Petrus’un birinci mektubu Kutsal Kitab’ın tarihçesindeki yeri nedir?

Kutsal Kitap baştan sona kadar tek bir tarihçedir. Farklı edebiyat çeşitleriyle yazıldı. Farklı insanların kaleminden çıktı. Yaklaşık 1500 yıl zarfında yazıldı. Çok değişik kısa hikayelerden meydana geldi. Ama Kutsal Kitab’ın her kitapçığı Allah’ın kurtarma işinin bir parçasını anlatır. Petrus’un birinci mektubu Kutsal Kitab’ın tarihçesindeki yeri nedir? Bir kaç soru sorarak konuyu aydınlığa kavuşturmaya çalışacağız.


Sorular

1. 1.Petrus nasıl bir kitapçıktır? Mektup olduğu anlaşılır. O çağdaki mektup yazma üslubuna uygun olarak yazar ilkin kendini tanıtır sonra mektubu yazdığı kişileri sıralar: “İsa Mesih’in havarisi ben Petrus, Pontus’ta, Galatya’da, Kapadokya’da, Asya ili ve Bitinya’da dağılmış ve oralarda yabancılar gibi yaşayan müminlere selam ederim” (1.Petrus 1:1). Bir mektubun yeri nedir Kutsal Kitap’ta? Mektup kişisel veya toplumsal ilişkileri pekiştirmek veya devam ettirmek için yazarın kendisinden uzak bir mesafede bulunan okuyucuya yazıp gönderdiği bir yazıdır. Kutsal Kitab’a dahil edilen mektuplar İsa Mesih’in havarilerinin ya bir Mesih inanlısı topluluğuna ya da inanan bir kişiye yazdıkları yazılardır. Yeni Ahit kitabı bir araya getirilince havarilerinin aracılığıyla İsa’nın öğretişini tam yansıttıkları için bu kıymetli mektuplar ona dahil edilmiştir. Böyle mektupların sadece tek bir toplulukta okunmadığını biliriz. Pavlus Kolose’deki cemaate şöyle buyurur: “Bu mektup aranızda okunduktan sonra Laodikya’daki cemaate gönderin, onlar da okusun. Siz de Laodikyalılara yazdığım mektubu alıp okuyun” (Koloselilere Mektup 4:16). Koloselilere mektubun Yeni Ahit kitabına dahil edildiği halde Pavlus’un Laodikyalılara yazdığı mektup ortadan kayboldu. Mektuplar uzakta bulunan imanlılara öğretiş ve teşvik sözlerini ulaştırmak için uygun bir araçtır.

2. Petrus kimdi, hangi millettendi?

Mektubun birinci ayetini incelerken Petrus’un kimliğini şöyle açıklamıştık: “Petrus” taş veya kaya anlamına gelen İsa’nın Simun’a verdiği takma addır. Bu olay Yuhanna bölüm 1’de şöyle anlatılır: “Yahya ertesi gün iki şakirdiyle birlikteydi. İsa’nın oradan geçtiğini görünce, ‘İşte Allah Kuzusu!’ dedi. Yahya’nın bu sözünü işiten iki şakirt İsa’nın ardından gittiler. Bu şakirtlerden biri, Simun Petrus’un kardeşi Andreas’tı. Andreas’ın ilk yaptığı şey gidip kardeşi Simun’u bulmak oldu. Ona, ‘Mesih’i bulduk’ dedi. Mesih, meshedilmiş anlamına gelir. Ardından Simun’u İsa’ya götürdü. İsa, Simun’a baktı ve şöyle dedi: ‘Sen Yuhanna’nın oğlu Simun’sun. Bundan sonra sana Kefas denilecek.’ Kefas veya Petrus, kaya demektir” (1:35,40-42). Simun kendini mektubun başında İsa’nın verdiği takma adla tanıtıyor. Bu ad onun için derin bir anlam taşıyor olmalıydı. Mektub’un ikinci bölümünde bütün imanlılar ilgili bu adın bir yorumunu yapar: “Onun için Rab İsa’ya gelin. O cemaatin yaşayan temel taşıdır. İnsanlar O’nu reddettiler; fakat Allah O’nu seçkin ve değerli temel taşı yaptı. Sizler de O’nun gibisiniz, yaşayan taşlarsınız. Allah sizleri ruhani bir mabet yapmak için kullanıyor. Hayatlarını O’na vakfeden rahipler cemaatisiniz. İsa Mesih vasıtasıyla Allah’ı hoşnut eden ruhani kurbanlar sunmalısınız” (1.Petrus 2:4-5).

Kardeşi Andreas’un Simun Petrus’u İsa’yla tanıştırmasından sonra Petrus’un balıkçılık mesleğine döndüğü anlaşılır. Ama İsa onu unutmadı. “İsa Celile Gölü’nün kıyısında dolaşıyordu. Orada Simun’u ve onun kardeşi Andreas’ı gördü. Bu iki kardeş balıkçıydı; göle ağlarını seriyorlardı. İsa onlara, ‘Peşimden gelin, balık yerine insan tutmayı öğreteceğim’ dedi. Simun’la Andreas hemen ağlarını bırakıp İsa’nın peşinden gittiler” (Markos 1:16-18). İsa’nın çağrısına hemen “evet” cevabını vermek ne bereketli şey!

