Meshedişin yalnızca Kutsal Yasa içerisinde bulunan simgesel bir ritüel olduğunu ya da yalnızca Eski Antlaşma ile sınırlı kalan bir uygulama olup günümüzde geçerli olmadığını düşünmek için Kutsal Kitap’a dayanan hiçbir mantıklı sebebimiz yoktur. Kutsal Kitap meshedişin belirli bir dönemle sınırlı değil tam aksine daimi bir kutsama olup bugün bizim içinde geçerli olduğunu açıkça öğretir.
Bu bölümde Eski Antlaşma konusundan çıkıp Yeni Antlaşma’nın meshediş hakkındaki öğretilerini incelemek maksadıyla şu konulara değineceğim. İsa Mesih Kutsal Ruh’un meshedişini aldı mı? İsa bu konuda nasıl öğretiş verdi? Elçilerin bu kutsamaya ihtiyaçları var mıydı? İlk kuşak Hristiyanlar bu kutsamayı aldılar mı? İncil bizlerin Kutsal Ruh ile vaftiz olmamız hakkında ne öğretiyor?
Bir soru üzerinde düşünmenizi istiyorum. İsa hizmetine ne zaman başladı? Otuz yaşına geldiğinde mi? Yahya tarafından suyla vaftiz edildiğinde mi? İblis tarafından denendikten sonra mı? İsa’nın hizmetine başlamasında dönüm noktası olan deneyimi neydi?
İsa hizmetine başladığı ilk zamanlarda Nasıra’da bir havraya girdi. Orada söylediği sözler son derece önemlidir.
“Rab'bin Ruhu üzerimdedir. Çünkü O beniyoksullara Müjde'yi iletmek için meshetti.” Luka 4:18
İsa havraya girdiğinde Kutsal Ruh’la meshedildiğini ve hizmetine başladığını beyan etti. İbranice “Meşiah” ifadesi meshedilmiş olan anlamına gelir. Peki İsa ne zaman meshedildi?
“Bütün halk vaftiz olduktan sonra İsa da vaftiz oldu. Dua ederken gök açıldı ve Kutsal Ruh, bedensel görünümde, güvercin gibi O'nun üzerine indi. Gökten, "Sen benim sevgili Oğlum'sun, senden hoşnudum" diyen bir ses duyuldu.” Luka 3:21,22
İsa, Yahya tarafından vaftiz edildikten sonra Kutsal Ruh bedensel görünümde O’nun üzerine indi yani meshetti. Bu olaydan sonra Luka önemli bir ayrıntı verir. “Kutsal Ruh'la dolu olarak Şeria Irmağı'ndan dönen İsa…”1 İsa, Kutsal Ruh’un gücüyle kuşanmış olarak Şeria ırmağından döndü ve kır gün süreyle İblis tarafından denendi. Kırk günlük denenme süresinin sonunda İsa, Celile’ye dönerken Luka tekrar bir noktaya dikkatlerimiz çeker. “İsa, Ruh'un gücüyle donanmış olarak Celile'ye döndü. Haber bütün bölgeye yayıldı.”2 Böylece Tanrı’nın Kutsal Oğlu beden alıp yeryüzüne indiğinde Nasıralı İsa iken meshedişi aldıktan sonra artık Nasıralı İsa Mesih olarak hizmetine başladı ve bu haber tüm yöreye yayıldı.
Şimdi Petrus’un, Kornelyus ile ev halkına müjdeyi bildirirken kullandığı ifadeye dikkat edelim.
“…Tanrı’nın Nasıralı İsa’yı nasıl Kutsal Ruh’la ve kudretle meshettiğini biliyorsunuz…” Elçilerin İşleri 10:37
İsa’nın meshedilmesinin Yeni Antlaşma bağlamında ne kadar önemli olduğunu, Petrus’un müjdeyi bildirirken bu detayı atlamamasından anlayabiliriz. İsa’nın Kutsal Ruh’la meshedilmesi, Yeni Antlaşma’nın meshediş öğretisi kapsamında bizim için oldukça önemlidir. İsa, Tanrı’nın Oğlu olduğu halde insan bedeni aldığında meshedilmeden hizmetine başlamadı. Meshedişe ihtiyacı vardı.
“İsa, "Anne, benden ne istiyorsun? Benim saatim daha gelmedi" dedi.” Yuhanna 2:4
Eğer Tanrı’nın Oğlu insan bedeni aldığında hizmeti için bu kutsamaya ihtiyaç duyduysa bu ruhsal bilgi bizim yaşamımızda ve hizmetimizde bir değişim yaratmak zorundadır. Hristiyan hizmeti; Tanrı’nın Krallığı’nın gelişini hazırlamak amacıyla Baba Tanrı’nın önceden hazırladığı iyi işleri bizim aracılığımızla gerçekleştirmesidir. Hizmetimiz temelde iki farklı kaynaktan beslenebilir. Ya Kutsal Ruh’un gücünden ya da insan aklından… Mesh olmadan bazı iyi şeyler yapılabilir. Pastörel hizmet, merhamet hizmetleri, müjdeleme vs. Fakat bu iyi işlerin arkasında asla Kutsal Ruh’un güçlü tanıklığı bulunmaz. Ama yine de Rab’bin her durumda iyilik için etkin olduğunu ve meshedişe inanmadığı halde meshedilmiş olan pek çok Yeni Antlaşma imanlısı ve hizmetkarı olduğunu kabul ediyorum. Evet, Kutsal Ruh’un meshi olmadan bir takım iyi şeyler yapılabilir. Mesh olmadan yapamayacağımız ve imkansız olan şey ise İsa’nın yaptığı şeylerdir.
