller boyunca vicdanını günaha karşı susturmaktaydı (20.bölüm). Tan-rı’nın kılıcı bunun hesabını sormak için çoktan kınındançıkmıştır (21. bölüm). Çünkü bozulmayan buyruk kalmamıştır: putperestlik, annebabaya saygısızlık, her türlü yolsuzluk, dullara ve yetimlere haksızlık, Şabat Günü’nü bozmak, pislik, zina, cinsel ahlaksızlık... Hatta insan kurbanları bile! (22:4-12; 23:37-39). Böylece ‘iki kızkardeş’ olan İsrail ve Yahuda krallıkları yargılanırlar (23.bölüm).

20.bölümde, Hezekiel İsrail’in ileri gelenlerine putperestliğin Mısır’da, kölelik döneminde başladığını hatırlatır.Böylece Musa’nın beş kitabında söz edilmeyen bir başka gerçeği keşfederiz. İsrail’in, Firavun’un yöne-timi altında çektiklerinin ruhsal bir sebebi vardı. Öy-le ki, Tanrı onları reddetmek üzereydi. Ama Kendi ismi uğruna sabredip onları Kendi halkı olarak sak-ladı ve en sonunda da kurtardı. Babil’deki sürgün nihayet halkı put-perestliklerinden arındıracaktı. Hezekiel bu hatırlatma ile bu ders-ten gerçekten ibret almalarını sağlamak istiyordu.

Tanrı halkının günahlarından ötürü ya da zaman zaman imanlı kar-deşlerin düştüğü günahlardan ötürü insan şaşkına dönebilir. Kam-bur adamın kendi kamburunu görememesi gibi, kendi günahların-dan çok, başkalarının hatalarını görmek daha kolaydır. Ama imanlı, Tanrı’nın istediği türden bir kişi olsa, halkın yıkımını önlemek için, gerektiğinde kendisinin ve başkalarının günahlarının bağışlanması için sürekli dua ederdi. İşte Tanrı’nın Yahuda’da arayıp bulamadığı buydu! “İçle-rinde duvarı örecek, gedikte durup önümde ülkeyi savunacak, onu yerle bir etmemi engelleyecek bir adam aradım, ama hiç kimseyi bulamadım”(22:30).

Ya bizler; bu şekilde kardeşlerimiz için dua ediyor muyuz?

Karısının ölümü gibi peygamberin kişisel üzüntüleri bile hizmetininbir parçası haline gelir (24.bölüm). Öyle ki, Tanrı onun yas tutma-sına izin vermez. Bununla Yahuda üzerine gelecek olan büyük acı-nın, ağlamaya ya da yas tutmaya fırsat bile tanımadan geleceğini vurgular.

Ruhsal hizmete soyunan herkes, bu hizmetin getirdiği fedakârlıkla-ra hazır olmalıdır. Ayrıca bunları yaparak Rab’bi yücelttiği için bunu birayrıcalık olarak da görebilir.


Bölüm 25–32.Çevredeki Ulusların Yargısı

Okunacak Ayetler: 28:1-19

Bundan sonraTanrı’nın yargısı Yahuda’nın komşu ülkelerine döner. Söz konusu uluslar Ammon, Moav, Edom, Filist (25.bölüm), Sur (26–28.bölüm) ve Mısır’dır (29–32. bölüm). Hiçbir ulus Rab’bin bereketinden yoksun kalmaz, dolayısıyla hiçbir ulus O’nun terbiyesinden de kaçamaz. Çünkü Rab’bin bereketlerini kötüye kullanan herkes, er ya dageç bunun hesabını verir...

İnsanın başarılardan gurur duyması, eğer “Tanrı’dan almadığın neyin var ki? Madem aldın, niçin almamış gibi övünüyorsun?”sö-zü uyarınca (1Ko.4:7) onur duymak anlamında ise, Tanrı’ya övgü olarak geri döner. Ama Tanrı’nın yaptıkları karşısında yalnız ken-disiyle övünen insan gururlu ve kibirlidir. Rab’be bundan daha iğrenç görünen hiçbir şey yoktur. “RAB yüreği küstah olandan iğ-renir. Bilin ki, öyleleri cezasız kalmaz”(Özd.16:5). Çünkü kibir Şeytan’ı Şeytan yapan ilk dürtü oldu (28:12-15). Bu günah özellik-le krallar (yani herhangi bir yetki kullanan herkes) için büyük bir tehlikedir. Ruhsal önderler bunu unutmasın!

