Bu kitabın ilk bölümünde Kutsal Kitap ile Kuran arasındaki birçok esaslı farklılıkları ortaya koyarak, her ikisinin de doğru olmasının mümkün olmadığını gösterdik. Ondan sonra, bu olanaksızlığı bilen bazı Müslüman yazarların, Kutsal Kitap'a ilişkin bize yönelttikleri soru şeklindeki iftiraları ele aldık. Dört bölüm boyunca bu sorulara ayrıntılı bir şekilde cevap verirken ayrıca Kutsal Kitap'ın ol-ağanüstü tutarlılığını gösterdik. Bu çalış-malar sayesinde varı-lan sonuç ortadadır: şüphesiz Kutsal Kitap Allah Sözü'dür. Elimiz-deki Eski ve Yeni Antlaşma (Tevrat, Zebur ve İncil) güvenilirdir. Tanrı'nın gerçeğine iki direktir. Gerçeği bilme arzu-suyla okumalıyız.
Bu ve bundan sonraki iki bölüm (VII. ve VIII.) boyunca Kutsal Kitap'ın bazı kısımlarını inceleyerek, onun esas mesajının ne kadar mükemmel ve sevindirici olduğunu göstermek istiyoruz. Bunu yaparken bazı yanlış düşünceleri de düzeltmek amacındayız.
Başlangıçtan beri Tanrı, insanları kurtarmak için değişmez bir plan uygulamaktadır. Bu plan ilk önce Eski Antlaşma'da açıklanmaya başlar. Tanrı daha sonra yapacağını önceden bildiriyor ki, gerçekleştirdiği zaman kimsenin kuşkusu olmasın. Bu planın nasıl gerçekleştiği Yeni Antlaşma'da açıklanıyor.
Eski ve Yeni Antlaşma arasındaki ilişki aşağıdaki şemada kısaca özetlenebilir.
Eski Antlaşma'daki önbildiriler İsa Mesih'te gerçekleşmiş,
ve Yeni Antlaşma bunun tanıklığını yapmaktadır.
Tanrı'nın düşünceleri o kadar derin, O'nun bilgeliği ne denli akıl ermez, yolları da ne denli yücedir! Bu yüzden planlarını insanın anlayabileceği bir şekilde açıklamıştır. Tanrı, asırlar boyunca basit örnekler ve temel dersler vererek insanları Mesih aracılığıyla sağlayacağı büyük kurtarış için hazırladı. Bu örnekler ve dersler Eski Antlaşma'da bulunur. Ondan sonra, yani Mesih gelip bu kurtarışı sağladıktan sonra, bu olayların ne anlam taşıdığına ilişkin açıklamalar Yeni Antlaşma'da bulunur. Kısacası,
Yeni Antlaşma Eski Antlaşma'da Gizlidir,
Eski Antlaşma da Yeni Antlaşma'da Açıklanır.
Bunu üç örnekle açıklamak istiyoruz: