Kitapçığın ana konuları

Babil krallığı Tanrı’nın krallığına galip gelmiş durumdaydı. Ulusların gözünde bu böyle sanılıyordu, çünkü Yeruşalim’in yıkılışı, İsrail’in Tanrısı’nın evrensel olmadığını, hatta onların taptıkları ilahlar kadar bile güçlü olmadığını kanıtlamıştı. Tanrı, halkını Aşur ve Babil’in halkından kurtaramamıştı. Babil orduları, Yahve’nin tapınağını yağmalayıp ateşe vererek, kendi ilahlarının Yahve’den daha büyük olduğunu dünyaya ilan etmişlerdi. Bu nedenle Rab, kendi adı uğruna harekete geçecek ve kendini tarihin tek sahibi, “Göklerin Tanrısı” olarak açıklayacaktı. Halkını kurtaramaz değildi, tam tersine halkını cezalandırmak üzere Babil ordularını bizzat kendisi Yeruşalim’e getirmişti (Hab.1:6; vb.). Ama bu gerçeği, ceza aracı olarak kullanmış olduğu Babil krallarına kanıtlayacaktı.

Daniel bütün Tanrısal vaatlerin suya düşmüş gibi göründüğü bir dönemde yaşıyordu. Düşman sanki her yerde zafer kazanmıştı. Bu nedenle kitapçığın en önemli konusu Tanrı’nın egemenliğidir. Bu egemenliğin iki boyutu vardır:

1) Tanrı’nın, “Göklerin Tanrısı” olarak sürekli, öncesiz ve sonsuz krallığı. Rab (Yahve) her zaman, her dönemde mutlak egemendir:

O’dur zamanları ve mevsimleri değiştiren.
Kralları tahttan indirir, tahta çıkarır.
(2:21)

O’nun egemenliği ebedi egemenliktir,
Krallığı kuşaklar boyu sürecek.
Dünyada yaşayanlar bir hiç sayılır.
O gökteki güçlere de dünyada yaşayanlara da
dilediğini yapar.
O’nun elini durduracak,
O’na, “Ne yapıyorsun?” diyecek kimse yoktur.
(4:34-35)

2) Tanrı’nın, İnsanoğlu olan Mesih’e bütün uluslar üzerinde vereceği yıkılmayacak krallık. Bu krallık dünya tarihi içinde belli bir takım gelişmelerin sonunda kurulacak:

Bu krallar döneminde Göklerin Tanrısı hiç yıkılmayacak, başka halkın eline geçmeyecek bir krallık kuracak. (2:44)

İnsanoğluna benzer birinin göğün bulutlarıyla geldiğini gördüm. Eskiden beri var Olan’ın yanına doğru ilerledi… O’na egemenlik, yücelik ve krallık verildi. Bütün halklar, uluslar ve her dilden insan ona tapındı. Egemenliği hiç bitmeyecek sonsuz bir egemenlik, krallığı hiç yıkılmayacak bir krallıktır.(7:13-14)

Tanrı’nın Egemenliği’nin bu iki yönü, değişik olaylar ve görümler aracılığıyla açıklanır. Mesih’in ne zaman geleceği, Tanrı’nın kapsamlı tasarısının nasıl gerçekleşeceği ve halkını nasıl kurtulacağı gibi konular, Daniel kitapçığında büyük bir derinlikle bildirilir.

Bir başka ana konu duanın gücüdür. En umutsuz görünen durumlarda dua eden Daniel ve iman kardeşleri, Tanrı’dan cevap ve yardım alırlar. Gerek böyle acil durumlarda edilen duaların, gerek günde üç defa sürekli edilen duaların, gerekse oruç tutup Tanrı’dan ısrarla bir cevap bekleyerek edilen duaların etkisini görebiliriz. “Doğru kişinin yalvarışı çok güçlü ve etkilidir”(Yak.5:16).

Daniel’de her yönden örnek alınacak bir iman hayatı sergilenir. Daniel dünya kenti olan Babil’de hemen hemen yalnız başına yaşayarak imanını korudu, diri Tanrı için putperestlere çok etkileyici bir tanıklık verdi. Bulunduğu toplumda örnek bir şekilde işini yaparak her yönden güvenilir bulundu.