Kibirli yüreğin yöneticiler için olan etkilerini aşağıdaki ayetlerdenbulup boşluklara yazabilir misiniz?

a) Ahitofel (2Sa.17:23)

b) Haman (Est.3:5; 7:9)

c) Nebukadnessar (Dan.4:30-33)

d) Hirodes (Elç.12:21-23)

e) Sur kralının kibrinde, bunu teşvik eden Şeytan’ı açıkça görebiliriz.Öyle ki, 28.bölümde kral için söylenen sözlerde, Şey-tan’ın ilk günahını görebiliriz! 28:12-19 ayetlerinde bu ilk isyanın özde ne olduğunu, aşağıdaki soruları yanıtlayarak daha iyi anlayalım:

Bu melek ne gibi üstün niteliklere ve göreve sahipti? (28:12-15).

Günahının kaynağı nedir? (bkz. 28:16-17) Yeşaya 14:12-15 ile bir-likte değerlendirip üç neden gösteriniz:

Günahın sonucu ne oldu? (bkz. 28:18-19) Şeytan’ın hem iç varlığı-nı hem de sonsuz kaderini nasıl etkiledi?

Bölüm 33–39.İsrail’in Tekrar Seçilmesi

Okunacak ayetler: 33:7-9; 39:25-29

HezekieldikkatiniYahuda’nın geçmiş başarısızlıkla-rından gelecekle ilgili vaatlerine çevirir (33.bölüm). Yeruşa-lim yıkılmıştır ve üç yıllık suskunluktan sonra yeni bir Çoban’ın gelişinimüjdelemek için peygamberin dili çözülür (34.bölüm). Yahuda’ya gelecek bereketin işareti olarakEdom’un yıkımı tekrar anımsatılır (35. bölüm; bkz. Ağı.4:21-22).Müjdelenen Çoban, kılavuzsuz olanların önderi olarak İsrail sürüsünüşefkatle kayıracak, dağılmışhalkını tekrar toplayacak ve vaat edilen ülkeye geri getirecektir (36.bölüm).

Tıpkı 3.bölümde söz edildiği gibi (3:16-21), 33.bölümde yine günahlarından ötürü Tanrı halkını –veya iman kardeşlerini– uyarma-nın kutsal öneminden söz edilmektedir (33:7-9). Bu ayetler her ne kadar müjdelemenin önemini vurgulamak için kullanılsa da, Heze-kiel’in hizmeti için söylenmiştir. Bu doğrultuda daha çok iman ailesinin ruhsal sağlığını korumaya yönelik bir yol çizilir. Bu yol, en küçük bir hata durumunda birbirimizi yermek ve suçlamak de-ğil, Galatyalılar 6:1-3 ve 10’da belirtildiği gibi büyük bir sevgi ve alçakgönüllülükle birbirimizi düzeltmek şeklindedir.

Taş yüreklerin ettenyürekler haline dönüştürülmesi konusu (11:19-20), yeni bir ayrıntı ile tekrarlanır. Yürekle-re girecek olan ruhun Rab’bin Ruhu olduğu açıkça söy-lenir (36:26-28). İsrail’in gerçek kurtuluşu siyasi bir kurtuluş değil, tıpkı İncil’de bütün dünya için haber verildiği gibi insanların yüre-ğinden başlayan bir kurtuluştur (ayrıca bkz. 39:25-29).

İsrail’in uyanışı, bir yığın cesedin dağılmış kemiklerinin toparlanması, bunların etle örülmesi ve bu bedenlerin içine Rab’bin Ruhu’nun tekrar girmesi olarak çok dramatik bir biçimde resmedilir (37. bölüm). İkinci bir görümde Hezekiel, dirilen Tanrı halkının son düşmanını –gizemli Magog’u ya da diğer adıyla Mecüc’ü (bkz. Va.20:8)– yok ettiğini görür (38-39.bölüm). Bundan sonra Tanrı bütün uluslar tarafındanGüçlü Fatih ve tartışılmaz Zafer Kazanan olarak tanınır.