Eski Antlaşma’ da meshediş öğretisini ve Tanrı’nın Kutsal Ruh vaftizi ile ilgili olan vaadini inceledikten sonra Yeni Antlaşma’da İsa Mesih’in de meshedilmesi ile bu kutsamanın devamlılığını görmüş olduk. Şimdi ise elçilerin bu kutsamaya (Meshediş / Kutsal Ruh vaftizi) ihtiyaçları olup olmadığı sorusunu irdeleyeceğiz.
İsa Mesih günahlarımıza karşılık ölüp üçüncü gün ölümden dirildikten sonra kır gün süreyle yeryüzünde bulunmaya devam etti.3 Kırk günün sonunda ise Tanrı’nın sağına yükseldi. Bu kırk günlük sürede İsa öğrencilerine Tanrı’nın Egemenliği’ne ilişkin çeşitli öğretişler verdi. Aynı zamanda öğrenciler bu sürede İsa’dan önemli bir buyruk almışlardı. İsa’nın elçilere verdiği son buyruğu (yüce görev) hepimiz biliriz.
“İsa yanlarına gelip kendilerine şunları söyledi: "Gökte ve yeryüzünde bütün yetki bana verildi. Bu nedenle gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin; onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un adıyla vaftiz edin; size buyurduğum her şeye uymayı onlara öğretin. İşte ben, dünyanın sonuna dek her an sizinle birlikteyim." Matta 28:18-20
Fakat öğrencilerin bu buyruğa itaat etmeden önce yerine getirmeleri gereken başka bir buyruk bulunmaktaydı. Ancak ondan sonra son buyruğa itaat edebilirlerdi.
“Ben de Babam'ın vaat ettiğini size göndereceğim. Ama siz, yücelerden gelecek güçle kuşanıncaya dek kentte kalın." Luka 24:49
Luka bu önemli ayrıntıyı Elçilerin İşleri kitabında da vurgulamıştır;
“Kendileriyle birlikteyken onlara şu buyruğu vermişti: "Yeruşalim'den ayrılmayın, Baba'nın verdiği ve benden duyduğunuz sözün gerçekleşmesini bekleyin. Şöyle ki, Yahya suyla vaftiz etti, ama sizler birkaç güne kadar Kutsal Ruh'la vaftiz edileceksiniz." Elçilerin İşleri 1:4,5
İsa öğrencilerine beklemelerini söyledi. Evet Bekleyin! Ne zamana dek Ya Rab?
YÜCELERDEN GELECEK GÜÇLE KUŞANINCAYA DEK!
Nasıl ki Tanrı’nın Oğlu insan bedeni alıp bizleri günah ve ölümden kurtarmak için yeryüzüne indiğinde Kutsal Ruh ile meshedilmeden hizmetine başlamadıysa aynı biçimde öğrencilerine de bunu buyurdu. “Bekleyin Çünkü Kutsal Ruh’la Vaftiz Edileceksiniz”
Son olarak İsa’nın meshediş hakkında ki öğretisini incelemek yararlı olacaktır. İsa Mesih, Kutsal Ruh vaftizi hakkında sade ve basit bir öğretiş verdi.
“Ama Kutsal Ruh üzerinize inince güç alacaksınız. Yeruşalim'de, bütün Yahudiye ve Samiriye'de ve dünyanın dört bucağında benim tanıklarım olacaksınız." Elçilerin İşleri 1:8
Kutsal Ruh vaftizi, İsa’nın tanıkları olabilmemiz için güçle kuşanmak anlamına gelir. Kutsal Ruh vaftizini; Rab’be hizmet edebilmek için Rab’bin onayı almak, kutsanmak ve güçle kuşanmak şeklinde İsa’nın öğretisine uygun bir biçimde tanımlayabiliriz.
“Kutsal Ruh’u Almak” ve “Kutsal Ruh’la Vaftiz Olmak” konularını ve ikisi arasındaki ayrımı altıncı bölümde daya detaylı işleyeceğiz. Fakat şimdi bu konuya biraz girmek gerekiyor. Zira günümüzde bazı teolojik sistemler Kutsal Ruh’u almak ile Kutsal Ruh’ta vaftiz olmak arasındaki ayrımı doğru biçimde yapamamaktadırlar ve bundan dolayı bazı kiliselerde meshediş öğretisi Kutsal Kitap’ın saf öğretisi ile vaaz edilememektedir.
Kutsal Ruh’u Almak ve Kutsal Ruh’la Vaftiz Olmak Arasındaki Fark
İsa’nın dirildikten sonra Tanrı’nın sağına yükselmeden önce kırk gün süreyle aramızda bulunmaya devam ettiğini önceki bölümde belirtmiştim. Yuhanna, bu kırk günlük sürede çok önemli bir olayın gerçekleştiğini kaydeder.
