Genellikle bir telefon gelir, sıkılgan ses tonuyla “Size bir şey sormak istiyorum” denir. Onlara “Buyurun” derim ve konuşma devam eder… Papaz Büyüsünü dilim döndüğünce açıklamaya çalışırım. Dua etmek için kiliseye davet ederim.
Arayanların içinde zaman zaman ya kendisi ya da yakınlarıyla kiliseye gelmiş birkaç kişi vardır. “Bir konu hakkında” konuşmak istemektedirler. Yine “Buyurun” derim, birkaç soru sorarım. Sorularım “Sorununuz nedir? Papaz Büyüsünün yapıldığını nerenden biliyorsunuz? Diyelim ki büyü var, büyüyü Papazın yaptığını nereden biliyorsunuz?” şeklindedir.
Cevaplarda küçük farklılıklar varsa da sonuç hemen hemen aynıdır… Evinde muska, iğne, yazdığını okuyamadığı kağıtlar bulmuştur… Medyuma, muskacıya ya da üfürükçü hocaya gitmiştir, onlar da “Sende (ya da kocanda) Papaz Büyüsü var demiştir. 400 TL ile 1000TL arasında bir para istemiştir… Böylece “Ben teşhisi koyarım, büyü papaz bozar diyerek” aldığı parayı hakkeder duruma gelmiştir. Çünkü büyü kendi bozmaya kalksa bozamayacak, bu kez parasını aldığı kişilerle kendisi papaz olacaktır!
“Bir yıl önce evlendik. Son altı aydır bana hiç yaklaşmıyor. Eskiden bir sevgilisi varmış onunla görüşüyormuş…” diyerek derdini anlatan kadına dua ederken ağlıyordu.Şu an onunla ne konuştuğumu tam anımsayamıyorum. Büyük olasılıkla bunun büyüden değil de insanın içindeki günahtan kaynaklandığını söylemiş olmalıyım.
Daha fazla yardımcı olmadığım için üzüldüm.
**
“Evliyim ? çocuğum var. ? çocuğa kadar kocamla aramız çok iyiydi. Sonra ne oldu bilmiyorum. Şimdi başka bir kadına ev tutmuş. Orada yatıp kalkıyor. Ara sıra eve uğruyor. Bana hiç bakmıyor.”
“O yıllarda belirgin bir şey oldu mu?” diye sordum.
Kadın anımsamıyor (nedensiz kendisinden nefret etmeye başladı!?).
Nefret çok güçlü bir duygu, bir benlik konusudur. Eğer bir kişi karşındakinden (eşinden, çocuklarından, anne babasından, komşusundan, insanlardan) nefret ediyorsa kendisini bir ya da birkaç nedenle haklı görüyor olmalı, diye düşündüm. Ama yanıtım “sadakat kaybolmuşsa nedeninin büyük olasılıkla günahtan” kaynaklandığı şeklinde oldu.
Dua ettim. İsa Mesih’in insanlara bugün de göksel yerlerden yardım ettiğini söyledim. İncil verdim, Markos bölümünü okumasını, İsa Mesih’in adıyla dua etmesini söyledim. İsterse bir iki ay sonra yeniden gelebileceğiniz ve yeniden dua edebileceğimizi söyledim… Diğerleri gibi gelmedi.
Çalıştığı işyerinden bir arkadaşını alarak gelen genç kadın “Sizden bir şey rica edecektim” dedi, “Sevgilim beni terk etti. Onun sürünerek bana gelmesini ve ayaklarıma kapanmasını istiyorum.
“Siz ne istediğinizi biliyor musunuz?” diye sordum. “Sonuçları fark etmez” dedi. “O sürünerek gelsin ve ayaklarıma kapansın…”
Bazı kişiler ise telefonla buna benzer taleplerde bulunurlar. Onlara “Büyü yapanın da yaptıranın da Rab (İsa Mesih) tarafından yargılanacaklarını söylerim. Çoğu “Fark etmez” der! Biraz daha açık konuşarak “Hem siz cehennemde yanacaksınız hem de beni yakacaksınız” derim. Cevap genellikle “Olsun!” şeklidedir.
