İlk sorunun yanıtı İncil: Esinleme kısmında Mesih’in Kanı’nı “Kuzu’nun Kanı” şeklinde tanımlayan sözde buluyoruz.13 Bu bir Savaşçının Kanı değil Kuzunun Kam’dır! Yani, Tanrı önünde insanlar için değerli Kan’a güç veren, bunu akıtan Kişi’nin kuzu gibi tutumudur bu da en üstün tutumdur. Kutsal Kitap’ta İsa’ya sık sık “Kuzu” denilmesinin nedeni bunun İsa’nın işini—günahımız için bir kurban olmasını tanımlayan bir unvan olmasıdır. Günah işleyen bir İsrailli Tanrı’nın önünde temizlenmek istediğinde sunağın önünde bir kuzunun (bazen de bir keçinin) kam akıtılır ve sunağa serpilirdi. İsa, insanların sunduğu bütün o kuzuların yerine Tanrı’nın günahları bir kerede ve her zaman için silmek üzere yolladığı Kuzu, “Dünyanın günahını ortadan kaldıran Tanrı Kuzusu!”dur.14Ama “Kuzu” unvanının daha derin bir anlamı vardır. İsa’nın karakterini tanımlar. İnsanlara bereket getirmek ve onları kurtarmak için ‘Yumuşak huylu ve alçakgönüllü,’15 yumuşak ve karşı koymayan biri ve her zaman Kendi iradesini Baba’nınkine teslim edendir.16Kuzu’dan başka biri olsaydı insanların kendisine davranış biçimlerine içerler ve karşı koyardı. Ama O, Baba’ya itaat içinde17ve bize olan sevgisinden ötürü bunların her ikisini de yapmadı, insanlar O’na istediklerini yaptılar ve O da bizim uğrumuza her zaman Kendini onlara teslim etti. Kendisiyle alay edildiğinde alay etmedi. Acı çektiğinde tehdit etmedi. Hakkını aramadı, onlar Kendisine vurduklarında onlara vurmadı, içerlemedi, şikâyet etmedi! Bizden ne kadar farklı, değil mi? Baba’nın isteği ve insanların kötülükleri karanlık Golgota’yı işaret ettiklerinde Kuzu alçakgönüllü bir şekilde razı olarak başım eğdi. Yeşaya’nın “O’na kötü davrandılar, ama alçaltıldığı zaman ağzını açmadı; boğazlanmaya götürülen kuzu gibi ve kırkıcılar önünde dilsiz duran koyun gibi ağzını açmadı” diye peygamberlik ettiğinde gördüğü Kuzu gibiydi.18Kırbaçlanması, kendisiyle alay edilmesi, yüzüne tükürülmesi, yanaklarındaki sakalların yolunması, tepeye çıkan yolda yorgun bir şekilde ilerlemesi, çivilenmesi ve çarmıhın kaldırılması, böğünün delinmesi, kanının akması—eğer İsa Kuzu olmasaydı bütün bunlar asla olmazdı. Ve bütün bunlar benim günahımın bedelini ödemek için gerçekleşti. Böylece O’nun sadece çarmıh’ta öldüğünden ötürü Kuzu olmadığını, Kuzu olduğu için çarmıhta öldüğünü görüyoruz.
Kandaki bu özellik ve gerçeği her zaman görmeliyiz Kan’dan söz edildiği her seferinde Kuzu’nun derin alçakgönüllülüğünü ve kendisini teslim edişini hatırlayın. Çünkü Kan’a Tanrı önündeki harikulâde gücünü veren bu tutumdur. İncil: İbraniler 9:14, Mesih’in Kanı’nı sonsuza dek Kendini Tanrı’ya sunuşuyla bağlar: “Öyleyse sonsuz Ruh aracılığıyla kendini lekesiz olarak Tanrı’ya sunmuş olan Mesih’in kanının, diri Tanrı’ya kulluk edebilmeniz için vicdanınızı ölü işlerden temizleyeceği ne kadar daha kesindir!” İşte Tanrı önünde Kan’a güç veren bu gerçektir. Çünkü bu tutumun Tanrı önünde her zaman üstün bir yeri vardır. Tanrı’nın insanda en çok aradığı özellikler, alçakgönüllülük, kuzu gibi olma ve kendi isteklerimizi Tanrı’ya teslim etmemizdir. Tanrı ilk insanı da bu niteliklere sahip olması için yaratmıştı. insanın bu yolda yürümeyi reddetmesi onun ilk günahını oluşturdu. Ve bu o zamandan beri de insanın kalbinde yer alan bir günahtır. İsa, bu tutumu yeryüzüne yeniden getirmek için geldi. Baba bu tutumu O’nda gördüğü için, “Sevgili Oğlum budur, O’ndan hoşnudum” diyebildi (İncil: Matta 3:17). İsa’nın kanını akıtmasının bu tutumu çok üstün bir şekilde sergilemesi Tanrı için çok değerli bir şeydir ve insan ve günahını mutlak bir şekilde bağışlatabilir.