“Bunu söyledikten sonra onların üzerine üfleyerek, "Kutsal Ruh'u alın!" dedi.” Yuhanna 20:22
Bu kırk günlük sürede İsa öğrencilere Kutsal Ruh’u verdi. Kutsal Ruh imanlılarda konut kurdu ve yaşamaya başladı. İsa dirildiği için artık kurtuluş tamamlanmıştı. Böylece öğrenciler Kutsal Ruh’u alabildiler. Elçilerin İşleri’ne geçtiğimizde ise İsa öğrencilerine bu sefer Kutsal Ruh ile vaftiz edileceklerini bildirir.
“Şöyle ki, Yahya suyla vaftiz etti, ama sizler birkaç güne kadar Kutsal Ruh'la vaftiz edileceksiniz." Elçilerin İşleri 1:5
Öğrenciler Yuhanna yirminci bölümde zaten Kutsal Ruh’u almışlardı, İsa onlara Kutsal Ruh’u vermişti. Ama şimdi Elçilerin İşleri birinci bölüme geçtiğimizde görüyoruz ki İsa onlara Kutsal Ruh vaftizini almaları için beklemelerini söyler. Elçiler, İsa’nın kırk gün süreyle aralarında bulunduğu zaman diliminde Kutsal Ruh’u almışlardı. Fakat İsa göğe alındıktan on gün sonra ise (Pentikost gününde) Kutsal Ruh vaftizini aldılar. Kutsal Ruh’u almak kurtuluşumuzla ilgili bir konu iken Ruh’ta vaftiz olmak hizmetimiz ile ilgili bir konudur.
Kutsal Ruh’u almak ile Kutsal Ruh’ta vaftiz olmak arasındaki farkı ve bu öğretileri daha sonra inceleyeceğiz. Şimdilik bu iki kavramın, iki farklı farklı olguyu ifade ettiğini bilmek yeterlidir.
Pentikost Günü
“Pentikost Günü geldiğinde bütün imanlılar bir arada bulunuyordu. Ansızın gökten, güçlü bir rüzgarın esişini andıran bir ses geldi ve bulundukları evi tümüyle doldurdu. Ateşten dillere benzer bir şeylerin dağılıp her birinin üzerine indiğini gördüler. İmanlıların hepsi Kutsal Ruh'la doldular, Ruh'un onları konuşturduğu başka dillerle konuşmaya başladılar.” Elçilerin İşleri 2:1-4
İlk olarak biraz Pentikost gününden bahsedelim. Pentikost günü kavramı dilimizde “ellinci gün” anlamına gelir. Bu günün Eski Antlaşma tarihinde önemi oldukça büyüktür ve iki anlamı vardır. İlk olarak Pentikost günü İsrail’e Sina Dağında Kutsal Yasa’nın verildiği günün yıl dönümüdür. İkinci olarak ise bu bir bayram günüydü. İbranice’de bu bayrama verilen isim “Şavout” yani Haftalar Bayramı’dır.
“İlk ürünleri kutlama günü, Haftalar Bayramı'nda RAB'be yeni tahıl sunusu sunduğunuzda kutsal toplantı düzenleyecek, gündelik işlerinizi yapmayacaksınız.” Çölde Sayım 28:36
Ayette de belirtildiği gibi bu gün tarım ile ilgili olarak kutlanan ilk ürünlerin bayramıydı. İşte tamda bugün Rab ilk defa kiliseye Kutsal Ruh vaftizini dökmüş ve bu kutsamayı yüreklerimizde bugünde gerçekleştirmek istemektedir.
Şimdi Yeni Antlaşma’ da Pentikost günü konusuna girebiliriz. Büyük bir ev ve içeride ortalama yüz yirmi kişi bulunuyor. Haftalar bayramını kutlamak için toplanmışlar dualar ediyorlar, ilahiler söylüyorlar ve muhtemelen Yahudilerin Haftalar Bayramı gününde okudukları 19. Mezmuru okuyorlar…
Gökler Tanrı'nın görkemini açıklamakta,
Gökkubbe ellerinin eserini duyurmakta.
Gün güne söz söyler, Gece geceye bilgi verir.
Ne söz geçer orada, ne de konuşma, Sesleri duyulmaz.
Ama sesleri yeryüzünü dolaşır, Sözleri dünyanın dört bucağına ulaşır.
Güneş için göklerde çadır kurdu Tanrı.
Gerdekten çıkan güveye benzer güneş, Koşuya çıkacak atlet gibi sevinir.
Göğün bir ucundan çıkar, Öbür ucuna döner,
Hiçbir şey gizlenmez sıcaklığından…
Bir anda hiç beklemedikleri şeyler olmaya başlıyor. Gökten bir ses duyuluyor. Güçlü bir rüzgarın esişini andırıyor ve bulundukları evi tümüyle dolduruyor. Başlarını yukarı kaldırıyorlar ve bu sefer daha tuhaf bir şey görüyorlar. Ateşten dillere benzer bir şeyler dağılıp her birinin üzerine iniyor. Hepsi, bütün imanlılar Kutsal Ruh ile ilk defa ve güçlü bir biçimde dolduruluyorlar (Kutsal Ruh vaftizi). Sonra hepsi Ruh’un onları konuşturduğu dillerle konuşmaya başlıyor.
