Babil sürgününden sonraki dönemde Tanrı peygamberlerine altı kitapçık esinledi. Bu dönemin tarihini kayda geçiren kitapçıklar Ezra, Nehemya ve Ester’dir. Aynı dönemdeki olayların ruhsal yorumunu yapan peygamberlik kitapçıkları ise, Hagay, Zekeriya ve Malaki’dir.
İ.Ö. 539 yılında Med ve Pers İmparatorluğu’nun ilk büyük kralı olan Koreş, Babil kentini ele geçirdi ve üzerine temsilcisi olarak Medli kral ‘Darius’u’ yetkili kıldı (Dan.5:31; bkz. yorum). Kendisi ise önceki peygamberlerin sözleri uyarınca (bkz. Yşa.44:28 – 45:4, 13) Yeruşalim’deki tapınağın yeniden kurulması yönünde bir ferman çıkardı (Ezr.1:1-4).
Böylece çoğunluk Babil’de kalmayı seçerken İsrail halkının küçük bir kısmı (kalıntısı), yetmiş yıllık sürgünden sonra Zerubbabil’in önderliğinde kendi topraklarına döndü. Yeruşalim’de yıkılmış olan tapınağın yerine yeni bir tapınağın temeli atıldı (Ezr.3). Ancak kente dönenlerin işleri oldukça zordu, ellerindeki olanaklar çok sınırlıydı. Üstelik civarda yaşayan putperest halklar da tapınaktaki çalışmalara karşı çıkıp sürekli işleri engelliyorlardı. Sonunda halkın cesareti kırıldı, işi bırakıp kendi evlerini yapmaya yöneldiler. Tapınak inşaatı yıllar boyunca durakladı. Ne yazık ki halk zamanla bu duruma alıştı, tapınağın yıkık halini kanıksadı, aldırmaz oldu. İşte bu üzücü günlerde Rab, Hagay ve Zekeriya adında iki peygamberi gönderdi.
Hagay’ın bildirisi, Mesih İsa’ya iman eden bizleri özellikle iki yönden ilgilendirir.
1) Tanrı’nın Hagay aracılığıyla söylediklerinin odak noktası kutsal tapınak olan Rab’bin Evi hakkındaydı. Rab’bin 1:8’deki buyruğu son derece net ve açıktı: “Tapınağı yeniden kurun. Öyle ki, ondan hoşnut olayım, yüceltileyim.”Bildirinin özü şuydu: Tanrı’nın evini yapın! Hagay’a esinlenen tüm diğer sözler bu çağrıyı pekiştirmek için verilmiştir.
Tanrı’nın günümüzdeki evi ve tapınağı ise bir bina değil, Mesih İsa’ya bağlı olanların topluluğudur. Bu gerçek, Hıristiyanlığın en büyük ve şaşırtıcı gerçeklerinden biridir: “Biz yaşayan Tanrı’nın tapınağıyız” (2Ko.6:16).
Elçilerle peygamberlerden oluşan temel üzerine inşa edildiniz. Köşe taşı Mesih İsa’nın kendisidir. Bütün yapı Rab’be ait kutsal bir tapınakolmak üzere O’nda kenetlenip yükseliyor. Siz de Ruh aracılığıyla Tanrı’nın konutuolmak üzere hep birlikte Mesih’te inşa ediliyorsunuz. (Ef. 2:20-22)
Tanrı’nın tapınağı olmak çok büyük bir ayrıcalıktır. Neden? Rab tapınağıyla ilgili olarak şöyle demişti: “Çadır görkemimle kutsal kılınacak”(Çık.29:43). Yani Mesih’in Kilisesi’ni her hangi bir topluluktan farklı kılan şey bu gerçektir: Tanrı gerçekten bizde, aramızda ve içimizdedir. O’nun kutsallığı ve yüceliği bizlerde bulunmaktadır. İnsanları şaşırtan gerçek bu olmalıdır (1Ko.14:24-25).
2) Ayrıca Hagay, günümüzde Türkiye’de yaşayan Hıristiyanlar’ı daha da yakından ilgilendiren bir peygamberlik kitapçığıdır. Çünkü ilk inanlılar topluluğunun beşiği olan Anadolu’da Rab’bin evinin (kilise topluluğunun) şimdiki durumu, Hagay’ın peygamberlik ettiği dönemdeki tapınağın durumuna çok benziyor: Yıkık, zayıf ve yılgın.
Tanrı, kafaları darmadağın olmuş ve cesaretleri kırılmış olan halkı harekete geçirmek için Hagay peygamber aracılığıyla dört aylık bir süre içinde dört kez konuştu (1:1; 2:1, 10, 20).
Rab kitapçığın birinci bölümünde halkının yaptıklarını, ikinci bölümünde ise düşündüklerinive hissettikleriniele alıyor. Aslında hissettiklerinin kaynağı yaptıklarıydı ve bizim için de genellikle aynı durum geçerlidir.
Birinci bölümü şöyle özetleyebiliriz:
1) Rab yanlış öncelikleri kınıyor (1:1-4)
2) Rab yanlış önceliklerden doğan sonuçları açıklıyor (1:5-11)
3) Rab yanlış öncelikleri düzeltiyor (1:12-15)