(Deedat'la Yüksel'in Kitabının 2. Bölümüne Cevap - John Gilchrist)
H
em Kutsal Kitap ve hem de Kuran'a göre İsa Mesih, İsrail diyarındaki üç yıllık kısa hizmeti içinde birçok büyük mucizeler yapmıştır. Yahudilerin bir çoğu bu işaret ve harikaların gerçekleştiğini gördüklerinde O'na inandılar. Ama Yahudilerin önderleri O'na inanmayı reddettiler ve yaptığı mücizeler yaygın bir biçimde bilinse de, sık sık işaretler göstermesi hatta kendilerine gökten bir alamet göstermesi için İsa'ya baskı yapıp, O'nu sıkıştırdılar (Matta 16:1). Bir keresinde İsa onlara sadece tek bir belirti vereceğini söyleyerek kendilerini yanıtladı:
"Kötü ve vefasız kuşak bir belirti istiyor! Ama ona Yunus peygamberin belirtisinden başka bir belirti gösterilmeyecek. Yunus, nasıl üç gün üç gece o koca balığın karnında kaldıysa, İnsanoğlu da üç gün üç gece yerin bağrında kalacak."
(Matta 12:39-40)
Yunus, İsrail'in en büyük peygamberlerinden biriydi ve Tanrı onu Ninova adlı bir Asur şehrine gidip, bu şehrin başına gelecek olan felaketlerden ötürü uyarması için çağırmıştı. Ama Yunus bunu yapmak istemediğinden bir gemiye binip Tarşiş'e gitmeye hazırlandı. Ve büyük bir fırtına yüzünden gemi çok sallanıp sarsıldığında, kendi isteğiyle denize atıldı ve çok büyük bir balık onu yuttu. Balığın karnında üç gün kaldıktan sonra, balık onu canlı olarak sahile kustu ve o da hemen Tanrı'nın kendisinden istediğini yapmak için Ninova şehrine gitti.
İsa, balığın karnındaki bu üç günlük hapisten "Yunus'un belirtisi" olarak söz etmişti ve inanmayan Yahudilere vereceği tek belirtinin bu olduğunu söylemişti. 1976 yılında Durban'daki İslami Propaganda Merkezi'nde Ahmet Deedat "Yunus'un Alâmeti Neydi?"adlı bir kitapçık yayınladı (Bu kitapçık, Deedat ile Yüksel'in, Kitab-ı Mukaddes Allah Sözü Müdür?adlı kitabında sayfa 86-94 arasında yer alıp onun "ikinci kitab"ını oluşturmaktadır) Kitapçığın başlığı okuyucuda, kitapçığın sözü edilen konuda derin bir araştırmanın ürünü olduğu ümidini uyandırıyor. Okuyucu bunun yerine Deedat'ın hiç de kendi sorusunu yanıtlamadığını ama İsa'nın söylemiş olduğu bir şeye saldırı açtığını ve bütün gücüyle bu sözleri yalanlamaya çalıştığını görüyor. Onun iddiaları tamamıyla iki varsayım üzerine kurulmuş. Bunlardan bir tanesi, eğer Yunus balığın içindeyken diri idiyse, o zaman İsa'nın da çarmıhtan indirildikten sonra mezarda diri olmuş olması gerektiği ve diğeri de İsa bir Cuma günü çarmıha gerilip ondan sonraki Pazar günü dirildiyse, mezarda üç gün üç gece kalmış olamayacağıdır. Bizler bu iki itirazı da sırasıyla ele alıp, sonra da Yunus'un belirtisinin gerçekten ne olduğu konusunun bütününü inceleyeceğiz.