Evet, imanlılar Kutsal Ruh’la vaftiz oldular ve bunun bir işareti olarak dillerle konuşmaya başladılar. Peki sonra ne oldu? Hastaları iyileştirmek şöyle dursun İsa’nın adından bahsetmeye korkan, evlerinden dışarı çıkamayan bu balıkçılar ne yaptılar dersiniz? Dünyayı alt üst ettiler! İşte bu Kutsal Ruh’un meshedişidir ve bu kutsama Sizin İçin.
Kutsal Ruh’la Vaftiz Olmak ve Kutsal Ruh’la Dolmak Arasındaki Fark
Daha önce Kutsal Ruh’u almak ve Kutsal Ruh’ta vaftiz olma konuları hakkında bir giriş yapmıştım. Şimdi yine altıncı bölümde daha detaylı inceleyeceğimiz konulardan biri olan Kutsal Ruh’la vaftiz olmak ve Kutsal Ruh’la dolmak arasındaki ayrım hususunda küçük bir ara giriş yapmak gerekiyor.
Daha önce gördüğümüz gibi elçiler Yuhanna yirminci bölümde Kutsal Ruh’un varlığını almışlardı, Elçilerin İşleri ikinci bölümde ise Ruh’un vaftizini yani gücünü aldılar. Bu deneyimin kaydından sonra Luka, Elçilerin İşleri dördüncü bölümde dikkatlerimizi tekrar çeker.
“O zaman Kutsal Ruh'la dolan Petrusonlara şöyle dedi: "Halkın yöneticileri ve ileri gelenler!...” Elçilerin İşleri 4:8
Kutsal Ruh vaftizinin anlamını ve işlevini bu bölüme kadar farklı bağlamlarıyla birlikte işledik. Peki Kutsal Ruh’la dolmak ne anlama geliyor? Pentikost gününde Kutsal Ruh vaftizini alan imanlıların daha sonraları tekrar ve tekrar Kutsal Ruh’la dolduklarını görürüz.
“Duaları bitince toplandıkları yer sarsıldı. Hepsi Kutsal Ruh'la doldular ve Tanrı'nın sözünü cesaretle duyurmaya devam ettiler.” Elçilerin İşleri 4:31
“Ama Kutsal Ruh'la dolan Saul, yani Pavlus, gözlerini Elimas'a dikerek, "Ey İblis'in oğlu!" dedi.” Elçilerin İşleri 13:9
Kutsal Ruh’la dolmanın hayatımızdaki işlevini ve Kutsal Ruh vaftizinden nasıl farklılaştığını daha detaylı olarak sonra anlatacağım. Şimdilik Kutsal Ruh’un bu iki eyleminin birbirinden farklı etkinlikler olduğunu bilmek yeterlidir.
Başkahinimiz Tanrı Oğlu İsa, Ruh’un meshedişini aldı. Elçiler’de aynı biçimde İsa’ya tanıklık görevlerini yerine getirebilmek, hastaları iyileştirmek, mucizeler yapmak ve müjdeyi yaymak için bu kutsamayı yani Kutsal Ruh vaftizini aldılar. Bu bölümde ise ilk kuşak Hristiyanlar’ın bu kutsamaya ihtiyaçları var mıydı? Meshedişi aldılar mı? Bu tip sorular üzerinde duracağız.
Kutsal Kitap, ilk nesil Hristiyanlar’ın Kutsal Ruh vaftizini alma deneyimleri ile ilgili olarak Pentikost günü haricinde dört farklı örnek olay aktarır. Bu dört örnek olayı sıra sıra inceleyeceğiz.
Samiriyeliler
“O gün Yeruşalim'deki kiliseye karşı korkunç bir baskı dönemi başladı. Elçiler hariç bütün imanlılar Yahudiye ve Samiriye'nin her yanına dağıldılar.” Elçilerin İşleri 8:11
Sıkıntı ve baskı Tanrı Sözü’nün akaryakıtıdır. Dünya Müjde’yi baskı altına alarak yok etmeye çalıştığında bu yaptıkları Müjde’nin ateşini körüklemeden başka bir işe yaramamıştır. Elçilerin döneminde de durum böyleydi. Müjde’ye karşı Yeruşalim’de büyük bir baskı dönemi başladı. Bunun sonucunda imanlılar Yahudiye ve Samiriye coğrafyalarına dağıldılar.
“Bunun sonucu dağılan imanlılar, gittikleri her yerde Tanrı sözünü müjdeliyorlardı.” Elçilerin İşleri 8.4
Tabi ki bu olay müjdenin yayılmasına yaradı. Baskıdan dolayı dağılan imanlılar gittikleri yerlerde Tanrı Sözünü müjdelemeye başladılar. İçlerinden biri Filipus ise Samiriye’ye gidip müjdeyi orada yaymaya başladı.
“Filipus, Samiriye Kenti'ne gidip oradakilere Mesih'i tanıtmaya başladı.” Elçilerin İşleri 8.5
Bunun sonucunda müjde Kutsal Ruh’un gücüyle, belirtiler ve harikalarla Samiriye coğrafyasında yayılmaya başladı. “Filipus'u dinleyen ve gerçekleştirdiği belirtileri gören kalabalıklar, hep birlikte onun söylediklerine kulak verdiler. Birçoklarının içinden kötü ruhlar yüksek sesle haykırarak çıktı; birçok felçli ve kötürüm iyileştirildi.”4 Luka o kentte büyük sevinç oldu diye kaydeder. Yani Müjde’nin esenliği ve kurtuluşun sevinci o kente gelmişti. On dördüncü ayette yazıldığı gibi halk Tanrı Sözünü benimseyerek İsa Mesih’e iman etti.
