Şimdi İsa'nın onlara neden bu bir tek belirtiyi, Yunus Peygamberin belirtisini verdiği daha kolay anlaşılıyor. Ölümü, mezara konuluşu ve ölümden dirilişi, onlara Mesih olduğunu kanıtlayacaktı.
Daha önce Yahudilerin iddialarını kanıtlaması için İsa'dan gökten bir mucize, tarihteki bütün peygamberlerin yaptıklarından daha büyük bir mucize göstermesini istediklerini görmüştük ve kişi tarihteki bütün peygamberlerin mucizelerine baktıkça, Yunus'un belirtisinin önemini daha da çok anlıyor. Biraz önce sözünü ettiğimiz gibi, İsa'nın tutuklanıp mahkemeye çıkarılmadan önce yaptığı en büyük mucize, dört gündür ölü olan Lazar'ı diriltmesiydi. Ama bu, Yahudileri ikna etmeye yetmemişti (Yuhanna 12:9-11). Bu tür şeyler peygamber Elişa'nın zamanında da olmuştu.
Ama bir insan ölü bir adamı yeniden yaşama döndürmekten daha büyük bir şeyi başarabilir mi? Bundan daha büyük sadece bir tek şey olabilir. Bir adam öldükten sonra kendini diriltip yeniden yaşayabilirse, bu tabii ki daha büyük bir mucize olur ve bu mucize İsa'dan önce hiçbir peygamber tarafından yapılmamıştı.
Yaşayan peygamberler ölüleri diriltmişlerdi ama İsa'nın onlara vaat ettiği belirti Mesih'in kendisini ölümden dirilteceği idi. Yunus'un belirtisi buydu. Yahudiler çarmıhın altında durup onunla "Hani sen tapınağı üç günde yeniden kuracaktın!"(Matta 27:40) diye alay ettiklerinde İsa'nın birkaç saat içinde öldükten sonra üçüncü gün kendisini dirilteceğinin, kendisinin gerçekten de Tanrı'nın son ve esas tapınağı olduğunu; içinde bütün evrenin yaratıcısı, yaşayan Tanrı'nın bütün doluluğuyla var olduğu Mesih olduğunu, karşı konulamaz bir delille kanıtlayacağını bilmiyorlardı. Yunus nasıl yeniden yeryüzünde yaşamak üzere denizin derinliklerindeki balığın karnından çıktıysa, İsa da ölecek, mezara konacak ve üçüncü gün ölümden dirilecekti. Bir keresinde İsa şöyle söyleyerek bunu Yahudilere açıkladı:
"Canımı, tekrar geri almak üzere veririm. Bunun için Baba beni sever. Canımı kimse benden alamaz; ben onu kendiliğimden veririm. Onu vermeye de tekrar geri almaya da yetkim var. Bu buyruğu Babamdan aldım." (Yuhanna 10:17-18)
İsa üçüncü gün kendisini ölümden dirilteceğini açıklamakla kalmadı, aynı zamanda kendisinden önceki bütün peygamberlerden daha büyük olduğunu da sık sık gösterdi. Yahudiler O'na, "Yoksa sen babamız İbrahim'den üstün müsün?"diye sorduklarında (Yuhanna 8:53), İsa şöyle ekledi; "İbrahim doğmadan önce, ben varım" (Yuhanna 8:58). Aynı şekilde Samiriye'li kadının ona, "Sen atamız Yakup'tan daha büyük müsün?"diye sorduğunda İsa, Yakup'un Samiriye diyarında insanların içmesi için bir kuyu yaptığı halde, kendisini içenlerin bir daha asla susamayacakları, diri suyun kaynağını insanların içlerine koyacağını söyledi (Yuhanna 4:14).
Musa O'nun hakkında yazmış olduğu için Musa'dan daha büyük olduğunu söylemiştir (Yuhanna 5:46). Davut'tan daha büyüktü, çünkü Kutsal Ruh tarafından esinlendirilen Davut, Mesih'e "Rab'bim"diyor (Matta 22:43). Süleyman ve Yunus peygamberlerden daha büyük olduğunu söylemiştir (Matta 12:6), çünkü tapınak Tanrı'nın varlığının sadece bir göstergesini içerirken Tanrı'nın doluluğunun bütünlüğü O'nun bedeninde bulunuyordu.
Kimse Süleyman'dan daha bilge olmamıştı, ama İsa, Tanrı'nın bilgeliğinin ta kendisidir (I. Korintliler 1:24). Yunus Ninova halkının cezasının ertelenmesine neden olmuş ama İsa, kendisine itaat eden herkes için sonsuz kurtuluş kaynağı olmuştur (İbraniler 5:9).