İsa, peşinden gidip kendisinden öğrenen şakirtleri arasından havari diye tanınan görevliler seçti. Simun Petrus onlardandı “İsa bir tepeye çıktı. İstediği kişileri yanına çağırdı. Onlar da geldiler. İsa orada on iki havarisini seçti. On iki havari O’nunla birlikte olacak, kurtuluş müjdesini vazedeceklerdi. Aynı zamanda İsa onlara cinleri kovma yetkisi verecekti. İşte böylece şu on iki kişiyi seçti: Simun (İsa ona Petrus, yani Kaya adını verdi), Zebedi’nin oğulları Yakub ve Yuhanna (İsa onlara Beni-Regeş, yani Gökgürültüsü Oğulları adını verdi), Andreas, Filipus, Bartalmay, Matta, Tomas, Alfay’ın oğlu Yakub, Taday, Yurtsever Simun ve sonradan İsa’ya ihanet eden Yahuda İskariyot” (Markos 3:13-19).”

Petrus’un Yahudi milletinden olduğu anlaşılır. Elçilerin İşleri bölüm 10’da anlatılan olayda Petrus’un Musa’nın şeriatına göre hareket ettiği görülür: Bir ses ona “Petrus, kalk, kes ve ye!” deyince, “Petrus, ‘Hâşâ ya Rab!’ dedi. ‘Hiçbir zaman murdar ya da haram herhangi bir şey yemedim’ ” (ayet 13 ve 14). Petrus gördüğü bu görümden sonra Yahudi törelerine aykırı olarak Yahudi olmayanlara misafir olmayı kabul etti. Kendisi durumu şöyle anlattı: “‘Biliyorsunuz, bir Yahudi’nin yabancı biriyle yakın ilişki kurması, onu ziyaret etmesi törelerimize aykırıdır. Fakat Allah bana hiç kimseyi murdar ya da haram görmemem gerektiğini gösterdi. Bu yüzden beni çağırttığınızda hiç itiraz etmeden geldim. Şimdi söyleyin, beni ne amaçla çağırttınız?’ ” (ayet 28 ve 29).

Yahudi milletinden olan Pavlus ta Galatyalılar’a Mektubunda, “Yakub, Petrus ve Yuhanna, Kudüs’teki cemaatin önderleriydi. Allah’ın bu özel vazifeyi bana lütfettiğini fark ettiler; beni ve Barnaba’yı kabul ettiler. El sıkıştık. Bizlerin diğer milletlere, kendilerininse Yahudilere havarilik etmesini uygun gördüler” diye yazar (bölüm 2 ayet 9). Petrus Yahudi idi ve Yahudilere havarilik etmeye çağrılmıştı. Buna rağmen Yahudi olmayan Kornelius ve arkadaşlarına Müjde’yi duyurmaya seçildi.

3. Yahudı milleti nasıl bir milletti?

Musa İsrail halkına Allah’ın onları seçtiğini şöyle anlattı: “ ‘Siz Tanrınız RAB için kutsal bir halksınız. Tanrınız RAB, öz halkı olmanız için, yeryüzündeki bütün halkların arasından sizi seçti. RAB'bin sizi sevmesinin ve seçmesinin nedeni öbür halklardan daha kalabalık olduğunuzdan değil. Siz sayıca öbür halklardan azdınız. RAB sevgisini göstermek ve atalarınıza ant içerek verdiği sözü yerine getirmek için güçlü eliyle sizi Mısır'dan çıkardı; köle olduğunuz ülkeden, Mısır Firavunu'nun elinden sizi kurtardı’ ” (Yasa’nın Tekrarı 7:6-8).

İsrail halkı iki krallığa bölündü: kuzey krallık ve güney krallık. Kuzey krallık ülkeden sürüldü. Güney krallığını yönetenlerin Yahuda boyundan olduğu için o çağda İsrail halkına Yahudi adı verildi. Allah’ın İsrail halkını seçmesindeki amacı onların aracılığıyla bütün insanlara kurtuluş sağlamaktı. İbrahim’i çağırırken Rab şöyle dedi: “Yeryüzündeki bütün halklar Senin aracılığınla kutsanacak” (Yaratılış 12:3). İsa Mesih bu kutsamanın kurtuluş olduğunu belirtir. Samiriyeli kadına: “Çünkü kurtuluş Yahudilerdendir” dedi (Yuhanna 4:22). Yeşaya peygamber Mesih’ten Rabbin Kulu olarak bahseder. O Rabbin kurtarışını uluslara ulaştıracaktı: “Yakup'un oymaklarını canlandırmak, Sağ kalan İsrailliler'i geri getirmek için Kulum olman yeterli değil. Seni uluslara ışık yapacağım. Öyle ki, kurtarışım yeryüzünün dört bucağına ulaşsın” (Yeşaya 49:6).