Bundan sonra olayın seyrinin değiştiğini görürüz.
“Yeruşalim'deki elçiler, Samiriye halkının, Tanrı'nın sözünü benimsediğini duyunca Petrus'la Yuhanna'yı onlara gönderdiler.” Elçilerin İşleri 8:14
Elçiler, Samiriyeliler’in iman ettiğini duyunca onlara kendilerinin sahip oldukları kutsamayı yani Kutsal Ruh vaftizini (meshediş) iletmek için Petrus’u ve Yuhanna’yı oraya gönderdiler. Daha sonra Luka şunları kaydeder.
“Petrus'la Yuhanna oraya varınca, Samiriyeli imanlıların Kutsal Ruh'u almaları için dua ettiler. Çünkü Ruh daha hiçbirinin üzerine inmemişti. Rab İsa'nın adıyla vaftiz olmuşlardı, o kadar. Petrus'la Yuhanna onların üzerine ellerini koyunca, onlar da Kutsal Ruh'u aldılar.” Elçilerin İşleri 8:15-17
Bazı kişiler Meshediş Doktrinini çürütmek için burada Samiriyeli imanlıların Kutsal Ruh’la vaftiz olmadıklarını bunun yerine Kutsal Ruh’u ilk defa aldıklarını öğretirler. Bu öğreti doğru değildir hatta sakıncalıdır. Bir kimsenin İsa Mesih’e iman ettiği, Tanrı Sözünü benimsediği, Kutsal Ruh’un gücüyle kendisine gelen müjdeyi işitip iman ettiği halde Kutsal Ruh’u almaması Kutsal Kitap’a uygun bir doktrin değildir. Daha önce belirttiğim gibi Kutsal Ruh’u almak Tanrı’nın kurtuluşumuzla ilgili olarak gerçekleştirdiği bir eylemdir. İsa Mesih’i Rab ve Kurtarıcımız olarak kabul ettiğimiz o anda Kutsal Ruh’u alırız. Bu bağlamda Samiriyeliler İsa’ya iman ettikleri ilk anda Kutsal Ruh’un varlığını zaten almışlardı. Almadıkları şey Kutsal Ruh’un gücü yani Kutsal Ruh vaftiziydi. Bu durumda şu soru aklınıza takılabilir. Peki o halde Luka bu olayı aktarırken Samiriyeliler’in Kutsal Ruh’la vaftiz olmadıklarını söylemek yerine neden Kutsal Ruh’u almadıklarını söyledi. Bu sorunun cevabını bulmak için ilk Hristiyanlar ve elçilerle empati kurmamız gerekir. Onların bizim gibi terminolojileri, sistematikleştirilmiş doktrinsel maddeleri yoktu ve kavramlar konusunda da bizim kravatlı fundamental teologlarımız kadar kalıpsal değillerdi. Kavramları kullanma konusunda esnektiler. Örneğin o dönemde bir Yahudi Grekçe “Baptizo” sözcüğünü kullanırsa akıllara Yasa’da bahsedilen yıkanma buyrukları ve geleneklerden kaynaklanan yıkanma töreleri gelirdi. Ama onlar Ruh’un meshedişi içinde “baptizo” sözcüğünü kullandılar. Yani “Kutsal Ruh’la Yıkanmak”. Başka bir örnek vermek gerekirse Petrus, Pentikost gününde yaşanılan olayı çevrede toplanan insanlara anlatırken bu kutsamayı onlarında alabileceğini anlatmak için “…Kutsal Ruh armağanını alacaksınız” ifadesini kullanmıştır. Bu ifade Petrus’a has bir ifade olup Kutsal Kitap’ın başka bir yerinde bulunmaz.
Bazı kişiler ise Samireye’de yaşanan olayın istisnai bir durum olduğunu söyler. Elçilerin dönemini bir geçiş dönemi olarak yorumlama suretiyle ele alan bu görüş Kutsal Kitap’ın genel yapısı ile uyuşmamaktadır. İncil, elçilerin dönemini istisnalarla dolu ve günümüz için geçerli olmayan bir ara geçiş dönemi olduğunu asla öğretmez. Aksi halde kilisenin elçisel temel üzerine kurulu olduğunu nasıl iddia edebiliriz.
Sonuç olarak Luka, bu ifadeleri kullanırken anlatmak istediği şey; Kutsal Ruh’un bir kişinin üzerine inmesi yani Kutsal Ruh vaftizinin alınmasıdır. Kutsal Ruh’u iman ettiğimiz anda aldığımıza ilişin Kutsal Kitap öğretisini destekleyen ayetleri aşağıda vereceğim. Bu konu ile daha çok ilgilenmek istiyorsanız aşağıdaki ayetlere göz atabilirsiniz.
Rom. 8:9 / 2. Kor. 1:22 / Gal. 3:2,5,13 / Efe. 1:13 / 1.Yuh. 4:15
Sonuç olarak ilk kuşak Hristiyanlar’ın Kutsal Ruh vaftizini almalarına ilişkin Kutsal Kitap’ın bize verdiği ilk örnekten öğreniyoruz ki; Samiriyeliler, Petrus ile Yuhanna’nın kendilerine el koyarak meshedişi aktarmaları suretiyle bu kutsamayı aldılar yani Kutsal Ruh’la vaftiz oldular.
