İncil’i okuduğumuzda ilk tarihi bölümlerden sonra kiliselere yazılan mektuplara rastlarız. Toplam 21 mektup vardır. Ama neden mektuplar yazılmıştır? Mesih ölüp dirildikten sonra insanlığın ihtiyaç duyduğu kurtuluş müjdesini tüm uluslara duyurmak üzere havarilerini görevlendirdi. Böylece kısa bir süre içinde Mesih’in öğretisini Yeruşalim’den Roma’ya kadar yaydılar. Elçilerin İşleri bölümünde gördüğümüz gibi gittikleri her yerde İsa Mesih’in adına topluluklar kurdular. Ama zaman geçtikçe yeni kurulmuş bu topluluklarda sorunlar da baş göstermeye başladı. Böylece Elçi Pavlus gibi elçiler belirli bazı sorunları çözmek ve kardeşleri yüreklendirmek için mektuplar yazmaya başladı. Kutsal Ruh’un yönlendirmesiyle yazılan bu mektuplar aslında İncil’in temel öğretilerini oluşturur. Özellikle Hristiyanlık teolojisi ve kilisenin pratik işleyişi açısından bu mektuplar son derece önemlidir. Tabi bu mektuplar Mesih imanlılarına yazıldıkları için İsa’yı tanımayanlara başta çok garip gelebilir çünkü içeriğini ancak Mesih’i yürekten tanıyan birileri tam olarak algılayabilir.
Korint Kilisesi’ne yazılan mektuplar İncil’de yer alan en uzun ve en zor anlaşılan mektuplardandırlar. Nedeni oldukça basit: Korint çok karışık bir şehirdi dolayısıyla orada bulunan kilise de karışıktı. Aslında Korint Kilisesi pek çok armağanla donatılmış, ruhsal açıdan zengin bir topluluktu, ne var ki bunu Mesih’i yüceltmek için değil çoğunlukla kendilerini ön plana çıkarmak ve birbirlerine sataşmak için kullandılar. Kurduğu tüm kiliseler arasında Elçi Pavlus’un başını en çok ağrıtan Korint topluluğuydu. Kilisede her tür bencilik, çekememezlik, davalar, ahlaksızlık, kıskançlık ve genel bir düzensizlik söz konusuydu. Fakat tüm bunların karşısında teşvikini yitirmeyen Pavlus kilise mensuplarına büyük bir özenle yazar. Her sorunu sırasıyla ele alıp nasıl Mesih’e yaraşır bir topluluk olmaları gerektiğini itina ile öğretir. Baştan sona kadar Pavlus özellikle birlik ve sevgi üzerinde durur. Korint’teki kardeşleri Mesih’e yaraşır kutsal bir düzene çağırır. Sonuç olarak değindiği konular ne kadar zor ve karışık olsa da bu sayede Pavlus tüm hepimize kilisenin önemli bir çok konuda nasıl davranması gerektiğini öğretmiş oldu. Dahası Mesih topluluğu olan kilisenin düzeni ne kadar önemli olduğunu da vurgulamış oldu.
Baştan beri İsa Mesih kendine bağlı bir kilise topluluğu kuracağına söz verdi, ama bu genel ve evrensel kilise çerçevesinde her yerel kilise topluğu biraz farklıdır. Bir ailede aynı anne ve babadan doğan çocuklar nasıl farklıysa, her topluluğun da kendine has bir takım özelliği var. Elbette ki içinde bulunduğu kültür onu etkiliyor, aynı zamanda başındaki önderlerin tarzı ve tutumu de topluluğa şekil veriyor. Ama değişmeyen bir gerçek var ki her kilise topluluğu nerede olursa olsun Mesih’in ailesinin bir parçasıdır ve Rab her birine ayrı ayrı değer verir. Tapınma şekli, öğreti tarzı, ibadet saati, giyim kuşamı ve daha bir çok şeyi farklı olabilir ama Mesih’e bağlı kaldığı sürece Tanrı’ya aittir ve Rab ona sahip çıkar. Böylece her kilise topluluğu dıştan birbirine ne kadar benzemese de içinde Mesih'in sevgisini yansıtmakla birlikte Rab'be yaraşır kutsal bir düzen de sergilemeli.
Şimdi okumakta olduğunuz eser İncil’in 1. ve 2. Korintliler mektuplarının ayetlerini aktarmakla birlikte, üzerinde yapılan yorumlardan ibarettir. Duam şu ki Kutsal Ruh’un bize emanet ettiği bu kutsal sözlerin üzerinde düşünürken Güzel Rabbimiz sizi de ailesine katıp kutsal ailesinde güçlü bir şekilde yetkinleşmenizi sağlar.