Şimdi önemli olan, “Evde yeni bir hayat, gerekiyor. Bir uyanış istiyor muyum? Kalbimi bu konuda sorgulamam gerekiyor. Şimdiki durumumda devam etmeye hazır mıyım yoksa evimde yeni bir hayat, O’nun hayatını yaşamaya mı susadım?” sorularıdır. Çünkü böyle bir değişikliğe gerçekten özlem duymuyorsam bu değişikliği gerçekleştirmek için gerekli adımları atmam. Atmam gereken ilk günaha, günah demek (başkasının değil, benim günahım) ve onunla Çarmıh’ a gitmek ve beni hemen oracıkta temizlemesi için Rab İsa’ya güvenmektir.
Çarmıh’ta boynumuzu eğdiğimizde, İsa’nın başkaları için kendini unutan sevgisi, sabrı ve tahammülü bizim kalplerimize akar. İsa’nın değerli kanı bizleri sevgisizlikten ve kötü düşüncelerden temizler ve Kutsal Ruh bizleri İsa’nın tabiatıyla doldurur. İncil: 1.Korintliler 13’ün anlattığı İsa’nın tabiatından başka bir şey değildir ve bu bize verilen bir armağandır, eğer İsa bizimse İsa’nın tabiatı da bizim tabiatımızdır. Günah ve sevgisizlik yaşamlarımıza girdiğinde bu kutlu süreç her seferinde gerçekleşebilir çünkü temizleyen Kan Pınarı her zaman bize açıktır.
Bütün bunlar bizlerin evlerimizde Çarmıh Yolunu yürümeye adanmamıza yol açacaktır. Tekrar tekrar İsa bizim için haklarından vazgeçtiği gibi bizim de haklarımızdan vazgeçmemiz gereken yerler göreceğiz. Karşımızdakinin bencillik ve gururuna bu kadar büyük bir tepki gösteren şeyin kurban etmeye razı olmadığımız kendi bencillik ve gururumuz olduğunu göreceğiz. Birbirimizin davranış biçimlerini ve yaptıklarım Tanrı’nın bizim için iradesi olarak kabul etmek zorunda kalacak ve alçakgönüllü bir şekilde boynumuzu Tanrı’nın bize verdiği her şeyin önünde eğeceğiz. Bunun anlamı karşımızdakinin bencilliğinin bunun onun için Tanrı’nın iradesi olarak kabul etmemiz gerektiği değildir—tam tersine sadece Tanrı’nın bizim için iradesi olarak kabul etmeliyiz. Karşımızdakine gelince, eğer biz kırılmışsak Tanrı bizi onun kendi gereksinimini görmesine yardım etmekte kullanmak istiyor olabilir. Tabii ki, bir anne ya da babaysak çocuğumuzu ciddi ve kesin bir şekilde uyarmamız ve düzeltmeye çalışmamız gerekir. Ama bu bencil bir güdüden ötürü gerçekleşen bir şey değil karşımızdakine karşı sevgi ve onun iyiliği için çektiğimiz özlemden ötürü yapılan bir şey olmalıdır. Kendi rahatımız ve haklarımız her zaman teslim edilmelidir. Ancak bu şekilde Rab İsa’nın sevgisi bizi doldurabilir ve kendini bizim aracılığımızla gösterebilir.
Golgota’da kırıldığımızda, diğer insanlarla hatta bazen çocuklarla bile aramızdaki sorunları düzeltmeye razı olmamız gerekir. Çoğu kez kırılmışlığımızın sınavı budur. Kırıklık katılığın tam karşıtıdır. Katılık, “Senin suçundu!” der. Kırılmışlık, “Suç benim” der. Bizim böyle bir şey söylediğimizi duyduklarında evimizde ne kadar farklı bir atmosfer oluşacaktır! Çarmıh’ın önünde insanlar için teker teker yer vardır. “Ben hatalıydım ama sen de hatalıydın. Senin de gelmen gerekiyor” diyemeyiz. Hayır, tek başınıza gidip, “Ben hatalıyım” demeniz gerekiyor. Tanrı karşınızdaki kişinin kalbinde sizin yapıp söyleyebileceğiniz her şeyden çok sizin kırılmışlığınız aracılığıyla işleyecektir. Ancak beklemeniz gerekebilir—belki de çok uzun bir zaman. Ama bu bizim Tanrı’nın nasıl hissettiğini çok daha iyi anlamamıza neden olmalıdır çünkü birisinin söylediği gibi, “Hiçbir hata yapmadığı halde Tanrı da on dokuz yüzyıl önce insanla arasında var olan günah duvarını yıkmak için dünyaya gelmeden önce çok uzun bir zaman beklemek zorunda kaldı.” Ama Tanrı duamızı mutlaka yanıtlayacak ve o kişiyi Golgota’ya getirecektir. Orada onunla bir bütün olacağız, orada aramızdaki ayrılık duvarı kırılacak ve gerçek saydamlık içinde ve birbirimizi saf ve derin bir sevgiyle severek İsa ve birbirimizle ışıkta yürüyebileceğiz. Bütün diğer İnsanlarla hemen hemen tek ortak yanımız günahlı olmamızdır ve bu yüzden onlarla bir bütün olabileceğimiz tek yer günahın temizlendiği İsa’nın ayağının dibidir. Gerçek birlik iki ya da daha çok günahlı kişinin Golgota’da bir araya gelmesidir.