Pavlus’un Deneyimi
Elçilerin İşleri dokuzuncu bölümde Saul’un Rab’le nasıl tanıştığını hepimiz biliriz. Pavlus’un tanıklığıyla ilgili çok vaaz duyarız fakat Pavlus’un Kutsal Ruh’la güçlendirilmesi ile ilgili çok az şey duyuyoruz. Rab, Hananya’yı Pavlus’un yanına gönderir ve Luka bu olayı bize şu şekilde aktarır;
“Bunun üzerine Hananya gitti, eve girdi ve ellerini Saul'un üzerine koydu. "Saul kardeş" dedi, "Sen buraya gelirken yolda sana görünen Rab, yani İsa, gözlerin açılsın ve Kutsal Ruh'la dolasın diye beni yolladı." Elçilerin İşleri 9:17
Pavlus’un Rab ile kişisel karşılaşmasından sonra düşünmek için üç gün zamanı oldu. Muhtemelen Rab’bi görür görmez hayatında ne kadar büyük bir hata yaptığını zaten anlamış ve İsa’yı Rab ve Kurtarıcısı olarak kabul etmişti. Hananya yanına geldiğinde ise şu beyanda bulunuyor. “Rab, Kutsal Ruh’la dolman için beni yolladı.” Luka, Pentikost gününde elçilerin Kutsal Ruh’la vaftiz olmalarını anlatırken yine aynı ifadeyi kullanmıştı. “Kutsal Ruh’la Vaftiz” olarak ifade ettiğimiz olay bir kişinin Kutsal Ruh’la ilk defa güçlü bir biçimde doldurulmasıdır. Bu ayette gördüğümüz gibi Pavlus, Hananya’nın kendisine el koyması ile Kutsal Ruh’la ilk defa, güçlü bir biçimde ve tam olarak dolduruldu yani Kutsal Ruh ile vaftiz oldu.
Sonuç olarak bu ikinci örnekte de görüyoruz ki Pavlus’un kendisi de bu kutsamayı (mesh) almıştır.
Kornelyus ve Ev Halkı
Rab artık Müjde’nin öteki uluslara da ulaşmasını istemişti. Bunun için başlangıç olarak Petrus ve Kornelyus ile ev halkını kullandı. Petrus’un ve Kornelyus’un görümlerine değinmeyeceğim. Fakat olayı bilmeyen kişilerin Elçilerin İşleri 10:1-11:19 ayetlerini okumalarını tavsiye ederim.
Petrus, Kornelyus’a ve ev halkına Müjde’yi bildirirken beklenmedik bir olay gerçekleşir.
“Petrus daha bu sözleri söylerken Kutsal Ruh, konuşmayı dinleyen herkesin üzerine indi. Petrus'la birlikte gelen Yahudi imanlılar, Kutsal Ruh armağanının öteki uluslardan olanların da üzerine dökülmesini şaşkınlıkla karşıladılar. Çünkü onların, bilmedikleri dillerle konuşup Tanrı'yı yücelttiklerini duyuyorlardı. O zaman Petrus, "Bunlar, tıpkı bizim gibi Kutsal Ruh'u almışlar. Suyla vaftiz olmalarına kim engel olabilir?" dedi.” Elçilerin İşleri 10:44-47
En kesin yoruma göre Kornelyus ve ev halkı Petrus ile Yahudi imanlılar evlerine gelmeden önce yaşadıkları deneyimden dolayı zaten Rab’bin elçi aracılığıyla kendilerine bildireceği Müjde’ye iman etmeye hazırlardı. Bu yüzden Petrus daha Müjdeyi kendilerine bildirirken yüreklerinde Mesih’i Rab olarak kutsamış olmalılar aksi halde Kutsal Ruh vaftizini alamazlardı. Evet, Kornelyus ve ev halkı yüreklerinde İsa’yı yaşamlarına kabul ettiler ve eş zamanlı olarak Kutsal Ruh vaftizini de aldılar. Petrus bu olayı Yeruşalim’de ki elçilere ve ihtiyarlara şöyle anlatır;
"Ben konuşmaya başlayınca Kutsal Ruh, başlangıçta bizim üzerimize indiği gibi, onların da üzerine indi. O zaman Rab'bin söylediği şu sözü anımsadım: 'Yahya suyla vaftiz etti, sizler ise Kutsal Ruh'la vaftiz edileceksiniz.' Tanrı, Rab İsa Mesih'e inanmış olan bizlere verdiği armağanın aynısını onlara verdiyse, ben kimim ki Tanrı'ya karşı koyayım?" Elçilerin İşleri 11:15-17
Bu olayın gelişiminin bu kadar hızlı olmasının sebebi bölümün bağlamına bakıldığında, Rab’bin, Yahudiler’den oluşan kiliseye tövbe etme ve kurtuluşa kavuşma fırsatının öteki uluslara da verildiğini gösterme tasarısıdır.
