Hem Kuran ve hem de Kutsal Kitap'a göre İsa, İsrail halkı arasında birçok belirtiler ve harikalar gösterdi (Mâide/5:110; Elçilerin İşleri 2:22). Bu işleri inkâr edemedikleri halde (Yuhanna 11:47) yine de sonuna dek O'na inanmayı reddettiler. İsa hizmetini bitirirken, O'nun aralarında yaptığı bütün şeylere olan tepkilerini okuyoruz:
"Gözleri önünde bunca mucize yaptığı halde O'na iman etmediler." (Yuhanna 12:37)
Yahudilerin tekrar tekrar gelip O'ndan bir belirti istediklerini okuyoruz (Matta 12:38) ve bir keresinde de kendisinden onlara gökten bir belirti göstermesini istediler (Matta 16:1). Diğer zamanlarda da onu şu tür sorularla bezdirdiler:
"Bunları yaptığına göre bize nasıl bir mucize göstereceksin?"
(Yuhanna 2:18)
"Görüp sana iman etmemiz için nasıl bir mucize yaratacaksın? Ne yapacaksın?" (Yuhanna 6:30)
O çağdaki Greklerin çoğunun evvela filozof olmalarına karşın, Yahudiler her iddianın mucize ve belirti yaratmayla kanıtlanmasını istiyorlardı. Havari Pavlus'un mektuplarından birinde haklı olarak söylediği gibi:
"Yahudiler doğa üstü belirtiler ister, Grekler ise bilgelik ararlar."
(I. Korintliler 1:22)
Yahudiler İsa'nın Mesih olduğunu iddia ettiğini biliyorlardı. Öyleyse, bu iddialarını kanıtlamak için mucizeler yapsın, dediler. İsa o zamana dek zaten bir sürü büyük mucize yaptığı halde, hâlâ tatmin olmamışlardı. O'nun sadece beş arpa ekmeği ve iki balıkla beş bin erkeği doyurduğunu gördükleri halde (Luka 9:10-17) Musa'nın da buna benzer mucizeler yaptığını söylediler (Yuhanna 6:31). Gerçekten seçilmiş Mesih olduğunu nasıl kanıtlayabileceğini sordular. Musa'dan daha büyük olduğunu kendilerine göstermek için ne gibi bir işaret gösterebilirdi?
O günlerde insanlar büyük belirti ve işaretlerle kolay kolay ikna olmuyorlardı. Musa elindeki değneği bir yılana dönüştürdüğünde, Firavun'un sihirbazları da aynısını yaptılar. Sihirbazlar Musa'nın suyu kana çevirişini ve Nil nehrinden kurbağa sürüleri getirmesini de taklit ettiler. Ancak Musa yerin tozundan binlerce tatarcık çıkarttığında, sihirbazlar: "Bu Allah'ın parmağıdır"dediler (Çıkış 8:19) çünkü kendileri aynısını yapamıyorlardı.
Aynı şekilde Yahudiler de ancak İsa eski zamandaki peygamberlerden daha çok ve daha büyük mucizeler yapabildiğinde O'nun iddialarını ciddiye almayı düşünüyorlardı. O'nun beş bin erkeği doyurduğunu, cüzamlıları ve doğuştan kör olanları iyileştirdiğini, felçlileri yürüttüğünü, cinleri çıkarttığını ve sonunda dört gündür ölü olan bir adamı diriltiğini görmüşlerdi. Bu mucizeleri kabul etmişlerdi.
Ama bütün bunların hepsi onları tatmin etmemişti, çünkü öbür peygamberlerin de buna benzer mucizeler yarattıklarını görmüşlerdi. İsa kendilerine bütün bunlardan daha ağır basan nasıl bir mucize gösterebilirdi? Gerçekten Mesih idiyse, bütün bunlardan daha büyük işler yapabilmeliydi. Musa atalarına gökten ekmek vermişti. Ve Mesih'in de benzeri şeyler yapabileceği önceden bildirildiğinden (Tesniye 18:18; 34:10-11) sonunda İsa'ya gelip, kendilerine,"gökten bir belirti göstermesini istediler" (Matta 16:1). İsa onların bu kadar belirtiye düşkün olmalarına karşılık şöyle cevap verdi:
"Bu kuşak kötü bir kuşaktır. Belirti arıyor. Ama ona Yunus'un belirtisinden başka bir belirti gösterilmeyecektir."
(Luka 11:29-30)
İsa'nın dünyanın kurtarıcısı, Mesih olduğunu kendilerine hiç şüphesiz bir biçimde kanıtlayacak bir belirti istiyorlardı. Burada İsa onlara açık bir yanıt veriyor ve önlerine iddialarını kanıtlayacak bir tek belirti koyuyor: Yunus'un Belirtisi. Daha önce bundan söz ettiysek de bu noktada ona yeniden bakmamız yararlı olacaktır:
"Yunus, nasıl üç gün üç gece o koca balığın karnında kaldıysa, İnsanoğlu da üç gün üç gece yerin bağırında kalacak."
(Matta 12:40)
Burada İsa iddialarının kanıtını çok açık bir biçimde gösteriyor. Yunus üç gün üç gece balığın karnında idi. Bu yalnızca Ninova için bir belirti olmakla kalmayıp, İsa'nın kendi halkına ve sadece onlara da değil, bütün çağlardaki bütün insanlara olacağı belirtiyi de önceden temsil ediyordu. İsa da "yerin bağrında" buna benzer bir süre kalacaktı. Bunun anlamı neydi? Ölü mü olacaktı? Neden orada üç gün kalması gerekiyordu? Bu iddia karşısında Yahudilerin kafaları herhalde çok karışmıştı ama İsa'dan her belirti istediklerinde O onlara Yunus'un belirtisinden başka bir belirti verilmeyeceğni vaat etmişti. Onlarla birlikte iken olan bir olay sırasında bunun anlamını kendilerine açıkça söyledi.