2:10-13 Bu bildiri ikinci bildiriden iki ay sonra geldi. İlk önce Rab kâhinlere iki sorulu bir sınav hazırladı (11-13). Sorular Musa’nın yasasıyla ilgiliydi. Önce Çıkış 29:37 ve Lev. 6:27’deki yasalara göre kutsal sayılan etin dokunduğu başka bir yiyeceğin kutsal olamayacağı şeklinde doğru cevap verdiler. Ondan sonra Lev. 22:4-6’ya göre kirli sayılan birinin dokunduğu yiyecek kirlenmiş olur diyerek ikinci soruyu da doğru cevaplandırdılar.
2:14 Bunun yorumu açıktır: Kutsallık bulaşıcı değildir, günah ise bulaşıcıdır. Eğer İbrahim’in soyu oldukları için kurban kesmelerinin kendilerini kutsal kılacağını düşünüyorlarsa, çok yanılıyorlar. Sundukları sunular onları temizleyemez. Rab bunun yerine adanmış bir yürek istiyordu. Bu nedenle Rab’bin gözünde halk kirlenmişti ve tapınağın yıkık durumu düzelmedikçe yaptıkları her şey de kirliydi.
Bu çok büyük bir gerçektir. Günahlı insanın yaptığı her şey kirlidir (Yşa.64:6). En büyük “sevapları” bile kirlidir. Çünkü, insan yüreği yaptığı kötülüklerin kaynağıdır: “İnsanı kirleten, insanın içinden çıkandır” (Mar.7:20). Gerçek kutsallığı, bizde yalnızca Rab oluşturabilir. Kutsallık başkalarından bize aktarılamaz.
2:15-19 Toprağın verimli olup olmaması onların tapınakla ilgili davranışlarına bağlıydı. Tapınağın sahibi olan Rab yağmurun da kaynağıydı. Tanrı’nın, her şeyde ilk yeri almaya kararlı olduğunu görüyoruz, çünkü O her şeye egemen olan Rab’dir.
Savsaklamak günahtır. Tembellik ve bencillik günahtır. 1:6’da söylediği gibi Rab bu yüzden bereketini halkından alıkoyuyordu. Şimdi ise onları kutsamaya başlamıştı. Dönüş noktası Tanrı’nın sözüne korkuyla uyarak tapınak işine tekrar başlamalarıydı.
Rab’bin halkından hesap sorduğunu görüyoruz. Tıpkı bir işte çalışırken denetlenmenin insanı harekete geçirmesi gibi, bu gerçek bizleri de harekete geçirmelidir.
2:19 Yalnız bütün bu uyarılarına rağmen Rab’bin yeniden çalışmaya başlayan halkına umut verici bir sözü var: Bugünden başlayarak üzerinize bereket yağdıracağım. Rab aslında halkını cezalandırmak değil, kutsamak istiyor! O’nun İbrahim’le soyu ile yaptığı antlaşmanın temel amacı onları kutsamaktı (bkz. Yar.12:2; 22:17; 26:3, 24). “Rab size lütfetmeyi özlemle bekliyor” (Yşa.30:18). Yalnız ona gösterilen ilgisizlik halkın verilen bereketlerden yararlanmasına engeldir. Bizim için durum farklı değildir. Günah ve yanlış öncelikler, Tanrı’nın bizi terbiye etmesine neden olur (1Ko.11:27-32; İbr.12:1-17). Rab kayıtsız, ruhsal yönden “ılık” olan halkını sert sözlerle uyarıyor ve olayı şöyle özetliyor: “Ben sevdiklerimi azarlayıp terbiye ederim. Onun için gayrete gel, tövbe et” (Va.3:19).