4. Mektubun ilk okuyucular kimdi, hangi millettendi?

Onlar “Pontus’ta, Galatya’da, Kapadokya’da, Asya ili ve Bitinya’da dağılmış ve oralarda yabancılar gibi yaşayan” müminlerdi (1.Petrus 1:1). Pontus, bugünkü Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin illeridir. Galatya, Eskişehir Ankara ve Konya illerini içine alırdı. Kapadokya bugünkü Kayseri ve Nevşehir illeridir. Asya ili, Türkiye'nin Ege bölgesidir. Bitinya ise, İstanbul’un Anadolu yakasıyla İzmit ve Bursa illerinden ibarettir.

Kimdi Anadolu’nun bu bölgerlerinde “dağılmış ve oralarda yabancılar gibi yaşayan” müminler? Pavlus Galatyalılar 2:7’de Petrus’un görevinin Yahudi aslı insanlara yönelik olduğunu açıklar. Buna göre Petrus’un yazdığı insanların diğer halklar arasında yaşayan İsa’yı Mesih olarak kabul etmiş Yahudiler olduğu olasılık yüksektir. Anadolu’da dağılmış olan bu imanlılardan bazılarının Petrus’un Pentikost günündeki vaazı aracılığıyla İsa Mesih’e iman ettiğini kabul etmek yerinde bir düşünce olsa gerek. Onların aracılığıyla Yahudi olmayan bazı kişiler Mesih’e iman ederek imanlı topluluklarına katılmış olabilirdi.

5. Yazar 1.Petrus kitapçığını niçin yazdı? Gayesi, amacı neydi?

Petrus bunu şöyle açıklar: “Maksadım sizi cesaretlendirmektir” (1.Petrus 5:12). Cesaretlendirmek istediği kişiler “Pontus’ta, Galatya’da, Kapadokya’da, Asya ili ve Bitinya’da dağılmış ve oralarda yabancılar gibi yaşayan” müminlerdi. Ayetlere ayrıntılı olarak baktığımızda bu yerlerin Anadolu’da olduğunu görmüştük. Petrus’un oradaki imanlılarla olan bağlantısından kesin bilgimiz yoktur. Tek bildiğimiz şey Petrus’un Pentekost gününde Yeruşalim’de Müjde’yi duyurduğu zaman onu dinleyenler arasında “Kapadokya’da, Pontus ve Asya ilinde, Frigya ve Pamfilya’da” yaşayanlar vardı. Bunlar hemen hemen aynı yerlerdir. Petrus’un “Tövbe edin, her biriniz İsa Mesih’in adıyla vaftiz olsun” sözünü kabul edenlerin arasında Anadolu’da yaşayanların bulduğunu tahmin edebiliriz. Petrus’un onların baskı altında acı çektiklerini duyunca onları cesaretlendirmek için mektup yazdı. Bu haberi o yerlerle bağlantısı olan Silas’ın (Silvanus) Petrus’a getirmiş olabilirdi. Silas’ın Petrus’un yanında olması bu tahminimizi kuvvetlendirir. O oradan Petrus’un yanına gelmiş olabilirdi. “Silvanus’un yardımıyla yazdım” sözünün Petrus’un Silas’a mektubu dikte ettiği anlamına gelebilir (1.Petrus 5:12). Ama bunun yanı sıra Silas’ın yardım etmesi, onun o mektubu Anadolu’nun o çeşitli yerlerine ulaştırmış olduğu anlamına gelebilir. Silas’ın veya başkasının Anadolu’nun dağlarını aşıp o yereleri tek tek dolaşarak mektubu cemaatlere okuduğunu yüzde yüz bilmiyoruz. Olabilir ki Silas bir kaç kopya yazıp veya yazdırıp her bir merkeze ulaştırmak üzere başkalarının eline verdi. Bildiğimiz bir şey vardır. Bu mektup ulaştığı imanlılara o kadar değerli oldu ki onu atmamışlar. Yeni Ahit kitabı bir araya getirilince havarisi aracılığıyla İsa’nın öğretişini yansıtan bu kıymetli mektup ona dahil edilmiştir.

6. 1.Petrus kitapçığı Kutsal Kitab’ın en büyük hikayesinde yeri nedir?

Petrus’un mektubu kendisinin İsa’nın havarilere verdiği “Gidin, bütün halkları şakirtlerim yapın” buyruğunu yerine getirmekte olduğunu gösterir (Matta 28:18-20). Mektubun ayetlerini teker teker incelediğimizde Petrus’un İsa’nın öğrencisi olarak yetiştirdiği kişilere İsa’nın havarilere emrettiği her şeye itaat etmeyi onlara öğrettiğini gördük (Matta 28:18-20). Petrus’un İsa’nın öğretişini topluluklara ve onların önderlerine uyguladığını görebiliriz.