‘Yasa’ ve ‘Vaat,’ Tanrı’nın Eski Antlaşma bildirisinin iki temeliydi. Tanrı önce İbrahim’e (ve onun soyuna) vazgeçilmez birçok büyük vaatler verdi (bkz. Yar.12:1-3, v.b.). Koşulsuz bir antlaşma veya vasiyet niteliğinde olup Tanrı’nın bütün amaçlarını ve planlarını kapsayan en temel vaat Mesih’te odaklanıyordu.
Rab İbrahim’e bu vaadi verdikten 430 yıl sonra, Musa aracılığıyla İbrahim’in soyu olan İsrail ulusuna Kutsal Yasa’yı da iletti (bkz. Gal.3:16-20). “Yasa suçları ortaya çıkarmak için antlaşmaya eklendi. Vaadi alan ve İbrahim’in soyundan olan Kişi (İsa Mesih) gelene dek yürürlükte kalacaktı” (Gal.3:19).
İşte peygamberlerin görevi hem Yasa hem de Vaat ile ilgiliydi:
1) Peygamberler Yasa’nın buyruklarını hatırlatarak Tanrı’nın biriken gazabını açıklıyor ve halkı uyarıyorlardı. Çünkü İsrailliler Tanrı’nın buyruklarını yerine getirmekte çok geri kalmışlardı.
2) Aynı zamanda peygamberler yaşadıkları karanlık günlerde güvenilir Tanrı’nın değişmez karakterine ümit bağlayarak halkı Tanrı’nın vaatlerine inanmaları için cesaretlendiriyorlardı.