Bu olay sekiz görümü izler ve simgesel öğretilerin doruk noktasıdır. Gelecekte kötülüğün ve dünya güçlerinin yok edilmelerinden sonra, gerçek kral olan Mesih’in taç giyme anı gözler önüne serilir.
Mesih, ilk gelişinde dünya tarafından reddedilmiş, çarmıha gerilerek öldürülmüştür. Günümüzde de insanların büyük bir kısmı O’nu reddederler ve iman etmeye yanaşmazlar. Bütün bu karşıtlığa rağmen, Mesih ikinci gelişiyle birlikte bir gün görkemli tahtına oturacaktır. Her diz çökecek, her dil “İsa Mesih Rab’dir” diye O’nun egemenliğini kabul edecektir. Efendimiz İsa, kendisinin şimdiki durumunu şöyle bir benzetmeyle açıkladı:
Soylu bir adam, kral atanıp dönmek üzere uzak bir ülkeye gitmiş. Gitmeden önce kölelerinden onunu çağırıp onlara birer mina vermiş. “Ben dönünceye dek bu paraları işletin.” (Luk.19:12-13)
Mesih İsa kral atanıp dönmek üzere göklere çıkmıştır. “Mesih günahlar için sonsuza dek geçerli tek bir kurban sunduktan sonra Tanrı’nın sağında oturdu. O zamandan beri düşmanlarının, kendi ayaklarının altına serilmesini bekliyor” (İbr.10:12-13).
Bu bölümdeki olayın arkasında Kutsal Yazılar’ın çok önemli iki bölümü vardır:
Bu bölümde kaydedilen İbrahim ve Melkisedek’le ilgili olay, İbraniler 7:1-10’da şöyle yorumlanır:
Bu Melkisedek, Salem kralı ve yüce Tanrı’nın kâhiniydi. Kralları bozguna uğratmaktan dönen İbrahim’i karşılamış ve onu kutsamıştı. İbrahim de ona her şeyin ondalığını verdi. Melkisedek, adının anlamına göre, önce “doğruluk kralı”dır. Sonra da “Salem kralı”’, yani “esenlik kralı”dır …Tanrı’nın Oğlu gibi sonsuza dek kâhin kalacaktır. (İbr.7:1-3)
Melkisedek, Mesih’i simgeleyen bir kişiydi. Yahudi olmayan bu adam, iman atası İbrahim’den büyüktü. En önemli özelliği hem kral, hem de Yüce Tanrı’nın kâhini olmasıydı. Ekmek ve şarabı çıkardı, sonra İbrahim’i kutsadı.
2.Samuel 7:12-13’e göre Davut’un soyunun krallığı “sonsuza dek sürdürülecektir… Egemenliğinin sonu gelmeyecektir!” “Mesih’in ve Tanrı’nın Egemenliği” yeryüzündeki geçici egemenliklere kıyasla sonsuz bir egemenlik olacaktı.
Mezmur 110:1’de Davut’un Rabbi olan Mesih, Kral olarak Rab’bin (Tanrı’nın) sağında oturacaktır. Ne zamana dek? “Ben düşmanlarını ayaklarının altına serinceye dek.”
4. ayette Mesih’in kâhinliği öngörülmektedir: “RAB ant içti, kararından dönmez: ‘Melkisedek düzeni uyarınca sonsuza dek kâhinsin sen!’ dedi.” Tanrı’nın andıyla gelecek olan Mesih, sonsuza dek sürecek olan başkâhinimiz olmuştur.
Zekeriya 6:9-15’te, Dal diye adlandırılan Adam’da, yani Mesih’te, bu iki büyük görevin (krallık ve kâhinlik) ilk kez birleştiğini göreceğiz.