a) Rab’bin birinci sözü (7:4-7): AMACINIZ

7:4-6   Rab sorularına karşılık olarak peygamber aracılığıyla halka ve kâhinlere iki soru yöneltiyor :

1) Yetmiş yıldır beşinci ve yedinci aylarda oruç tutup dövündüğünüzde gerçekten benim için mi oruç tuttunuz?

2) Yiyip içerken kendiniz için yiyip içmiyor muydunuz?

Burada Rab onların niyetini sorguluyor. “Gerçekten kimin için yaptınız?” Benim için değil, kendiniz için oruç tutuyorsunuz! diyor. Rabbimiz insan yüreğini araştırıyor. O’nu hoşnut edebilmek için yaptıklarımızı yalnızca O’nun için yapmalıyız. Niyetimiz ne kendimizi ne de bir başkasını hoşnut etmek olmalıdır. Doğru amaçlar, temiz bir niyet ve içten gerçeğe bağlılık olmadan dinsel törenlerin Tanrımızı hoşnut etmesi mümkün değildir. Bu nedenle, Ruhumuzla Tanrı’ya hizmet etmeyi amaç edinmeliyiz.

Kendi yüreklerimizi ciddi bir şekilde araştırmalıyız. Asıl niyetimiz nedir? Kimin için Rab’be hizmet ediyoruz? Rab bizim yüreğimizdeki temel niyeti tartmaktadır. “O, karanlığın gizlediklerini aydınlığa çıkaracak, yüreklerdeki amaçları açığa vuracak” (1Ko.4:5).

7:7   Rab burada, önceki peygamberler aracılığıyla açıkladığı sözleri anımsatıyor. Rab bu konularda İsrail’i defalarca uyarmıştı: Örneğin, Yeşaya 1:10-20 ve Mika 6:6-8’de halkın dinsel törenlerinden bıkmış olduğunu ve onlardan gerçek iyilik ve adalet beklediğini açıkça söylemişti. “Bayramlarınızdan nefret ediyorum” demişti (Yşa.1:14). Rab, Yeşaya peygamber aracılığıyla, istediği orucun ne olduğunu sert bir dille bildirmişti:

Bana her gün danışıyor,
yollarımı öğrenmekten zevk duyuyorlarmış!
Doğru davranan,
Tanrısı’nın buyruğundan ayrılmayan bir ulusmuş gibi... Benden adil yargılar diliyor,
Bana yaklaşmaktan zevk alıyorlarmış.
Diyorlar ki, “Oruç tuttuğumuzu neden görmüyor,
İsteklerimizi denetlediğimizi neden farketmiyorsun?”
Bakın, oruç tuttuğunuz gün keyfinize bakıyor,
İşçilerinizi eziyorsunuz.
Orucunuz kavgayla, çekişmeyle,
şiddetli yumruklaşmayla bitiyor.
Bugünkü gibi oruç tutmakla
Sesinizi yükseklere duyuramazsınız.

İstediğim oruç bu mu sanıyorsunuz?
İnsanın isteklerini denetlemesi gereken gün
böyle mi olmalı?
Kamış gibi baş eğip çul ve kül üzerine mi oturmalı?
Siz buna mı oruç, RAB’bi hoşnut eden gün diyorsunuz? Benim istediğim oruç,
Haksız yere zincire, boyunduruğa vurulanları salıvermek, Ezilenleri özgürlüğe kavuşturmak,
Her türlü boyunduruğu kırmak değil mi?
Yiyeceğinizi açla paylaşmak değil mi?
Barınaksız yoksulları evinize alır,
Çıplak gördüğünüzü giydirir,
Yakınlarınızdan yardımınızı esirgemezseniz,
Işığınız tan gibi ağaracak,
Çabucak şifa bulacaksını…
(Yşa.58:2-8)