Birçok peygamber gelip geçtiği halde sadece bir tane Mesih olacaktı. Peygamberler birçok belirti ve mucize yaptıkları halde, Mesih en büyük belirtiyi kendine saklamıştı. Yunus'un balığın karnında olması, İsa'nın ölümden dirilmesinin önceden verilen bir simgesiydi. Bu yüzden İsa kendisinin gerçekten Mesih olduğunun kanıtı olarak sadece bu belirtiyi vermişti.
Bu da bizi Deedat'ın yazdığı başka bir kitapta, "İncil'de İsa'nın çarmıha gerileceği hakkında Yunus'un belirtisinden başka hiçbir açık şey yazılmadığı" iddiasını ele almaya götürüyor (Ahmed Deedat, İsa Çarmıha Gerilmiş Miydi?Sayfa 33). Bu sözleri, Kitab-ı Mukaddes Allah Sözü Müdür?adlı kitabında yaptığı gibi, İsa'nın çarmıhtan canlı indiğini, mezarda dinlendiğini ve her nasılsa yeniden sağlığını kazandığını kanıtlamak için yazdıklarına çok benziyor.
Eğer İsa sadece ölüme çok yakın olduğu için Romalı askerler tarafından ölü sanıldığından çarmıhtan diri olarak indirilip, havarileriyle gizli toplantılar ve değişik kılıklara girmek suretiyle (Deedat'ın iddia ettiği gibi) yaşamını sürdürdüyse, bizler "bu ne biçim bir belirti?" diye sorabiliriz. Deedat'ın iddialarını ciddiye alırsak, İsa'nın tamamen bir rastlantı sonucu ölümden kurtulduğu ve doğal bir biçimde iyileştiği sonucuna varmamız gerekecek. Bu, kendisinden önce gelmiş geçmiş peygamberlerin yaptığı bütün mucizelerden daha büyük bir mucize bile olmazdı. Deedat'ın Yunus'un belirtisini analizi, hiçbir belirti ortaya koyamıyor!
Diğer taraftan Kutsal Kitap'taki çarmıha gerilme hikâyesini olduğu gibi ele alırsak ve İsa'nın çarmıhta ölüp, üçüncü gün ölümden dirildiğini kabul edersek, o zaman, İsa'nın bütün iddialarının doğru olduğuna dair elimizde kesin ve ispat edilmiş bir kanıt olur. Diğer peygamberler ölü insanları dirilttiler ama sadece İsa kendini ölümden sonsuz yaşama diriltti, çünkü o cennete çıktı ve neredeyse yirmi yüzyıldır da orada. Yunus'un Belirtisinin gerçek anlamını sadece bu olayda buluyoruz ve İsa'nın neden bunu Yahudilere verdiği tek belirti olarak ayırdığını anlamaya başlıyoruz.
Buna göre Deedat'ın İsa'nın çarmıhtan canlı indiği teorisi hakkındaki bu son iddiası aslında o teorinin aleyhinde bulabileceğimiz en güçlü kanıtı oluşturuyor.
Deedat'ın bu kitapçıklarında yazılanları delillerle çürütmek kolay olduğu halde, konuyu burada bırakamayız, çünkü İsa'nın verdiği belirti bütün çağlarda yaşamış bütün insanlar içindir. Yunus'un denizin derinliklerindeki balığın karnındaki yolculuğu Ninova'lılar için Yunus'un sözlerinin doğruluğunu kanıtladığı gibi, İsa Mesih'in de ölümü, mezara konuluşu ve dirilişi bütün çağlardaki bütün insanlar için O'nun kurtuluş misyonunun doğru olduğunu kanıtlamıştır. O'na Rab ve Kurtarıcı olarak inanmayı kabul etmeyenler için İsa'nın bütün insanlığın kurtarıcısı olduğu hakkında başka hiçbir kanıt gösterilmesine gerek yoktur.
Yine de bu belirtinin anlamını anlayan ve İsa'ya inanmaya ve yaşamları boyunca o'nu Kurtarıcı ve Rab olarak kabul etmeye hazır olanlara harika bir güvence verilmektedir: Tövbe eden Ninova'da hiç kimsenin ruhu mahvolup ölmediği gibi, sizin için ölüp, siz de O'nunla göklerdeki egemenliğinde sonsuza dek birlikte yaşayıp, O yeryüzüne yeniden döndüğünde yüceltilmiş olarak görünesiniz diye üçüncü gün ölümden dirilen İsa'ya bütün yaşamınızı verirseniz, sizinki de mahvolup ölmeyecektir.
DİPNOTLAR