Öyleyse bunlar Kutsal Ruh’u ve O’nun bereketlerini hayatlarımızdan uzaklaştıran hareket ve tutumlardır ve bunların hepsi günahtır. İnanlılar topluluğunda uyanışın gerçekleşmesine engel olan tek şey günahtır. Şu anda bizim için en önemli soru, Güvercin huzur ve gücüyle yaşamlarımıza nasıl dönebilir?” sorusudur. Yanıt yine basitçe, “Tanrı’nın Kuzusu”dur. Çünkü İsa sadece basit kuzu, kırkılmış Kuzu, sessiz Kuzu ve lekesiz Kuzu olmakla kalmaz bütün bunların üstünde aynı zamanda bizim yerimizi alan Kuzu’dur.
Yahudiler Tanrı’ya sunulan kuzunun her zaman için kendilerinin yerini alan kuzu olduğunu biliyorlardı. Alçakgönüllülüğü ve boyun eğişini doğal olarak günah için öldürülmek ve kanının günahlarının bağışlanması için sunağa serpilmesi olan esas işi izlemiştir. Günahlarımızdan tövbe ettiğimizde onların temizlenmeleri ve bıraktıkları bütün leke ve izlerin çıkmaları için çarmıhta bizim yerimizi alabilmesi, bizim Günah Keçimiz olması, bizim günahlarımızı Kendi bedeninde çarmıhta taşıması amacıyla Rab İsa’nın bizim kuzumuz olma alçakgönüllülüğünü göstermesi gerekliydi. Ama Tanrı için geçmiş ve gelecek olmadığı ve her şey şimdiki zaman, veya zamansız olduğu için bir bakıma Rab İsa tövbe etmediğimiz günahlardan ötürü şimdi de elem çeker. Bu günahların O’nu şimdi yaralayıp canını acıttığını görmek çok dehşet verici bir şeydir. Duam, bu ciddi düşüncenin gururlu kalplerimizi kırıp bizleri tövbeye yöneltmesidir. Çünkü ancak bu günahlarımızı İsa’nın kalbinde görüp, kırılıp, onlardan tövbe etmeye ve durumları düzeltmeye razı olduğumuzda Kuzu’nun
Kanı bizi onlardan temizler ve Güvercin huzur ve kutsamasıyla kalplerimize döner.
Doğduğu yemlikten
Golgota’daki çarmıha dek İsa Kendini alçalttı.
Ama ben O’nun alçakgönüllü izleyicisi
Olabilmek için fazlasıyla gururluyum
Ve buna razı değilim.
İsa Kendi iradesini Baba’nın iradesine teslim etti,
Ve ışıkta kalmayı seçti;
Bense dinlenmek yerine güreşmeyi yeğliyorum
Ve doğru olanı kendim yapmaya çalışıyorum.
Ya Rab, beni kır, sonra da temizleyip doldur
Ve sende kalmamı sağla;
Ki paydaşlık bozulmasın
Ve senin ismin bende kutsansın.
İsa’yı çok seven bir Afrikalı imanlı bir keresinde cemaate, toplantıya gitmek için tepeye tırmanırken arkasında ayak sesleri işittiğini söylemiş. Arkasını dönünce sırtında çok ağır bir yükle tepeye tırmanan bir adam görmüş. Adama sempati duymuş ve onunla konuşmuş. Sonra ellerinin yaralı olduğunu görmüş ve O’nun İsa olduğunu anlamış. “Rab, tepeye tırmanırken sırtında taşıdığın dünyanın günahları mı?” diye sormuş. Rab İsa, “Hayır, bunlar dünyanın günahları değil, sadece seninkiler!” demiş. O Afrika’lı Tanrı’nın kendisine gösterdiği bu görümü anlatırken
Çarmıh’ta kendi günahlarını gören cemaattekilerin ve kendi kalbi kırıldı. Bizim kalplerimizin de kırılması gerektir ve ancak böyle olduğunda günahlarımızdan gerçekten tövbe ederek onları itiraf etmeye, özür dilemeye, barışmaya ve durumları düzeltmeye razı olacağız. Sonra Rab Kendini alçalttığı gibi biz de kendimizi alçaltmaya razı olduğumuzda Güvercin bize dönecektir.
Geri dön, ey cennetsel Güvercin, geri dön,
Huzurun tatlı mesajcısı!
Seni üzen ve seni benim koynumdan çıkaran
Günahlardan nefret ediyorum.