Bu ayetlerde dikkatimizi çeken başka bir husus; Petrus ile gelen Yahudi imanlıların Kornelyus ve ev halkının üzerine Kutsal Ruh’un indiğini söylemeleridir. Bunu nasıl bildiler sorusunu sormak gerekiyor. Gökyüzünde bir güvercin görmediler. Ama şunu gördüler; “Dillerle Konuşuyorlardı.” Kutsal Ruh vaftizini aldığımızı nasıl bileceğimiz konusunu sonraki bölümlerde ele alacağız.
Efes’te ki Öğrenciler
“Apollos Korint'teyken Pavlus, iç bölgelerden geçerek Efes'e geldi. Orada bazı öğrencileri bularak onlara, "İman ettiğiniz zaman Kutsal Ruh'u aldınız mı?" diye sordu. "Kutsal Ruh'un varlığından haberimiz yok ki!" dediler.” Elçilerin İşleri 19:1-2
Pavlus Efes’e geldiğinde doktrinsel hataları olan bir grup öğrenci ile tanıştı. Bu küçük inanlı topluluğunun Kutsal Ruh ve Su vaftizi öğretisi ile ilgili önemli bilgi eksiklikleri vardı. Pavlus onlara doğru bir biçimde öğretiş verdikten sonra onların “meshediş” ten yoksun kalmalarını istemez.
“Pavlus ellerini onların üzerine koyunca Kutsal Ruh üzerlerine indi ve bilmedikleri dillerle konuşup peygamberlik etmeye başladılar.” Elçilerin İşleri 19:6
Onlar için el koyup dua eder ve onlarda Kutsal Ruh vaftizini alırlar. Bunun bir işareti olarak da dillerle konuşup peygamberlik etmeye başlarlar.
Bu bölüme kadar Eski Antlaşma öncesinde ve de Eski Antlaşma’da mesh öğretisini ve uygulamasını inceledik. Tanrı’nın Ruhu’nu dökeceği vaadini ve sonrada İsa Mesih’inde Kutsal Ruh’un meshedeşini aldığını gördük. Bununla birlikte bu kutsamanın elçiler ve de ilk kuşak inanlı toplulukları içinde sağlandığını gördük. Şimdi bu başlık altında Peki ya biz? Sorusu üzerinde duracağız. Elçiler ve de ilk nesil imanlılar için geçerli olan ve onlara sağlanan bu kutsamanın (Kutsal Ruh Vaftizi) bizim için günümüzde geçerli olmadığını iddia etmek Kutsal Kitap yorumlama ilkelerini çöpe atmak demektir. Bu konuda farklı doktrinsel yorumların bulunmasından dolayı bu konuyu özel bir başlık altında işlemeyi uygun gördüm. Bu bağlamda Yoel’in Peygamberlik sözünü, Yahya’nın beyanını, Petrus’un Pentikost günü verdiği vaazı ve de Yeni Antlaşma mektuplarında bize verilen öğretileri inceleyeceğiz.
Yoel’in Peygamberliği
"Ondan sonra bütün insanların üzerineRuhum'u dökeceğim. Oğullarınız, kızlarınız peygamberlikte bulunacaklar. Yaşlılarınız düşler, Gençleriniz görümler görecek. O günler kadın, erkek kullarınızın üzerine de Ruhum'u dökeceğim.” Yoel 2:28,29
Kutsal Ruh vaftizi Tanrı’nın Eski Antlaşma’ da Yoel aracılığıyla bize bildirdiği bir vaattir ve bu vaat tüm imanlıları kapsar. Yoel açıkça konuşur, bir grup kişi demez ya da bu kutsamanın ortadan kalkacağını söylemez aksine “tüm insanlar” için konuşur. Tanrı kendi Ruh’unu tüm imanlıların üzerine dökmek istiyor.
Yahya’nın Bildirisi
“Ben sizi suyla vaftiz ettim, ama O sizi Kutsal Ruh'la vaftiz edecektir.” Markos 1:8
Yahya, İsa’yı “Kutsal Ruh’la vaftiz eden” olarak tanımlar. İsa’nın hizmetinin öne çıkan boyutlarından biride bizleri Kutsal Ruh ile vaftiz etmektir.
“Ben O'nu tanımıyordum. Ama suyla vaftiz etmek için beni gönderen, 'Ruh'un kimin üzerine inip durduğunu görürsen, Kutsal Ruh'la vaftiz eden O'dur' dedi.” Yuhanna 1:33
İsa’nın yeryüzündeyken kimseyi Ruh’ta vaftiz etmediğini biliyoruz. Rab, dirilişinden sonra kiliseye bu kutsamayı sağlamaktadır. Geçmişte, günümüzde ve gelecekte…
Petrus’un Vaazı
Pentikost günü imanlıların yaşamlarında gerçekleşen Kutsal Ruh vaftizi deneyiminden sonra çevrede bulunan halk bu olayı anlamamış ve tuhaf karşılamıştı. Bunun üzerine Petrus, Pentikost gününde yaşanan bu olay ile ilgili bir vaaz verdi.
