Bu görümde Rab’bin halkı olan İsrail’i dağıtanların yıkıma uğrayacağı açıklanır. Tanrı’nın tasarısında İsrail’in yeri çok ilginç ve güncel bir konudur. Filistinliler ile İsrail devleti arasındaki kanlı mücadele her gün en önemli dünya haber konularından birini oluşturmaktadır. Acaba 1948’de Filistin’de kurulan İsrail devleti, kurucuların içtenlikle inandıkları gibi gerçekten Tanrı’nın sözü uyarınca mı kuruldu? Bu devlet, Tanrı’nın vaatlerinin gerçekleşmesi olarak görülebilir mi? Yoksa eski krallığı diriltmek yolunda sergilenen bütün bu çabalar, sadece çıkar uğruna sarf edilen insan gayreti mi?
Filistin toprağı hâlâ gerçekten İsrail’lilerin mirası mı? Yeruşalim (Kudüs) kenti hâlâ kutsal ve seçilmiş bir kent midir? Tanrı’nın tasarısında hâlâ özel bir yeri var mı?
Bu konulara ışık tutan bazı gerçekler Zekeriya 1-2’de ele alınıyor. İlk üç görüm, birbirine bağlıdır ve özellikle İsrail ile Yeruşalim’in geleceği ile ilgilidir. İkinci ve üçüncü görüm aracılığıyla Rab ilk görümde değindiği iki konuyu daha ayrıntılı bir şekilde açıklayacaktır.
İlk üç görümün birbirlerine nasıl bağlı olduğunu düşünelim. Rab 1:14-17’de bazı konularda söz veriyor. İkinci görüm (1:18-21) bu ayetlerin ilk ikisine (1:14-15) ilişkindir. Üçüncü görüm (2:1-13) ise bu ayetlerin son ikisiyle (1:16-17) bağlantılıdır. Görümlerin bu düzenini şöyle canlandırabiliriz:
‘Yeruşalim ve Siyon için büyük kıskançlık duyuyorum’… ‘Tasasız uluslara ise çok öfkeliyim; çünkü ben biraz öfkelenmiştim, onlarsa kötülüğe kötülük kattılar.’ (1:14-15) |
» |
İkinci görüm (1:18-21) “Bu ustalar Yahuda halkını dağıtmak için boynuz kaldıran ulusların boynuzunu yıldırıp yere çalmaya geldiler.” |
|
|
|
‘Yeruşalim’e sevecenlikle döneceğim’… ‘Tapınağım orada yeniden kurulacak ve Yeruşalim üzerine ölçü ipi çekilecek… ‘Kentlerim yine bollukla dolup taşacak’… Ben RAB Siyon’u yine avutacağım, Yeruşalim’i yine seçeceğim.’ (1:16-17) |
» |
Üçüncü görüm (2:1-13) Ölçü İpi “İçinde barınacak sayısız insan ve hayvandan ötürü Yeruşalim sursuz kent olacak… |
Görüldüğü gibi bu görümlerde iki ana konu ele alınıyor: 1) İsrail’in düşmanlarına ne olacak? 2) İsrail ve Yeruşalim’e ne olacak? Her iki konu da, iki görümle art arda açıklanıyor.
1:18-21 Zekeriya görümde önce dört boynuz görüyor. Bunların anlamını Rabbin Meleği’ne sorduğunda, Bunlar Yahuda, İsrail ve Yeruşalim halkını dağıtmış olan boynuzlardır karşılığını alıyor. Bu tür görümlerde boynuz genellikle siyasal güçleri veya kralları simgeler. Bunlar boynuz kaldıran uluslardır. Örneğin Daniel’in görümündeki korkunç yaratığın boynuzları şöyle açıklanmıştır: “On boynuza gelince… on kral çıkacaktır” (Dan.7:24). Yuhanna da aynı şeyi görmüştür: “Gördüğün on boynuz, henüz egemenlik sürmemiş on kraldır” (Va.17:12).
Bu dört boynuz, Daniel kitapçığında önceden bildirilen ve İsrail halkını sırayla “dağıtan” dört tarihsel egemenliği simgelemektedir: Babil, Med-Pers, Grek ve Roma imparatorlukları (bkz. Dan.2, 7). Bu dört büyük güç, birbirinin ardından Yeruşalim’i ayak altına alarak yıkıma uğratmışlardı.
“Boynuzları yıldırıp yere çalmaya gelen” dört usta ise, Rab’bin halkını dağıtan bu düşmanları cezalandırmak için kullanacağı başka güçlerdir. Rab daha önce “tasasız uluslara ise çok öfkeliyim” demişti (1:15). Şimdi ise bu görümde o ulusları yok edeceğini açıklıyor. Rab, büyük güçlere karşı onlardan daha büyük başka güçleri getirmektedir.
Bu sözler Rab’bin halkı için çok teşvik edicidir. Rab’bin topluluklarına baskı yapan her güç bir gün karşısında bir “usta” bulacaktır.
Sonuç olarak, Rab’bin halkına zulmeden her düşmanın yenileceğini bilmeliyiz.