Uzakdoğu dinlerine karşın Mesih inancı, Tanrı’nın tarihte gerçekleştirdiği ve gerçekleştireceği somut olaylara dayalıdır. Kutsal tarih, kesin bir başlangıçtan (yaratılış) kesin bir sona (yeni yaratılış) doğru Rab’bin önceden belirlediği adımlarla ilerler. Bu tarihin odak noktasında Mesih’in ilk gelişi, O’nun çarmıhı ve boş mezarı vardır.
Bu bölümde bildirilerin gerçekleşmesi için aşağıdaki durumların oluşmuş olması gerekir:
1) Yahudiler’in bir kısmı (İsa’yı kabul etmeden) Yeruşalim’e dönmüş olacak.
2) Halkın durumu, Mesih’in ilk gelişindeki günlere benzer olacaktır (Luk.21:24). Diğer uluslarda yaşayan Yahudiler’in sayısına göre, İsrail’de yaşayanların sayısı daha az olacak, İsrail siyasal açıdan tamamen bağımsız olmayıp büyük bir gücün koruması altında kalacaktır.
Bu iki durum sanki gerçekleşmiş bulunuyor.
3) İsrail sahte Mesih’le (Mesih Karşıtı) antlaşma yapmış olacaktır (Dan.9:27a).
4) Bu antlaşma bozulacak (Dan.9:27b) ve uluslar İsrail’i yok etmek üzere birleşecektir.
Bu koşulların henüz gerçekleşmiş olmayıp, ancak Mesih dünyayı yargılamak üzere gelmeden önceki son günlerde (son 7 yıl) gerçekleşeceğini anlıyorum.
Zekeriya 14’ün bildirisi, bir ayetin sözleriyle özetlenebilir:“Rab bütün dünyanın kralı olacak. O gün yalnız Rab, yalnız O’nun adı kalacak” (14:9).
14:1-2 Rab’bin günü geliyor. Bu korkunç “gün” Yeremya 30:7’de şöyle bildirilmiştir:“Ah, ne korkunç gün! Onun gibisi olmayacak. Yakup soyu için sıkıntı dönemi olacak, yine de sıkıntıdan kurtulacak.”
Burada tekrar Yeruşalim’in kuşatılmasına dönüyoruz (bkz. 12:2-3). Bütün ulusların birleşmiş orduları büyük kuvvetle, fazla zorlanmadan (belki de Körfez Krizi’nde gördüğümüz şekilde) ilerleyecek, Yeruşalim’e girecek ve kenti yok etmeye başlayacaktır. Bu yıkım korkunç sahnelerin gerçekleşmesine yol açacaktır. Mesih’in gelişini sadece bir azınlık görecektir.
O günlerde, İsrail’in tarihindeki en kötü saat gelmiş olacaktır. Ancak o zaman Rab harekete geçecektir: “Ey insanlar, Rab’bin önünde sessiz durun! RAB kutsal konutundan kalkmış geliyor!” (Zek.2:13).