Bu önbildiriler o kadar nettir ki, birçok yorumcu kitapçığın aslında İ.Ö. 530 sularında Babil’de yaşayan ünlü Daniel tarafından değil, kitapçıkta önceden bildirilen birçok olayın gerçekleşmesinden sonra, İ.Ö. ikinci yüzyılda yaşamış olan biri tarafından yazıldığını iddia ederler. Özellikle Daniel 11’de Büyük İskender’in imparatorluğunun dörde bölünmesi ve geriye kalan krallıkların arasındaki savaşlarla ilgili çok ayrıntılı açıklamalar bulunmaktadır. Tanrı’nın bu tür olağanüstü ayrıntılı önbildiriler vereceğine inanmayanlar, bu bölümün kesinlikle bu savaşlar olup bittikten sonra yazıldığını söylerler. Yani varsayılan ‘yazar’, eserini Daniel’e atfederek halkını cesaretlendirmeye çalışmıştır.
Halbuki bu savı destekleyen “kanıtlar” oldukça zayıftır. Yazar zaten kendinden “Ben, Daniel” diye söz eder (7:15; 8:1, 27; 9:2; 10:2). Bildirdiği bazı tarihsel olguları ancak Babil İmparatorluğu zamanında yaşayan biri bilebilirdi. İsa Mesih de yazarın “Peygamber Daniel” olduğunu açıkça belirtti (Mat.24:15; Mar.13:14). Üstelik aynı Babil sürgünü zamanında yaşamış ve yazı yazmış olan Peygamber Hezekiel de büyük Tanrı adamı olan Daniel’den söz etmiştir:
Şu üç adam –Nuh, Daniel, Eyüp– orada (Yeruşalim’de) olsalar bile, doğruluklarıyla ancak kendi canlarını kurtarabilirler.(Hez.14:14, 20)
“Daniel” aynı adlı kitapçığın asıl yazarıdır, bu da onun o sıralarda Babil’de Tanrı’ya hizmet ettiğini gösterir.