Psikolojik sorunu olduğunu kabul edenlerin önemli bölümü bu durma Papaz Büyüsü sonucunda geldiği yönündedir. Bir zamanlar sağlıklı bireylerken kim olduğunu bilmediği kişilerce kendisine Papaz Büyüsü yapılmıştır. İşini, eşini, parasını ve sonunda da psikolojik sağlığını bu büyünün sonucunda kaybetmiştir. Papaz kendisine yardım ederse büyü bozulacak kaybettiği her şeye eşine, çocuklarına, parasına ve sağılığına yeniden kavuşacaktır.
Bu tür kişilere de bir hekimden destek almalarını tavsiye ederim. En azından gerçek üzerinde yaşamlarını temellendirmelerine yarım etmiş olacağımı düşünürüm.
Günah İçinde Yaşayanlar
Papaz büyüsü ile ilgili bizzat gelenlerin, telefonla arayıp danışanların önemli bir bölümünün sorunun günahtan ya da günahlı bir durumun kendilerine yansıması sonucunda etki altında kalmalarından kaynaklandığını düşüyorum. Kuşkusuz tüm insanlar günahkardır ve kendiliğinden iyi olan hiç kimse yoktur. Ancak günah eğilimlerini taşımakla günah içinde yaşamanın sonuçları bakımından bazı farkları olduğuna inanıyorum. Örneğin bir kişiye kızgınlık duyabilirsiniz. Bu içsel bir durumdur. Ama aynı kişiden nefret ederseniz daha güçlü olumsuz bir duyguya sahip olursunuz. Nefretiniz kine, kin intikam almaya dönüşürse ve hedefinizdeki kişiye fiziksel zarar verirseniz sonuçları bakımından farklı durumlarla karşılaşırsınız. Yaratığınız sonuçlardan bazılarını ise düzeltmek imkansızdır. Siz ya da çevrenizdekiler ömürlerinin kalan bölümünü acı çekerek yaşayacaklardır; aşağıdaki paragrafta olduğu gibi.
Bir Pazar günü anne ve kızı kilisemize geldiler. Bir dertleri olup konuşmak istediklerini söylediler. “Sorununuz nedir?” diye sorduğumda hikayelerini anlattılar. Hikayede büyü altında olan kişi kadının kocası, kızın babası idi. Kız “Ağabeyimin haberi yok, babam, ağabeyimin eşi ile yatıyor. Biz araştırdık Papaz büyüsü yapılmış” dedi. Adamın eşi olan kadıncağız ise çökmüş durumdaydı.
Üfürükçü, medyum… Her neyse paralarını almış, onlara yol da göstermiş! Böyle bir hikaye içinde yer alan insanlar üzülmemek mümkün mü? Düşüncelerimi toparlayıp “Günahtan” dedim, “Babanız tövbe edip dönmedikçe korkunç yargıdan kurtulamayacak, siz de acı çekmeye devam edeceksiniz” diyerek, dua edeceğimizi söyledim.
Acı, kaygı, korku içsel yaraların kaynağında çözülmemiş, devam eden günah sorunu yatar. Benlik ve benlik sorunlarıyla ilgili olarak İncil’de “Benliğin işleri bellidir. Bunlar fuhuş, pislik, sefahat, putperestlik, büyücülük, düşmanlık, çekişme, kıskançlık, öfke, bencil tutkular, ayrılıklar, bölünmeler, çekememezlik, sarhoşluk, çılgın eğlenceler ve benzeri şeylerdir. Sizi daha önce uyardığım gibi yine uyarıyorum, böyle davrananlar Allah’ın Egemenliği'ni miras alamayacaklar” yazar.2Allah’ın Egemenliği, Allah’ın iyiliğinin hüküm sürdüğü yetki alanıdır. İsa Mesih’in günahlarımıza karşılık öldüğüne, üçüncü gün mezarda dirildiğine ve tekrar geleceğine iman etmekle girilir. Böylece günahın yargısı iman yoluyla İsa Mesih’in üzerine aktarılır; kişi Allah’ın gözünde doğru sayılır. Doğru iman İsa Mesih’i izlemek; kutsal bir yaşamla, yani kişi yaşamında ortaya çıkan ruhsal ürünler (sevgi, sevinç, esenlik, sabır, şefkat, iyilik, bağlılık, yumuşak huyluluk ve özdenetim3) ile doğrulanır.
Gerçek anlamda Kutsal Kitap (Tevrat, Zebur ve İncil) öğretisine, orada anlatılan kurtarıcı İsa Mesih’e iman ile bağlanan Hristiyan’a hiçbir büyü tutmaz.