Öyleyse İsa kırkılmış Kuzu idi; tıpkı bir kuzunun yününün kırkıldığı gibi haklarının, adının, hakkı olan insansal özgürlüğünün kırkılmasına razı oldu. Hiçbir zaman karşı koymadı: Bir kuzu asla karşı koymaz. Bizim uğrumuza hakaret gördüğünde yanıt vermedi. Acı çektiğinde tehdit etmedi. Hiçbir zaman, “Siz bana bu şekilde davranamazsınız. Benim Tanrı Oğlu olduğumu bilmiyor musunuz?” demedi. Ama bizler—ah bizler! Hakkımız olan bir şeyin kırkılmasına kaç kez karşı çıkmışızdır! Bizim olan bir şeyi Isa uğruna kaybetmeyi istememişizdir. Konumumuza uygun bir şekilde saygı görme konusunda ısrarlı davranmışızdır. Karşı koymuş ve mücadele etmişizdir. Kırkılmış kuzular olmaya razı olmadığımızdan Güvercin’in üzerimizden uçup gitmesi gerekmiştir ve bizler de huzursuz, katı ve sevgisini kaybetmiş insanlar olarak kalmışızdır.