İncil’in Vahiy bölümünde Tanrı ile “Yecüc” (Hezekiel’de: “Gog”) arasındaki savaş, dünyanın sonunu simgeler. Hezekiel’de Gog, kuzeydeki Magog diyarının Meşek ve Tuval kentlerinin hükümdarıdır. Vahiy’deyse Magog (Mecüc) bir ülke yerine Gog’un bir müttefiki halindedir (Va.20:8).


Bölüm 40–48.Yeni İsrail’in Görkemli Tapınağı

Okunacak Ayetler: 40:1-4; 43:1-5; 44:4-7

Yeni tapınağın tasarımında kullanılacak bütün ölçülerin, odanın ve eşyaların bütün detaylarının verildiği 40-42.bölüm, sürgündeki İsrailliler için can sıkıcı olmak yeri-ne, umut dolu bir haber oluşturuyordu. Bu, tapınağın in-şaatına başlanmış gibi bir garanti veriyordu.

İman, imkansızlıklara rağmen Tanrı’nın vaadini ye-rine getireceğine kesin gözle bakmak demektir (bkz. Rom.4:17).

En önemlisi, 43.bölümdeHezekiel, 11:23’ten beri tapınağı terk etmiş olan tanrısal görkemin En Kutsal Yer’e geri döndüğünü görür. Orada Rab, çocuklarının arasında sonsuza dek kalacağını söyler (43:7).

Zerubbabil ve Hirodes zamanındaki tapınaklardan farklı oluşu nedeniyle, Hezekiel’in tapınakla ilgili peygamberlik sözü, bazı yorum ayrılıklarına yol açmıştır. Yorumlar şöyledir:

1) Tapınak, Yeni Antlaşma’daki Kilise’nin bir simgesidir.

2) Mesih’in ikinci gelişinde yapılacak olan bir tapınaktır.

Hezekiel’in diğer peygamberlikleri kelimesi kelimesine gerçekleş-miştir (örn. Yeruşalim’in yıkımı, Sur’un yok oluşu vs.; bkz. 6:3-5; 14:21; 26:4,12). Öyleyse, tapınakla ilgili peygamberlik neden bir mecazolsun? Ayrıca tapınak yalnız bir simgeyse, İsrail’e verilen tapınak umu-du boş bir umut, sıralanan titiz ölçüler de anlamsız olurdu. Son olarak, bu kadar detay verilirken, Mesih’in krallığında gerekli olmayacağı için,Antlaşma Sandığı, buhurdanlık, kandil, ekmekler sunusu, perde ve baş-kâhin gibi konulardan hiç söz edilmiyor.

Diğer bir taraftan birinci görüşü destekleyenler, Mesih’in krallığın-da yer alan bir tapınaktaki kurbanları anlamsız bulmaktadırlar. Çünkü İbraniler 8–10’a göre, Mesih’ten sonra kurbanların gereksiz olduğu vur-gulanır (İbr.9:26; 10:18). Rabbimiz İsa, ölümünün ve dirilişinin simge-leri olarak kurbanı değil, vaftiz ve Rab’bin Sofrası törenlerini buyur-muştur (Mat.26:26-29; 28:19).

Hezekieltapınakla ilgili peygamberliğin son detaylarını, içinde yapılacak tapınmalara ayırır (44–46.bölüm). Son olarak uyanmış ulusunsınırlarını ve oymaklara, kâhinlere, önderlere ve Yeruşalim’in sakinle-rine ayrılan bölgeleri tanımlar (47–48.bölüm). Bütün bu olanların hatı-rası olarak kent, “Rab orada” anlamına gelen “Yahve şamma”ismiyle anılacaktır (48:35).

____________________________


Sorular

1) Hezekiel’in görümlerinde Tanrı tahtının “seyyar” bir hal almasının ruhsal anlamı nedir?

2) Hezekiel 22:30’a göre, aracılık edecek duayı ihmal etmenin doğurduğu sonuçlar nelerdir?

3) Hezekiel 36:25-28. ayetlerin ışığında 27.ayeti, Yer.31:33 ve Yu.3:8 ile karşılaştırarak yeniden doğuşun ne olduğunu ve buyruklarını ye-rine getirmemiz için Tanrı’nın nasıl bir yöntem kullandığını açıkla-yınız.