“Bunun üzerine Onbirler'le birlikte öne çıkan Petrus yüksek sesle kalabalığa şöyle seslendi: "Ey Yahudiler ve Yeruşalim'de bulunan herkes, bu durumu size açıklayayım. Sözlerime kulak verin. Bu adamlar, sandığınız gibi sarhoş değiller. Saat daha sabahın dokuzu! Bu gördüğünüz, Peygamber Yoel aracılığıyla önceden bildirilen olaydır: 'Son günlerde, diyor Tanrı, Bütün insanların üzerine Ruhum'u dökeceğim. Oğullarınız, kızlarınız peygamberlikte bulunacaklar. Gençleriniz görümler, Yaşlılarınız düşler görecek. O günler kadın erkek Kullarımın üzerine Ruhum'u dökeceğim, Onlar da peygamberlik edecekler.” Elçilerin İşleri 2:14-18
Petrus vaazına başlarken ilk olarak Tanrı’nın Yoel Peygamber aracılığıyla verdiği vaadi anımsatıyor. Pentikost gününde yaşanan Kutsal Ruh vaftizi tecrübesinin Yoel peygamber tarafından önceden bildirildiğini ve Tanrı’nın bu kutsamayı kiliseye sağlamak istediğini görüyoruz.
“O (İsa), Tanrı'nın sağına yüceltilmiş, vaat edilen Kutsal Ruh'u Baba'dan almış ve şimdi gördüğünüz ve işittiğiniz gibi, bu Ruh'u üzerimize dökmüştür.” Elçilerin İşleri 2:33
Tanrımız vaat ve ilişki Tanrı’sıdır ve O Sadıktır. Rab önceden vaat ettiği gibi Oğlu İsa aracılığıyla Kutsal Ruh’u üzerimize dökmek istiyor. Petrus’un vaazından sonra halk yüreğini Rab’bin Sözü’ne açar ve elçilere sorarlar, “Kardeşler ne yapmalıyız?” Elçilerin İşleri 2:37
Petrus’un verdiği yanıt bizim için önemlidir. Petrus şöyle yanıt verdi;
“…Tövbe edin, her biriniz İsa Mesih'in adıyla vaftiz olsun. Böylece günahlarınız bağışlanacak ve Kutsal Ruh armağanını alacaksınız. Bu vaat sizler, çocuklarınız, uzaktakilerin hepsi için, Tanrımız Rab'bin çağıracağı herkes için geçerlidir.” Elçilerin İşleri 2:38,39
Petrus açık ve net ifadelerle Kutsal Ruh armağanını (Kutsal Ruh Vaftizi) bizimde alacağımızı beyan eder. Aynı biçimde Yoel’in peygamberlik sözü de Kutsal Ruh’un meshedişinin Tanrı halkının tümü için sağlanacağını vurgular. “Son günlerde, diyor Tanrı, Bütün insanların üzerine Ruhum'u dökeceğim.”
Kutsal Kitap açıkça öğretir ki Kutsal Ruh vaftizi İsa’nın ikinci gelişine dek her imanlı içindir. Kutsal Ruh vaftizi Tanrı’nın vaadidir ve bu vaat Sizin İçindir! Çocuklarınız İçindir! Uzaktakiler İçindir! Herkes İçindir!
Pavlus’un Efes Kilisesi’ne Yazdığı Mektup
“Baba'nın kendi yüceliğinin zenginliği uyarınca Ruhu'yla sizi iç varlığınızda kudretle güçlendirmesini dilerim…” Efesliler 3:16-19
Pavlus, Efes’te ki kilisede bulunan inanlıların Kutsal Ruh vaftizini almaları için dua ettiğini belirtir. Pavlus’un burada ki sözleri İsa’nın Kutsal Ruh vaftizi hakkında yaptığı açıklama ile uyum içindedir.
“Son olarak Rab'de, O'nun üstün gücüyle güçlenin.” Efesliler 6:10
Pavlus’un Efesliler altıncı bölümde bahsettiği ruhsal silahlar hakkında pek çok vaaz verilir. Fakat Pavlus ruhsal silahlardan bahsetmeye başlamadan önce bizleri Mesih’in Askerleri olmamız için yeterli kılacak “güç giyme” yani meshedilme için teşvik eder. Pavlus, Efes’te ki inanlılara Kutsal Ruh’la Vaftiz Olun!” demektedir.
İsa dedi ki: “Kutsal Ruh Üzerinize İnince Güç Alacaksınız!”
Pavlus diyor ki: “Rab’de O’nun Üstün Gücüyle Güçlenin!”
Görülüyor ki Kutsal Ruh vaftizi yalnızca bize sağlanmakla kalmıyor aynı zamanda bu kutsamayı almamız buyuruluyor.
Pavlus’un Kolose’de ki Kiliseye Yazdığı Mektup
“O'nun yüce gücüne dayanarak bütün kudretle güçlenmenizi diliyoruz.” Koloseliler 1:11
Kutsal Kitap’ın öğretisine göre Kutsal Ruh vaftizini nasıl tanımladığımızı hatırlayalım. Kutsal Ruh Vaftizi; Rab’bin işini yapabilmek için Rab’bin onayını alarak kutsanmak ve güçle kuşanmak anlamına gelir. Pavlus’ ta Kolose’de ki kiliseye yazdığı mektupta tam da bu konu için dua eder. Kudretle güçlenmek! Tıpkı Tanrı’nın Nasıralı İsa’yı Kutsal Ruh’la ve Kudretle meshettiği gibi5 bizimde O’nun yüce gücüne dayanarak bütün kudretle güçlenmeyi istememiz gerekir.